Page 8 of 20
Posted: Thu Apr 20, 2006 12:13 am
by Ozan Ersoy
Selçuk Samli wrote:"Koşu testini geçtiler
Galatasaray'da sakatlıkları nedeniyle tedavileri devam eden Hakan Şükür ve Rigobert Song'a koşu testi yapıldı
Bugün akşam saatlerinde Florya Metin Oktay Tesisleri'ne çağrılan Hakan ve Song'a, 22 Nisan Cumartesi günü oynanacak Fenerbahçe maçı öncesi koşu testi uygulandı. Testi başarıyla geçen iki futbolcunun, yarın yapılacak antrenmanlarda büyük ihtimalle takımla birlikte çalışacakları öğrenildi. Song ve Hakan'ın Fenerbahçe maçında forma giyip giyemeyeceği ise, Cuma günü yapılacak son kontrollerden sonra belli olacağı açıklandı."
Kaynak: DHA
Guzel haber...
Bu arada yukarda duran toplara karsi nasil onlem alacagimiz konusunda bir konuyu unutmusum ekleyelim. GS Alex'in orta sahadan, kaleye 40 metre uzakliktan yaptigi ortalarda arada sirada offside taktigi uygulayip FB'nin kurulu duzenini bozmalidir. Alex o kadar uzaktan sert orta yapmak icin epey geriliyor. Kosmaya basladiginda butun GS defansi FBli oyunculara adam markaji yapmak yerine ileri cikarsa, en az 2-3 FBli her seferinde kabak gibi offside'da kalir. Tabii riski azaltmak icin Mondi'nin yine toplara cikmasi lazim. Birisi offside i bozarsa, en azindan kalecinin onu kalabalik olmaz, cikip yumrugunu vurabilir. Kale cizgisinde, direk yaninda beklemenin hic bir manasi yok. Cunku offside i bozuyorsun. Eger top sekerse veya Nobre bir baskasina indirirse, bir kac FBli karambol topunu tamamlamak icin kale dibinde bitiyorlar. Eger senin adamin cizgide duruyorsa, ikinci hamlenin offside olmasini engelliyorsun.
Kisaca,
1) Butun uzun adamlari ceza sahasina cekeceksin, en az 7 kisi.
2) Mondi butun toplara cikacak, yeterince uzaklastiramazsa, hasan, Ayhan gibi adamlar supurucu rolunu oynayacak.
3) Cizgide adam tutmayacaksin
4) Arada offside taktigini uygulayip tehlikeyi baslamadan onleyeceksin, bu FB'yi tahmin etmeye zorlar. Sadece kafaya cikip topa vurmakla olmaz o is. Offside da kalmamak icin biraz daha geride durmaya calisirlar.
Butun bunlarin antrenmanda iyice calisilmasi gerekiyor.
Ozan Ersoy
Posted: Thu Apr 20, 2006 12:25 am
by Hasan Utku
Ozan Ersoy wrote:
Ugur/Sabri - Song - Tomas - Ergun
Hasan - Saidou - Volkan - Ayhan
Hakan - Ilic/Necati
Ozan Ersoy
Şu kadro aslında (Ergun/Orhan değişikliğini de katarsak) G.Saray'ın bu sezon genelinde oynaması gereken bir kadro..Tüm eleştirilere karşın maçına göre Cihan da Volkan'la değişmeli oynar,hatta bu maça konabilirdi..
Belki Gerets'de Saidio hariç büyük ölçüde Hagi'den eser kalan böyle bir kadro arzu ediyor olabilirmiydi?..Bilemiyoruz..Ama hem İliç,Ümit Karan,Heinz gibi isimler ve gençlerle kalabalıklaşan kadro,hem de sürekli sakatlıklar,bazen de cezalar onu hemen her maçta değişik varyasyonlara yöneltme zorunda bıraktı..Benim ve futbolla ilgili bir çok kişinin Gerets'i bu sıkıntılarından değil de,orta sahayı nerdeyse tek adamla savunma anlayışından eleştirdiğini de ayrıca belirtelim...
Bu maçın saha dışı kısmının ayrı bir tartışma konusu olduğunu söylemeliyiz önce.O işle vazifeli olanlar vazifelerini hafta boyunca yapıp,hatta maçın başlamasına kadar sürdüreceklerdir mutlaka..Ama sonuçta futbol sahada oynanıyor,bu ülkedeki gerçek futbolseverin sahanın dışına değil de içine bakması, futbolumuzun sorunlarını aşmada ve gerçek tadını almada önemli etken olacaktır..Görünen tabloda bunu başımıza bir felaket gelmeden sağlayabilirsek ne ala..
Ligin genel seyri,iki takım arasındaki oyun anlayışı ve oturmuşluk gibi farkları gözönüne alıp,ev sahibi faktörünü de koyduk mu,maçın favorisi Fenerbahçe olur..Daum,geçen sezon Hagi'ye karşı A.S.Yen ve kupada ardarda aldığı yenilgiler sonrası gerekli dersi çıkarıp sonrasındaki dört maçta da benzer oyun planıyla sahaya çıkıp istediğini hep aldı..Neydi bu anlayış? Fazla ileri çıkmayan geri dörtlü,kalabalık orta saha ile topu rakibe verip kontrollu oyun tarzıyla gerektiği anlarda rakibe vurucu darbeyi yapabilmek..Daum'u buna yönelten ana sebep,tempolu geçen maçlarda ortaya çıkan Fenerbahçe defoları..Nitekim son kupa maçında tempo yakalanan anlarda az daha kupadan elenecekti Fenerbahçe..Seyircinin oyuna bulaşan agresifliğinin kime yarar ya da zararı olduğu tekrar kayda alınmalı bu mevzuda..
Ancak,masa başı favoriliğine karşı maçın Fenerbahçe yönünden esas gerçeği mutlak kazanmak zorunda olduğu..Şimdi tempo meselesindeki zaafları düşününce Daum'un nasıl bir anlayışla sahaya çıkacağı da soru işareti oluyor..Acaba Daum yine topu G.Saray'a verip esas darbe için fırsat mı kollayacak,yoksa sonuca bir an önce gitmek için zaafını es mi geçecek? Açıkçası bu soruya cevap verebilmek çok zor..Buna karşılık Gerets'in bu maçta da tartışılan oyun anlayışı ve Hasan'la İliç'ten vazgeçebileciğini düşünmüyorum,bu şekilde G.Saray rakibini tempolu oynamaya da zorlayacaktır..Ne kadar başarılı olacağını bilemesek de,aynı anlayış devamının karşılıklı gollere davetiye çıkaracağını söylemek kahinlik olmaz herhalde..Ve Galatasaray açısından en iyi maç sonucunun da beraberlik olduğu ortaya çıkar bu durumda..Galatasaray'ın kazanması halinde ise,rakibine lig sonunda en az altı pauanlık fark yapması da olası..Bu sonucun Kadıköy'ü ne hale getireceği ise Galatasaray'ın şampiyonluğundan bile önemli hadiselere sebep olabileceği ise görünen köy misalinde..
Posted: Thu Apr 20, 2006 2:24 am
by Ozgur Huseyinoglu
Hasan Utku wrote:...
Ancak,masa başı favoriliğine karşı maçın Fenerbahçe yönünden esas gerçeği mutlak kazanmak zorunda olduğu..Şimdi tempo meselesindeki zaafları düşününce Daum'un nasıl bir anlayışla sahaya çıkacağı da soru işareti oluyor..Acaba Daum yine topu G.Saray'a verip esas darbe için fırsat mı kollayacak,yoksa sonuca bir an önce gitmek için zaafını es mi geçecek? Açıkçası bu soruya cevap verebilmek çok zor..Buna karşılık Gerets'in bu maçta da tartışılan oyun anlayışı ve Hasan'la İliç'ten vazgeçebileciğini düşünmüyorum,bu şekilde G.Saray rakibini tempolu oynamaya da zorlayacaktır..Ne kadar başarılı olacağını bilemesek de,aynı anlayış devamının karşılıklı gollere davetiye çıkaracağını söylemek kahinlik olmaz herhalde.. ...
Isin dogrusu, Ozan sarlatan dese de
Denizli hesabi, cikacak 11'lerden bagimsiz olarak, o macin ruh halini, akisini bir soyle hayal etmeye calistigimda, kafama takilan soru da bu oluyor. Yani, takimlarin, ilk dakikalarda (5-10-20), ne derece kontrollu/baskin olacagi sorusu.
Kupa eslesmesinin ilk ayagini izleyenler, bir hatirlatsa ya bize, nasil baslamistik o maca? Deplasman takimi havasinda biraz kontrolluce miydik, yoksa "Geretsizm" cercevesinde, "hep hucum, tam hucum"
modunda miydik?
Ozan'in 11'i, "ben olsam" 11'i herhalde degil mi? Gerets bana son mac 11'ini aynen sahaya koyacak gibi geliyor. Yani Cihan sagbek, Ilic Volkan'in yerinde gibi. Gerci, Hagi'nin, Allah'in emri gibi, her macta cikarmasina sanki misilleme yapar gibi, ne kadar kotu olsa da "Necati'yi oyundan cikarmama" kuralini bu hafta bozmustu, onu bu haftaya da yansitir mi bir sekilde, ben de hafif suphedeyim.
Sabri aslinda, hem defansif olarak, Hasan cok serbest takildiginda guvenligi fazla elden birakmiyor, hem de arada saglam bindirmeler yapiyordu, neden boyle birden bire, yedek bile degil de, kadro-disi konuma kadar dusuverdi, anlayabilmis degilim.
Gecen hafta, "Seref Kursusu" dedikleri hikayede, Ayhan'i koymuslardi 2. siraya. Hakkinda pozitif seyler okudum/duydum da ama, benim daha cok gozume batan (pozitif yonde), Saidou idi. Rakip takimin paslasmalarini bozma konusunda, yer almasi ve zamanlamasi cok saglam. Donmus, ve gecen mactan eksigini kapamaya baslamis olmasina Deniz gibi ben de hayli mutluyum.
Macta, adimiza buyuk katkilari olacagini dusundugum (daha dogrusu, ortalamalarinin cok ustune cikip, bizi mutlu etmelerini istedigim) oyuncularimiz, Mondi, Ilic (oynarsa Volkan), ve Necati! Necati'yi hele, Luciano caresiz sekilde beline sarilmaya calisirken, kaleye dogru giderken tekrar gormek istiyorum!
LigTV kaynagindan, FB'nin son haftalarda yedigi gollerin direk pespese calinabilecek sekilde bir (media player) "playlist"ini olustursam mi diyorum? Ilgi ceker mi?
Hoscakalin,
_________________
Özgür
Not:
Hasan Hocam, ozel mesajlarina bir bakabilirsen sevinirim!
Posted: Thu Apr 20, 2006 2:34 am
by Ozgur Huseyinoglu
Daha onceden de yazdigim birseyi de ekleyecektim. Gerci biz kupa macinda olcuyu kacirdik (ve, seyircisiz cezasi da yedik ama), su sahaya atilan yapanci cisim konusu...
Siselerin, ayranlarin kapaklari acik satilacak filan olsa da, eminim istisnalar, ya da cep telefonu pillerinin filan yagacagi anlar olacaktir. Bizim sahada rakipler de yapsin, daha once soylemistim, bizimkiler de ozellikle yapsin istiyorum. Hic mi hic gerek yok "En Kahraman Ridvan" oynamaya: "Yabanci madde yagisi" mi var, kacacaksin sahanin icine, ya bir FB'li oyuncu, ya da yan hakem yanina gelene (ya da, bilmiyorum olur mu ama, insanlar atmaktan bikana) kadar tac atisini kullanmayacaksin.
Can derdi icinde, soyle duzgunce kullanamayip boyle atislari, top kaptirdigimiz seferler gozumun onune geliyor da, yapanlarin cirkefligi odullenmis oluyor...
Posted: Thu Apr 20, 2006 3:05 am
by Ismail Gezer
Hangi son haftalar hocam
Adamların son haftalarda gol yediği bitanecik maç var zaten
İnşallah cumartesi günü şöyle güzel bir klip çekilecek malzeme elde edersin
Ozgur Huseyinoglu wrote:
LigTV kaynagindan, FB'nin son haftalarda yedigi gollerin direk pespese calinabilecek sekilde bir (media player) "playlist"ini olustursam mi diyorum? Ilgi ceker mi?
Hoscakalin,
_________________
Özgür
Posted: Thu Apr 20, 2006 3:13 am
by Ismail Gezer
Kutsal İttifak Medyasına suç üstü!..
Olayları bir an tersine çevirin.. Ligin düğümünü büyük ölçüde çözecek maç Ali Sami Yen'de.. Ve bu maçtan bir hafta önce Galatasaray seyircileri yüzlerce koltuk kırıp sahaya fırlatıyorlar ve kendilerini durdurmaya çalışan polislere tekme sille saldırıp on tanesini yaralıyorlar. Ambulanslar hastanelere seyirci ve polis taşıyor..
Öyle olsaydı gerçekten bugün medyamızın hali ne olurdu?.
Ali Sami Yen'in kapatılması ya da maçın seyircisiz oynanması kıyametleri göklere yükselmez, federasyon üzerine en ağır baskılar yüklenmez miydi?..
Bir ölçü.. Bu medya, Manisa'nın yepyeni, pırıl pırıl bir stadı varken, Fenerbahçe'nin en önemli deplasmanlarından birini İzmir Halkapınar'a alıp Fener seyircisi önünde oynatmak için çırpınmadı mı?.
Şampiyonluk yarışı göğüs göğüse sürerken, Fenerbahçe'ye büyük bir avantaj sağlayacak bu kararı almadı diye Federasyon yerden yere vurulmadı mı, hedef gösterilmedi mi?. Haluk Ulusoy'a karşı Aziz Yıldırım'ın tetikçiliği yapılmadı mı?.
Peki, nihayet dün Ahmet Çakar yazana dek, Fener seyircisinin günahı ağza alındı mı, telaffuz edildi mi?.
Bir tek Mehmet Demirkol'dan duydum, o da NTV koridorlarında.. "Saracoğlu kapatılmalı" dedi.. O kadar!..
Kutsal İttifak medyası, olay anından başlayarak işi zavallı bir anonsçunun üzerine yıkmak için tüm tezgâhı kurdu. İşin başında da çok sevdiğim, aylarca birlikte çalıştığım Melih Şendil olarak..
Melih cin gibi.. Anında sezdi, tribündeki felaketin Fenerbahçe'nin başına ne işler getireceğini ve canlı yayında hedef saptırmaya başladı. Suçlu anonsu yapan spiker ve seyirciye saldıran polislerdi. Fener seyircisi sütten çıkmış ak kaşık gibi beyaz, çocuklar gibi masumdu.. Melih yayında kaldığı sürece bu tezi işledi ve ertesi sabahın gazetelerini hazırlayan Kutsal İttifak medyasının yol göstericisi oldu. Melih'in yanında, daha da Fenerli Şenol Çorlu vardı, yorumcu diye.. Maçı Digitürk Lig TV'den değil, Öz Fenerbahçe Televizyonundan anlatıyorlardı sanki. Şenol "Maalesef Anelka golden sonra oyunda yok" diyordu..
"Niye maalesef" diye araya girmiyordu Melih.. Öyle ya.. Önemli olan Fener'in kazanmasıydı. Manisa, onun bunun takımıydı.
"Anonsçu, anonsçu, anonsçu" diye suçu öylesine bir zavallının üzerine yıktı ki Melih, onun izindekiler, Saracoğlu Stadı'nın kapanmasını önlemek için ertesi gün öyle saldırdılar ki zavallıya, polis gitti, gözaltına aldı. Ama yapacakları bir şey yoktu. Serbest bıraktı..
Bu arada Kutsal İttifak medyası, maçlarda stad hoparlörlerini kullanarak amigoluk yapma işinin Fener Stadı'nda başladığını hiç hatırlamadı..
6 Mayıs 2001 de, Saracoğlu Stadı'nda, aynen bu haftaki gibi ligin final maçında Fener, Galatasaray'ı 2-1 yener ve şampiyon olurken Fenerbahçe amigosu spiker "Ölecek.. Ölecek.. Öleceksiniz" diye haykırıyor, tribünlerdeki on binler de koro halinde yanıt veriyordu..
"Ananızın ...nı göreceksiniz.."
Defalarca tekrarlandı şov.. Ama Galatasaraylı seyirciler sahaya inmediler, polis dövmediler, ambulanslar yaralı taşımadı..
O gün bu amigo spikeri bazı gazeteler hiç yazmadı. Bazıları da Sabah gibi, minicik vererek geçiştirdiler..
Bugün Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan Ercan Saatçi kardeşimin hiç değilse değinmesini, anlatmasını ve "Bu işler bizim statta başladı" demesini bekledim günlerce..
Niye demedin Ercan?..
Galatasaraylı bir futbolcu kart gördü mü, maç yazılarının olduğu günden başlayarak doğmamış çocuğa don diken ve "Şu kadar maç ceza alması bekleniyor" diye ceza kurullarına yol gösteren ve baskı yapan Milliyet, bu defa ağzını açmadı.
Hürriyet'te Can Bartu, koskoca Sinyor Manisa mucizesini öyle anlattı ki.. Bir tek "Doping" sözcüğünü kullanmadı, geri kalan her şeyi ifade ve ima ederek..
Ama rekoru benim gazetem, Sabah kırdı. Öz Fenerbahçe Sabah Spor sayfasında Manisa-Fener maçının sayfasındaki bir haber başlığı aynen şöyleydi:
"Galatasaray'ı yenmek şart"
Haberi okudum, kim etmiş bu lafı diye.. Daum?.. Aziz Yıldırım?.. Bir başka Fenerli..
Hayır. Sabah Spor Servisi etmiş.. Kendiliğinden..
Haber aynen, kelimesi kelimesine şöyle..
"Fenerbahçe'nin şok yenilgisi (Bizim servis Fener yenilince şoke olur) ile ligin zirvesinde roller değişti. Galatasaray bugün sahasında Rizespor'u yenerse liderliği ezeli rakibinden alacak, hem de 3 puan farkla.. Bu durumda gelecek hafta cumartesi günü Kadıköy'deki derbide Fenerbahçe için galibiyet şart oldu."
Bu kadar, haberin hepsi bu kadar..
Peki niye şart?.. Sana ne kardeşim.. Sana ne?..
Galatasaray şampiyon olsa ne olur?. Düşman takımı mı onlar?..
Dervişin fikri neyse zikri de o!..
Kutsal İttifak medyası, hafta başından beri maça Selçuk Dereli veya Serdar Tatlı'yı atamaya çalışıyor. Bu ikisi Ümit Özat'ın büyük bir açık kalplilikle "En sevdiğimiz 3 hakem" dediklerinden ikisi..
Maçın hakemi fevkalade önemli..
Tarafsız, gördüğünü çalan, cesur, yürekli bir hakem verilirse, maç ortada..
Ama Luciano'nun elle gol çıkarması, Anelka'nın ve Nobre'nin elle gol atmasını görmeyip Fenerin el topu oynamasına izin veren.. Geçen derbide olduğu gibi, Fener'in ilk on dakikada başta Appiah ve Aurolio ile çok kasti fauller yapıp, Galatasaray'ın hızını kesmesine, kart çıkarmayarak çanak tutan.. Gene başta Nobre'nin her türlü hakem aldatma hareketlerini "Korkmayın, benden size zarar gelmez. Beni kandırırsanız, golü de penaltıyı da veriririm, kandıramazsanız, merak etmeyiz kart göstermem" diyerek teşvik eden bir hakemle Galatasaray'ın kazanması imkânsızlaşır.
Dikkat edin.. Çalınan düdükler ve gösterilen kartlardan söz etmiyorum. Akıllı hakemlerimiz orda hata yapmıyor artık.. Takım çalınmayan düdükler ve gösterilmeyen kartlarla tutuluyor.
Şimdi Saracoğlu Stadı'ndaki o cehennemi havada, seyircinin etkisinde kalmadan düdük çalan, kart gösteren ve bayrak sallayan üç hakem bulunacak mı?.. Mesele bu..
Hıncal Uluç
Yorumcu Şenol haricindeki bütün yazdıklarına katılıyorum. Özelliklede gazetelerin -özellikle Milliyetin- fener sempatisi hakkındaki kısma yıllardır katılıyorum! Spor gazeteciliği itibar gören bir gazete nasıl olurda senelerdir bir GS'li bulup çalıştıramaz ilginç!
Oyuncuların cezaları, medyanın "Şu kadar ceza bekleniyor" tarzı önhazırlıkları hep doğru.. Sadece, o statta futbolcu ve taraftarların başına gelebilecek hadiselerden bahsetmeyi unutmuş görünüyor...
Posted: Thu Apr 20, 2006 3:34 am
by Ismail Gezer
Cengiz beyin kuduz köpekten daha tehlikeli gördüğü adamın yazısı, köşe yazılarına bile konu oldu. Adnan Polatın il güvenlik toplantısına götürmüş olma ihtimali bile var ama kaynak sağlam değil
Şimdi bir köşe yazarından alıntı yapalım, inşallah mideniz kaldırır:
Kışın yediğin hurmalar!
GALATASARAY ile Fenerbahçe arasında oynanan Fortis Türkiye Kupası maçında sahaya atılan su şişeleri ve akla gelmedik "yabancı" maddelerle rakip oyuncuların terörize edilmelerinin ardından bu köşede bu hareketin şiddetle cezalandırılması gerektiğini yazmıştım.
Bunu yazmış olmamı o tarihte bazı Galatasaraylı okuyucular, "Galatasaray düşmanlığıma" bağlamıştı.
Oysa benim amacım futbolda bu tür hareketlerin bir tür kan davasına dönüşmesini önlemekti.
"Geçen maçta siz bize yaptınız, bu maçta da biz görün size neler yaparız" anlayışının kafalardan silinmesi ancak verilecek ağır bir ceza ile mümkün olabilirdi.
Federasyon'un olayları "bir maç seyircisiz oynama" cezası ile geçiştirmesinin nasıl sonuçlar doğuracağını cumartesi gecesi Şükrü Saracoğlu'nda hep birlikte göreceğiz.
"Sahaya fiili müdahale"nin cezası belli oldu ki bir maç seyircisiz oynama.
Ligin zaten sonuna gelinmiş. Fenerbahçe'nin sahasında oynayacağı bir tek maç kalmış. Bu maç kaybedilirse zaten lig şampiyonluğu da gidiyor. Şimdi cumartesi gecesi sadece adam gibi futbol izleyebileceğimize kim inanır?
Şimdi hangi güç aynı olayların Şükrü Saracoğlu'nda tekrarlanmasını önleyebilir?
Bir söz var: "Kışın yediğin hurmalar, yazın mideni tırmalar" diye.
Emin olun ki Federasyon'un midesinin nasıl tırmalanacağını görmek dahi istemiyorum!
Yani adam açık açık diyorki, sahaya dalın! Elinizden geleni ardınıza komayın! Nasılsa lig bitti, bu maçı kazanamadıktan sonra ceza alsan ne olur? Kazanırsanda buna değer zaten!
Ben küçükkene derlerdiki, 'Bir insanın nasıl bir adam olduğu top oynarken belli olur'! Atalarımızın senelerce edindiği tecrübelere binaen söylediği sözler kadar güvenilir olmasada gerçeklik payı vardır sanırım
Ben bunu şu şekilde değiştireyim: Bir insanı tanımak için futbol yorumu yaptırmak lazım. Tamamen taraflı konuşuyorsa, o adamın diğer konulardaki sözlerinede şüpheyle bakmak gerekir. Yukardaki yazının sahibi Mehmet Y.Yılmaz, tam bu dediğim insan türüne dahil! Bu sınıfa giren Galatasaraylılarda var elbet! "Galatasaray Monacoyu yenmiştir. Monaco Fransa şampiyonudur. Fransada dünya şampiyonudur. O zaman Galatasaray dünya şampiyonunu yenmiştir" diyen Oğur Dizer örneğin..
Posted: Thu Apr 20, 2006 4:14 am
by Tolga Girici
Ismail Gezer wrote:Kutsal İttifak Medyasına suç üstü!..
Kutsal İttifak medyası, hafta başından beri maça Selçuk Dereli veya Serdar Tatlı'yı atamaya çalışıyor. Bu ikisi Ümit Özat'ın büyük bir açık kalplilikle "En sevdiğimiz 3 hakem" dediklerinden ikisi..
Maçın hakemi fevkalade önemli..
Serdar Tatli'yi bilmiyorum, ama Selcuk Dereli o kadar kotu bir hakem degil.Bu sene iki FB maci hatirliyorum, Selcuk Dereli yonetiminde ikisinde de Alex ve Nobre'nin kendilerini atmalarini yemedi, hatta birinde Alex'e sari kart cikardi. Bu iki mac da Sukru Saracoglu stadinda oldu. Yani gordugunu calan bir adam.
Posted: Thu Apr 20, 2006 5:34 am
by Deniz Selman
ASY'de puan kaybettigimiz Denizli macinda Selcuk Dereli baya sacmalamisti--Ilic'in itildigi pozisyon'da penaltiyi vermedi, 50 metre kosup "zaman gecirdigi icin" Denizli'li bir oyuncaya kart cikarma uguruna kendisi bir dakika zaman gecerdi ve tekrar eklemedi, ve mactan sonra Hasan'in cezali duruma dusmesini saglayan rapor yazdi.
Nedensa Serdar Tatli daha iyi olur gibi geliyor bana. Dereli buyuk takimlari sevmez diyorlar genelde ama bilmiyorum.
Sonucta cok onemli degil, cikip "knockout" ile kazanirsak is hakemlere kalmaz...
Deniz
Posted: Thu Apr 20, 2006 10:15 am
by Ismail Gezer
AY, çantacısıyla dertleşmiş, bakalım neler demiş:
Yıldırım; 'Bugüne kadar niye kimsenin aklına el ele yürümek gelmedi de bugün geldi. Günü kurtarma hareketlerine karşıyım. Köklü çözümden yanayım. Verdikleri sözü tutmayanların bir maçlık sulhu işe yaramaz. Küfür yüzünden kötü kişi oldum. Bundan sonra kuralları uygularım, kimseyi de karşıma almam. Bundan sonra hiçbir şeye karışmıyorum.. Kim küfür etmiş, kim etmemiş umrunda değil.. Bir maçlık, göstermelik, günü kurtarma hareketlerine karşıyım.. Niye bu güne kadar kol kola gelme akıllarına gelmedi.. Bir maçlık kol kola mı olur.. Ben devamlılıktan, köklü çözümden yanayım.. Bugüne kadar verdikleri sözü tutmayanların bir maçlık sulhu ne işe yarar. Ev sahibi olarak hepsini dostça karşılayacağız.. Ama sahada da kıran kırana futbol oynayacağız..'
Fazla çelişkili değil mi? Bir maçla sorun çözülmez doğru. Ama bu şekilde davranılırsada sorunun büyümesine katkıda bulunulmuş olur. Hem kuralları uygularım, hemde küfür umurumda değil demek ne demek? Bu ikisi aynı anda nasıl oluyor? Çantacı açıklamamış...Ayrıca kol kola yürüme olayı Valinin fikri, kimse AYI'nın koluna girelim diye durduk yere fikir beyan etmedi!
Posted: Thu Apr 20, 2006 10:25 am
by Ismail Gezer
Kadıköy: 'Mahallenin bütün köpeklerinin aynı anda havlaması tesadüf değildir'
Beşiktaş: 'Mahallenin dişi köpekleri kuyruk sallamazsa, erkek köpekleri havlamaz.'
Posted: Thu Apr 20, 2006 2:30 pm
by Kenan Atak
Hasan Utku wrote:Ozan Ersoy wrote:
Ugur/Sabri - Song - Tomas - Ergun
Hasan - Saidou - Volkan - Ayhan
Ozan Ersoy Cengiz Akgun
Şu kadro aslında (Ergun/Orhan değişikliğini de katarsak) G.Saray'ın bu sezon genelinde oynaması gereken bir kadro..
Katiliyorum. Cengiz abi affetmez cekici balyoz gibi indirir.
Saka bir yana Ozan'in bahsetigi duran toplar konusunda bir diyecegim var. Bir arkadasimin dedigi FB bu toplari idmanlarda saatlerce calisiyor bu belli. Kim nereye gidecegini biliyor rakibin defansinin da dengesini bozuyorlar. Mondi bu toplara cikmazsa yuregimiz agzimiza gelir her topta. Thomas Nobre'nin omuzuna bir elle tutunmadan havaya cikmiyor. Eger Gerets gene rakibe onlem almadan 'ben bildigim takimi bildigim sekilde sahaya surerim' falan derse isimiz cok zorlasir.
Posted: Thu Apr 20, 2006 2:44 pm
by Ismail Gezer
Derbiyi Çakır yönetecek
Turkcell Süper Ligi'nde Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki derbi maçı hakem Cüneyt Çakır yönetecek.
Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, Cüneyt Çakır'ın yardımcılıklarını Bahattin Duran ile Mustafa Emre Eyisoy yapacak. Dev
maçın 4. hakemi ise Yunus Yıldırım.Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki karşılaşma saat 19.00'da başlayacak.
CÜNEYT ÇAKIR
2001-2002 sezonunda üst klasman hakemi olan Çakır, kariyerinde ilk kez iki takım arasındaki bu sezon oynanan Türkiye Kupası Çeyrek final
ilk maçını
yönetti. Karşılaşmayı Fenerbahçe 2-1 kazandı.
SABAH
Posted: Thu Apr 20, 2006 2:49 pm
by Ismail Gezer
Florya'dan:
Tedavileri süren Hakan Şükür ve Rigobert Song, bu sabah yapılan antrenmana katıldılar. Takım doktorumuz Dr. Murat Çevik, sağlık ekibimizin oyuncularımızın tedavisini sabah ve öğleden sonra olmak üzere ikişer seansla maç gününe dek sürdüreceğini bildirdi.
Resmi Site
Posted: Thu Apr 20, 2006 5:47 pm
by Ozan Ersoy
Ozgur Huseyinoglu wrote:
Ozan'in 11'i, "ben olsam" 11'i herhalde degil mi? Gerets bana son mac 11'ini aynen sahaya koyacak gibi geliyor. Yani Cihan sagbek, Ilic Volkan'in yerinde gibi. Gerci, Hagi'nin, Allah'in emri gibi, her macta cikarmasina sanki misilleme yapar gibi, ne kadar kotu olsa da "Necati'yi oyundan cikarmama" kuralini bu hafta bozmustu, onu bu haftaya da yansitir mi bir sekilde, ben de hafif suphedeyim.
Dogru demissin Ozgur. Ben olsam ne takim kurardim onu konusuyordum. Zaten bir kac arkadasim da bana katilmislar. Benim cikardigim takim ne tek forvet ne defansif bir takim. Bence cok daha iyi mucadele edecek ve yeterince pozisyona girecegimiz bir takim. Gerets ilk FB macina 3 forvet arti Ilic'le cikti da ne oldu? Koskoca 45 dakika bir tane pozisyonumuz var. Orta saha oyunda olmadigi icin topu sisirdik, hatta ilk 15 dakika geriye yaslanmak zorunda bile kaldik. Ikinci yari topu 5 dakika yere indirdik golu bulduk.
Ama bu sene goruldugu uzere Gerets bizimle ayni kanida degil. Bu yuzden Gerets'in Rize macindaki kadroyla cikacagina adim gibi eminim. Zaten bugunku demeclerinde de "oyunumuzu bozmayacagiz" diyerek hafiften sinyal vermis. Yani yine ofansif futbol oynayip FB'yi onlar atmadan vurmayi deneyecek.
Burada iki onemli nokta var.
1) Daum nasil bir kadro cikaracak?
2) Gerets dogru degisiklikleri zamaninda yapabilecek mi?
Birincisini acarsak.... Eger Daum mutlaka yenecegim deyip Anelka, Tuncay, Alex, Nobre'yle baslarsa, Manisa'daki skorun bir benzeri cikabilir. Bu mac 3-3, 4-3, 2-3 gibi sonuclarla biter. Macin sonunu kestirmek zor olur, GS gol ayaklari Sinan Kaloglu gibi gununde olursa, GS maci ve sampiyonlugu alir.
Bu yuzden Daum'un yenilmis 5 golun uzerine rahat gol pozisyonu bulan GS karsisinda cekinecegini "kazanirsam 1-0, 2-1" kazanayim deyip orta sahayi daha kuvvetli kurup Anelka'yi kesecegini dusunuyorum.
Bu da bizi ikinci soru isaretine goturuyor. Ilerde Necati - Hakan, orta sahada Ilic'le cikan GS'da ilk once Ilic'in kendi kapasitesinin uzerinde kosmasi gerekiyor. Ki GS orta sahayi kaybetmesin. Ikincisi Ayhan ve Hasan'in uzerine daha buyuk defansif yuk biniyor. Zaten dikkat ederseniz, kanatta baslayip kanat oynayamiyorlar. Ilic surekli ilerilere cikip geri gelmedigi icin orta sahadaki bosluklari doldurmak icin bu ikili iceriye girmek zorunda kaliyorlar.
Bu durumda Gerets dogru degisiklikleri dogru zamanda yapabilecek mi? Gol atsa bile, GS'in bu takimla oyuncu degistirmeden 90 dakikayi onde tamamlamasi az bir ihtimal. Ayhan yorulacak, Saidou yorulacak, Hasan yorulacak, beklerin yorulacak. Gerets uyursa veya orta sahayi kuvvetlendirmek yerine sacma bir degisiklik yaparsa ya da sakatlik olup elinde degisiklik yapma secenegi kalmazsa (ikinci kupa maci gibi), mac gider.
Ozan Ersoy