Ufuk Sezekkaplan wrote:
Ali'ye katilmiyorum. Basin rezil durumda tamam da onun adam olmasi icin yumurta topuktan medet umamayiz. Yumurta topuk iyi biri degil cunku. Herkese is dusuyor, baski gruplarindan siradan vatandasa kadar.
Ben otokontrolden yanayim. Okumayacagiz agbi fotosporu, tanburaciyi, engin vereli. Erman'a, sansal'a, hava civadir'a, aziz ustel'e, hatta ridvan dilmen'e deger vermeyecegiz. Dune kadar yumurta topuk icin yakmadiklari yag kalmamisti, simdi agliyorlar.
Bu bir iti bir ite helak ettiren Allah sozunu hatirlayip bana da katilmaman ilginc geldi.
Cengiz de su okumama isini yazmis. Cevap vereyim.
Bu yazdiklarim sadece spor basini hakkinda degil, tumu icin gecerli tabii (ama spor basini da dahil buna). Basinin, ifade ozgurlugunun, bunu sorumlulukla kullanan bireylerin bir topluma onemini ne kadar anlatsam anlatmis olamam diye dusunuyorum. Bu birbirine bagli kavramlarin bir toplum icin dogal kaynaklardan, yuksek milli gelirden, nukleer silahlardan falan cok cok daha onemli oldugunu dusunuyorum.
Tabii aslinda yazmaya bile gerek olmamali, bir ulke milli takim hocasinin kabadayi olmasindan gorecegi zararla basininin bizimki gibi olmasindan gorecegi zarari karsilastirmak dahi abes bence.
Politik teori forumu olmadigi icin bu ifade ozgurlugu, iyi isleyen basin falan gibi kavramlarin tarihcesine, toplumlarin hayatlarindaki rolune girmeye gerek yok. Ama sunu vurgulmakta fayda var: "e okumayalim o zaman" tabii ki cozum degil. Zaten her okuyan bu konulari dusunen, bu yargilarda bulunabilecek, bilgi kaynagi bollugu icinde olsa, bizim basini konusmaya gerek olmaz, cunku basin boyel olmaz.
Yani sorun Cengiz'in, Ufuk'un okuyup okumadigi degil ki. Eger bir toplumda yasayacaksan da sirf kendininin okumamasi da cozum degil.
Son gunlerde bolca okudugumuz RTE-Aydin Dogan atismasi Turkiye'nin bu konuda dustugu durumun ne kadar acinasi oldugunu cok guzel anlatiyor. Tartisilan basin, ifade ozgurlugu, insanlarin bilgi edinme hakki falan degil, olur da oyle zanneden varsa. Gazeteler kimin nasil yiyip carpacagi, hangi kanunsuzlukla kimin ne goturecegi kavgasinin yapildigi yerler olmus ya da bu kavganin araclarindan biri. Maksat okuyucalara bilgi vermek falan da degil, goturme duzeninin korunmasi.
Okumayalim, e iyi guzel, bir suru insan okuyor, ayni yerde yasiyoruz. Sene 1950 de degil artik, birak ayni sehri, ulkeyi, ayni gezegeni paylasiyoruz.
Cok basit bir ornek, dunyanin en guclu, en zengin ulkesinde halk okumayla, bilgilenmeyle, hukumetiyle ve yaptiklariyla alakasini kesti diye adamin teki sekiz senedir dunyanin icine defi hacet etti. Irak'tan Afganistan'a, Guantanamo'dan Sudan'a dunyanin bir haline bakin.
E ne var biz okumayalim, adamlar hristiyan kanallarinda tanri size sunu bunu emrediyor diye cigliklar atsin, dinlemeyelim, izlemeyelim, aaa bir de bakmisiz George Bush secim kazaniyor ve Irak'i isgal etmek icin Tanri'dan emir aldigini soyluyor, bir daha secim kazaniyor, sekiz sene gecti baskan yardimcisi adayi bir kadin Irak'ta askerler Tanri'nin savasini savasiyor diyor. Okumayalim, dinlemeyelim diyerek toplumlarin geldigi yer bu, maalesef birileri okuyor, hem de bu ozgurlukleri ve bunlarin onemini tarihsel olarak en iyi anlamis gibi gozuken ulkelerin birinde. Bunu bir de benzer bir laf edip kendi ulkesinde itin bir yerine sokulan Tony Blair ile karsilastirin, adam Irak icin Tanri'nin savasi falan gibi bir sey dedi, gunlerce gazeteler, mecliste muhalefet mensuplari adami eeee, bugun yukaridan dis politikayla ilgili ne emirler var, soyle de bilelim diye dalga gectiler. Cunku Ingiltere hala bu degerlerin nisbeten ciddiye alindigi, insanlarin Oskar odul torenini yilin en onemli haberi zannetmedigi bir yer.
Terim'den Turkiye'ye zarar gelmez, futbola dahi zarar gelecegini sanmam. Insanlarin gazete sayfalarini reyting ve kisisel cikar ugruna utanmazca yalanlarla doldurmalarindan cok zarar gelir ama. Bu gazetecilerden bir iki tanesine nasil olduysa bu soruyu sordular, yalan, uydurma haberlere ne diyorsunuz diye. Adamlar cikip bunu yanlis buluyoruz, boyle olmamali diyemediler, yalandan bile olsa diyemediler. Canim, onlarin yalan oldugu belli, gulup gecmek lazim. Yani adamlar yalani birakmayacak, sen neye gulup gececegini, neyi ciddiye alacagini tahmin edeceksin. Geldigimiz hale bak, haber uydurmayi savunuyorlar, lafla bile kinama geregi gormuyorlar.
Spor basini da bu sorunun parcasi. Bir binanin bir kati bir gazetenin belli sayfalarini yalanlarla dolduran insanlarla doluyken, diger katlarinda var gucleriyle baska sayfalarda halki dogru bilgilendirmeye calisan insanlar olur mu?
Sen okumazsin, sen dinlemezsin, ondan sonra bir gun bir sapka takar GS macina gidersin, senin kadar sakin olamayan, okuduguna inanma egilimi daha yuksek bir rakip takim taraftari uydurmalardan aldigi gazlarla kafana bir sey gecirir gorursun kendin okumamanin, seyretmemenin faydalarini.
Terim'in Tamburaci'ya yaptigi bunlari duzeltir mi? Elbette duzeltmez. Ama bir umut var, belki de tek umut, Emre kolunu gosterir, Terim acar kufreder, bir suru klup antremanlarina, maclarina sokmamaya, roportaj vermemeye baslar, sikayet edince de bakmisin bekledigin tepki gelmiyor. Belki, bir umit, bir ihtimal, ulan biz nerede yanlis yapiyoruz, neden toplum icinde sayginligimiz bu durumda diye dusunurler.
Ali