Hepinize selamlar,
Aradan yıllar geçti lakin beni hatırlayanlarınız mutlaka çıkacaktır diye tahmin ve ümit ediyorum. Hiç de azımsanamayacak bir süre dahilinde aranızda bulunmuş, yazmış, çizmiş, okumuş genç bir kardeşinizim. İçinizde, zamanında kalbini kırdığım abilerim ablalarım olması çok muhtemel, çocukluğun verdiği delişmenlikle sataştıklarım, canını sıktıklarım olmuştu ki ben de (kendimce) kalbi kırık bir biçimde -çok da ses etmeden, özür dilemeden- terketmiştim güzel ortamınızı.
Bu uzun ve -kimine göre de manasız- girişimi, iletmekte geç kalınmış bir özür dileyerek tamamlasam hiç fena olmayacak. Saygısızlık ettiğimi düşünen olduysa, tek tek özür dilerim, hatalarımı seve seve kabul ederim.
Açıkçası bu sitenin varlığını unutma noktasına dahi geldiğim zamanlar olmuştu ki, geçen gün aniden uzun dönem hafızamda çağrıştınız, "bizim abiler ablalar ne düşünüyor acaba mevcut durum hakkında?" diye bir hışımla yorumlarınızı okumaya giriştim.
Sadece okuyacak, yeni bir bilgi kırıntısı ihtimalinin peşinde koşacakken, sevgili İsmail kardeşimizin yazdıklarını okudukça birkaç kelam etme hevesiyle tekrar üye oldum.
Sevgili İsmail(isminin gerçekten İsmail olduğunu varsaymasam da, ne diyeyim işte?), yazdıklarını tekrar tekrar okuyup da tek tek cevap vermek niyetinde değilim. Fakat şunu bilmeni isterim ki, yazdıklarını iki gün önce okudum ve bende bugün bıraktığı tortu, yediğimiz yüzellibin! biber gazından daha acı oldu.
Hakkında anlamakta güçlük çektiğim ve -insanlığımın gereği olarak- sormam gereken bazı şeyler var. Sana, fikirlerine saygı duymak istiyorum mesela. Gel gör ki, yıllar önce nerede bıraktıysam, hala orada görünüyorsun. Bu beni inan çok üzdü. Değişmeyen, yerinde sayan, inatçı karakterlere saygı duymak, benim için ölüm fermanımı izmalamakla eş değer. Ama çabam var güzel kardeşim, bilesin.
Mesela, sahte isimle yazdığın söyleniyor. Kerem abiye inanmayacak değilim ya, sadece iyi niyetten, bir defa daha sorasım var sana. Sahte isimle mi yazmaktasın?
Eğer sahte isimle yazıyorsan da, hay hay. Fakat sana bu noktada bir şey daha sormak isterim: Karakter gelişimi diye bir şey duydun mu hiç? Gerçek karakterin olmasa da, sahte karakterini de ziyadeyisle geliştirmen mümkün, güzel kardeşim.
Taksim Gezi Parkı'na hiç gittin mi? Oradaki insanlarla konuşup, fikir alışverişinde bulundun mu? Anlamaya ve anlatmaya çabaladın mı güzel kardeşim?
Haberin vardır, geçen gün İstanbul Valisi'nin "çocuklarınızın can güvenliği yok, onları oradan alın" çağrısı üzerine bir çok anne geldi direnişe; çocuklarını götürmeye değil, korumaya, kollamaya. Bu davranış biçimi, tencere tava sesi kadar ağrıttı mı başını?
Bak, şöyle bir şey var İsmail;
https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/ ... 4167_n.jpg
Yıllardan bu yana, -de -da'ları nasıl yazman gerektiğini bir türlü öğrenememiş biri olarak, annelerin gelmesinden sorumlu kişi sen olabilir misin acaba?
Eskileri geçtim, sadece şu onyedi gündür gaz yediğin, polis şiddettine maruz kaldığın ve/veya tanıklık ettiğin oldu mu hiç?
Taksim'i terketmeyi reddeden ben ve benim gibiler, senin için 'öteki'ler miyiz? Acaba senin haklarını da savunmak için orada bulunuyor ve kapılarımızı herkese ardına kadar açık bırakıyor olma ihtimalimiz hiç aklına geliyor mu?
Kalbimi kırdın İsmail. Kalbim kırık gidip, sayende kalbim kırık döndüm şuraya.
Seni tekrar düşünmeye, daha önce yapmadıysan da ilk defa düşünmeye davet ediyorum.
Bugün halimiz İspanyolca şarkı kitabına sıkışmış koca koca R harfleri gibi olabilir lakin yarınlarda herkese sesimizi duyuracağız, duymayanlara, duymak istemeyenlere inat. O gün geldiğinde yazmayanları konuşacağız, konuşmayanları yazacağız ama şüphen olmasın, üç maymunu oynayanlara da insanlık namına ikinci bir şansı vermek de boynumuzun borcu olacak.
Ama en önemlisi ezilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz, kıvırmayacağız. Çünkü en zor günde dahi doğruyu, hakkı, halkı savunmuş olduğumuzun bilinciyle rahat uyuyabileceğiz.
Uykularını kaçırmaya değer mi güzel kardeşim? Vicdanlı biri olduğuna inanıyorum. Eğer o vicdanı başkalarına göstermiyorsan da, bari kendine göster güzel kardeşim.
Yol yakınken dön, bir olmak isteyen, ötekileştirilmek istemeyenlerin yolunu takip et be güzel kardeşim. Biz her yere izimizi bırakmaya çalışıyoruz zaten, hemencecik bulursun.
Son olarak, bu da yazmayanlara, konuşmayanlara gelsin;
http://www.youtube.com/watch?v=9RL_hiD2Jbg
Sevgiler,
Görkem.