Ben üzerime vazife olmadığı halde Ozan ve Ercan arasındaki yazışmalar hakkında bir-iki şey yazmak istiyorum, tabii Orkun hakkında da.
Hem davalıya hem davacıya haklısın diyen kadı gibi, iki tarafa da haklısın diyorum.
Ben kaleci olarak Ercan ve Mert'in korkularını paylaşıyorum Orkun'un yan top becerileri konusunda. Ozan'ın yan toplar her kaleci için zordur zaten diyerek işin içinden çıkması da beni tatmin etmedi. Yani yan toplar zor ama bazı kaleciler daha iyi beceriyorlar işte.
Ama Ozan'ın haklı olduğu ve beni ikna eden nokta da şu: eğer Orkun konusunda endişe varsa, Aykut'un bu işi daha iyi becereceği düşünülüyorsa bunun zamanı hazırlık dönemidir sezon başladıktan sonra bir maçta hata olunca değil. Ben de Ozan gibi Orkun'u şu anda değiştirmenin hem Orkun hem de Aykut açısından son derece yanlış olacağını düşünüyorum. Orkun size iki haftada bir puan kaybettirmeye başlarsa iş değişir ama ikinci hafta GS'ın zor bir deplasmanda puan kaybetmeden kazandığı ve lşider olduğu durumda kaleci değiştiremezsiniz.
Bence bu konuda Mert ve Ercan'ı yanıltan (ki ikisinin de yazılarını büyük zevkle okuyorum) bu seneden beklentileri. Arkadaşlar, şu andaki GS ne UEFA'da ne de Daum'un FBsi ya da Luce'nin yönettiği bir BJK karşısında bizim ligde iddialı olacak bir takım değil. GS çok kötü bir yılın ardından yeni bir hoca ve ilk 11inin yüzde 60ı değişmiş olarak yeniden yapılanma sürecinde. Yeniden yapılanan GS rakipleri sendelerse şampiyon olabilir, ki bu Zico ve kendisi de yeniden yapılanan BJK ile mümkün. UEFA'da da ilk 16 ya da 8 ve de puan toplaması iyi olur. Yeniden yapılanırken Bayern UEFA kazanabilir ama biz Bayern değiliz, yeniden yapılanmamız da bütçemize boyumuza göre olur, maya tutar, hoca biraz kalırsa biz 2-3 sezon sonra UEFA'ya kalıp kazanma şansından bahsedebiliriz.
O yüzden bu sene Kone falan gelşse zaten suni olarak artmış beklentiler iyice artacaktı. Bence Orkun'u Mert ve Ercan'a dünyanın en büyük derdiymiş gibi gösteren bu seneye yönelik ve bence gerçek dışı beklentiler. Orkun bu sene isteneni veremedi mi, Aykut da mı veremedi, seneye iyi bir santrfor ile bir de kaleci alınır, ama bunlar bu senenin işi değil (tabii Mondi yollandıktan sonra konuşuyorum).
Ozan'ın bir fikri çok hoşuma gitti, bu sene takımda aramamız gereken şey yeni sistemin oturup takımın gittikçe daha iyi oynayıp oynamadığı, yani üç ay sonra iyi bir GS izliyorsak bence iş yapılmış demektir.
Bir de sevgili Ercan, kaleci bir takımın %50si olamaz. Soner de biraz bahsetmiş ama ben örnekle açayım: Koprivnica maçında Servet bir topu taca atmadığı için yanlış karar da olsa bir penaltıya maruz kaldık. Kalecilerden (gününde Dudek ya da van der Saar değillerse) kimse penaltı kurtarmasını beklemez, büyük ihtimalle goldür. Biz de yedik. Şimdi bu çok bariz örnek ama yenilen her golde ya da neredeyse her atakta bu kadar bariz olmayan ama birilerinin işini iyi yapmadığı yerler vardır. Bu atağa çıkarken top kaptıran bir Hasan Şaş olur, top ezen bir forvet, kesiciliği yapamayan bir orta saha oyuncusu olu, olur da olur, ki zaten normali budur futbolda. Kaleciye %50 demek son pozisyona takılmak ve de tartışma sıcaklığında olmuş bir şey diye düşünüyorum. Barca son üç sene iki La Liga bir de CL aldi, kalelerinde de Victor Valdes var, sanırım bu bile kalecinin %50 olmadığını kendi başına gösterir.
Üslup ve kişiselleştirme üzerine de birşeyler yazacagım çünkü benim de GS'da yüzücülüğüm var (sadece yüzme okulu ile kalmış olsa dahi
). Sevgili Ercan, Ozan'a sert cevabı yüzünden serzenişin haklı ama bence birinin bir yorumuna komik derken (söz yoruma dahi söylense) iş kişiselleşme yoluna giriyor. Ozancığım, sana da haddim olmayarak şunu söyleyeyim, Orkun 10 maç üstüste armut gibi goller de yese senin yazılarının değeri baki kalacak. Mesela Song konusunda haksızsın
bizim için adam nimet ama dedim ya yazıların değerini değiştirmiyor.
Senin de, Mert'in de Ercan'ın da buradaki pek çok yazar gibi yazıları çok güzel, okuyana futboldan daha çok zevk aldıran, biraz daha derinine bakmayı gösteren yazılar. Orkun beklediğin şekilde gelişmese de izleme zevkine yaptığın katkı aynı olacak, tabii Kalli yarın kalpten giderse de.
O yüzden keyfimize bakalım, kırılmayalım, yazıların ve maçların zevkini çıkaralım derim. Tabii bir de GS'dan bu sene beklentilerimizi iyi ayarlayalım.
Ali