Page 12 of 12

Posted: Fri Oct 20, 2006 4:53 am
by Murat Kara
Maci seyredemedim (Cengiz golleri nerede seyrettin?) ama okuduklarimdan ilk yarim saatte insan ustu bir baski kurarak oynadigimiz anlasiliyor. Sonra motor yag yakmaya baslamis.

Bunda sasiracak bir sey yok. UEFA kupasi alinirken de bu boyle idi, DK'da 3.olurken de. En onemli fark o zamanlar bu baski sirasinda gol/goller buluyorduk ve daha sonra onu korumasini beceriyorduk. O zaman da nefesimiz ilk yari veya 60 dakikayi gecmiyordu. Duyduguma gore ilk yarim saataki baskidan sonra ilk yariyi da iyi oynayarak kapatmisiz zaten. Yani cok da bir fark yok arada.

O zamanlar da yonetimler kotu idi, TD'ler sacmaliyordu, antrenmanlar bilimsel degildi. Zaten o nedenle saman alevi gibi yandi bitti o nesil.

Burada sorulacak soru su: GS boyle Livepool (2.yari) ve PSV (1.yari) karsisinda oynadigi oyunu oynarken verim almasi nasil mumkun olabilir? Gecen yil bu tur oyunu da oynamisti GS bir kac macta ama aradaki fark sonuc alabilmis olmasiydi. Bunu da savunarak degil cok gol atarak becermisti. (Bu da Gerets'in secenegi elbette). Son zamanlarda GS yine cok gol pozisyonuna girebiliyor ama sonuc husran oluyor.

Kisa donemde, GS'nin basarisi ile basarisizligi arasinda bana kalirsa Jardel/Tansu vs var. Yani istikrarli bir golcu gerekli. Hakan artik bitik ve ona guvenmemek lazim. Digerleri de cok istikrarsiz.

Yoksa yag yakarken yaris kazanmak cok zor.

Posted: Fri Oct 20, 2006 4:28 pm
by Ali Gursel
Murat Kara wrote:Maci seyredemedim (Cengiz golleri nerede seyrettin?) ama okuduklarimdan ilk yarim saatte insan ustu bir baski kurarak oynadigimiz anlasiliyor. Sonra motor yag yakmaya baslamis.

Bunda sasiracak bir sey yok. UEFA kupasi alinirken de bu boyle idi, DK'da 3.olurken de. En onemli fark o zamanlar bu baski sirasinda gol/goller buluyorduk ve daha sonra onu korumasini beceriyorduk. O zaman da nefesimiz ilk yari veya 60 dakikayi gecmiyordu. Duyduguma gore ilk yarim saataki baskidan sonra ilk yariyi da iyi oynayarak kapatmisiz zaten. Yani cok da bir fark yok arada.

O zamanlar da yonetimler kotu idi, TD'ler sacmaliyordu, antrenmanlar bilimsel degildi. Zaten o nedenle saman alevi gibi yandi bitti o nesil.

Burada sorulacak soru su: GS boyle Livepool (2.yari) ve PSV (1.yari) karsisinda oynadigi oyunu oynarken verim almasi nasil mumkun olabilir? Gecen yil bu tur oyunu da oynamisti GS bir kac macta ama aradaki fark sonuc alabilmis olmasiydi. Bunu da savunarak degil cok gol atarak becermisti. (Bu da Gerets'in secenegi elbette). Son zamanlarda GS yine cok gol pozisyonuna girebiliyor ama sonuc husran oluyor.

Kisa donemde, GS'nin basarisi ile basarisizligi arasinda bana kalirsa Jardel/Tansu vs var. Yani istikrarli bir golcu gerekli. Hakan artik bitik ve ona guvenmemek lazim. Digerleri de cok istikrarsiz.

Yoksa yag yakarken yaris kazanmak cok zor.
Aldığı yabancılar Hagi, Taffarel, Popescu olan yönetimle Marek, Tarak, Kürek olan yönetim aynı değildir. Ali Sami Yen'de maç yaptıran yönetimle GS'a ve taraftarına Olimpiyat Stadında rezalet üstüne rezalet yaşatan yönetim bir değildir. Kimseye kupa sözü falan vermeyip 4 şampiyonluk ve UEFA kazanan yönetimle bize Tromso ve Ekim'de herşeyi bitmiş sezon hediye eden yönetim de bir değildir.

O zamanki yönetimle bu zamanki yönetimi karşılaştırıp ikisi de kötü idi demek Merkel kötü Hitler de kötüydü demek ikisi de aynı demeye benziyor.

Bu adamların takkesi düştü ve de keli gözüktü, bazılarımızın ısrarla söyldiği gibi uzun süredir. 10 senede yedi şampiyonluk üç Avrupa kupası sözü verirken yaptıklarından ders almayıp kura günü iyi gruba düştük deyip sırıttılar. Futboldan anlayan herkes bu bizimkilerin beğendiği grupta başımıza gelecekleri biliyordu. Şu Bordeaux beraberliğine ve oradan alınan puana iyi bakın, FB'nin tarihi performansı ile aramızadaki ince çizgi olması çok muhtemel.

GS Ekim ortasında hem lige hem Avrupa'ya havlu atmıştır. Bunun tek sorumlusu beceriksiz, vakti gelince bırakıp gitme haysiyetinden yoksun, hayal dunyasında yaşarken GS'ı kendileri ile birlikte batıran, başta Canaydın, GS yöneticileridir.

GS'ın problemi ne Gerets, ne scouting, ne bilimsel antreman ne başka birşey değil organizmasını işgal eden bu habis urdur.

Eğer düzgün ve biraz işbilen iki-üç insan birşeyler yapmaz ise bunlar GS'ı bir-iki sene içinde tarihinin en zavallı durumuna düşüreceklerdir. Bu arada başladık, bitirmemiz lazım dedikleri hiç bir projeyi de bitiremeyeceklerdir, daha doğrusu başlayamayacaklardır bile, en başta stad.

Klübün bir an önce bu insanlara kibarlıkla görev bıraktırıp yeni bir yönetime kavuşmasını diliyorum. Yoksa uzun süre ne Avrupa görürüz ne birşey, ligde de şu andaki durumumuzu ararız. GS'ı Anadolu takımı yapmak üzereler umarım onlar başarmadan bulunur kurtaracak bahtı kara klübümüzü.

Posted: Fri Oct 20, 2006 5:15 pm
by Murat Kara
Ali Gursel wrote:O zamanki yönetimle bu zamanki yönetimi karşılaştırıp ikisi de kötü idi demek Merkel kötü Hitler de kötüydü demek ikisi de aynı demeye benziyor.
Yoneticilerin kabizligina birsey dedigim yok. Hele ki su andaki yonetimin kabizligina. Tam tersine yeterli transfer yapilamadigini soyluyorum.

Ancak GS boyle oynayabiliyorsa, o zaman kotu oynuyor demek dogru olmaz. Sonucta oyuna bahane bulmaya pek gerek yok. Sadece sonuc alinamiyor, onu duzeltmek lazim.

Bunu da ya yonetim dogru durust transfer yaparak duzeltecek ya da TD elindeki adamlarla olmayacak duaya amin diyerek onlari egitmeye calisacak. Olme essegim olme.

Posted: Fri Oct 20, 2006 5:20 pm
by Ozan Ersoy
Ali Gursel wrote: Aldığı yabancılar Hagi, Taffarel, Popescu olan yönetimle Marek, Tarak, Kürek olan yönetim aynı değildir. Ali Sami Yen'de maç yaptıran yönetimle GS'a ve taraftarına Olimpiyat Stadında rezalet üstüne rezalet yaşatan yönetim bir değildir. Kimseye kupa sözü falan vermeyip 4 şampiyonluk ve UEFA kazanan yönetimle bize Tromso ve Ekim'de herşeyi bitmiş sezon hediye eden yönetim de bir değildir.

O zamanki yönetimle bu zamanki yönetimi karşılaştırıp ikisi de kötü idi demek Merkel kötü Hitler de kötüydü demek ikisi de aynı demeye benziyor.
Yine balik hafizalik devam ediyor. Bize de hatirlatmak dusuyor.

Bu "hanim iflas ettik, borc girtlakta, bankalar herseyimize el koyacak, hapse bile girebiliriz defterler incelenirse" diyen adama "aman kocacim saglik olsun, o kadar dunyayi dolastik, gezdik gorduk, her turlu luksu kullandik, altimizda mersolar, sirtimizda kurkler, sonuna kadar yiyelim ne halt olursa olsun" diye cevap vermeye benziyor.

Suren babasinin kurdugu sirketleri batirdi (birinin bas muhendisi yakin arkadasimlarindan birinin babasiydi, detaylari ondan biliyorum) GS'i da batirdi. Onun zamaninda GS 44 milyon dolarlik dis transfer yapti, Emre, Hakan, Okan'i elinde tutamadi, 10 milyon dolarlik maketler yaptirdi. Sirket kurup kulubun %20'sini AIG'ye satti. Ardindan gelen varisi Cansun da jardel'i 16 milyona getirip, 5 milyona satti. Karsiliginda Lizbondan isimsiz futbolcular aldi, bir tanesiyle FIFA'lik olduk, borc yuzunden gecen sene puanimiz siliniyordu. Ustune de kalmadi, GS'in gelirlerini (Bakin karinin degil) %20sini halka satti. GS hala bu hatalarin altindan kalkamiyor.

Canaydin'in hatalari da belli, ustune ustluk sportif herhangi bir basari da yok o yuzden onu da korudugum yok ama siz sevgili arkadaslarim bel altindan vurarak, daha iki gun oncesini hatirlamadan konusuyorsunuz.

Bir kere bu kulup bizim kulubumuz degil. Surada aramizda kac tane kulup uyesi var. Gidin bu dinazorlardan birine sorun. "Bu kulubu biz kurduk, biz buyuttuk, istersek de biz batiririz, sen kim oluyorsun, hadi simdi ikile" cevabini al da otur kicinin ustune.

Turkiye'de hangi kulup iyi yonetiliyor. FB paralari dokuyor da ne oluyor? Ya Besiktas...

Bu isler boyle yuruyor boyle gidiyor. Benim dusuncem, burasi okunuyor. Kim gelirse gelsin fikir verip yardimci olmak, gerisi bull shit. Canaydin gitsin bilmem ne gelsin... Peehh...

Ozan Ersoy

Posted: Fri Oct 20, 2006 6:08 pm
by Kenan Atak
Ozancim hic olmazsa klup Avrupa'da muthis ad yapti. Evet basarilara hazirliksiz yakalanildi ama yapilan buyuk fedekarliklar var, Avrupa'da basa oynamak icin Pope, Ilie, Filip, Hagi, Tafarel, Jardel gibi adamlara sahip olmak lazim dusuncesi var, ortada iyi kotu bir hedef var. Kaldi ki Cansun doneminde Lucescu ile sampiyon olundugu sene borclar azaltilmisti. Simdi bir de 4 senede VHS kasetten alinan 60 kusur futbolcuyu onune koy GS'a maliyetlerini hesapla ve gelinen yere bak hersey ortada. Seneye de ayni sey olacak Kapusko gidecek Nasar el Talat alinacak 3 milyon dolara. Evet bu konusmalar bir ise yaramayabilir ama Canaydin'in GS'da kaldigi her gun GS'i daha da yiyecek cunku kendisine kimsenin inanci yok. Bu kadar inancsiz guvensiz bir ortamda iste boyle freni patlamis kamyon gibi asagi gidilir. Insanlar artik maca gitmek istemiyor. Super kupa sahibi GS oldu siradan bir anneler ligi klubu ustune borclar TC'nin dis borcu gibi. Ben size soyleyeyim bu onumuzdeki iki sene ortalama 6-7 bin kisiye mac oynar artik GS. Hem tribunlere dadanmis eskiyalar hem de bu saman kagidi gibi sIkIci takimla insanda istek birakmadilar. Bu sene GS su kiytirik anneler liginde bile kume dusmemeye oynayabilir.

Posted: Fri Oct 20, 2006 6:09 pm
by Cengiz Akgun
Murat Kara wrote:Maci seyredemedim (Cengiz golleri nerede seyrettin?) ....
Macin ak$ami TRT TSI ile geceyarisi haberlerinde macin kisa bir ozetini verdi.

Dun ak$ma videoya cektigim Shelse-Barca macini bitrebildim. Iki gecedir seyrederken uyukluyorum. Macin kalitesizliginden degilde yorgunluktan.
Adamlarin ayaga pas atmalari toplu hucum ve toplu defans yapmalari futbol acisindan derd gibi.

Barca beni yine acmadi. Maymun oynamayinca pek bir halt yok gibi. Halbuki Puyol ve Messi cok daha verimli adamlar.

Chelsea'nin forvet hatti $evki, Balack, ve Drogba. Insanin elinin koru diyecegi geliyor. Zaten Drogba bir gol atti akillara seza GS'lilara cefa. Hakan da bu adamla Inter'de oynadi idi. $evki gununde olsa iki tane yazardi. Hakan gibi kacirip Hakeme bakti.

Essien diye bir arap daha var. Bir keresinde 3'e yakaladilar ama bu ortada her iki yaninda bo$ iki forvete de pas vermedi. Marinho sinir krizi gecirdi kenarda. Sonra adam kendi sahasindan sag koridorda 10-15 metrelik $eritte $evki'ye kavisli bir pas cikardi ki neden bu kadar para aldigini ispat etti. $evki adamon arkasinda muz gibi kavisle gelen taca cikmadan gelen topu aliverdi. Guya $evki arkanda diye kademede olan adamda seyirci gibi seyretti topu. Calima filan ne luzum var dedi Essien sen istedigin kadar kademeye gir ben pasimi veririm dedi.

Posted: Fri Oct 20, 2006 6:27 pm
by Ozan Ersoy
Kerem Tezic wrote:Ozancim hic olmazsa klup Avrupa'da muthis ad yapti. Evet basarilara hazirliksiz yakalanildi ama yapilan buyuk fedekarliklar var, Avrupa'da basa oynamak icin Pope, Ilie, Filip, Hagi, Tafarel, Jardel gibi adamlara sahip olmak lazim dusuncesi var, ortada iyi kotu bir hedef var.
Hic olmazsa Muthis ad yapmak yukardaki kadinin kocasina dedikleriyle es degerde. Iflas ettikten, bes parasiz kaldiktan sonra bir daha kurk giyilmeyecegi, mersoya binilmeyecegi, dunya turlarina cikilmayacagi ne kadar kesinse, GS'in da iflas ettikten sonra Hagi, Pope, Taffarel alamayacagi o kadar asikar. Git bakalim Barcelona stoperini, kaptanini almaya kalk simdi ne kadardan aciyorlar kapiyi? Dunya piyasalari cok degisti. Ze roberto 3 milyon pesin para istiyor. Ben bile onu cok istedigim halde, bu para cok dedim. Yani bir yerde de durulmasi gerekiyor.

Herkesin agzinda 6 futbolcu yerine 2 tane duzgun adam alinsin lafi var ama duzgun adam 4 milyon dolar isterse o da olmuyor. Ben senede 250 bin dolara oynuyorum adam benim 16 katim paraya oynuyor, pezevenk o kossun, o kurtarsin takimi diyor bizim lavuklar. Sonra gidip macta top atmiyor, antrenmanda dalasiyorlar, adamin ayagina vuruyorlar, hele bir de paralar da gecikirse soyunma odalarinda yumruk atiyorlar.

Yani..

Yani GS ucuz ve isimsiz ama iyi futbolcu/genc futbolcu almaya calismali, genclere onem vermeli. Bunun icin scoutinge onem verilmeli. Iyi hoca bulmali, genclerle calisacak, savasan takim yaratacak, akilli, sonuc alacak futbol oynatacak hoca bulmali. Boyle viskileri dikip hucum futbolu falan diye hayal dunyasinda kosan hoca degil. Arada bir Arda gibi oyuncular cikarip, onlari Avrupa'ya pazarlamali, bosalan yerleri Oguz Sabankay, Aydin, M guven gibi topcularla doldurmali. Bu degirmeni bu donguyu bir sekilde acilen kurmali.

Canaydin gitsin Cansun gelsinle olacak is degil. Onlarin da yaptiklari bu kulubu finansal acidan nasil zora soktuklari ortada. Kazanilan iki kupa bunlari hic bir sekilde degistirmiyor. Essek yine ayni essek.

Ozan Ersoy

Posted: Sat Oct 21, 2006 2:21 am
by Murat Kara
GS boyle yag yakarken bir tane dogru durust bitirici adam olsa on yil sonra millet iste Canaydin Sabri, Arda, Ilic, Inamoto, Orhan Ak gibi adamlari bulup getirdiydi denir.

Bu bitirici adam Hagi gibi mi olur Jardel gibi mi olur bilemem ama yok iste takimda boyle birisi. Kisa vadeli cozum icin boyle birisi sart.

Basarinin marjinal faktorlere dayali oldugu boyle bir oyunda, sana hamle ustunlugu saglayacak bir marjin yoksa, boyle bosuna didinirsin iste. GS'de Liverpool macinin 2.yarisi Umit Jardel gibi oynayinca ben bu farki ciplak gozle gordum. Burada problem Umit'in her zaman Jardel gibi oynayamamasi.

Az once PSV macinin ozetini bulup seyrettim youtube'e koymuslar sagolsunlar. Orhan o bos durumda 4 metreden o kafayi sokabilecek kalitede adam olsa, muhtemelen o enerjiyle GS maci gule oynaya 3-0, 4-0 bitirirdi.

Gercekten trajik bir durum var ortada. Futbolcular ve TD "ellerinden geldigince" mucadele ediyorlar. Ama ellerinden gelen ne yazik ki bu. Onun icin onlara kizamiyorum ben.

Posted: Sun Oct 22, 2006 6:53 pm
by Ali Gursel
Ozan Ersoy wrote:
Ali Gursel wrote: Aldığı yabancılar Hagi, Taffarel, Popescu olan yönetimle Marek, Tarak, Kürek olan yönetim aynı değildir. Ali Sami Yen'de maç yaptıran yönetimle GS'a ve taraftarına Olimpiyat Stadında rezalet üstüne rezalet yaşatan yönetim bir değildir. Kimseye kupa sözü falan vermeyip 4 şampiyonluk ve UEFA kazanan yönetimle bize Tromso ve Ekim'de herşeyi bitmiş sezon hediye eden yönetim de bir değildir.

O zamanki yönetimle bu zamanki yönetimi karşılaştırıp ikisi de kötü idi demek Merkel kötü Hitler de kötüydü demek ikisi de aynı demeye benziyor.
Yine balik hafizalik devam ediyor. Bize de hatirlatmak dusuyor.

Bu "hanim iflas ettik, borc girtlakta, bankalar herseyimize el koyacak, hapse bile girebiliriz defterler incelenirse" diyen adama "aman kocacim saglik olsun, o kadar dunyayi dolastik, gezdik gorduk, her turlu luksu kullandik, altimizda mersolar, sirtimizda kurkler, sonuna kadar yiyelim ne halt olursa olsun" diye cevap vermeye benziyor.

Suren babasinin kurdugu sirketleri batirdi (birinin bas muhendisi yakin arkadasimlarindan birinin babasiydi, detaylari ondan biliyorum) GS'i da batirdi. Onun zamaninda GS 44 milyon dolarlik dis transfer yapti, Emre, Hakan, Okan'i elinde tutamadi, 10 milyon dolarlik maketler yaptirdi. Sirket kurup kulubun %20'sini AIG'ye satti. Ardindan gelen varisi Cansun da jardel'i 16 milyona getirip, 5 milyona satti. Karsiliginda Lizbondan isimsiz futbolcular aldi, bir tanesiyle FIFA'lik olduk, borc yuzunden gecen sene puanimiz siliniyordu. Ustune de kalmadi, GS'in gelirlerini (Bakin karinin degil) %20sini halka satti. GS hala bu hatalarin altindan kalkamiyor.

Canaydin'in hatalari da belli, ustune ustluk sportif herhangi bir basari da yok o yuzden onu da korudugum yok ama siz sevgili arkadaslarim bel altindan vurarak, daha iki gun oncesini hatirlamadan konusuyorsunuz.

Bir kere bu kulup bizim kulubumuz degil. Surada aramizda kac tane kulup uyesi var. Gidin bu dinazorlardan birine sorun. "Bu kulubu biz kurduk, biz buyuttuk, istersek de biz batiririz, sen kim oluyorsun, hadi simdi ikile" cevabini al da otur kicinin ustune.

Turkiye'de hangi kulup iyi yonetiliyor. FB paralari dokuyor da ne oluyor? Ya Besiktas...

Bu isler boyle yuruyor boyle gidiyor. Benim dusuncem, burasi okunuyor. Kim gelirse gelsin fikir verip yardimci olmak, gerisi bull shit. Canaydin gitsin bilmem ne gelsin... Peehh...

Ozan Ersoy
Ozancığım,

Birincisi bel altı vurmak insanlarin kişisel işleriyle klüp yönetimlerini birbirine karıştırınca daha kötü oluyor bence. Sanırım ikimiz de Real Madrid'inden Barca'sına, FB'sindenden GS'ına başkanların kişisel iş hayatları ile klüp yönetimlerinin alakasız olduğunu bilecek kadar futbol takip ediyoruz, örnek saymama gerek yoktur.

Kalan kısımda ise çok basit bir önerme var: hadi diyelim FS söylendiği kadar kötü yönetti GS'ı Canaydın'ın da maddi olarak kötü yönettiği ortada (yani söylediklerinin aksine mali durumu düzeltmek, proje başlatmak gibi şeyler de yapmıyor). O zaman sportif başarıya bakıyoruz, kabili kıyas değiller.

Daha da basitleştirelim. Bir başkandanda A ve B özellikleri aranır, elinde iki aday var, ikisi de B özelliğine haiz değil ama biri Ada öbürünün canına okumuş, bunlara nasıl eş muamele yapılır, ben Canaydın'ın hangiş özelliğini farkedemiyorum da bu yazılar geliyor, bir tane olumlu yanını yazın lütfen.

Senin örneğine cevap vereyim: kocasında o lafı işiten kadının alternatifleri aman kocacım ne güzel dünyayı gezip gördük, keyif yaptık da öyle iflas ettik demek ya da nasıl hayatım, bütün paralarımızı nasıl bir gecede pokerde kaybettin bir de evi ipotek ettin demekse ben müsaadenle birinciyi yercih eder hiç olmazsa keyif yaptık derim.

Lütfen Canaydın'a Süren devrini NASA ile MArs misyonunda geçirmiş, GS'da olup bitenerden habersizdi muamelesi yapmayı bırakın, GSda olup biten herşeyden haberdardı, bütün o dönemin hatalarında en ufak bir muhalefeti olmadı, sonra da başkan olup Avrupa'da üç kupa falan alacağım deyip beceriksiz çıktı.

Tekrar edeyim, Hagi'yi FT'in itirazına rağmen getirip, Terim'i yöneten başkanla, tansferi Terim'e bırakıp Lukunku'yu getiren başkan bir olmaz, birincisi de hatalar yaptı diye (Canaydın gelip stad yapsa, mali tabloyu düzeltse o durumda konşurduk). Biri iş bıraktığında GS ikinci torba takımıydı Avrupa'da şu anda Avrupa'nın çöp torbasına dogru yol alıyoruz, Tromso, 3 maçta bir puan vs. diye.

Ben balık hafızalı değilim FS konusunda, sadece çok basit bir karşılaştırmayı rahatça yapabiliyorum. Canaydın'dan daha kötüsünü düşünemiyorum, benim hayatım süresinde GS'ın gördüğü en kötü başkandır, ne kadar çabuk gidese o kadar hayırlı olacaktır. En kötü ihtimalle hayal dünyasında yaşamayan, psikolojik dengesini yitirmemiş bir insan gelir, durumu anlatır, kötü gitmeye devam ederiz. Bu zat geçen sene TVda kendini başarılı bulduğunu söyledi. Herhangi bir psikplog gerçeklikle bağlantısını kaybetmiş der buna.

Posted: Mon Oct 23, 2006 2:16 am
by Cemal Savas
Ozancığım,

Birincisi bel altı vurmak insanlarin kişisel işleriyle klüp yönetimlerini birbirine karıştırınca daha kötü oluyor bence. Sanırım ikimiz de Real Madrid'inden Barca'sına, FB'sindenden GS'ına başkanların kişisel iş hayatları ile klüp yönetimlerinin alakasız olduğunu bilecek kadar futbol takip ediyoruz, örnek saymama gerek yoktur.

Kalan kısımda ise çok basit bir önerme var: hadi diyelim FS söylendiği kadar kötü yönetti GS'ı Canaydın'ın da maddi olarak kötü yönettiği ortada (yani söylediklerinin aksine mali durumu düzeltmek, proje başlatmak gibi şeyler de yapmıyor). O zaman sportif başarıya bakıyoruz, kabili kıyas değiller.

Daha da basitleştirelim. Bir başkandanda A ve B özellikleri aranır, elinde iki aday var, ikisi de B özelliğine haiz değil ama biri Ada öbürünün canına okumuş, bunlara nasıl eş muamele yapılır, ben Canaydın'ın hangiş özelliğini farkedemiyorum da bu yazılar geliyor, bir tane olumlu yanını yazın lütfen.



Lütfen Canaydın'a Süren devrini NASA ile MArs misyonunda geçirmiş, GS'da olup bitenerden habersizdi muamelesi yapmayı bırakın, GSda olup biten herşeyden haberdardı, bütün o dönemin hatalarında en ufak bir muhalefeti olmadı, sonra da başkan olup Avrupa'da üç kupa falan alacağım deyip beceriksiz çıktı.

Tekrar edeyim, Hagi'yi FT'in itirazına rağmen getirip, Terim'i yöneten başkanla, tansferi Terim'e bırakıp Lukunku'yu getiren başkan bir olmaz, birincisi de hatalar yaptı diye (Canaydın gelip stad yapsa, mali tabloyu düzeltse o durumda konşurduk). Biri iş bıraktığında GS ikinci torba takımıydı Avrupa'da şu anda Avrupa'nın çöp torbasına dogru yol alıyoruz, Tromso, 3 maçta bir puan vs. diye.

Ben balık hafızalı değilim FS konusunda, sadece çok basit bir karşılaştırmayı rahatça yapabiliyorum. Canaydın'dan daha kötüsünü düşünemiyorum, benim hayatım süresinde GS'ın gördüğü en kötü başkandır, ne kadar çabuk gidese o kadar hayırlı olacaktır. En kötü ihtimalle hayal dünyasında yaşamayan, psikolojik dengesini yitirmemiş bir insan gelir, durumu anlatır, kötü gitmeye devam ederiz. Bu zat geçen sene TVda kendini başarılı bulduğunu söyledi. Herhangi bir psikplog gerçeklikle bağlantısını kaybetmiş der buna.

Sevgili Ali,

Suren'in son yili ve Cansub donemini bir dusun. Futbolcularin paralari odenemiyor, icralar kapida, simde sen cidden bu durumdayken Popa'yi Barca'dan getirebilirmiydik, yada kulubun bu durumunu gorup Gala'ya gelirmiydi sence. Suren o transferleri $100M borc varken yapmadi yahu. Luce'yi getirenler son yilinda FT'nin kapisinda rezil bir sekilde donenler degilmi simdi yonetime aday olanlar. Bunlarmi daha iyi yonetici.

Bu kulup bu hala Canaydin doneminde gelmedi. Canaydin kotu tamam ama ciddi yapisal degisiklik yapilmadan sonucun farkli olacagini dusunmuyorum. Kim gelirse gelsin koklu degisime (ozellikle kongre uyeligi, secim yapisi, karar mekanizmalari, kulubun buyuk abileri) olamadan Canaydin gider Cansun gelir ama filmim yine eyni filim.

Saygilar,

$10M'a satilik satilik kelepir stad maketim var diyen APSUA

Posted: Mon Oct 23, 2006 6:17 pm
by Ali Gursel
Cemal Savas wrote:
Ozancığım,

Birincisi bel altı vurmak insanlarin kişisel işleriyle klüp yönetimlerini birbirine karıştırınca daha kötü oluyor bence. Sanırım ikimiz de Real Madrid'inden Barca'sına, FB'sindenden GS'ına başkanların kişisel iş hayatları ile klüp yönetimlerinin alakasız olduğunu bilecek kadar futbol takip ediyoruz, örnek saymama gerek yoktur.

Kalan kısımda ise çok basit bir önerme var: hadi diyelim FS söylendiği kadar kötü yönetti GS'ı Canaydın'ın da maddi olarak kötü yönettiği ortada (yani söylediklerinin aksine mali durumu düzeltmek, proje başlatmak gibi şeyler de yapmıyor). O zaman sportif başarıya bakıyoruz, kabili kıyas değiller.

Daha da basitleştirelim. Bir başkandanda A ve B özellikleri aranır, elinde iki aday var, ikisi de B özelliğine haiz değil ama biri Ada öbürünün canına okumuş, bunlara nasıl eş muamele yapılır, ben Canaydın'ın hangiş özelliğini farkedemiyorum da bu yazılar geliyor, bir tane olumlu yanını yazın lütfen.



Lütfen Canaydın'a Süren devrini NASA ile MArs misyonunda geçirmiş, GS'da olup bitenerden habersizdi muamelesi yapmayı bırakın, GSda olup biten herşeyden haberdardı, bütün o dönemin hatalarında en ufak bir muhalefeti olmadı, sonra da başkan olup Avrupa'da üç kupa falan alacağım deyip beceriksiz çıktı.

Tekrar edeyim, Hagi'yi FT'in itirazına rağmen getirip, Terim'i yöneten başkanla, tansferi Terim'e bırakıp Lukunku'yu getiren başkan bir olmaz, birincisi de hatalar yaptı diye (Canaydın gelip stad yapsa, mali tabloyu düzeltse o durumda konşurduk). Biri iş bıraktığında GS ikinci torba takımıydı Avrupa'da şu anda Avrupa'nın çöp torbasına dogru yol alıyoruz, Tromso, 3 maçta bir puan vs. diye.

Ben balık hafızalı değilim FS konusunda, sadece çok basit bir karşılaştırmayı rahatça yapabiliyorum. Canaydın'dan daha kötüsünü düşünemiyorum, benim hayatım süresinde GS'ın gördüğü en kötü başkandır, ne kadar çabuk gidese o kadar hayırlı olacaktır. En kötü ihtimalle hayal dünyasında yaşamayan, psikolojik dengesini yitirmemiş bir insan gelir, durumu anlatır, kötü gitmeye devam ederiz. Bu zat geçen sene TVda kendini başarılı bulduğunu söyledi. Herhangi bir psikplog gerçeklikle bağlantısını kaybetmiş der buna.

Sevgili Ali,

Suren'in son yili ve Cansub donemini bir dusun. Futbolcularin paralari odenemiyor, icralar kapida, simde sen cidden bu durumdayken Popa'yi Barca'dan getirebilirmiydik, yada kulubun bu durumunu gorup Gala'ya gelirmiydi sence. Suren o transferleri $100M borc varken yapmadi yahu. Luce'yi getirenler son yilinda FT'nin kapisinda rezil bir sekilde donenler degilmi simdi yonetime aday olanlar. Bunlarmi daha iyi yonetici.

Bu kulup bu hala Canaydin doneminde gelmedi. Canaydin kotu tamam ama ciddi yapisal degisiklik yapilmadan sonucun farkli olacagini dusunmuyorum. Kim gelirse gelsin koklu degisime (ozellikle kongre uyeligi, secim yapisi, karar mekanizmalari, kulubun buyuk abileri) olamadan Canaydin gider Cansun gelir ama filmim yine eyni filim.

Saygilar,

$10M'a satilik satilik kelepir stad maketim var diyen APSUA
Sevgili Cemal,

Yanlış dolu işte söylediklerin. Canaydın geçen sene gelmiş gibi yazılmış başkanlığa. Ben böyle yeniden tarih yazdırmam yahu, adam geldi, eşşekler gibi para harcandı, Popa değil Barca'dan Popa ve sülalesi alınabilirdi ama Lukunku, Felipe, Tamas, Bratu, Pinto ve adını hatırlamadığım daha nice lüzumsuz insan alındı. O paralara bir düzine Popa alınırdı. Lütfen bu adam dün klübün başına gelip parasızlıktan İnamoto'yu almış muhabbetine aldanmayalım, hazret son seçimden beri maddi kurtarıcı olmaya çark etti diye.

Bir daha yazıyorum, Lukunku'yu alan ile Popa'yı alan aynı olmaz. Biri en azından futbolcudan ya anlıyordur ya işi anlayana bıraKmıştır. Öbürü işbilmez, beceriksizdir. Adam ısrarla unutturaya çalışsın, ben unutmuyorum FT döneminde alınan oyuncu v harcanan paraları. Kabahati FT'e amaya çalışana da o zaman o adam neden başkan orada derim.

FS'in kötü mali yönetimi bu adamın hem kötü nali yönetimini hem sportif başarısızlığını örtmüyor işte. Yine tekrar edeyim, gidene kadar da GS'ın başına hayırlı bir iş gelmeyecek.

GS'ı o Olimpiyat Stadı rezaletine sokan yönetim bu, ASY'e üç kuruş harcamamak için. Ama adam yarın çıkıp ASY FS zamanında çok eskimiş ondan Olimpiyata gidiyoruz dese ona da inanacaksın.

Makedime laf edenin rüzgar panelleri ne durumda diyen Ali.

Posted: Mon Oct 23, 2006 6:27 pm
by Ozan Ersoy
Cemal Savas wrote:
Bu kulup bu hala Canaydin doneminde gelmedi. Canaydin kotu tamam ama ciddi yapisal degisiklik yapilmadan sonucun farkli olacagini dusunmuyorum. Kim gelirse gelsin koklu degisime (ozellikle kongre uyeligi, secim yapisi, karar mekanizmalari, kulubun buyuk abileri) olamadan Canaydin gider Cansun gelir ama filmim yine eyni filim.

Saygilar,

$10M'a satilik satilik kelepir stad maketim var diyen APSUA
Ayni kanidayim. Yukardaki noktalara ek olarak yine vurgulamak istiyorum. GS'in o zaman borcu yoktu (Alp Yalman'in soylediklerine gore) hem de Dunya futbol piyasalari bu kadar ucmamisti. Ikisi de cok onemli.

Mesela...

4 milyar dolar nakit parasi olan bir Abramovic diye bir adam yoktu. Futbol takimlari yeni yeni borsaya aciliyorlardi, sirketlesiyorlardi. Real Madrid, elindeki gayri menkulleri satip, bir anda zenginlesip, Figo, Zidane gibi asrin transferlerini 50 milyon dolara yapmamisti. 200-300 milyon dolara Nike, Vodofone gibi sirketler kuluplerle sponsorluk anlasmasi yapmiyorlardi. Lyon'un ismi PSG, Monaco, Marsilya yaninda anilmazdi bile cunku o zamanlar Lyon'a Renault sponsor olmamisti. Ronaldinho Barcelona'dan 30 milyon dolar maas almiyordu. GS'a hic yaramayan, cok buyuk zarar etmesine yol acan Bosman kurallari daha yururluge girmemisti.

Ornekler cogaltilabilir.

Oyle bir ortamdi ki, Barcelona Hagi gibi birini serbest birakiyor, bir Meksika takimindan ve GS'dan baskasi talip olmuyordu. Ve GS Hagi'ye 4-5 milyon dolar maas vermek zorunda kalmamisti. Bu transferler takimdaki maas dagiliminin dengesini cok kotu bir sekilde bozmuyordu.

Bugun Hagi-Popescu gibi kariyer yapmis oyuncular yok mu? Var. Ama bonservisleri korkunc. Bonservisleri bile olmasa 5-6 milyon dolar para istiyorlar senede.

Alin size ornek Juninho. Tam Hagi'nin GS'a geldigi yaslarda. Bildigim kadariyla bonservisi de bitmek uzere. Hadi Suren, Cansun, Yigit Sardan gelsin de alsin Juninho'yu. Ya da iki sene once Real'den Inter'e giden Figo'yu alabilir miydi, bu vizyon sahipleri?Siz de biliyorsunuz alamazlardi. Alsalar bile takima ilk maaslari odeyemedikleri zaman takim dagilirdi, Figo'yu antrenmanda sakatlarlardi, biri soyunma odasinda, kufur eder, yumruk atardi vs.

Gercekleri gorelim. Bu kulubun mali durumu duzelmedikce ve kulup yonetim sekli degismedikce bu tip transferler yapilmaz. Bu siralarda GS'in degisik bir politika izlemesi gerekiyor. Bu politikayi da kulubu ilk basta batiranlarin izleyemeyecegi cok acik.

Ozan Ersoy