Page 6 of 10
Posted: Tue Sep 05, 2006 2:53 am
by Can Baysan
Eren Aykın wrote:‘Engelleme olmazsa!..’
03.09.2006 - Fanatik
Transferlerin hepsinin kendilerini kanıtlamış basketbolcular olduğunu ifade eden Özaydınlı, “Fenerbahçe Ülker, Avrupa’da ülkemizin bayrağını gururla taşıyacak. Ülker gibi sponsorların katkıları arttıkça amatör şubelerde başarımız artıyor. Engellemeler olmazsa, Fenerbahçe her dalda şampiyonluğa adaydır. Galatasaray’ın Olimpiyat Stadı’ndaki maçlarda Büyükşehir Belediyesi’nin yapacağı katkıları okudum. Gönül ister ki, bu tüm statlarda olsun” dedi.
Sevgili Eren,
Bizim kerameti kendinden menkul spor medyasının maskesini düşüreyim derken sanki zaman zaman biberi fazla katıyorsun, ağzımız yanıyor. Örneğin şu üstte koyduğun haberde eleştirilmesi gereken, gazetenin bakış açısı değil, M.Özaydınlı'nın densizliği. Burda gazetenin demece kattığı bir yorum yok, olduğu gibi aktarılmış; dolayısıyla gazetenin kabahati yok ve sonuç olarak bu yazının yeri bu başlık değil... Bu ince ayrımları gözden kaçırmaman lazım.
Posted: Fri Sep 08, 2006 11:01 pm
by Eren Aykın
Sevgili Can,
Spor medyasının maskesini düşürmek gibi bir amacım yok, kaldı ki ortada maskelik bir durum da yok, her şey ap açık meydanda. Benim amacım daha çok göz göre göre yapılan bu haysiyetsizliği tarihe not düşmek.
Nihat Özdemir'in açıklamasını, Ulusoy yönetimiyle ilgili önceki ve sonraki haberlerden bağımsız düşünmek yanlış olur. Her gün Ulusoy yönetimini yıpratmaya yönelik haberler yapılıyor. Mesela bugünün Fanatik gazetesine gidelim bakalım Ulusoy'la ilgili nasıl bir "haber" varmış:
Konuşmamış!
Haluk Ulusoy, Tahir Kıran’ın F.Bahçe aleyhinde yayınlanan beyanatlarının gerçek dışı olduğunu, bu nedenle işlem yapmayacaklarını duyurdu
08.09.2006
Hiç bilgisi yokmuş
Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Kıran’ın bazı gazetelerde yer alan Fenerbahçe aleyhine yaptığı açıklamaların asılsız olduğu ortaya çıktı!..
...
İşlem yapılmayacak
“Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Kıran’ın 01.09.2006 günlü basın açıklamasında gazetelerde yer aldığı şekilde bir ifadesinin olmadığını, bu şekilde bir beyanda bulunmadığını Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevinin gereklerinin bilincinde olduğunu, sezon sonunda şampiyon olacak takımı tüm kamuoyu gibi kendisinin de bilmesinin mümkün olmadığını, teşvik primi ödendiğine dair bilgisi olmadığını, bu konuda bilgisinin olması halinde üyesi bulunduğu kurumu harekete geçireceğini ifade etmiştir.
Şimdi bu haberi yazan kişinin taraf tutup tutmadığı kullandığı üsluptan belli değil mi? mış-muş'lu cümlenin sonuna bir de ünlem işareti eklemenin anlamı bellidir: "Hadi canım sen de" Bir haftadan fazla süredir hiç yoktan yaratılmış bir polemikle ilgili her gün haber yapılıyor, zihniyet hep aynı: Çamur at izi kalsın.
Acaba ben de bugün 3 jpg dosyasından oluşturulmuş uyduruk bir site kursam, Bıçakçı'nın üzeri çarpıyla işaretlenmiş bir resmi ve o dönem FB lehine verilen hakem kararlarını gösteren resimler koysam bu gazete bunu yarın "kendi yorumunu eklemeden" resimle beraber haber yapar mı?
Biliyorsun, Fanatik gazetesinin spor haberleriyle ilgili tavrını eleştirmek için açtığım başlıktaki yorumları senin uyarınla buraya taşımıştım. Senin eleştirdiğin yorumumu da bu gazetenin Ulusoyla ilgili her gün bir haber yapma tutumunu eleştirmek için yazdım.
Tarafsızmış gibi görünen haberlere bir başka örnek de iki gün önce Bülent Ünder'in görevden alınılmasının "Vefa bir semt adıymış" başlığıyla verilirken, ertesi gün Luciano'nun bazı taraftarlarca uğurlanmasının "İşte Vefa!" başlığıyla verilmesi. Bu da iki takımla ilgili haberlerin aslında aynı tarafça hazırlandığını gösteriyor.
Posted: Fri Sep 08, 2006 11:42 pm
by Savas Macun
Eren,
Bu haberin camur at izi kalsin mantigiyla alakasi yok.
Haluk Ulusoy imzasiyla FB'ye gonderilen yazi bu linkte.
http://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=4683
Selamlar
Savas
Posted: Tue Sep 12, 2006 11:12 am
by Eren Aykın
Savas Macun wrote:Eren, Bu haberin camur at izi kalsin mantigiyla alakasi yok.
Savaş, ben Ulusoy'la ilgili haberleri bir arada değerlendirmek gerektiğini söylüyorum. FB'nin Sakarya yenilgisinden Antalya galibiyetine kadar her gün, Federasyon hakkında çoğu dayanaksız ve yönlendirme amaçlı haberler yapıldı. Bunların bazıları çamur atma amacındayken bazıları da ortalığı bulandırma amaçlıydı. "Yorum içermiyor, çamur atma amacı yok" denilen haberler iri ve kırmızı puntolarla atılan "Ben FB'yi 100. yılında şampiyon yaptırmam" manşetinin devamıdır. Önce çamur atılır, karşı taraf öyle bir şeyin olmadığını açıklayarak çamuru temizler ama çamurun izi kalır. "İz bırakma" amacındaki haberlerin bir kısmını da tarihe not düşmek adına son kez buraya aktarıyorum:
Ulusoy: Seçimle geldim seçimle giderim
07 Eylül 2006 - A.A., Hürriyet
Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, ”Kimse demesin ki 'Haluk Ulusoy'u yıldıralım, küstürelim, her türlü baskıyı yapalım.' Hayır, böyle bir şey yok. Ben seçimle geldim seçimle giderim” dedi.
Haluk Ulusoy, “www.ligtv.com.tr”de yer alan özel röportajında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Ulusoy, “Kasımda Haluk Ulusoy gönderilecek” iddialarının hatırlatılması üzerine, “Beni yıldırmaları mümkün değil. Ben mücadeleyi severim. Daha önce de beni göndermek için şer güçleri vardı. Onlar beni yıpratamadılar ve hiçbir şekilde yıldıramadılar. Türk futbolu benden ne kadar hizmet isterse ben o kadar hizmet edeceğim. Nereye kadar gider, bunun sonunu bilmiyorum ama ben seçimle göreve geldim, gideceksem genel kurulun karar vermesi lazım. Genel Kurul 'Biz artık teşekkür ederiz' demedikçe, yazılarla yorumlarla beni bu görevden yollamaları mümkün değil" dedi.
Haluk Ulusoy, “Önümüzde bir olağanüstü genel kurul söz konusu mu?” şeklindeki bir soru üzerine de “Şu anda bunun olması için bir ortam mı var? Beni sevmeyen kesimler de olabilir, normaldir. Ama böyle bir yıpratmayla, 'Üstüne gidersek yollarız Haluk'u' anlayışıyla bir yere varamazlar. Ama en nihayetinde olağanüstü genel kurul sürecine de genel kurul üyeleri karar verecek. Olduğu takdirde de görevi şerefle teslim ederiz.” diye konuştu.
“BEN BU FİLMLERİ ÇOK GÖRDÜM”
Hakkında açılan soruşturmalar ve duruma müdahale edileceği söylentileri üzerine de görüşlerini açıklayan federasyon başkanı “Ben bu filmleri çok gördüm, çok yaşadım. Geçmişte yaşanan filmleri sahneye koymayı düşünüyorlarsa, o filmleri koymasınlar. Herkes bu filmlerden bıktı. Aynı filmi bir daha tekrar çekersen tutmaz. Hele kötü bir filmi hiç izlemek istemezler” dedi.
Ulusoy, “Basında ve futbol camiasında hükümetin göndereceği söyleniyor?” şeklindeki bir soruya ise “Önemli değil. Neyin ne olduğunu, ne yaptıklarını bilmiyorum. Her şeyin bir hesabı var bu dünyada. Herkesin, her kuruluşun, her kurumun bir hesabı var" dedi.
Ulusoy, “Görev süreniz tamamlandıktan sonra aday olamayacaksınız. Ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Artık önümüz kapalı. Ancak kanun değişikliği olursa aday olabilirim” yanıtını verdi.
"KAOS OLUR"
Haluk Ulusoy, “Diyelim ki Haluk Ulusoy gönderildi. Neler olur?” diye sorulması üzerine de "Türk futbolu böyle bir kaosu bir daha kaldıramaz. Çok kötü olur. Türk futbolunu iyi idare etmiş olsalardı ve o koasları yaşamamış olsaydık. Bugünkü çekilen acıyı çekmezdik.”
‘Adil olursanız problem kalmaz’
Futbol Federasyonu’ndan her takıma eşit mesafede durmasını istediklerini ifade eden Nihat Özdemir, 'Bu takdirde sorun yaşanmaz' dedi.
09.09.2006 - Fanatik
İstiklal Marşı okunduğu sırada Telsim üst tribününde açılan ´´Bu camia seni unutmayacak hain T.K.´´ biçimindeki pankart dikkat çekti. Pankartın, bir süre önce başkan Yıldırım ve Fenerbahçe Kulübü ile gerginlik yaşayan Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve kulüp kongre üyesi Tahir Kıran için açıldığı biçiminde yorumlandı.
09.09.2006 - Fanatik (Maç günü, internet sitesinden)
Hep tepki tam tepki!
Antalya maçında sık sık Ulusoy istifa sesleriyle Saracoğlu’nu inleten Sarı-Lacivertliler’in astığı pankartların hedefi de Federasyondu
10.09.2006 - Fanatik
Protestolar sürdü
100. Yılda Fenerbahçe’den şampiyonluk ve Avrupa’da başarı bekleyen Sarı-Lacivertli taraftarlar, dün yine Şükrü Saracoğlu Stadı’nı doldurdu. Antalyaspor önünde 90 dakika boyunca takıma büyük destek veren ve galibiyette pay sahibi olan Fenerbahçe seyircisi, zaman zaman tepkilerini de dile getirdi. Tartışmalı hakem kararlarında ‘Ulusoy istifa’ tezahüratlarıyla Saracoğlu’nu inleten tribünler, astıkları pankartlarla da yine Futbol Federasyonu’nu hedef aldılar.
Azizim ve Ulusoyist yönetim
'Azizim' bir tepki ideolojisidir. Aziz Yıldırım'ın dönüşmesiyle ve Fenerbahçe camiasındaki isyanla vücut bulmuş bir isyan. Haklı ya da haksız bunu tartışmıyorum. Ne savunuyor, ne de yeriyorum. Bu bir tespit sadece. Haluk Ulusoy yönetiminin yarattığı Fenerbahçeli ruh haline Ali Şenvari bir çözümdür Azizim. Etki ve tepkidir bu ikisi. Aziz Yıldırım, Ulusoyist tepeden inmeciliğe karşı oluştu. Ulusoy ise Aziz Yıldırım'ın diğer kulüplerde yarattığı infial sonrası yeniden döndü.
Aslında benzerler
Bu iki gerçeklik birbilerine hayat verdiler ve birbirlerini yok etmeye çalışıyorlar. Benzerler aslında, hem de çok. Aziz Yıldırım'ın istifası sonrası "Talip çıkmadı" diyerek geri dönüşüyle Haluk Ulusoy'un geçen hafta yaptığı "ben gidersem kaos olur" demeci arasında fark yok çünkü. Düşünün ki, bir Federasyon başkanı 10 yıl bir kurumu yönetiyor ve bu kurumun sadece adının kurum olduğunu bizzat kendisi itiraf ediyor. Ulusoy olmazsa Türk futbolu kaosa girecek. Yani Ulusoy öyle önemli bir değer ki Türkiye'de ikame edilmesi mümkün değil. Bu nasıl bir egodur ve bu nasıl bir yöneticiliktir kişi 10 yılda yönettiğin kurum kurumsallaşamıyor. Çünkü yöneticilik asıl budur. Bugünü değil yarını kurmak. Bunu yapamayana koca bir kurum teslim edilir mi?
http://www.milliyet.com.tr/2006/09/12/s ... irkol.html
12.09.2006 - Milliyet, Mehmet Demirkol
Antalya maçı kazasız belasız atlatılınca, Ulusoy'la ilgili haberler serisine ara verildi. Halbuki maçtan önce saldırı bahanelerini hazırlamışlardı:
Maksimum risk!
MHK’nın kararlarını incelediğimizde manzara ilginç; hiçbir FIFA kokartlı hakem Süper Lig’de düdük çalmayacak. Hata yapan hakemlerin acımasızca eleştirildiği bu ortamda, gençlerin işi gerçekten çok zor...
09.09.2006 - Fanatik, Serdar Çakır
Peki bu maçın 72. dakikasında ne oldu? Kimsenin etkisi altında kalmayan bağımsız medyamızdan öğrenelim:
İki dakika sonra İlyas’ın kornerine kafayı vuran Bieniuk skora denge getirdi. Ondan iki dakika sonra Alex’in frikiğinde kafalardan seken topu Tuncay ağlara gönderdi.
10.09.2006 - Fanatik
Kurtarıcı Tuncay
Bu gollerden hemen önce Tümer'in yerine kurtarıcı olarak oyuna giren Tuncay, takımını bir kez daha öne geçirdi. Alex'in kale içine doldurduğu topu savunmanın arkasında yakalayan Tuncay, Cordoba'nın bacaklarının arasından fileleri havalandırdı: 2-1. Bu golle yeniden canlanan Fenerbahçe, 76'da farkı ikiye çıkardı
10.09.2006 - Hurriyet
Gol orucu bozulmuştu bir kere. 72'de Alex'in serbest vuruşunu Lugano Tuncay'a indirdi, o da skoru 2-1 yaptı.
10.09.2006 - Sabah
72’de F.Bahçe öne geçti. Alex’in serbest vuruşunda, savunmanın arkasına sarkan Tuncay yerden bir vuruşla Cordoba’yı avladı: 2-1..
10.09.2006 - Vatan
Milliyet lütfetmiş, Lugano'nun topu elle Tuncay'a indirdiğinden bahsetmiş ama Hıncal Uluç bahsedene kadar gerçekten ne olduğu hakkında benim de bir fikrim yoktu.
Olayın ele çarpma olmadığı açık, hava topuna çıkan oyuncu kolunu o şekilde havada savurmaz. Ama eğer hakem elle oynama kararı verseydi sarı kart gösterilmesi gerekecekti ve Lugano'nun zaten bir sarı kartı vardı. O dakikada maç 1-1'di ve dengedeydi. Eğer ben "Fanatik" bir GS'li olsaydım maçla ilgili şöyle başlıklar yazardım:
Bu mağlubiyet elle oynama kokuyor!
Burası Antalya burada isyan var!
‘Kesinlikle çarpma değildi’
‘Skor çok farklı olurdu’
Posted: Tue Sep 12, 2006 3:43 pm
by Savas Macun
Eren,
Tabii GS gozlugunden bakiyorsun dogal olarak bende FB gozlugunden.
Ortaligi bulandirmadan ziyade TFF yonetim kurulu uyesi bir zat cikiyor ve FB/AY hakkinda ileri geri konusuyor, birde isin icine Tesvik tarifesi sokuyor ki yenilir yutulur cinsten degil.Bu olay daha sonra kapatiliyor cunku HU uyesinin boyle bir beyanatta bulunmadigini bir yazi ile FB kulubune bildiriyor.
Kamuoyunda tum hafta boyunca AY ve FB hakkinda bu iddialar konusulunca camur at izi kalsin olmuyor da bir gazetenin yaptigi haber FB'nin agzindan cikmis gibi yorumlanip camur atma olarak goruluyor.
Sence burda celiski yok mu?
Selamlar
Savas
Posted: Tue Sep 12, 2006 3:46 pm
by Savas Macun
Bu arada alakasiz ama bugun Milliyet Spor'u cok keyifli okudum cocuklugumdaki gibi.
Ozellikle yazarlar diger gazetelerden daha farkli, Mehmet Demirkol,Ugur Meleke ve Nilay Yilmaz bir cok yazardan farkli uslupda gercekten futbol ile ilgili yaziyorlar.
Kasarlanmis ve odaklanmis yazar bozuntularindan sonra bu adamlar cok keyifli geldi.
Ugur Meleke yeni mi cikti piyasaya bilmiyorum ama harika yazilari ve tespitleri var.Tavsiye ederim benim gibi varligindan haberi olmayanlara.
Selamlar
Savas
Posted: Sat Sep 16, 2006 8:28 am
by Eren Aykın
Oyna deselerdi, seve seve!
Hakan Şükür: Daha önce çok fedakârlık yaptım, yine yapardım. Kadroda ol dense, seve seve oynardım. Hocanın kararına saygı duymak lazım
15.09.2006 - Fanatik
Galatasaray’ın tecrübeli golcüsü Hakan Şükür, Bordeaux maçında neden kadroya alınmadığı ile ilgili olarak ilginç ifadeler kullandı. Yıldız futbolcu, gribal enfeksiyon geçirdiğini doğrularken, “Her şeye rağmen, daha önce çok kez fedakârlık yaptım, yine yapardım. Bana “Kadroda ol” dense, çıkar seve seve oynardım. Tabii hocanın kararına saygı duymak lazım. Genel anlamda bitkin olduğum düşünülerek daha hazır durumdaki bir arkadaşa görev verilmesi, mantıklı” dedi.
http://www.e-kolay.net/fanatik/Futbol/G ... rID=417049
Kral dönüyor
Hasta olduğu gerekçesiyle Bordeaux maçı kadrosuna alınmayan Hakan Şükür'ün, Beşiktaş derbisinde sahada olacağı öğrenildi.
16.09.2006 - Fanatik
İpler gerilmişti
Ve Galatasaray’da Hakan Şükür krizi tatlıya bağlandı. Bordeaux maçında Eric Gerets’in hasta olduğu gerekçesiyle kadroya almadığı yıldız oyuncunun karşılaşma sonrasında “Herhangi bir sağlık sorunum yoktu. Kararı hoca verir. Eğer forma teslim edilseydi, oynardım” şeklindeki açıklamaları, ipleri germişti. Ayrıca tecrübeli futbolcunun, yardımcı antrenör Erdal Keser ile de tartıştığı ve aralarında soğuk rüzgârlar estiği de öne sürülmüştü.
http://www.e-kolay.net/fanatik/Futbol/G ... rID=417415
Belki de gerçekten Hakan hasta değildi, ama adam bir gün önce çıkıp "gribal enfeksiyonum vardı, bitkindim" demiş, ertesi gün aynı gazete tarafından "Herhangi bir sağlık sorunum yoktu" dediği söylenmiş. Tabi her zamanki gibi yine birileri hocalardan, oyunculardan, yöneticilerden ikisi arasında "soğuk rüzgarlar estiğini" ÖNE SÜRMÜŞ!
Bir de nedense benim 10 yorumumdan 9'unu sansürleyen site görevlisi şunun gibi yorumlarda herhangi bir sakınca görmemiş:
hakanın işi bitti
ibrahim doğa arslan 15.09.2006 17:18:30
hakan ihtiyarladı genç kan lazım arda gibi bende bir gsliyim hakan mezara
Diğer haberlerde de hep aynı tipte yorumlar var:
"Bu GS 2. lige düşer", "Gerets'ten bi şey olmaz", "yönetimden bişey olmaz"...
Posted: Mon Sep 25, 2006 9:14 am
by Eren Aykın
Dün radyoda 10 dk'lığına Erman T. Şansal B'ye rastladım. GS-TRZ maçını yorumluyorlardı. Konuşma aynen şöyleydi:
B: Hocam burada GS'lıların faul beklentisi vardı
T: Ya sen bırak şimdi onu kardeşim, Trabzon dün kanırta kanırta, bağırta bağırta, eze eze yendi GS'yi kimse bir şey demesin!
B: Hocam, burada Hakan çekiliyor, forması yırtılıyor?
T: Hakan'ın eli nerde? İkili mücadele bu bir şey yok!
B: Hocam, bu da maçın sonları, Hakan yine düşürülüyor..
T: Bak, Hakan'ın eline bak, bu da ikili mücadele, ben olsam devam ettirirdim.
B: Hocam, GS'yi bu sene nasıl görüyorsunuz?
T: Valla Gerets her şeyin geçen seneki gibi olacağını zannetmiş ama o öyle kolay değil. Geçen sene herkes FB'ye karşıydı. Zaten ne GS kazandığına inanabildi, ne de FB kaybettiğine inanabildi. Herkes Fener'in karşısına dikildi. Birden 12 kulübün başkanları Canaydın'ın yanında durdular, artık işler değişti..
Beşiktaşlılar Ankara Gücü maçında "8-0'ı unutmadık" gibi bir pankart asmışlar onun hakkında yorumları:
"Bu Zalad Beşiktaş'ta değil miydi? böyle işler yaptığı için gönderilmedi mi? Olan oldu artık, atı alan Üsküdar'ı geçti, birileri malı götürdü. O maçta 4'ünü Zalad 4'ünü başkası yedi, yapanın yanına kar kaldı artık bunları geçelim...
70 milyonluk ülkeden niye Hollanda, Yunanistan kadar sporcu çıkmıyor diye düşünürüz hep. Bu adamları spor yorumcusu diye dinleyen bir çocuğun artık spora kendini adaması mümkün mü?
Posted: Mon Sep 25, 2006 3:32 pm
by Savas Macun
Eren Aykın wrote:Dün radyoda 10 dk'lığına Erman T. Şansal B'ye rastladım. GS-TRZ maçını yorumluyorlardı. Konuşma aynen şöyleydi:
B: Hocam burada GS'lıların faul beklentisi vardı
T: Ya sen bırak şimdi onu kardeşim, Trabzon dün kanırta kanırta, bağırta bağırta, eze eze yendi GS'yi kimse bir şey demesin!
B: Hocam, burada Hakan çekiliyor, forması yırtılıyor?
T: Hakan'ın eli nerde? İkili mücadele bu bir şey yok!
B: Hocam, bu da maçın sonları, Hakan yine düşürülüyor..
T: Bak, Hakan'ın eline bak, bu da ikili mücadele, ben olsam devam ettirirdim.
B: Hocam, GS'yi bu sene nasıl görüyorsunuz?
T: Valla Gerets her şeyin geçen seneki gibi olacağını zannetmiş ama o öyle kolay değil. Geçen sene herkes FB'ye karşıydı. Zaten ne GS kazandığına inanabildi, ne de FB kaybettiğine inanabildi. Herkes Fener'in karşısına dikildi. Birden 12 kulübün başkanları Canaydın'ın yanında durdular, artık işler değişti..
Beşiktaşlılar Ankara Gücü maçında "8-0'ı unutmadık" gibi bir pankart asmışlar onun hakkında yorumları:
"Bu Zalad Beşiktaş'ta değil miydi? böyle işler yaptığı için gönderilmedi mi? Olan oldu artık, atı alan Üsküdar'ı geçti, birileri malı götürdü. O maçta 4'ünü Zalad 4'ünü başkası yedi, yapanın yanına kar kaldı artık bunları geçelim...
70 milyonluk ülkeden niye Hollanda, Yunanistan kadar sporcu çıkmıyor diye düşünürüz hep. Bu adamları spor yorumcusu diye dinleyen bir çocuğun artık spora kendini adaması mümkün mü?
Dun ET kopartti.
Konu Appiah'a geldi, iste eskiden istahli oynuyordu simdi ne oldu falan diyecekler.
Erman ayne soyle dedi:
"Hocam Bursa'da seftali vardir, nah boyle kocaman, hatta onun ismi vardir 10 numara diye, simdi biraz ayip kacacak ama buna pezevenk kellesi de derler, isirdin mi sapur supur sulari akar bunun homca..iste Appiah oyle oynuyordu.."
Aklima geldikce guluyorum..
Selamlar
Savas
Posted: Mon Sep 25, 2006 4:24 pm
by Cengiz Akgun
Eren Aykın wrote:Dün radyoda 10 dk'lığına Erman T. Şansal B'ye rastladım. GS-TRZ maçını yorumluyorlardı. Konuşma aynen şöyleydi:
....
Hangi radyo maraton programini veriyor?
Posted: Tue Sep 26, 2006 11:01 am
by Tan Erten
Cengiz abi, Maratonu LigRadyo'dan veriyorlar. Internet uzerinden dinlemek icin:
www.radyolig.com
Posted: Tue Sep 26, 2006 5:32 pm
by Kenan Atak
Eren Aykın wrote:
70 milyonluk ülkeden niye Hollanda, Yunanistan kadar sporcu çıkmıyor diye düşünürüz hep. Bu adamları spor yorumcusu diye dinleyen bir çocuğun artık spora kendini adaması mümkün mü?
Dediklerine ek olarak suraya bir bakin hele.
http://youtube.com/watch?v=pEb21Fo2fvQ& ... ed&search=
Posted: Wed Sep 27, 2006 6:57 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Bu basliga pek yazmamistim, ama simdi ilgimi ceken bir durum gorunce, en uygunu burasi gibi gorundu.
Milliyet'in internet baskisina bakiyordum da: Avrupa'nin bir numarali klup turnuvasinda memleketin tek temsilcisi, az sonra grubun en guclu takimiyla maca cikacak, surekli guncellenen ana sayfalarina su spor haberlerini uygun gormusler, bu yazimin saati dakikasi itibariyla:
- Oruç, sözleşmeye girdi: Konyaspor'un Mısırlı oyuncuları El Saka ile Ahmet Belal'in ....
- Şeker'de yıldızlara şok!
- Ali Sami Yen kimin? F.Bahçeli taraftarlar tartışıyor
- İspanyollar şaştı kaldı! Trabzonspor....
- Evsahibinden ilginç istek: Danimarka'dan Randers-Fener maçına gide-cek Türkler'e.....
Cok taktigimdan da degil aslinda ama, sanki ana sayfaya koymamaya yemin etmisler gibi, alakasiz haberlerle doldurmalari da tuhafima gitti....
Posted: Wed Sep 27, 2006 9:23 pm
by Eren Aykın
Şampiyonlar ligindeki tek takımımız en önemli maçlarından birine çıkarken, medyamız yine takımın moralini bozmak için elinden geleni yaptı. Fanatik'ten birkaç alıntı:
Taraftar diyor ki
Sarı-Kırmızılılar Liverpool deplasmanından umutsuz. Galatasaray.com’daki ankete katılanların % 56’sı ortak görüşte birleşti: Kaybederiz!
Trabzonspor karşısında elde edilen 3-1’lik mağlubiyet ve sergilenen kötü futbol sonrası, taraftarların da takıma olan inancı sarsıldı. ‘Aslan, Avrupa’da başkadır’ diyenlerin sayısı giderek azalırken, büyük bir bölüm, Liverpool karşısında Cim Bom’un hiç şansının olmadığını düşünüyor.
Bu sitenin kimler tarafından yapıldığını göstermek için iki örnek yeterli: Geçenlerde aynı formattaki fenerbahce.com'da "kötü gidişin sorumlusu kim" gibi bir anket vardı ve seçenekler arasında yönetim yoktu! GS'nin şampiyon olmasının ertesinde GS sayfasının açılış resmi "Dünya kupasını bizimle izleyin" gibi bir şeydi
Bir olsun bizim olsun
Gerets, Şampiyonlar Ligi'nde Liverpool sınavı öncesinde ilginç konuştu: 'Ada’da 5-0 kazanacağız şeklinde iddialı bir demeç mi vermeliyim'
Bu lafın orijinali 1-0 olsun bizim olsun değil miydi?
Yine geleceği tartışılıyor
Sözlerine, “Gerçekçi olmamız lazım” diye başlayan tecrübeli teknik adam, şunları söyledi: “Grubun en iyi takımıyla oynayacağız. Bu nedenle de diyorum ki, oradan 1 puanla dönmek büyük başarı. Ne demeliyim yani; Ada’da 5-0 kazanacağız şeklinde iddialı bir demeç mi vermeliyim...”
Başlıkla başlığın altındaki yazı arasında ne alaka var?
Daha hiç yenilmedik
Liverpool ile Avrupa’da iki kez karşılaşan Cim Bom, deplasmanda 0-0 berabere kalırken, Ali Sami Yen’deki mücadele 1-1 sona ermişti
Anahtar kelimemiz "Daha"
Anfield Road!
Avrupa Fatihi Aslan, bu gece en zorlu yolculuklarından birine çıkıyor. Büyük çoğunluk şöyle düşünüyor: Galatasaray'ın, bu gece değil kazanması, puan alması bile mucize. Ancak Devler Ligi macerasına Bordeaux beraberliğiyle başlayan Cim Bom, Anfield Road’a kaybetmek için çıkmayacak!
(İnternet sitesindeki başlık)
Yorumsuz!
Posted: Sat Oct 07, 2006 1:24 am
by Eren Aykın
Futboldan artık zerre kadar zevk almıyorum. Yine de takip etmemin tek sebebi medyanın daha ne kadar rezilleşebileceğini merak etmem. Türk basınından spor olaylarını takip etmek, ki çok az olmasına rağmen bunun istisnaları mevcut, Yıldo'lu Çarkıfelek'i izlemeye benziyor. Nefret ediyorsun, aşağılık, bayağılık canına tak ediyor ama yine de merak ediyorsun "böyle bir şey nasıl olabilir" diye.
İspanyol övgüsü
La Voz de Vigo Gazetesi, 'Celta, Türkiye ve Türkler’in en büyük takımı Fenerbahçe ile karşı karşıya gelecek' diye yazdı...
05.10.2006 - Fanatik
Atatürk’ün de Fenerli olduğunu yazan gazete, bunun delili olarak da Büyük Önder’in konuşmasını gösterdi
‘Ölüm Grubu’ tabiri
Atatürk’ün Fenerbahçeli olup olmadığı tartışmasına sonunda İspanyollar da katıldı. UEFA’da Kanarya ile Celta Vigo’nun aynı gruba düşmesini duyuran gazeteler ve haber sitelerinden biri olan La Voz de Vigo Gazetesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Ağustos’ta (1928) Galatasaray ile oynanan ve 3-3 berabere biten bir maç sonrasında 3 Galatasaraylı ve 2 Fenerbahçeli’nin konuşmasına şahit olunca, “Şimdi 3-3 berabere olduk. Çünkü ben de Fenerbahçeli’yim” dediğini yazıp, “Bu da Fenerbahçeli olduğunun delili” dedi.
‘En onurlu takımı’
“Atatürk’ün takımıyla oynayacağız” başlığını kullanan gazete, “Atatürk de Fenerbahçeli’ydi. Celta Vigo, Türkiye’nin ve Türkler’in en büyük takımı ile karşı karşıya geliyor” yorumunda bulundu. Celta de Vigo Kulübü’nün resmi internet sitesinin yanı sıra, taraftar sitelerinde de Atatürk’ün Fenerbahçeli olmasına geniş yer verildi. Ulu Önder’in Fenerbahçe Kulübü’nü bizzat ziyaret edip, hatıra defterini imzaladığını yazan siteler, “Türkiye’nin, tarihi en onurlu takımlarından biri ile karşı karşıya geleceğiz” diye yazdı. (İyi de başlığı "En Onurlu takım" diye atmışsın be canım kardeşim)
‘Türkiye’ye gitmemek avantaj’
UEFA Kupası 2. turunda Fenerbahçe’nin grubunda yer alan Celta Vigo’da Sarı-Lacivertli ekiple İspanya’da oynayacak olmanın mutluluğu yaşanıyor. İspanyol basınına açıklamalarda bulunan teknik direktör Fernando Vazquez, “Grup maçlarına evimizdeki maçla başlamak ve Türkiye’ye gitmeyip, Fenerbahçe ile İspanya’da oynamak bir avantaj” dedi. Vazquez şunları söyledi: “Oynayacağımız takımların ülkelerine bakarsak, İngiltere, İtalya, Almanya ve Türkiye. Yani Avrupa futbolunun elitleri. Bana öyle geliyor ki, futbol oynamak ve rekabet etmek için büyük bir gruptayız. Bu da, futbolcular için büyük bir motive olmalı. Gerçek futbolu yaşayacağız. Çok güçlü bir gruptayız ve turu geçmek karışık.”
05.10.2006 - Fanatik
Yıllarca uğraştı... 23 bin kişi kapasiteli ve sayısız sorunu olan stadı, 52 bin kişilik, Avrupa standartlarında bir futbol mabedine çevirdi. Ne mutlu Aziz Yıldırım’a (Fenerbahçe'ye?). UEFA, onun en büyük eserine bir Avrupa Kupası finali verdi
Güzel güzel, yıkama, yağlamaya devam. Takımının ŞL'de elendiği takım averaj takımı olmuş, Ülke UEFA dünya sıralamasında Belçika'nın, Rusya'nın gerisine düşmüş, sen hala yönetimine ufacık bir eleştiri getirmekten kork, bir de üstüne her şey mükemmelmiş gibi amigo yazarlık yap.
İspanyolcam gazete okuyacak kadar yeterli değil ama İspanyol gazetelerinde yazanların aynen aktarıldığını zannetmiyorum.
Atatürk'ün milliyetçiliği, halkçılığıymış, kültürel, ekonomik, siyasal bağımsızlık tutkusuymuş bunların hepsinin içini boşalttıktan sonra tartış dur bakalım "ona böyle demiş de şunu şöyle dediğini demişmiş" dedikoduculuğunuz, avantacılığınız içinde boğulun inşallah.