Page 3 of 3

Posted: Sat Oct 29, 2005 3:00 am
by Mustafa Dogan
Bakınız 29 Ekim tarihli gazetelerin spor sayfaları.. :)
Savas Macun wrote:
Mustafa Dogan wrote:Beşiktaşın forumlarında da Galatasayarın forumlarında da insanlar kendi kluplerinin başkanlarını eleştirebiliyorlar da bu fenerliler neden Aziz Yıldırımı savunma çabası içinde kıvranıyorlar anlamıyorum :)
Özhan Canaydının gıkı çıkmıyor ama bakınız demirören ne demiş:

"Sayın Aziz Yıldırım çesitli vesilelerle ve şüpheci bir üslupla, “Şu kişi
şurda şunu yapmış mıdır?, “Bu kişi burada şunu söylemiş midir?” gibi ifadeler
kullanarak sorular sormaktadır. Ben de şimdi net bir şekilde soruyorum;
geçen sezon Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a 4-3 yenildiği maçtan bir gece önce,
gecenin bir yarısında Futbol Federasyonu’nun Yönetim Kurulu’nun hangi üst
düzey yöneticisi ile nerede birlikteydi?"
Bakiniz AY ne cevap vermis...

http://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=1695

Posted: Sat Oct 29, 2005 6:08 am
by Mehmet Gorgen
AY TAHKİM KURULU ÜYELERİNE HİÇ BASKI YAPMAZMIŞŞŞŞ.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/3457201.asp?gid=53

Deniz Barış davası sırasında tehditler aldıklarını öne süren Kaymak ve Vardar, F.Bahçe Başkanı’nın telefonda kendilerine ağır sözler söylediğini ifade edip eklediler: ‘Kararlarımız vicdanımıza hesap verilerek alınmıştır.’

FUTBOL Federasyonu Tahkim Kurulu üyeliklerinden istifa eden Gürol Kaymak ve Erkan Vardar, dün ortaklaşa yazılı bir açıklama yaparak, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın kendilerine yönelttiği suçlamalara cevap verdiler. Kaymak ve Vardar’ın açıklamaları şöyle:

Ali Turan ‘tehdit’yüzünden imzalamadı

Deniz Barış’ın lisansının askıya alınmasına ilişkin tedbir kararı Erkan Vardar, Gürol Kaymak ve Ali Turan tarafından imzalanmıştır. Lisansın iptaline ilişkin karar imza aşamasına gelindiğinde Ali Turan, tehditler nedeniyle güvenliğinin olmadığını ileri sürerek imza atmayıp, yerine 1. yedek üye Refik Moral imzalamıştır.

Telefonla arayıp ağır sözler söyledi

Aziz Yıldırım, Tahkim Kurulu ile ilgili olarak hiçbir iş için ricacı olmadığını, bir telefon dahi etmediğini beyan etmektedir. Oysa ki, Deniz Barış’ın lisansı askıya alındıktan sonra Aziz Yıldırım, Kurul Başkan Vekili Erkan Vardar’ı telefonla arayıp, bu karardan hoşnut olmadığını söyleyip, Erkan Vardar ve Gürol Kaymak hakkında ağır sözler sarfetti.

Aksu ve Bilgili’den ricada bulundu

Aziz Yıldırım, lisansın iptal edilmesinden bir gün sonra; 22 Ekim’de Beşiktaş İkinci Başkanı Murat Aksu’yu arayarak, karardan dönülmesi istemini iletmiş ve Gürol Kaymak’ın vazgeçirilmesini istemiştir. Gene aynı gün Beşiktaş’ın eski başkanlarından Serdar Bilgili’ye telefon ederek Gürol Kaymak’ın kararından dönmesini, aksi halde hayırlı şeyler olmayacağını beyan etmiştir. Her iki görüşme metni Gürol Kaymak’a iletişmiştir.

Burcuoğlu, ‘Bu iş burada bitmez’ dedi

Bunun üzerine toplantı günü olmamasına rağmen, Erkan Vardar ve Gürol Kaymak, tehditler ve yapılan baskılar nedeniyle görev yapmanın imkansızlığını, Futbol Federasyonu binasında Tahkim Kurulu Başkanı Selçuk Öztek’e iletmiştir.

Bu esnada Deniz Barış’ın avukatı olan Prof.Dr. Haluk Burcuoğlu, izinsiz olarak toplantı salonuna girerek, bu işin burada bitmeyeceğini ve hesap sorulacağı tarzında bir tavır sergilemiştir.

Yanal davasında tezatlık yok

Aziz Yıldırım’ın iddiasının aksine; Deniz Barış ve Ersun Yanal hakkındaki kararlar tam uyum içindedir. Tahkim Kurulu, bu davayı inceleme aşamasında iken bile, ‘Ersun Yanal’ın, borç miktarının yarısı tutarında bir teminat getirmemesi halinde teknik direktörlük yapamayacağı’ anlamına gelen bir ara karar vermiştir. Bu ara kararından sonra taraflar kendi aralarında anlaşmaya vardıklarından, dosya kapatılmıştır.

Futbol Federasyonu, 12 Mart 2004 tarihinde MKE Kırıkkalespor Kulübü’nün dört futbolcusunun lisanslarını, borçları olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Dolayısıyla Deniz Barış ile ilgili dava ilk dava değildir.

Abdullah kararı PFT’ye göre verildi

Abdullah Ercan davasında ise özel sözleşmelerin geçerli olacağına dair Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin kararı henüz verilmemiş olduğundan, Profesyonel Futbol Talimatı’nın (PFT) 8. maddesi uyarınca karar verilmiştir.

Tahkim Kurulu’nun en eski iki üyesi olarak özveri ve dürüstlükle görevimizi iyi niyet ve hakkaniyet ölçüleri içinde yaptığımız inancındayız. Bütün kararlarımız vicdanımıza hesap verilerek alınmıştır.’

Posted: Sat Oct 29, 2005 7:51 pm
by Savas Macun
Mehmet Gorgen wrote:AY TAHKİM KURULU ÜYELERİNE HİÇ BASKI YAPMAZMIŞŞŞŞ.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/3457201.asp?gid=53

Deniz Barış davası sırasında tehditler aldıklarını öne süren Kaymak ve Vardar, F.Bahçe Başkanı’nın telefonda kendilerine ağır sözler söylediğini ifade edip eklediler: ‘Kararlarımız vicdanımıza hesap verilerek alınmıştır.’

FUTBOL Federasyonu Tahkim Kurulu üyeliklerinden istifa eden Gürol Kaymak ve Erkan Vardar, dün ortaklaşa yazılı bir açıklama yaparak, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın kendilerine yönelttiği suçlamalara cevap verdiler. Kaymak ve Vardar’ın açıklamaları şöyle:

Ali Turan ‘tehdit’yüzünden imzalamadı

Deniz Barış’ın lisansının askıya alınmasına ilişkin tedbir kararı Erkan Vardar, Gürol Kaymak ve Ali Turan tarafından imzalanmıştır. Lisansın iptaline ilişkin karar imza aşamasına gelindiğinde Ali Turan, tehditler nedeniyle güvenliğinin olmadığını ileri sürerek imza atmayıp, yerine 1. yedek üye Refik Moral imzalamıştır.

Telefonla arayıp ağır sözler söyledi

Aziz Yıldırım, Tahkim Kurulu ile ilgili olarak hiçbir iş için ricacı olmadığını, bir telefon dahi etmediğini beyan etmektedir. Oysa ki, Deniz Barış’ın lisansı askıya alındıktan sonra Aziz Yıldırım, Kurul Başkan Vekili Erkan Vardar’ı telefonla arayıp, bu karardan hoşnut olmadığını söyleyip, Erkan Vardar ve Gürol Kaymak hakkında ağır sözler sarfetti.

Aksu ve Bilgili’den ricada bulundu

Aziz Yıldırım, lisansın iptal edilmesinden bir gün sonra; 22 Ekim’de Beşiktaş İkinci Başkanı Murat Aksu’yu arayarak, karardan dönülmesi istemini iletmiş ve Gürol Kaymak’ın vazgeçirilmesini istemiştir. Gene aynı gün Beşiktaş’ın eski başkanlarından Serdar Bilgili’ye telefon ederek Gürol Kaymak’ın kararından dönmesini, aksi halde hayırlı şeyler olmayacağını beyan etmiştir. Her iki görüşme metni Gürol Kaymak’a iletişmiştir.

Burcuoğlu, ‘Bu iş burada bitmez’ dedi

Bunun üzerine toplantı günü olmamasına rağmen, Erkan Vardar ve Gürol Kaymak, tehditler ve yapılan baskılar nedeniyle görev yapmanın imkansızlığını, Futbol Federasyonu binasında Tahkim Kurulu Başkanı Selçuk Öztek’e iletmiştir.

Bu esnada Deniz Barış’ın avukatı olan Prof.Dr. Haluk Burcuoğlu, izinsiz olarak toplantı salonuna girerek, bu işin burada bitmeyeceğini ve hesap sorulacağı tarzında bir tavır sergilemiştir.

Yanal davasında tezatlık yok

Aziz Yıldırım’ın iddiasının aksine; Deniz Barış ve Ersun Yanal hakkındaki kararlar tam uyum içindedir. Tahkim Kurulu, bu davayı inceleme aşamasında iken bile, ‘Ersun Yanal’ın, borç miktarının yarısı tutarında bir teminat getirmemesi halinde teknik direktörlük yapamayacağı’ anlamına gelen bir ara karar vermiştir. Bu ara kararından sonra taraflar kendi aralarında anlaşmaya vardıklarından, dosya kapatılmıştır.

Futbol Federasyonu, 12 Mart 2004 tarihinde MKE Kırıkkalespor Kulübü’nün dört futbolcusunun lisanslarını, borçları olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Dolayısıyla Deniz Barış ile ilgili dava ilk dava değildir.

Abdullah kararı PFT’ye göre verildi

Abdullah Ercan davasında ise özel sözleşmelerin geçerli olacağına dair Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin kararı henüz verilmemiş olduğundan, Profesyonel Futbol Talimatı’nın (PFT) 8. maddesi uyarınca karar verilmiştir.

Tahkim Kurulu’nun en eski iki üyesi olarak özveri ve dürüstlükle görevimizi iyi niyet ve hakkaniyet ölçüleri içinde yaptığımız inancındayız. Bütün kararlarımız vicdanımıza hesap verilerek alınmıştır.’

FB baskaninin tarafsizlikla sucladigi ve FB aleyhine calismakla sucladigi kisilerden zaten baska bir demec veya aciklama da beklenemez.



Selamlar

Posted: Sat Oct 29, 2005 10:50 pm
by Mehmet Gorgen
Deniz barış olayında Tahkim kurulu GB kulübünü haklı bulup Deniz Barış'tan 1 milyon euro tazminatı GB kulübüne ödemesine karar verdiğine karar verdiğinde Tahkim kurulu üyeleri Fenerbahçe aleyhine çalışan adamlar mı oluyor.

O halde GS kulübü aleyhine çıkan her karar da da PFDK 'nın her üyesi de GS aleyhine çalışıyor mu diyeceğiz. Hasan şaş'a 2 maç yerine 3 maç veza verdiler diye bu adamları GS aleyhine çalışan hainler mi diyeceğiz.

Yapmayın yahu.

TAHKİM KURULU yazın Deniz barış'ın ödeyeceği tazminatın FB kulübünden alacağı paralardan tahsil edilemsine karar vermişti.

FB kulübü ise 2 senelik sözleşme süresince Deniz barış'ın tüm alacaklarının peşin ödendiğini dolayısyla alacağının hiç olmadığını söyledi.
Buna neremizle güleceğimizi şaşırdık. Belki Savaş bey Deniz barış'a kendi kulübünün 2 senelik ücreti defaten ödediğine inanır.

GB kulübü avukatının basında çıkan bir haberde maliyeden FB kulübünün eger Deniz barış'a yaptığı peşin ödemenin( ki varsa) vergisini yatırıp yatırmadığını araştırdıklarını buna ait bir verginin aradan 1 seneden fazla süre geçmesine rağmen yatırılmadığı ile ilgili haber vardı.Demekki ya parayı peşin ödememişler.Yada vergi yüzsüzü olmuşlar :lol:

Deniz barış tahkim'in aldığı karar uyarınca istenen tazminatı öngörülen zaman içerisinde GB kulübüne vermediği için lisansı iptal edildi. Fener bu oyuncuyu almadan önce Cavcav'ın AY beyfendiye bu oyuncu sözleşmeleri olduğunu söylediğini tv'lerde izledik.

Demek ki kendi hukuk dışı güçlerine fazlasıyla güvendikleri için bu parayı ödemeyeceklerini düşünenler, Tahkim'in lisans iptali kararı karşısında bu defa da tehdit ve hakaretlerle tahkim üyelerini zan altında bırakmaya çalışmaktadır.

Benim anlayamadığım UEFA ve FIFA'da sözleşmesi devam eden oyuncular başka bir kulüple sözleşme imzaladıklarında eger tazminat sözkonusu olursa para ve diğer cezaları sözleşme yapan kulüp ödemesine rağmen bizim tahkim kurulunun bu sefer cezayı FB kulübüne değil de Deniz'e kesmesini anlamak zor.

Sezon başında Roma kulübünün sözleşmesi devam olan bir oyuncuyu alıp 1 sene de oynattıktan sonra UEFA'dan aldığı milyonlarca euro para cezası ve 6 ay transfer yapmama cezası alması hala hafızalarımızda..

Bana göre de Tahkim kurulu FB kulübüne kıyak geçmiştir. Kulübün hiçbir ceza almadan bu olaydan sıyırması ancak bizim gibi ülkelerde olur.

Posted: Sat Oct 29, 2005 11:08 pm
by Cengiz Akgun
Bo$una kendini yorma Gorgen. He de gec Aziz Yoldirim aziz bir adamdir kimseyi tehdit etmez kuru iftiradir elbette. Ben onun neler yapabilecegine gecenin bir yarisnida Denizli'ye tututugu adamlarla yaptigi tehdit ve kufurlerle gordum. Denizli ise kuru gurultuye papuc birakmadi tazminatini di$ini sokerek aldi gitti.

Burada Sava$ Macun'un ve FB'lilerin Aziz Yoldirim konusunda ne du$undugu o kadar onemli mi sence. Yeterki buna benzer konularda GS gecinenlerin klubu ihya etti ayagi ile buna benzer $eyler soylememesi.

Posted: Sat Oct 29, 2005 11:11 pm
by Mustafa Dogan
Cengiz Akgun wrote: Burada Sava$ Macun'un ve FB'lilerin Aziz Yoldirim konusunda ne du$undugu o kadar onemli mi sence.
that's the point!

Posted: Sat Oct 29, 2005 11:35 pm
by Savas Macun
Mehmet Gorgen wrote:Deniz barış olayında Tahkim kurulu GB kulübünü haklı bulup Deniz Barış'tan 1 milyon euro tazminatı GB kulübüne ödemesine karar verdiğine karar verdiğinde Tahkim kurulu üyeleri Fenerbahçe aleyhine çalışan adamlar mı oluyor.

O halde GS kulübü aleyhine çıkan her karar da da PFDK 'nın her üyesi de GS aleyhine çalışıyor mu diyeceğiz. Hasan şaş'a 2 maç yerine 3 maç veza verdiler diye bu adamları GS aleyhine çalışan hainler mi diyeceğiz.

Yapmayın yahu.

TAHKİM KURULU yazın Deniz barış'ın ödeyeceği tazminatın FB kulübünden alacağı paralardan tahsil edilemsine karar vermişti.

FB kulübü ise 2 senelik sözleşme süresince Deniz barış'ın tüm alacaklarının peşin ödendiğini dolayısyla alacağının hiç olmadığını söyledi.
Buna neremizle güleceğimizi şaşırdık. Belki Savaş bey Deniz barış'a kendi kulübünün 2 senelik ücreti defaten ödediğine inanır.

GB kulübü avukatının basında çıkan bir haberde maliyeden FB kulübünün eger Deniz barış'a yaptığı peşin ödemenin( ki varsa) vergisini yatırıp yatırmadığını araştırdıklarını buna ait bir verginin aradan 1 seneden fazla süre geçmesine rağmen yatırılmadığı ile ilgili haber vardı.Demekki ya parayı peşin ödememişler.Yada vergi yüzsüzü olmuşlar :lol:

Deniz barış tahkim'in aldığı karar uyarınca istenen tazminatı öngörülen zaman içerisinde GB kulübüne vermediği için lisansı iptal edildi. Fener bu oyuncuyu almadan önce Cavcav'ın AY beyfendiye bu oyuncu sözleşmeleri olduğunu söylediğini tv'lerde izledik.

Demek ki kendi hukuk dışı güçlerine fazlasıyla güvendikleri için bu parayı ödemeyeceklerini düşünenler, Tahkim'in lisans iptali kararı karşısında bu defa da tehdit ve hakaretlerle tahkim üyelerini zan altında bırakmaya çalışmaktadır.

Benim anlayamadığım UEFA ve FIFA'da sözleşmesi devam eden oyuncular başka bir kulüple sözleşme imzaladıklarında eger tazminat sözkonusu olursa para ve diğer cezaları sözleşme yapan kulüp ödemesine rağmen bizim tahkim kurulunun bu sefer cezayı FB kulübüne değil de Deniz'e kesmesini anlamak zor.

Sezon başında Roma kulübünün sözleşmesi devam olan bir oyuncuyu alıp 1 sene de oynattıktan sonra UEFA'dan aldığı milyonlarca euro para cezası ve 6 ay transfer yapmama cezası alması hala hafızalarımızda..

Bana göre de Tahkim kurulu FB kulübüne kıyak geçmiştir. Kulübün hiçbir ceza almadan bu olaydan sıyırması ancak bizim gibi ülkelerde olur.

Mehmet bey,

Karsi goruslerim asagida madde halindedir.Hukukuc degilim, ama mantigim cercevesinde.

1) Tahkim Kurulu, paranin Deniz Baris'tan tahsil edilmesine karar verdi.FB 'den alacagindan vermesi ne demek????Nerden verirse versin. Benim birine borcum varsa, bu borc kendi assetlerimden veya paramdan gider, kimseden alacagimdan gitmez.Borc varsa, tahislat yapilir, gunu gecerse icraya verilir ve o sekilde tahsilata gidilmez mi???

2) FB kulubunun parayi nasil odediginin veya ne sekilde odediginin onemi nedir burada? Borclu FB degil ki DB.

3) DB sozlesmesi var miydi GB ile? Sezon sonu sozlesmesi bitiyordu ve ozel bir protokol yapildi. Bu protokol geregi eger baska bir kulup ile sozlesme imzalarsa kendisi 1 mio EUR odemeye mahkum oluyordu. Sozlesmesi devam ediyor olsaydi isin icine zaten bonservis girmezmiydi? Orada da belirtilen rakam belli degil mi?

4) Roma kulubu sozlesmesi devam eden oyuncuyu almis eger ben madde 3'de hakliysam o zaman bu ornegin FB ile alakasi yok.Olsa dahi cezai yaptirim var, oyuncu lisansinin iptali yok.Zaten cezalar hep sahisa kesiliyor, DB'a. Bu da ortada bir sozlesmenin olmadigini gosteriyor, sadece DB ile GB arasinda ozel bir protokol var, ve 3.party'i kimse sorumlu tutmuyor cezalardan anladigim kadariyla.Oysa ki sozlesme olsaydi, TFF FB ceza keserdi ve DB olayin diisnda tutulurdu.

Selamlar
Savas

Posted: Sun Oct 30, 2005 12:14 am
by Mehmet Gorgen
Savas Macun wrote:


Mehmet bey,

Karsi goruslerim asagida madde halindedir.Hukukuc degilim, ama mantigim cercevesinde.

1) Tahkim Kurulu, paranin Deniz Baris'tan tahsil edilmesine karar verdi.FB 'den alacagindan vermesi ne demek????Nerden verirse versin. Benim birine borcum varsa, bu borc kendi assetlerimden veya paramdan gider, kimseden alacagimdan gitmez.Borc varsa, tahislat yapilir, gunu gecerse icraya verilir ve o sekilde tahsilata gidilmez mi???

2) FB kulubunun parayi nasil odediginin veya ne sekilde odediginin onemi nedir burada? Borclu FB degil ki DB.

DB üzerine bir mal varlığı kayıtlı değilse adamın maaş aldığı müesseye bu adamın çalıştığı süre boyunca maaşlarına temlik koydurmuşlar.. Deniz barış'ın Fb kulübünden 2 sene içerisinde alacağı transfer paralarına temlik koymuşlar. Büyük FB kulübü ise tüm alacağını ilk imzada ödemiş. Nedense diğer futbolcuların hiçbirinde 2-3 senelik tüm alacaklar imza gününde ödenmemiş.Deniz'e kıyak geçmişler mi diyelim :lol: Dolayısıyla Deniz'in borcunu ödemesi için hiç parası yok.üstüne mal varlığı falan da yokmuş. tahkimde kusura bakma Deniz demiş. Para yoksa lisans da yok demiş.

3) DB sozlesmesi var miydi GB ile? Sezon sonu sozlesmesi bitiyordu ve ozel bir protokol yapildi. Bu protokol geregi eger baska bir kulup ile sozlesme imzalarsa kendisi 1 mio EUR odemeye mahkum oluyordu. Sozlesmesi devam ediyor olsaydi isin icine zaten bonservis girmezmiydi? Orada da belirtilen rakam belli degil mi?

4) Roma kulubu sozlesmesi devam eden oyuncuyu almis eger ben madde 3'de hakliysam o zaman bu ornegin FB ile alakasi yok.Olsa dahi cezai yaptirim var, oyuncu lisansinin iptali yok.Zaten cezalar hep sahisa kesiliyor, DB'a. Bu da ortada bir sozlesmenin olmadigini gosteriyor, sadece DB ile GB arasinda ozel bir protokol var, ve 3.party'i kimse sorumlu tutmuyor cezalardan anladigim kadariyla.Oysa ki sozlesme olsaydi, TFF FB ceza keserdi ve DB olayin diisnda tutulurdu.

Selamlar
Savas
Fransız auxerre kulübünün Mexes olayında dediği Mexes'in aynı deniz barış gibi özel sözleşmesi olduğudur. Roma bu sözleşeme şu şu nedenlerle geçersiz demiş ve futbolcuyu almış. UEFA'da o sözleşme geçerli demiş. Sene içerisinde özel protokol denen sözleşmeler var olan sözleşmenin uzatılması ile ilgilidr. Yoksa iş olsun diye yapılmıyor. FB kulübü de sene içerisinde çoğu oyuncusuyla benzer şekilde sözleşme uzatmıştır.

Gerçi duvara yazıyorum gibi oluyor ama. Kusura bakmayın.

İsterseniz İnternetten ocak ayı içerisinde deniz barış'ın sözleşmesinin uzatıldığı günkü gazete haberlerini araştırıp bulabilirim.

Ama nasıl olsa siz"AY akıllıdır, ne yapsa haklıdır " düsturunu benimsediğinizden boşuna uğraşmış olacağım.

Posted: Sun Oct 30, 2005 1:18 pm
by Mustafa Dogan
Medya için varsa yoksa fener. Ne Galatasaray ne Beşiktaş nede diğerleri! Fener yalakalığıyla o kadar meşguller ki diğer takım haberleri için fazla kafa yormuyorlar. Şe linke bakarmısınız, galiba bugün beşiktaşla futbol maçı yapaağımızı sanıyor bu öküzler!!

http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=12006,2

Maö kadrolarına dikkat edin lütfen!

Posted: Sun Oct 30, 2005 11:54 pm
by Can Erkut Sevinc
Şu tahkim ve A.Y. ın iddiaları konusunda bir kaç gündür tartışmaların sürmesi nedeni ile tespit ettiğim bazı bilgileri burada paylaşmanın uygun olacağını düşünüyorum. Özellikle Fenerbahçeli arkadaşların da gerçekten bilgiye dayalı olarak yorum yapmaları ve elbette bilgiye dayalı olarak yapılan savunma ve açıklamaları algılamalarını dilerim.

İddia: TFF ve Tahkim Kurulu geçmişte Abdullah Ercan ile ilgili davada Fenerbahçenin ek sözleşmesini (tek tip sözleşme dışındaki) dikkate almayarak görevsizlik sebebi ile talebini geri çevirmişlerdir. Oysa şimdi Deniz Barış'ın GB ile yaptığı özel sözleşmeyi (tek tip sözleşme dışında kalan) dikkate alarak, karar ve cezaya hükmetmişlerdir. Bu çi,fte standart değil midir?

Yanıt: Abdullah Ercan ile ilgili davanın konu olduğu tarihte Profesyonel Futbol Talimatlarının Maddi Konularla ilgili maddesi sadece tek tip sözleşme çerçevesinde TFF ve Tahkimin karar vermesi şeklinde yürütülmekte idi. Yabancı oyuncular için söz konusu olan ek sözleşmelerde FIFA ve YEFA yolu ile takip söz konusu iken yerli oyuncular ve teknik diektörler için bir boşluk bulunmakta idi.

Sadi Tekelioğlu'nun Konyasporla ilgili davasında bu nedenle TFF görev yapmayınca, Sadi Tekelioğlu'nun müracaatı üzerine Yargıtay 13. hukuk dairesi aşağıdaki gerekçeli kararlarını almış, Sadi Tekekloğlu'nun davasının o anda görülebilmesi adına..
Profesyonel Futbol Disiplin Talimatı'nın ''Mali ve İdari Anlaşmazlıklar'' başlıklı 12. maddesi ''Profesyonellikten doğan her türlü mali ve idari anlaşmazlıklar ile kulüplerin futbolcularına verdikleri para cezaları, federasyon tarafından incelenir ve karara bağlanır'' hükmüne yer verirken, anlaşmazlıkların kesin karara bağlanması yetkisi ise Tahkim Kurulu'na veriliyor.
Futbol Federasyonu anlaşmazlıklarda, kendi belirlediği tek tip sözleşme içeriğini dikkate alırken, kulüple futbolcu ya da teknik direktör arasındaki ek özel sözleşmeyi ise değerlendirmeye almıyordu.
Geçmişteki uygulamalarda da Türk futbolcuların ya da teknik direktörlerin kulüplerle yaptıkları ek özel sözleşmeler incelemeye alınmazken, yabancı uyruklu futbolcular ise ek özel sözleşmelerden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle FIFA'ya başvurduklarında haklarını alabiliyorlardı.
Konyaspor ile teknik direktör Sadettin Tekelioğlu arasındaki ek özel sözleşmeden doğan anlaşmayı inceleyen Yargıtay, Türk uyrukluların da bu sözleşmeler nedeniyle yargı yoluna başvurabilecekleri kararını verdi.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2003/16256 E. ve 2004/5446 K. sayılı kararında bu boşluğa değiniliyor ve hukuki çözüm getiriliyor.
Yargıtay'ın kararında, ''Futbolcuyla kulüp arasında yasaca öngörülen tek tip sözleşmeden doğan anlaşmazlıklarda Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, diğer ek özel sözleşmelerden doğan anlaşmazlıklarda ise adli yargı görevlidir'' deniliyor.
http://www.turktransfer.com/print.asp?i ... %3A05%3A11

Bu karar üzerine TFF , UEFA ve FIFA ile ters düşmemek adına PFT 12. MADDE yorumunu ek ve özel sözlşemeleri de kapsayacak şekilde genişletiyor.
PROFESYONEL FUTBOL VE TRANSFER TALİMATI
MALİ VE İDARİ ANLAŞMAZLIKLAR :
MADDE 12 - Profesyonellikten doğan her türlü mali ve idari anlaşmazlıklar ile kulüplerin futbolcularına verdikleri para cezaları, Federasyon Yönetim Kurulu'nca incelenir ve karara bağlanır. Bu kararlara karşı Tahkim Kurulu'na başvurulabilir./b] Federasyon, FIFA ve UEFA'ya kulüp borcundan dolayı ödemek zorunda kaldığı tutarlar da dahil, alacakları hakkında takas hakkını kullanır.
Federasyon, kulüplerin birbirinden veya futbolcuların, teknik adamların ve futbolcu temsilcilerinin kulüplerden olan alacaklarını, alacaklının talebi üzerine borçlu kulübe ödenebilir tutardan mahsup ederek alacaklısına öder.


İşte bu gelişmelerden önce Abdullah Ercan davası TFF ve tahkimde görülemezdi. Eğer Fenerbahçe Abdullah Ercan'dan alacağını almak için adli yargıya, hukuk mahkemelerine başvursa idi, Sadi Tekelioğlu'ndan önce Yargıtay'ın karar alması da mümkün olurdu, Fenerbahçe de alacağını Abdullah Ercan'dan alabilirdi, ama Fenerbahçe sadece TFF ye miracaat edip, sonra da bilinmedik bir sebeple konuyu kapatmıştır.

Dolayısı ile o dönemde yürürlükte olan talimat ve hukuk çerçevesinde Fenerbahçenin TFF ve Tahkim ile ilgili bir özel problemi yoktur.

Yargıtay'ın söz konusu kararından sonra yapılan 12. madde yorumu düzenlemesi ile TFF ve Tahkim yetkili kılındıktan sonra..

Gençlerbirliği yetkili TFF ve Tahkime müracaat ederek Deniz Barış'la ilgili özel sözleşmesinin haklarını aramıştır.

Oysa Fenerbahçe bu konuda davayı Ankara Hukuk mahkemesine taşımış, Deniz Barış adına Avukat Burcuoğlu'nun yaptığı müracaat, mahkemenin Nisan.2005 de verdiği görevsizlik kararı ile geri çevrilmiş, mahkeme yetkinin TFF ve Tahkimde olduğunu bildirmiştir.

Fenerbahçe ve Deniz Barış TFF ve Tahkimin yetkisindeki bir konuda yanlış merciye başvuran durumda kalmıştır. Bu hukuken tespit edilmiştir.

Bu durumda TFF ve Tahkimin yargı tarafından da onanmış yetkisi çerçevesinde Deniz Barış ve GB arasındaki davaya bakmaları, özel sözleşmeyi de dikkate almaları hukuken doğru olandır. Çifte standart yoktur.

İddia: Ersun Yanal davasında Tahkim Ersun Yanal için borcunu ödeme zorunluluğu ve aksi halde görev lisansı tescil etmeme yaptırımı uygulamamıştır.

Yanıt: Ersun yanal olayında 414.000 usd tazminatın ödenmesine hükmedilmiş, alınan ara karar ile bu paranın yarısı ödenmedem lisans tescili yapılmayacağı bildirilmiş, bunun üzerine iki taraf aralarında o günün parası ile 250 milyar TL de anlaşmışlar ve dava kapanmıştır. Eğer anlaşmış olmasalardı, tahkim lisans tescili yapmayacaktı. Bu dava Deniz Barış davasından çok daha kısa sürede bir kaç ayda sonuçlandırılmıştır.

İddia: Lisans tescilinin iptali yaptırımı ilk kez Fenrbahçenin davasında Deniz Barış'a karşı uygulanmıştır, insan haklarına da terstir.

Yanıt: Bu yaptırım Yanal olayında yukarıda anıldığı üzere uygulanmak üzere karar alınmışken, anlaşma nedeni ile uygulanmasına gerek kalmamıştır.
Ancak Kırıkkalesporun 4 oyuncusunun eski kuılüplerine olan borçları (muht. bonservis bedelleri) ödenmediği için bu 4 oyuncunun lisans tescili yapılmamış, üstelik Kırıkkalespor'a da ayrıca ceza verilmiştir. 12.Mart.2004
Dolayısıyla Deniz Barış ile ilgili dava ilk dava değildir. İnsan haklarına aykırılık argümanı o zaman da geçerli değildir, FIFA tarafından Fenerbahçenin Boys takımı ile uzlaşmasından önce Ortega'ya lisans çıkarılmazken de bu argüman geçerli değildi. İnsanları çalıştıran kurumlar ödeme için taahhütte bulundukları zaman izin veriliyor, buna karşın Fenerbahçe ben Deniz'in bir buçuk yıllık 2. milyon avro parasını peşin ödedim deyip minareye kılıf uydurunca, bu yol tıkanmıştır.

-------------------------------------------------------------

Buraya kadarlık kısım bilgiye dayalı tespitlerdir.

Yorumuma Tahkimi de TFF yi de -zaten bu olayda birbirleri arasında da problem vardır- idealden çok uzak gördüğümü öncelikle belirterek başlayayım.

Ben bu kurullardakiler de dahil Türk futbolunun tepeden tırnağa husumet sahibi, menfaat için herşeyi yapabilecek, her türlü illegaliyete yatkın, yanaşık, birbirlerini de avucunun içi gibi bilen insanlar tarafından yönetildiğini düşünüyorum.

Ancak bu Deniz Barış olayında Tahkim Kurulunun Fenerbahçe aleyhine özellikle iş gördüğünü düşünmeme sebep olmuyor, bilakis herşeye rağmen iş neticede hukuk konusu olduğundan olsa gerek Fenerbahçe için olabilecek en uzun süreçte en hafif zararla bu işi atlatma imkanı sağlanmış denebilir.

Tüm belgeler, Deniz'in resmi ifadesi, Ankara Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı, TFF nin mevcut yasa ve yönetmeliklere uygun hukuki kararı, Tahkimin yürürülükteki hukuka uygun kararı ortada. Bu yürürlükteki kurallar çerçevesinde daha önce alınmış Yanal ve Kırıkkale kararları da ortada ve tutarlı.

Süreç Fenerbahçe lehine de olsa GB ile aralarında bir anlaşma olsun diye uzatılabildiğince uzatılmış, hatta geçen sezon başında sırf hükmen mağlubiyet almasın diye ara karar bile almış TFF, Deniz Barış için uygulanacak tescil yasağını ileriye atabilmek için Fenerbahçeden sonra başka bir kulübe geçişe yönelik şeklinde tanımlayara...

Ama aradan bunca süre geçip de, herhalde Deniz FB takımında yerleşemeyip, formsuz olunca Fenerin sıtkı sıyrılmış, parayı hiç ödememeye ve tahkimi yıpratmaya karar vermiş bence..

Yoksa Lucianonun cezasını sildirmek için Brezilyada fakir fukara doyuran şanlı Fenerbahçe bu TC hukukunun emrettiği, Deniz'in de FB'ye bilgisini verdiğini resmi ifadesinde dile getirdiği, sözleşmeli tazminatı neden ödetmesin Deniz'e..

Yoksa bonservisi 1 milyon dolar etmeyecek adam olsa Deniz, Fenerbahçe alır, 2 milyon avroyu kafadan peşin cebine kor mu idi. Normal olarak akıl böyle düşünmeyi emrediyor.

Deniz Gençlerbirliğine olan 1 milyon dolar borcunu ödemeyen, Fenerbahçeden 2 milyon avroyu da nasılsa cebine indirmiş, takıma çok da fazla giremeyen bir oyuncu iken şu anda da lisansı iptal olmuş durumda.

Bunun sebebi kandırılmış olması ise, kandıran ya da tehdit eden Gençlerbirliği değil, hukuken GB temize çıkmış, Deniz tehditle bir şey imzaladım dememiş, bilakis ben FB lilere söyledim, tazminatım var diye, hallederiz koçum dediler demiş resmi ifadesinde , bu işi halletmekten bir buçuk yıl kaçınan, bu arada Deniz'in kendisinin cebine de daha ilk günden 2 milyon avro koyduklarına inandığımız ??? Fenerbahçe bence bu durumdan sorumludur..

Çünkü Fenerbahçe tahkimdeki bazı üyelerle anlaşılan geçmişten husumet sahibidir, bu işi bu şekle sokmakla bir taşla iki kuş vurmaya gitmiştir, hem ödeme yapmamış, GB ni pazarlığa sıkıştırmıştır, hem de tahkimdeki istifalar da gösteriyor ki husumetinin gereğini yapmayı başarmaktadır da..

Meydan boş olunca, TFF zaten halledilmişken, tahkimin Beşiktaş ağırlığı da törpülenecektir böylece..

Ha bizim Fair Play Başkan da yutkuna yutkuna ancak dün konuştu, ona da kondisyonu yetmedi, haftaya devam edecekmiş, haftaya mevzu kapanmış olacak, tahkim kurulu tekrar seçilecek akrarı alındı..

Merci!