Page 8 of 95
Posted: Tue Jan 16, 2007 2:36 pm
by Osman Kiciman
Bush bu aralar bol bol world music takılıyormuş, en hindu, afgani ve arabeskinden
İşgal ettiği bölgelerin kültürünü tanımaya çalışıyormuş breh breh...
Durumun anlam ve önemine binaen Gogol Bordello'dan think locally f**k globally parcasını öneriyorum
Posted: Mon Jan 22, 2007 3:04 pm
by Eli Hallufgil
Onlarca prog albumu bulabileceginiz iki super site:
http://ezhevika.blogspot.com/,
http://www.prognotfrog.com. Her ikisinde de arsivlere bir bakin derim. Ayrica ilk linkde "brothers & sisters" bolumunde benzer bircok siteyi de bulabilirsiniz.
Posted: Wed Jan 24, 2007 4:08 pm
by Murat Kara
Nihayet
Joyeux Noël filmini seyretme firsati buldum. Savas karsiti filmlerden hoslananlar icin cok guzel bir film.
Konusu 1.Dunya Savasi sirasinda Iskoc, Fransiz ve Almanlar savasirken, Noel gecesi ortaya cikan atmosferin, muzik esliginde askerler arasinda ani bir ateskese donusmesi ve bu ateskesin sona erdirilememesi konu ediliyor. Dusmanin yuzunu gordukten sonra onlara ates etmek neredeyse imkansizlasiyor. Birlikleri baska yerlere surmek zorunda kaliyorlar.
Muzigin insanlari nasil etkiledigini ve insan oglunun icindeki 'insanligi' nasil disari cikarttigini gormek icin iyi bir firsat.
Film bu gercek olayin ardindaki siyasi calkantiyi ve kilisenin ve liberal gazetelerin Ingiltere'de kampanya baslatarak ortaligi velveleye verisini gostermiyor. Filmde savasmayi reddeden birlikler 'kotu' adam ve kisa yoldan vatan haini ilan edilmis oluyorlar. Filmin sonunda kisaca deginilmesine ragmen, nasil ve neden bu sonucun ortaya ciktigi analiz edilmiyor, aciklanmiyor.
Butun bu zayifliklarina ragmen, iyi yapilmis, iyi kurgulanmis ve iyi oynanmis bir film.
Tavsiye ederim.
Posted: Sat Jan 27, 2007 4:40 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Bilbao dan herkese merhaba.
Haftasonu bir is icin geldigimiz bu Bask bolgesi hakkinda daha uzun yazacam.
Kendinize iyi bakin
Posted: Thu Feb 01, 2007 3:05 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
BILBAO GUNLERI
Hekese tekrar merhabalar,
Aslinda sadece 2 gun kaldik ama bayag bir yuruyerek gezme firsatimiz oldu.Schengen vizesini sagolsun vize departmanindaki arkadaslar Almanya uzerinden aldiklari icin Frankfurt aktarmaki gittik.Franfurt -Istanbul arasi alkol duvarini acma cabalarimiz Lufhansa'nin vermis oldugu bira siselerinin kucuklugunden dolayi basariya ulasmadi.5.den sonra kasayi istememiz de sonuc vermedi.Biz de kaybedilen zamani aktarma ucagini beklerken transit salonunun barinda telafi etmeye karar verdik, klasik her yolculukta yaptigimiz gibi pis yedili, batak, king felan oynadik.
Frankfurt Bilbao ucagina bindigimiz dakikadan itibaren resmen ucagin icine yogun bir bask havasi sindi sanki.Genelde is adamlari vardi ama konusmalarimizdan burada ispanyollarin pek te sevilmedigini anladik.
Bilbao'da bizi muhtesem bir gunes ve tam aksi bir dondurucu ayaz karsiladi.Tabi ben seyahatlere cikmadan 15 dakika once hava durumuna bakan bir adam oldugum icin , 1 hafta once tum orta avrupayi etkisi altina alan kar yagisini dusunmemistim.Gecen hafta ucsaymisiz Frankfurt'a inemezmisiz bir suru ucus iptal edilmis.
Neyse Bilboa ve O'nu cevreleyen daglar kar altindaydi.Yerde kar yoktu ama izleri her yerdeydi.
Direk musterimize gittik yaklasik Bilbao'dan 100 km uzaklikta bir yerde idi.Yolda giderken Nihat'in bir zamanlar top kosturdugu Real Sociedad'in sehri San Sebastian'dan gectik.
Isimiz saat 21.00 gibi bitti ancak Bilbao'da otele varmamiz 23.00 u buldu.Otel neredeydi bakalim ? Atletico Bilbao'nun stadinin tam karsisinda, Rio Bilbao nehrine bakan bir yerde..
Mac yoktu ama stad onunda bol bol resim cekildik, muzelerini gezme firsatimiz olmadi, aslinda Bilbao'ya gidilince olmazsa olmaz bir muze vardi. GUGGENHEIM muzesi..Mimari olarak cok ilginc bir bina, local abiler bize binanin mimari stilinin (dis yuzeyi titanyum kaplama felan dediler)muzede sergilenen sanat eserlerinden daha cok ilgi cektigini soylediler.
http://www.guggenheim-bilbao.es/ Sanirim digeri New York'ta.%100 Afrika adinda contemporary art sergisi vardi.Biz sanatsevmez birer okuz oldugumuz icin ayni saatlerde bir Uruguay restoraninda EGE (benim oglan) buyuklugunde bir T-Bone steak yedik ve devasa bardaklarda bira ictik.(Hani bu cek bir arjantin derler ya , yok anacim Uruguaylilar buna cek bir uruguay diyorlar)
Basklilar gorunus itibari ile sert mizacli insanlar, rehperimiz Norberto (Racing Santander'li) bize eski kusaklarin daha ilimli olduklarini ancak yeni kusagin paso alkol alip polis arabalarina molotof kokteyli salladiklarini soyledi.
Daha gecenlerde ETA bir yerleri bombalayip anlasmayi bozmus.Neyse bu konu ve diger izlenimlerime devam edecegim.Telefonlar yagiyor.
Selamlar
Posted: Fri Feb 02, 2007 4:21 am
by Mehmet Cirak
Bilbao'daki Guggenheim binasi dunyanin en guzel binalarindan bir tanesi. NY'daki binanin ise fazla bir ozelligi yok. Ne yazik ki Ispanya'dakini canli gorme firsatim olmadi, ama ben sizin yerinizde olsam ne yapar eder gorurdum o yapiyi. Binanin ozelligi ucak sanayinde kullanilmak uzere bir fluid dynamics CAD (computer aided design) yazilimiyla dizayn edilmis olmasi.
Muzede sergilenen yapitlar ise her ay degisiyor yanilmiyorsam, dolayisiyla muzeye surekli gidebiliyorsunuz ve yeni yapitlar goruyorsunuz. NY'dakine iki defa gitme sansim oldu, ikisinde de hayran kaldim ama Bilbao'daki binanin mimarisi yaninda pek bir ozelligi yok tabi.
Posted: Tue Feb 13, 2007 2:49 pm
by Murat Kara
Dixie Chicks Grammy Odullerini silip supurmus. Amerikan halkinin gercek yuzunu ogrenmek isteyenler bu hikayeden hisse cikarabilirler.
http://www.wsws.org/articles/2007/feb20 ... _prn.shtml
Posted: Tue Feb 13, 2007 3:53 pm
by Ismail Gezer
Slayer'ı da unutmayalım
Irak'a gitmek istemeyen bir askerin intiharını anlatan şarkılarıyla ilk grammy'leri almışlar.
Bush'tan utandıkları söyledikleri için çok tepki çektikleri söylenen Dixie Chicks hatunlarını da tebrik ederim
Posted: Sat Feb 17, 2007 10:30 pm
by Can Baysan
Posted: Tue Feb 20, 2007 9:11 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
21.02.2007 (Yarin) - 01.03.2007 arasi Istanbul'dayim oradan Mexico city'e ucuyorum.
Organizyon yapmak isteyen arkadaslara katilmaya hazirim
Herkese selam
Posted: Tue Feb 20, 2007 9:44 pm
by Murat Biricik
Mexico City benim eski goz agrımdır. Gorustugum bir cok iyi arkadasım var. Mexico City de nerede kalıyorsunuz? Size gitmenizi onerecegim bir iki yer olacak.
Ben Trabzon a gidiyorum, eger Ist a vaktinde donebilirsem Mexico City geziniz oncesi gorusmegi isterim.
PAF lar bu hafta Cuma gunu oynuyorlar; vakti olan Aslanları yanlız bırakmasın!
Posted: Thu Mar 01, 2007 7:32 pm
by Savas Macun
2 haftadir is gezisi nedeniyle Urdun ve Turkiye'deydim.
Urdun'e 3. gidisim, ilk 2004'de gitmistim ve her firsat ciktiginda mutlaka gidiyorum.Ozellikle misafirperverlikleri inanilmaz.
Gideniniz vardir belki ama benim tavsiyem ilk tatil firsati olanlarin bati yerine Urdun/Suriye'ye gitmeleri.Bogazina duskun olanlarin, tarihe merakli olanlarin mutlaka gitmeleri gereken yerler.Ben tabii Amman ve civarinda daha cok kaldim ama Petra(Wadi Rum) ve Aqaba gibi anlata anlata bitiremedikleri yerleri var.Ozellikle bir daha ki gidisimde bedevi kamplarinda kalip col hayatini yakindan tanimali diye kafama koydum.
Urdun enteresan bir ulke.Nufusun yuzde 70-75'i filistinlilerden olusuyor, Israil isgalinden sonra gelenlerin ve kendilerine yurt benimseyenlerin ulkesi haline gelmis.Ticaretin ilk filistin topraklarindan ciktigini dusunursek gelenlerin genede varlik icinde goctukleri ve ticari hayatlarini surdurdukleri anlasiliyor.Asil ulkenin kuruculari Hashemiti Kingdom, bunlar Suudi Arabistan'dan surulen baska bir aile, peygamber ailesinden geliyorlar.Asil topragin sahipleri ise bedeviler tabii ve su siralar da paraya para demiyorlar.Ozellikle Irak savasindan sonra goc eden 700 bin irakli son 4 yildir gayrimenkul alip is aciyorlar.Bunun iyi yanlari ekonomik canlilik ama konustugum urdunluler bu durumdan rahatsiz ve tehlike olarak goruyorlar.
Amman'da Istanbul gibi 7 tepeden olusuyormus.Ama Amman disina cikip Olu Deniz kismina dogru giderseniz esas tepeler,dagciklar orada.Kudus'un isiklarini cok uzaktan gormeniz mumkun.
Olu Deniz icin ayri da bir paragraf acmali.Denizin altinda 300 metre seviyesinde.Dini kitaplarda Lut golu diye geciyor, zamaninda orada yasayan toplulugun ahlak bozuklugu nedeniyle Allah'in ters yuz ettigi soyleniyor.Olu Deniz'de hic bir canli yok, yasamiyor.Denizin ustunde float ediyorsunuz ve sirti donuk kitap okunuyor!!!Karsi taraf Filistin ve Israil ve arada bir kopru ile geciliyor.Urdun'de gene Jordan Valley dedikleri vadi yaklasik 60 km uzunlugunda ve ulkenin tum sebze,meyvesi oradan karsilaniyor.
Cok saasali saraylar yok, camilerde yok.Hayat tamamen bati tarzi.Barlarda basortulu insanlari gormek mumkun ama kesinlikle bizden fazla turbanli yok, carsafli ise gormedim.
En unlu yemekleri mensef dedikleri bir yemek.Buyuk tepsinin icinde bir tarz pilavin ustunde tandirimsi kuzu etinden olusuyor.Yaninda eksi ayran tarzi veriliyor elinizle ayrani alip pilavi yumuk yumuk yapip elle yenilen bir yemek.Ziyafetlerde, cenaze evlerinde sikca yapilan toresel bir yemek.Onun disinda bolgedeki tum mezeleri ve kebaplari cok iyi sekilde yapiyorlar.Etleri bizdeki kadar iyi olmasada cok guzel marine ediyorlar ve inanilmaz lezzetli.Raki yerine Arak var.Ama nerdeyse alkol derecesi ayni olsada daha cok su koyuyorlar,bizdeki kadar sert icmiyorlar.
Istanbul'dan yaklasik 2 saat ucaklar, dileyen Amman'dan 260 km surup Sam'a gidip gezebilir.Orasi da cok hosuma gitmisti.Yedigim yemegin tadi hala damagimdadir.Amman'da guzel bir otelde kalmak yaklasik 100-120 usd, bu biraz indirimli bir fiyat o yuzden gideniniz olursa onceden haber versin indirimli fiyat ayarlarim.Yoksa yaklasik 200 usd falan.
Selamlar
Savas
Posted: Thu Mar 01, 2007 7:51 pm
by Tolga Girici
Savas Macun wrote:
Urdun enteresan bir ulke.Nufusun yuzde 70-75'i filistinlilerden olusuyor, Israil isgalinden sonra gelenlerin ve kendilerine yurt benimseyenlerin ulkesi haline gelmis.Ticaretin ilk filistin topraklarindan ciktigini dusunursek gelenlerin genede varlik icinde goctukleri ve ticari hayatlarini surdurdukleri anlasiliyor.Asil ulkenin kuruculari Hashemiti Kingdom, bunlar Suudi Arabistan'dan surulen baska bir aile, peygamber ailesinden geliyorlar.Asil topragin sahipleri ise bedeviler tabii ve su siralar da paraya para demiyorlar.Ozellikle Irak savasindan sonra goc eden 700 bin irakli son 4 yildir gayrimenkul alip is aciyorlar.Bunun iyi yanlari ekonomik canlilik ama konustugum urdunluler bu durumdan rahatsiz ve tehlike olarak goruyorlar.
En unlu yemekleri mensef dedikleri bir yemek.Buyuk tepsinin icinde bir tarz pilavin ustunde tandirimsi kuzu etinden olusuyor.Yaninda eksi ayran tarzi veriliyor elinizle ayrani alip pilavi yumuk yumuk yapip elle yenilen bir yemek.Ziyafetlerde, cenaze evlerinde sikca yapilan toresel bir yemek.Onun disinda bolgedeki tum mezeleri ve kebaplari cok iyi sekilde yapiyorlar.Etleri bizdeki kadar iyi olmasada cok guzel marine ediyorlar ve inanilmaz lezzetli.
Selamlar
Savas
Demek ki Urdun her yerden surulen insanlarin yasadigi, kurtarilmis bolge gibi bir sey.
Kebap deyince aklima geldi, burada sik sik gittigim Kabob Factory adindaki bir Afgan yerinin sahibi Turk oldugumu ogrenince Kebab'i ilk Turklerin yaptigini, bizden yayildigini soyledi. Ben pek inanmadim, ortadogu/arap yemegi dedim ama adam kendinden emindi baya.
Posted: Thu Mar 01, 2007 8:27 pm
by Savas Macun
Tolga Girici wrote:
Kebap deyince aklima geldi, burada sik sik gittigim Kabob Factory adindaki bir Afgan yerinin sahibi Turk oldugumu ogrenince Kebab'i ilk Turklerin yaptigini, bizden yayildigini soyledi. Ben pek inanmadim, ortadogu/arap yemegi dedim ama adam kendinden emindi baya.
Tolga valla neyin nerden ciktigina artik o kadar emin degilim ben.
Sonucta oralara yuzyillarca hukmetmisiz, onlardan mi aldik biz mi oraya goturduk bunu kestirmek zor.En iyisi afiyetle yemek.
Selamlar
Savas
Posted: Thu Mar 01, 2007 9:50 pm
by Ozan Ersoy
Savas Macun wrote:
Cok saasali saraylar yok, camilerde yok.Hayat tamamen bati tarzi.Barlarda basortulu insanlari gormek mumkun ama kesinlikle bizden fazla turbanli yok, carsafli ise gormedim.
Gormezsin tabii Savas. Bizim halkin bir kismina gore turban carsaf Muslumanlikla ozdeslestirilir ama gel gor ki bir cok Arap ulkesinde muslumanligin bu dar cercevede yasanmadigini bilmezler. Ki bu ayni araplar sanayide, kultur sanatta bizim gerimizdedir. Mesela cuma namazina Turkiye'de erkekler gider, baska yerlerde kadinlar da gider.
Olay politik tabii. Yoksa gercekte din min kimsenin umrunda degil.
En unlu yemekleri mensef dedikleri bir yemek.Buyuk tepsinin icinde bir tarz pilavin ustunde tandirimsi kuzu etinden olusuyor.Yaninda eksi ayran tarzi veriliyor elinizle ayrani alip pilavi yumuk yumuk yapip elle yenilen bir yemek.Ziyafetlerde, cenaze evlerinde sikca yapilan toresel bir yemek.Onun disinda bolgedeki tum mezeleri ve kebaplari cok iyi sekilde yapiyorlar.Etleri bizdeki kadar iyi olmasada cok guzel marine ediyorlar ve inanilmaz lezzetli.Raki yerine Arak var.Ama nerdeyse alkol derecesi ayni olsada daha cok su koyuyorlar,bizdeki kadar sert icmiyorlar.
Bu mansaf nedir diye baktim malum camiada gurme ozan diye geciniyorum. Turkiye'nin guneydogusundan olmadikca gercek Arap yemegini ilk basta begenmek biraz zor. Agiz tadi biraz farkli. Bu agiz tadini gelistirmek gerekiyor. Sebebi cilantro (kisnis), cardamom (kakule) karanfil, kimyon, allspice (yenibaharin bir turu), tarcin, safran gibi bizde aslinda etli ve sebzeli yemeklerde cok da fazla kullanilmayan baharatlar. Ilk basta bana agir gelmisti ama tabii yaklasik 15 senelik mutevazi ascilik kariyerimde onlarin da keyfini cikarmayi ogrendim.
Bu mansafin turevleri her arap ulkesinde yenilir. Safranli pilav uzeri, kuzu eti, cam fistigi, uzum cok kullanilan malzemeler. Cengiz abi de iyi bilir, Konya yoresinin pilavli kuzulu bir cok yemegi vardir. Ozellikle Urdun yemegini degisik ve guzel yapan, etin keci sutunden yapilan bir cesit taze peynir -jameed- (kuru yogurt diye de geciyor) de pisiriliyor olmasi sanirim.
Burada daha fazla bilgi ve resim var
Tepsinin en altina sacda yapilmis lava$i yayiyorlar, ustune pilav, ustune agir ateste peynir sosunda pismis et, ustune de fistik, uzum vs.
Guzel de bu elle yeme olayini anlayabilmis degilim. Eminim guneydoguda da yapiliyordur. Cogu Afrika lokantasinda da boyle yeniyor. Hintlilerin de evlerinde verdikleri ziyafetlerde sulu sulu yemekleri, boyle dirseklerine kadar akita akita bandira bandira yediklerini gordum. Sonra agizden cikan eller aynen tencereye. Herkesde ayni tencereye ya da tepsiye.
Bana ters.
Ozan Ersoy