Page 4 of 4

Posted: Thu Sep 04, 2008 10:57 am
by Ufuk Sezekkaplan
Murat Uludağ wrote:
Ozan Ersoy wrote:Asil 15 gun sonra basimiza neler gelecek bakalim? Ne dolaplar donecek? Hangi hakemler verilecek? Takim ne tacizlere ugrayacak?

http://fr.youtube.com/watch?v=D7QuFcePbQk

Hami mandirali ne zaman hoca oldu da takim yonetiyor?

A degil umit milli mac. Stat agzina kadar dolu. Herifler dunya sampiyonu olmus gibi seviniyorlar. Bizde olsa 1000 kisi belki gider belki gitmez.

Ozan Ersoy
Futbola halen bu pencereden bakanların olduğunu unutmuştum bir ara. Tekrar hatırlattığın için sağol. Kusura bakma ama bu dediklerin günümüz futbolunda karşılaşılması zor şeyler. Karşılaşılması zor olduğu gibi konuşulması da bana pek samimi ve sempatik gelmedi.
Kusura bakmasın alıntı yapmak için uğraşamadım bir arkadaşımız da senin ifadelerine yakın cümleler kurmuş. Yok inanılmaz hikayeler anlatılıyormuş falan diye. Sanırım biz futbolda ve günlük yaşantımızda 'birarada yaşamı' beceremeyeceğiz. Baksanıza halen aramızda "yok hakem neler yapacak", "taraftar kim bilir nasıl taciz edecek" gibi sorularla uğraşanlar var. Türkiye'de buna benzer tribün şovları olmuyor mu? Panathinaikos'a FSM posteri açılmadı mı? Bu da mı taciz bu durumda? Bunların hepsi bir trbün şovu. Bana göre en azından.
Sonuç olarak iki ırk arasında olan ve halen devam eden sıkıntılar vardır olabilir (ilgilenmiyorum açıkçası) ancak kalkıp da onu yok nasıl taciz edecekler, nasıl hakem verecekler, hangi dolaplar dönecek diyerek çok açık ifadeyle 'basit'leştirmek (demek istediğim kolaylaştırmak değil) bence değil forumda günlük yaşantımızda bile konuşulmaması gereken çirkin şeyler. Futbol konuşalım futbol...
Boyle bir vaka varsa, bunun neden yazilmamasi gerektigini ben anlamadim. Futbolun ve futbol tartismalarinin sadece 90 + 3 dakika ile sınırlanması anlamsız. Elbette stad dısında yasananlar, maca etki eden her faktor ki buna hoca yetersizliginden (Hami'yi kstediyorum, Skibbe degil :D ) saha disi manipulasyonlara kadar hersey girer.

Yani niye tartisilmayacak ?

Bu arada bold yaptigim cumlelerinizde agir celiski var. Bunlar futbolda karsilasilmasi zor seyler mi, yoksa Turkiye dahil heryerde, her tribunde olan biten seyler mi?

Kusura bakmayin yaziniz bana biraz provokatif geldi.

Forumdur bu, burada olculeri dahilinde hersey konusulur.

Posted: Thu Sep 04, 2008 11:22 am
by Murat Uludağ
Ufuk Sezekkaplan wrote:
Murat Uludağ wrote:
Ozan Ersoy wrote:Asil 15 gun sonra basimiza neler gelecek bakalim? Ne dolaplar donecek? Hangi hakemler verilecek? Takim ne tacizlere ugrayacak?

http://fr.youtube.com/watch?v=D7QuFcePbQk

Hami mandirali ne zaman hoca oldu da takim yonetiyor?

A degil umit milli mac. Stat agzina kadar dolu. Herifler dunya sampiyonu olmus gibi seviniyorlar. Bizde olsa 1000 kisi belki gider belki gitmez.

Ozan Ersoy
Futbola halen bu pencereden bakanların olduğunu unutmuştum bir ara. Tekrar hatırlattığın için sağol. Kusura bakma ama bu dediklerin günümüz futbolunda karşılaşılması zor şeyler. Karşılaşılması zor olduğu gibi konuşulması da bana pek samimi ve sempatik gelmedi.
Kusura bakmasın alıntı yapmak için uğraşamadım bir arkadaşımız da senin ifadelerine yakın cümleler kurmuş. Yok inanılmaz hikayeler anlatılıyormuş falan diye. Sanırım biz futbolda ve günlük yaşantımızda 'birarada yaşamı' beceremeyeceğiz. Baksanıza halen aramızda "yok hakem neler yapacak", "taraftar kim bilir nasıl taciz edecek" gibi sorularla uğraşanlar var. Türkiye'de buna benzer tribün şovları olmuyor mu? Panathinaikos'a FSM posteri açılmadı mı? Bu da mı taciz bu durumda? Bunların hepsi bir trbün şovu. Bana göre en azından.
Sonuç olarak iki ırk arasında olan ve halen devam eden sıkıntılar vardır olabilir (ilgilenmiyorum açıkçası) ancak kalkıp da onu yok nasıl taciz edecekler, nasıl hakem verecekler, hangi dolaplar dönecek diyerek çok açık ifadeyle 'basit'leştirmek (demek istediğim kolaylaştırmak değil) bence değil forumda günlük yaşantımızda bile konuşulmaması gereken çirkin şeyler. Futbol konuşalım futbol...
Boyle bir vaka varsa, bunun neden yazilmamasi gerektigini ben anlamadim. Futbolun ve futbol tartismalarinin sadece 90 + 3 dakika ile sınırlanması anlamsız. Elbette stad dısında yasananlar, maca etki eden her faktor ki buna hoca yetersizliginden (Hami'yi kstediyorum, Skibbe degil :D ) saha disi manipulasyonlara kadar hersey girer.

Yani niye tartisilmayacak ?

Bu arada bold yaptigim cumlelerinizde agir celiski var. Bunlar futbolda karsilasilmasi zor seyler mi, yoksa Turkiye dahil heryerde, her tribunde olan biten seyler mi?

Kusura bakmayin yaziniz bana biraz provokatif geldi.

Forumdur bu, burada olculeri dahilinde hersey konusulur.
Öncelikle son cümlenizle başlayayım. Ben futbol konuşalım derken konunun biraz kaydığı düşüncesi taşıyordum. Yoksa foruma çok kısa bir süre önce dahil olan birisi olarak genel yapıyı tartışmak veya eleştirmek amacında değildim. Sözümün arkasında mevzunun pek de hoş bir mevzu olmadığı yatıordu.

Yazımı provokatif bulmuşsunuz. Benim yazıma provokatif diyorsanız, benim ilk alıntı yaptığım yazı hakkında ne düşünüyorsunuz çok merak ediyorum. Zira ben yazdığım yazıda herhangi bir şekilde kimseyi galeyana getirmek amacı gütmüyor, bu gibi ifadeler de kullanmadım diye düşünüyorum. Belki ilk yazan arkadaşın da öyle bir amacı yoktur. Ama bir Türk vatandaşı olarak provakasyon içeren ifadeler benim değil alıntı yaptığım yazıda bulunuyor.

Çeliştiğimi söylemişsin. Bold yaptığın yerler tamamen birbirinden farklı. Yazımın girişini "hangi hakemler verilecek" ifadesine istinaden yazdım. Keşke belitrseydim. DÜşüncem ise şuydu: Yani şimdi X hakem gelecek, rakip Türkiye olduğu için ters karar verecek ve zarar görmemize neden olacak. Bu gibi hakem olaylarına rastlamak bu şartlar altında imkansız diye düşünüyorum. Bu şartlardan kastım da böyle tüm dünyanın gözünün üzerinde olacağı bir maçta. Kaldı ki ben hiç bir zaman ırk ayrımı yaparak maç yöneten hakemlerin olmadığı kanısındayım.

Bold yaptığın ikinci bölüm: Taciz konusu... Dikkat ettiysen alıntı yaptığım yazıda taciz ifadesinden tam olarak neyin ifade edildiğini bilmediğim için tacizi tribün şovu olarak yorumladım. Paragrafın sonuna da notu düştüm "Bana göre en azından" diyerek. Zira açılacak pankartlardan, yapılacak tezahüratlara kadar bunlara taciz diyorsak bir yerde hata yapıyoruz demektir. Eğer tacizden kasıt, sahaya girmek saldırmak gibi durumlarsa onu da yrı tartışırız tabii ki...

Girişte de söyledim yine ekleme ihtiyacı duyuyorum, Ben futbol konuşmaktan yanayım. Yani hakemleri, tacizleri falan konuşmak bana pek de sıcak gelmediği için o yorumu yazdım. Ancak dediğin gibi burası forum. Babamın malı olmadığı için neler konuşulacağına ben karar veremem. Ama yorum belirtebilirim sanırım...

Posted: Thu Sep 04, 2008 5:24 pm
by Cengiz Akgun
Deniz Selman wrote:Milli takim sadece Dunya Kupasi ve EURO'ya katiliyor. Son 4 katildigi turnuvanin ikisinde--yani yarisinda--yarifinal oynadi.
...
Yapma Deniz. Bu olsa olsa istatistiklerin ne kadar yaniltici oldugunu gosterir. Dunya kupasinda ucuncu ol ondan sonrakine katilama. Avrupa kupasina 8 yil sonra ancak tekrar katilabil ve onda da garip bir sekilde tur filan atla ve bu olay butun Dunya'ya bu takimin Fransa milli takimindan daha iyi oldugunu ilan etsin. Oldu gorursem soylerim.

Posted: Thu Sep 04, 2008 5:41 pm
by Ismail Gezer
Cengiz Akgun wrote: Yapma Deniz. Bu olsa olsa istatistiklerin ne kadar yaniltici oldugunu gosterir. Dunya kupasinda ucuncu ol ondan sonrakine katilama. Avrupa kupasina 8 yil sonra ancak tekrar katilabil ve onda da garip bir sekilde tur filan atla ve bu olay butun Dunya'ya bu takimin Fransa milli takimindan daha iyi oldugunu ilan etsin. Oldu gorursem soylerim.
Fransa bizden daha kötü diyelim o zaman... :D

Çok da yanlış olmaz. Adamların herşeyi Riberry..

Posted: Thu Sep 04, 2008 11:19 pm
by Deniz Selman
Cengiz Akgun wrote:Yapma Deniz.
Yaparim.

Bu kupalarin en guzel tarafi az mac oynanmasi. Normal lig gibi 30 kusur mac yapilsa her sefer ayni 2-3 takim sampiyon adayi olur. Kura sansi, o gunku formda olma sansi biraz olacak tabii, ama o buyuk maclara cikinca o maclarin buyuklugunden korkmadan oynamanin onemi cok. Senegal maci, Hirvatistan maci uzatmalarda bir sekilde kazanmanin yolunu buldugumuz maclar...ve hatta kaybettigimiz Brezilya ve Almanya maclarinda hic de fena oynamadik. Her takim bunlari yapamiyor. Buyuk mac korkumuz yok, hatta buyuk vitrini bulmusken daha iyi oynayan bir cok oyuncumuz vardi bu kupalarda.

Katilamadigimiz turnuvalari kilpayi playoff maclariyla kacirdik. Biri tek gol fark, oburu deplasman goller ve deplasman macinda inanilmaz bir sekilde verilmeyen penalti nedeniyle. Eger tesadufen kazandiysak ceyrekfinal maclarini ve diger turnuva maclarini, o zaman playoff maclarini neden "tesadufen kaybettik" olmuyor? Aziz Yildirim'a "tesaduf" kelimesini kullandigi icin kizan Galatasaraylilarin kim bilir kac tanesi milli takim'in yarifinallerine tesaduf diyordur...hemde 4 kupada IKI DEFA yarifinal oynamis bir milli takim, UEFA Kupasindan cok daha buyuk kupalarda hem.

Buyuk kupalarda tesaduf diye bir sey yok. Galatasaray 2000 UEFA Kupasi sampiyonudur. O kadar. Milli takimimiz 4 dev kupada 2 yarifinal oynadi. O kadar. 2004 Avrupa Sampiyonu Yunanistan'dir. O kadar. Bu gercekleri kabul etmek istemeyenler varsa, onlara bu kupalarin neden oynandigini, neden sadece kagit uzerinde yorum yaparak kupalarin dagitilmadigini sormak gerek.

Deniz

Posted: Thu Sep 04, 2008 11:52 pm
by Cengiz Akgun
Deniz Selman wrote:
Cengiz Akgun wrote:Yapma Deniz.
Yaparim.

...Deniz
Yunanistan'i da ornek vermissin. Senin sozlugunde istikrar ya da standard diye bir kavram bulunmuyor galiba. Futbol tarihinde bazi devletler bir ekol yaratmislar oynadiklari oyunla. Elbette ayaklarinin kaydigi olacak. Ama bunlar istisna. Bize gelince olay tam tersi. Boyle egrisi dogrusuna gelerek yari final oynamislarin yarin ne yapacaklarini kestirmek cok zor. Esege altin palan vursan da esek esektir lafi gibi. Turk futbol takimi yari final degil final oynasa ne yazar? Oynanan oyun gozler onunde. Bir iki kisinin gununde olmasina bagli hemen hemen hersey pamuk ipligi gibi. Su Ermenistan macina bile gider yenmek degil ezerek yener gelirler diyebilecek kac kisi var aramizda. Neler gorduk neler. O yuzden yogurdu ufleyerek yiyoruz.

GS'ya gelince Aziz Yildirim'i dogrulamak icin elinden geldiklerini yapanlarla dolu bir gorunumde. "Bir Zamanlar Kartaldi" gibi Turk TV'da moronik bir seri vardi. Kac senedir bununla avunuluyor. Avrupada pas pas olmaya namzet bir halde GS. Her yil biraz daha kan (pardon) puan kaybetmekte.

Fransa ile Turkiye 10 mac yapsa kim kacta kacini kazanir diye bir dusunce geciyor mu bilmiyorum insanlarin bu klasmana bakinca. Kel oglanin dusunde padisah olmasina benziyor.

Posted: Fri Sep 05, 2008 5:01 am
by Ufuk Sezekkaplan
Ermenistan-Turkiye Ümit Milli macinin ardindan bir Yilmaz Ozdil yazisi. Kadrolari iyi yakalamis :)

5 Eylül 2008

Yılmaz ÖZDİL
yozdil@hurriyet.com.tr

Ermenistan maçı...

Yer, Erivan...

Hrazdan Stadı.

Hakem düdüğü çaldı...

Tarihi maç başladı.

Ermenistan-Türkiye!

*

Gol umudumuz, Abdullah.

Kalecimiz, Recep.

*

Bismillah, dakika 1...

Maça fırtına gibi giren Abdullah, cesur çalımlarla Ermeni defansının arasına daldı, plaseledi, top az farkla auta gitti... Bu ani kontratak, Ermenileri kendine getirdi, toparlandılar, sağlı sollu geliyorlar. Recep zorlanıyor... Ohannes’in sert şutunu son anda kornere çeldi. Ama tehlike geçmedi... Bizim defans armut gibi seyrederken, Mıgırçyan kafayı çaktı, Recep uçtu, uzadı adeta, tam çizgide yakaladı. İlk yarı böyle bitti.

Dakika 66...

Ermenistan ceza sahası içinde topla buluşan Abdullah, kendisinden beklenmeyen bir hareketle, yaradana sığınıp patlattı, goooooooool! Ağlamak istiyorum sayın seyirciler... Türkiye sarmaş dolaş... Ermeniler bunalımda.

Ve, dakika 89...

Maçın bitmesine artık saniyeler var. Maalesef, Türk milli takımı her zaman olduğu gibi, gevşedi... "Nasıl olsa işi bitirdik" diye lay lay lom gezinirken, olanlar oldu... Zafer sarhoşluğu yaşamamızdan faydalanan Mıgırçyan, düzgün bir vuruşla, sağ doksana taktı.

Recep seyretti...

"N’ooluyor" demeye kalmadı...

Dakika 90.

Rakibi küçük görmenin kaçınılmaz faturasını Mikitaryan kesti, kaleyi görür görmez vurdu, Recep’in şaşkın bakışları arasında, sol doksandan ağlarda!

Santra bile yapamadık, santra...

Hakem bitiş düdüğünü çaldı.

*

Hem vallahi, hem billahi...

*

"Abdullah attı" diye sevindik.

Recep yedi, yenildik!

*

Ermenistan 2, Türkiye 1...

Ümit milli maçıydı bu.

1915 değil...

15 gün önce.
---

Posted: Fri Sep 05, 2008 5:09 am
by Ersin Taner
Cengiz Akgun wrote:
Deniz Selman wrote:
Cengiz Akgun wrote:Yapma Deniz.
Yaparim.

...Deniz
Yunanistan'i da ornek vermissin. Senin sozlugunde istikrar ya da standard diye bir kavram bulunmuyor galiba. Futbol tarihinde bazi devletler bir ekol yaratmislar oynadiklari oyunla. Elbette ayaklarinin kaydigi olacak. Ama bunlar istisna. Bize gelince olay tam tersi. Boyle egrisi dogrusuna gelerek yari final oynamislarin yarin ne yapacaklarini kestirmek cok zor. Esege altin palan vursan da esek esektir lafi gibi. Turk futbol takimi yari final degil final oynasa ne yazar? Oynanan oyun gozler onunde. Bir iki kisinin gununde olmasina bagli hemen hemen hersey pamuk ipligi gibi. Su Ermenistan macina bile gider yenmek degil ezerek yener gelirler diyebilecek kac kisi var aramizda. Neler gorduk neler. O yuzden yogurdu ufleyerek yiyoruz.

GS'ya gelince Aziz Yildirim'i dogrulamak icin elinden geldiklerini yapanlarla dolu bir gorunumde. "Bir Zamanlar Kartaldi" gibi Turk TV'da moronik bir seri vardi. Kac senedir bununla avunuluyor. Avrupada pas pas olmaya namzet bir halde GS. Her yil biraz daha kan (pardon) puan kaybetmekte.

Fransa ile Turkiye 10 mac yapsa kim kacta kacini kazanir diye bir dusunce geciyor mu bilmiyorum insanlarin bu klasmana bakinca. Kel oglanin dusunde padisah olmasina benziyor.
Bu mantıkla bakıldığında Fifa'nın listesine çok güvenmemek lazım... Son senelerde biraz gerilere düşseler de bir kaç sene öncesine kadar Meksika ve ABD ilk 10 içindeydiler. Fifa rakiplerin gücüne, maçlarnı şansla kazanılıp kazanılmadığına bakmıyor.

Kuzey ve Orta Amerika ile Karayipler federasyonu olan Concacaf'da Meksika dışında ciddi bir takım yok. Bu gruptan Dünya Kupasına 1998'e kadar 2, o zamandan beridir de 3 ülke katılıyor.

Dediğim gibi ciddi bir rakip olmadığı için de Dünya Kupasına 2 ülke katılırken Meksika ve ABD, 98'den beridir de 3. ülke olarak Kosta Rika katılıyor.

Ayrıca bu federasyonun 2 yılda bir düzenlediği Concacaf Gold Kupası var. O kupada da finali genelde ABD-Meksika oynuyor.

Bu sebeple Dünya kupalarında pek varlık gösterememelerine(ya gruplardan çıkamıyorlar ya da çıkıp 2. turda eleniyorlar) rağmen Gold Cup'taki ve Dünya Kupası elemelerindeki maçların çoğunu kazandıklarından Fifa sıralamasında hep yukarıdalar.

Posted: Fri Sep 05, 2008 5:34 am
by Levent Guntay
Hurriyet'ten

Kasığındaki sakatlığı nedeniyle F.Bahçe’nin son iki resmi maçında görev yapamayan Emre Belözoğlu’nun tedavisinin olumlu sonuç verdiğini ve takımla birlikte çalışmalara başladığını hatırlatan Terim, "Ermenistan maçında sahadaki liderimiz Emre olacak. Ondan çok şeyler bekliyoruz" diye konuştu.

----------------------

Bu kadar da adam kayirmacilik olmaz. Adam EuroCup'ta , ligde ve hazirlik maclarinda dogru durust oynamadi bile, nasil lider olacak. Ne bitip tukenmeyen krediymis, yeter artik.

Posted: Fri Sep 05, 2008 12:54 pm
by Ismail Gezer
Levent Guntay wrote:Hurriyet'ten

Kasığındaki sakatlığı nedeniyle F.Bahçe’nin son iki resmi maçında görev yapamayan Emre Belözoğlu’nun tedavisinin olumlu sonuç verdiğini ve takımla birlikte çalışmalara başladığını hatırlatan Terim, "Ermenistan maçında sahadaki liderimiz Emre olacak. Ondan çok şeyler bekliyoruz" diye konuştu.

----------------------

Bu kadar da adam kayirmacilik olmaz. Adam EuroCup'ta , ligde ve hazirlik maclarinda dogru durust oynamadi bile, nasil lider olacak. Ne bitip tukenmeyen krediymis, yeter artik.
Adam kayırıldığını sanmıyorum:
F.BAHÇE, MİLLİ TAKIM SORUMLULARINDAN NE İSTEDİ?

¤ Maraton | iddaa ¤Haberi yazdırın 04 Eylül 2008 16:34

¤ Maraton | iddaa ¤ F.BAHÇE, MİLLİ TAKIM SORUMLULARINDAN NE İSTEDİ?

Fenerbahçe, Milli Takım’a sakat sakat giden Belözoğlu’nu yakından izliyor. Sarı-lacivertliler, bu futbolcunun, iyileşmeden oynatılmaması konusunda ay-yıldızlı ekibin sorumlularından istekte bulundu

Fenerbahçe’ye transferinin ardından askerlik görevini tamamlayan Emre Belözoğlu, sezon başı çalışmalarına katılamamış, İstanbul’da takıma dahil olmuştu.

Fenerbahçe, sakat olmasına rağmen Milli Takım kampına dahil olan yeni transferi Emre Belözoğlu için endişeleniyor.

Bu futbolcunun baldırındaki sakatlığın, Ermenistan ve Belçika karşılaşmalarında oynaması halinde ilerleyebileceğini düşünen Fenerbahçe Teknik Direktörü Aragones, Emre’nin iki milli maçta oynamaması halinde düzelebileceğini bildirdi.
Dünya Kupası eleme grubu maçlarında yapılacak iki karşılaşmada, tam olarak iyileşmeyen bir Emre’nin oynamaması konusunda ricada bulunan sarı-lacivertliler, Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim’den bu önlemi düşünmesini istedi.
Emre’nin, sezon başı hazırlık çalışması yapmamış olması nedeniyle de güçsüz bulunduğunu dile getiren İspanyol teknik adam, Terim’e, başarılı futbolcunun sakatlığının geçmesi ve form tutması için zamana ihtiyacı olduğunu bildirdi, Emre’den ileride hem kendilerinin, hem de Milli Takım’ın daha verimli yararlanabilmesi için önlem alınması gerektiğini savundu. (milliyet)

Posted: Fri Sep 12, 2008 5:25 pm
by Ismail Gezer
Ümit Milli Takım'ın play-off'taki rakibi belli oldu

Avrupa Ümitler 2009 Futbol Şampiyonası 2. Eleme Grubu'nu 19 puanla lider tamamlayan Türk Milli Takımımızın play-off'taki rakibi Belarus oldu.

İsveç'in Malmö kentinde gerçekleştirilen kura çekimine, 10 eleme grubu birincisi ile 4 en iyi grup ikincisi katıldı. Törende Türkiye'yi, Futbol Federasyonu Dış İlişkiler Müdürü Metin Tunçer ile Ümit Milli Takım Antrenörü Abdullah Ercan temsil etti.

Play-off elemelerinde ilk maçlar 11 - 12 Ekim, rövanş karşılaşmaları ise 14 - 15 Ekim tarihlerinde yapılacak ve finallere katılacak 8 takım belli olacak.

Kuradaki eşleşmeler şöyle:

TÜRKİYE - Belarus

Almanya - Fransa

Danimarka - Sırbistan

Avusturya - Finlandiya

Galler - İngiltere

İtalya - İsrail

İsviçre - İspanya

Not: Ülke temsilcilerinin karşılıklı anlaşmaları durumunda maç tarihlerinde değişiklik yapılabilecek.

(CİHAN)