Ali Gursel wrote: Ama sunu vurgulmakta fayda var: "e okumayalim o zaman" tabii ki cozum degil. Zaten her okuyan bu konulari dusunen, bu yargilarda bulunabilecek, bilgi kaynagi bollugu icinde olsa, bizim basini konusmaya gerek olmaz, cunku basin boyel olmaz.
Yani sorun Cengiz'in, Ufuk'un okuyup okumadigi degil ki. Eger bir toplumda yasayacaksan da sirf kendininin okumamasi da cozum degil.
(...)
Okumayalim, e iyi guzel, bir suru insan okuyor, ayni yerde yasiyoruz. Sene 1950 de degil artik, birak ayni sehri, ulkeyi, ayni gezegeni paylasiyoruz.
Cok basit bir ornek, dunyanin en guclu, en zengin ulkesinde halk okumayla, bilgilenmeyle, hukumetiyle ve yaptiklariyla alakasini kesti diye adamin teki sekiz senedir dunyanin icine defi hacet etti. Irak'tan Afganistan'a, Guantanamo'dan Sudan'a dunyanin bir haline bakin.
E ne var biz okumayalim, adamlar hristiyan kanallarinda tanri size sunu bunu emrediyor diye cigliklar atsin, dinlemeyelim, izlemeyelim, aaa bir de bakmisiz George Bush secim kazaniyor ve Irak'i isgal etmek icin Tanri'dan emir aldigini soyluyor, bir daha secim kazaniyor, sekiz sene gecti baskan yardimcisi adayi bir kadin Irak'ta askerler Tanri'nin savasini savasiyor diyor.
Terim'den Turkiye'ye zarar gelmez, futbola dahi zarar gelecegini sanmam.
(...)
Terim'in Tamburaci'ya yaptigi bunlari duzeltir mi? Elbette duzeltmez. Ama bir umut var, belki de tek umut, Emre kolunu gosterir, Terim acar kufreder, bir suru klup antremanlarina, maclarina sokmamaya, roportaj vermemeye baslar, sikayet edince de bakmisin bekledigin tepki gelmiyor. Belki, bir umit, bir ihtimal, ulan biz nerede yanlis yapiyoruz, neden toplum icinde sayginligimiz bu durumda diye dusunurler.
Ali
Ali'cim, okumayalim derken cekincemi cok acik belirttim (hic okumayalim demedim, bu misallar varken bunlar okunmamali dedim). Ama fotospor okuyup da referansi taşa baglarsak, tartismanin zeminini yanlis kurariz gibime geliyoruz.
Otokontrolden kastim su; artik kaynaga ulasmak kolaylasti. İyi-kotu dil bilen insanlar icin de nitelikli bilgiye ulasmak cok kolay. Ben eskiden (15-20) once bu ulkede satranc dergisi bulamazdim. Yabanci dergiye uye olamazdim. Simdi internetten her bilgiye amazondan her kaynaga cok daha ucuza ulasiyorum.
Istersen elitizm diyebilirsin ister burnu buyukluk ama kahvehanede fotospor okuyan adamin ne dedigi veya bakis acisi beni ilgilendirmiyor; bunun toplumu etkileme duzeyinin cok ama cok az oldugunu dusunuyorum.
Futbol gibi halki ilgilendiren kurumlar, bana gore ustyapi kurumlaridir. Bunu kahvehane seyircisi belirleyemez. O zaman ustyapi formatlarini da asagiya gore degil, olmasi gereken gore uyarlamak lazim.
Olmasi gereken nedir? FIFA veya UEFA kriterleri, uluslararasinda kabul goren, test edilmis kural ve regulasyonlar.
Ki bu konuda cok ciddi gelismeler var son 20 yildir. Bak eski seyirci profili nasil degisti. Meshur Isvicre macinda olaylari cikaranlar icinde bir tek seyirci yoktu.
Stadyumlar.
Degisiyor ve teatrel duzeye geliyor. Artik kaliteli seyirci kaliteli ortama gelmeye basladi. Bir tur pozitif seleksiyon bu.
Degismeyenler:
Simdilik yoneticiler, yonetim tarzlari ve basin. Bunun icinde yine de yoneticiler umut veren bir trende sahipler. Artik Ergun Gursoy veya Ali Sen tipi modeller gitti. Daha planci, projeci, uzun erimli dusunen adamlar var.
Basin ve medya ise en arkadan gelen kurumlar. Cunku yeterli rekabet saglanamamis durumda ve denetim sistemleri bastan yanlis kurgulanmis halde. Bizde RTUK denince anlasilan programlarda kufur, argo falan varsa, bana mudahale etmek mesela.
Egitim politikasi olusturma, cocuklara yonelik yararli zararli yayinlar, halk sagligi ve cevre ile ilgili yayin politikalari basta olmak uzere RTUK'un veya Devletin hicbir organinin bir mudahalesi ve calismasi yok mesela.
Ama zamanla olacak. AB kriterinden olacak, ABD baskisindan olacak, birseylerden olacak.
Sonuc olarak kalitesiz mal ve hizmeti almamak bence bir vatandas sorumlulugu. Bunu cok da es gecmemek lazim.
Unutmayalim, maclara gidenler milyonlar ama tuketim potansiyeli olanlar cok az. Basin tuketiciye gore hareket eder; isin icinde Lig TV'sinden, Audi reklamina, sifreli kanalindan, plazma tivisine cok genis bir yuksek tuketim potansiyeli var.
Spor medyasi eskiden kahvehaneye gore hareket ediyordu. Simdi alan degistiriyor ve degistirmek zorunda.
Yumurta topuk meselesine gelirsek. O bir istisna ve gidici. Ama giderken efsane olmamasi gerekiyor.
Ben onu bir tur "Tanrinin kirbaci" gibi goremiyorum maalesef. Basinin seviyesini yukari cekmiyor ki daha da dibe vurduruyor. Bak kac gundur basinda konusulan adamlara, Tanburaci, Davulcu, Tavernaci, icinde bir akilli adam var mi? Bircok kaliteli adam yok ama.
Yumurta topuktan bu ulkeye zarar gelir. Adam mahalle macinda kavga cikarmiyor. Isvicre macinda, Hırvatistan macinda, Belcika macinda cikiyor. Hep basrolde. Hep konusuyor. Hep hakli.
Onun sahsinda sen-ben- Turk insani bir algilama yaratiyoruz. Ben de diyorum ki beni bu adam temsil edemez, etmemeli.
Buradan da soyluyorum. Bu adam burada kaldikca ben milli takimi desteklemem, macini seyretmem ve dahi sevmem.