Page 1 of 3

Kalli niye Almanyaya gitti?

Posted: Mon Dec 24, 2007 3:10 pm
by Alpay Dedeoglu
Kallinin grip olupta maclara cikmayacagi gibi profesyonel olmayan bir
bahaneyle maclara cikamayacagina ben inanamiyorum ve de inanmiyorum.

1940larin Almanyasinin disiplin ve anlayisiyla yetismis bir insan bunu yapmaz, yapsa yapsa isine karisildigi icin bunu yapmistir.

Getirirken ''Takimi yeniden olustur, arkandayiz dediler'' ama daha sonra
gozunun yasina bakmadan nesteri vurmaya kalkisinca
dur bakalim dediler.

Kallinin gidecegi ,yada gitmese bile kerhen idare edecegi belli oldu. Gene bir tane 2. sinif Alman bir teknik direktor bekliyorum emanetci olarak.

Evet maclar esnasinda bazi hatalar yapmis olabilir ama isin esasi olan yeni genclerle tekrar bir altyapi ve anlayis yerlestirme mantiginda dogru isler yapiyordu. Onu bundan isteyenler, onun bu kadar ileri gidecegini tahmin edememislerdi. Ama adamin is ahlaki vardi ve yasi geregi beklentisi olmadigindan neyi yanlis gorduyse radikal sekilde mudahale etti. Sene basinda bize sorsalarda, bu kadar yeni bir atkimla
ligin ilk yarisini liderin 1 puan gerisinden ve UEFA grubundan cikmis olmaya razimisin diye , bu forumda evet derdik. Kaldiki Kalli son maca cikmis olsaydi , su anda liderdik . Yani bazi minor yanlislara ragmen Kalli cok basarili olmustur.

Galatasaraya son iyiligi giderken yaninda Hakan Sukur, Sabri, Umit Karan,
Necati(ilelebet), Adnan Sezgin, hatta gerekiyorsa Lincoln'u goturmesidir.
Iste o zaman 2. defa Galatasarayin dogacagi altyapiyi kurmus olarak hizmetleri olumsuzlecek ve bir 2. Derwall olacaktir.

Son 2. macta cikan kadrolarin ve degisikliklerin de Kalli tarafindan degil, Adnanlar tarafindan oldugunu zannediyorum. Hicbir duyumum yok ama her sey o kadar barizki ve okadar ipuclari verildiki.

Bir duyumum yok fakat bu isin merkezinde kuvvetle muhtemel Hakan Sukur oldugunu saniyorum. Gelmesine yardimci olurken , oryantalist mantigiyla bundan sonrasi icin onlara minnettar kalacagini zannettiler,
Yasli Kurt kimseye eyvallah etmedi. Hakan Sukur , GS'li Buyuk Kral noktasindan ,
defol git Saban noktasina artik iyice yerlesmis durumdadir. Eger kuvvetli medyan, bankan, ekonomin, sirketlerin var ise, eksik kuvvetli bir takimdir ve bunun icinde en uygunu acz icindeki GSdir.

Birilerinin bu misyonu varken, obur monserlerde kopruyu gecerken ayiya dayi demeye raziyken, arada sadece is disiplini olan Kalli ve bazi genc futbolcular direndi.

Insallah Kalli tam yetkiyle ve nesteriyle geri doner.

Posted: Mon Dec 24, 2007 6:22 pm
by Cengiz Akgun
Kalli'nin Almanyaya gidisi gayet basit. Gerets'e dedikleri arkandayiz lafini duyunca aslanin arkasina gecmis esege dedigi gibi boynumu dondurebilirsem gorursun demek istedi. Soytariliga devam edilecek bas stooge Adnan Polat'a pantolununu teslim etmege devam ettikce. Bunda sasilacak ne durum var? Sen stadi yapacak diye yine sec baska adam yok diyerek Alpay. O kongreye oy vermege degil Ikinci Dunya savasinda kullanilar alev makinasi ile gitmek lazim ama "hepimiz ayni tornadan ciktik gelenek bozulmazi" oynamak oradaki herkesin isine gelmekte.

Almanya ve cevresindeki kulturde Osmanli entrikasi islemez. Adamlar bu terbiye ile buyumusler. Soz agizdan cikar saniyorlar. Agzi bir kici bir oynarlari anlamalari zor. Gerets bunu bilemezdi elbette. Ama Kalli'nin bunu coltan ogrenmesi lazimdi. Az buz yatip kalkmadi bunlarla.

Posted: Mon Dec 24, 2007 6:43 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Abi emeklilik gunu gelmis gecmis, kacak calistigi tespit edilmis.

Daha fazla bilgi icin

http://www.deutsche-sozialversicherung.de/index.html

:)

Posted: Mon Dec 24, 2007 6:52 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Abi emeklilik gunu gelmis gecmis, kacak calistigi tespit edilmis.

Daha fazla bilgi icin

http://www.deutsche-sozialversicherung.de/index.html

:)
O yuzden Turkiye de calisiyordu ya. Bak Almanlarin bir baska huyu pfennig dedikleri kurusu bile hesap etmeleri idi. Hem ziyaret hem de ticaret idi. Ama bence buraya kadar gibi.

Posted: Mon Dec 24, 2007 8:52 pm
by Murat Biricik
Turkcell Süper Lig'in ilk yarı son maçında Gençlerbirliği Oftaş deplasmanında takımın başında çıkamayan Karl-Heinz Feldkamp, "Her insan gibi ben de soğuk algınlığı nedeniyle gribe yakalandım. Galatasaray taraftarı endişelenmesin. 1 ya da 2 Ocak'ta İstanbul'dayım. İlk yarıdaki tempoyu daha da artırarak hedeflerimize ulaşacağız." dedi.

Almanya'da Essen'deki evinde dinlenmekte olan Feldkamp, Cihan muhabirine telefonla yaptığı açıklamada, Süper Lig'de Sivasspor'u yendikleri maçta şiddetli soğuk nedeniyle soğuk algınlığı geçirdiğini belirterek, "Gribal enfeksiyon geçirdiğim günlerde Adnan Polat hep yanımda idi. Kulüp doktoru gerekli ilaçları verdi. Ankara'ya gitsem takımın başında maça çıkmalı idim, bunu yapamayacağım için Ankara'ya gitmedim. Buna hem kulüp doktorumuz hem de başta Adnan Polat olmak üzere yönetimimiz izin vermedi. Almanya'ya rahat bir uçak yolculuğu yaptım. Uçaktan indikten sonra da sıcak bir ortamda evime ulaştım. Şuan dinleniyorum. Vücudum da soğuk algınlığından süratle kurtuluyor. Kimse endişelenmesin. Galatasaray'da yapacak daha çok işimiz var. Bazılarının dediği gibi Galatasaray'dan ve Türkiye'den kaçmış değilim." diye konuştu.

Türkiye'de Galatasaray'da çalışmaktan son derece mutlu olduğunu söyleyen Feldkamp, "Ben ve eşim İstanbul'da mutluyuz. İşimi seviyorum. Lig ve Avrupa'da hedeflere ulaşmak için daha çok çalışacağız. Gribal enfeksiyonum dışında her hangi bir sağlık problemim yok. Ligin ikinci yarısına daha sağlıklı ve dinç olarak döneceğim." dedi.

Feldkamp, Türkiye'de gazetelerin yazdığı gibi Galatasaray'dan ayrılmak gibi bir düşüncesinin olmadığını, yönetimle arasında da hiç bir problem bulunmadığını sözlerine ekledi.

Posted: Mon Dec 24, 2007 11:53 pm
by Levent Guntay
Eskiye ragbet olsa bit pazarina nur yagarmis. Begenmedigimiz Fatih Terim finallere kalindiktan sonra "Esime bana katlandigi icin tesekkur ederim. Aylardir her gece mac kasetleriyle eve gelip saatlerce calismama katlandi." falan demisti. Ki o milli takim teknik direktoru, iki uc ayda bir maca cikiyor takimi. Kalli ise her hafta yeni bir maca hazirlaniyor. Rakiplerin maclarini izleyerek analiz edebiliyor mu? Takim ve rakip istatistikleri nasil izleniyor? Yardimcisi gayet yetersiz biri oldugundan uzerindeki yuk iyice fazla. Bence sorunlarin cogu anlasmazliktan cok Kalli'nin donem ortasina dogru yorulup yetersiz kalmasindan kaynaklaniyor.

Posted: Tue Dec 25, 2007 9:41 am
by Mehmet Gurdal Cetin
BASINDAN

Oncelikle devre arkadasi Hincal Uluc


Hıncal Uluç: Kalli dönmez

Benim tanıdığım Kalli, eğer G.Saray'ın liderliğini belirleyecek maçı izlemiyor ve Almanya'ya gidiyorsa bir daha geri dönmez Gitmesi gerek kendi, gerekse G.Saray adına en doğru karar. Ama Kalli'nin gitmesiyle iş bitmez. Polat ve ekibinin de muhakkak gitmesi lazım.... Ben Adnan Polat'a en çok destek olanlardan biriyim. Ancak o Adnan Polat, ipleri eline aldıktan sonra başka birisi oldu


Gribe yakalanan Kalli, OFTAŞ maçını beklemeden Türkiye'den ayrıldı ve Galatasaray hocasız gittiği başkentte liderliği kaybetti. Kalli'nin Ankara yerine Almanya'ya gitmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kalli galiba gitti ve gelmeyecek. Yani göstergeler onu gösteriyor. Bir adam, İstanbul'dan Almanya'ya uçabiliyorsa ki uzun uçak yolculukları sağlık açısından tehlikelidir, bu adam İstanbul'dan Ankara'ya da uçabilir. Bir adam, maçtan bir ya da iki gün evvel, evinden çıkıp, Florya'ya gidip toplantılar yapabiliyorsa, o adam Ankara'da maçı da izleyebilir. Bu maç Galatasaray'ın ilk devreyi lider bitirip bitirmeyeceğini belirleyecek bir karşılaşma üstelik.

Diyelim ki Almanya'ya gitmesine izin veren doktorlar, Ankara'ya gitmesine izin vermedi. Hıncal Uluç'un yaptığı gibi televizyonun karşısına oturur, Ahmet Akcan'ın kulağına da bir cep telefonu kiti takılır ve 90 dakika boyunca görüşlerini Ahmet Akcan'a bildirir.

Bir yerde Galatasaray'ın yanında olmuş olur. Bunu da yapmayıp maçın oynandığı saatlerde uçakta... Maçı da seyretmiyor yani!.. Galatasaray'ın liderliğini belirleyecek maçı da izlemiyor. İzleme gereği hissetmiyor, bu benim tanıdığım Kalli değil. Benim tanıdığım Kalli bunları yapıyorsa Almanya'ya bir daha dönmemek üzere gitmiştir.

Görünen de odur. Kalli dönmeyecek. Bu da gerek kendi adına, gerekse Galatasaray adına verilmiş en doğru karardır. Galatasaray'ın OFTAŞ'ı yenemeyerek 3. sıraya düşmesi de Galatasaray'ın lehine olmuştur.

Çünkü Galatasaray devreyi lider bitirseydi Özhan Canaydın, Kalli'yi değiştirmeye cesaret edemezdi. Özhan korkak bir başkan. Yarın Galatasaray şampiyonluğu kaybederse, 'Efendim sen lider hocayı niye değiştirdin' diye üstüne gelirler. Lucescu'yu gönderip, Fatih Terim'in getirmesinin dahi arkasında duramadı Özhan...

Bu kadar korkak. O Fatih Terim ki Özhan'a seçim kazandıran, Galatasaray'ın başına gelmesini sağlayan adamdır. Onun dahi arkasında durumadı, bunun arkasında hiç duramaz.

POZİSYONU DAHİ YOK
Kalli'nin gitmesiyle iş bitmez. Adnan Polat ve ekibinin de muhakkak Galatasaray'dan gitmesi lazım. Çünkü Galatasaray'da görünen hastalık şu: Çarşamba günü Avrupa'nın 2. değil, 3. sınıf takımlarından birisiyle oynadılar ve gol atamadılar, pozisyonları yok. 'Ah şu gol olsaydı' diyeceğin pozisyon yok.

Bordeaux'nun son dakikada Panionios'a bir sürü tesadüfün bir araya gelmesinden doğan palavra golü olmasa ve maç 2-2 berabere bitseydi, bütün Galatasaray camiası Austria Wien'i yenememiş olmanın ıstırabını yaşıyor olmayacak mıydı? O Austria Wien önünde pozisyonu yok Galatasaray'ın!..

3 gün sonra Türkiye liginin sıradan takımlarından, 2. Lig'den bu sene gelmiş, bir tane yabancısı olan ve oynatan Gençlerbirliği OFTAŞ önünde Galatasaray'ın yine pozisyonu yok. 3 gün arayla iki palavra takımla maç yapıyor ve Galatasaray pozisyona dahi giremiyor. Hangi Galatasaray; sezon başında Türkiye liglerinin gelmiş geçmiş en hücuma dönük kadrosuna sahip Galatasaray. Öylesine bir kadroya sahip ki Necati ve Hasan Kabze gibi iki adamın gidişi de kimsenin umrunda değil!..

GÜVEN KALMAMIŞ
Başta ben, "Gitmeleri doğrudur. Galatasaray için de, Hasan için de, Necati için de iyi olmuştur. Çünkü Türkiye'nin en iyi hücum oyuncuları yine Galatasaray'da. Galatasaray'da olan santrforlar kimsede yok, Galatasaray'da olan kanat adamları kimsede yok.

Galatasaray'ın orta sahasında Türkiye'nin hücuma dönük en iyi orta saha oyuncuları var. Artı Lincoln transfer edildi" dedim. Bu Galatasaray, 3 gün içinde gol pozisyonuna giremiyor, hem de ikinci sınıf, kendisine rakip olamayacak takımlar önünde... Niye? 'Galatasaray' diye bir takım kalmamış, takım ruhu kalmamış. Kimsenin kimseye güveni kalmamış, sevgisi kalmamış.

Geçen maç Servet, Arda'yı şamar oğlanına döndürmüştü, bu maç da Hakan Şükür, Arda'yı fırçaladı herkesin içinde. Türkiye'nin en genç, en umut veren oyuncusu, kendi ağabeyleri tarafından tribünlere şikayet ediliyor ve o tribünler Arda'yı yuhalıyor. Yarının Galatasaray'ında Hakan yok, yarının Galatasaray'ında Servet de yok.

Yarının Galatasaray'ında Arda var. Ağabeylik böyle mi olur? Arda üzülse hatasından dolayı, gidip teselli edeceksin, sırtını sıvazlayacaksın, 'Üzülme' diyeceksin. Ama sanki Galatasaray'da bir cephe oluşmuş. Arda'yı yok etme cephesi!.. Başta Adnan Polat, onun yanında Kalli, şimdi de takımdaki ağabeyleri... Tribün de yuhalıyor. Böyle bir şey olur mu? O Arda top oynayabilir mi? Türkiye'nin son yıllarda yetiştirdiği en iyi kanat oyuncusu, dünya klasında. Top hakimiyeti, top kullanışı...

Bir defa Kalli, adamı yerinde oynatmayarak, orta sahada ezdirerek bitirdi. Arkadan da işte mahalle baskısı... Hadi Arda'dan hayır bekle şimdi!..

Bunlarda Edi ve Budunun yorumlari haa birde "Bagimsiz" FB yazari Gurcan Bilgic.Levent Tuzemen'i yazamiyorum bile..

İnşallah dönmez

SABAH'ın dev yazar kadrosunun ana gündem maddesi Feldkamp'ın durumuydu. Çakar ve Kanat, Kalli'nin Almanya'dan hiç dönmemesinin G.Saray için en iyisi olacağını savundu..

Sivas tesadüf değil SABAH'ın dev yazar kadrosu ilk devresi tamamlanan Süper Lig'i masaya yatırdı. Ana gündem maddesi ise tabii ki herkesin dilindeki Feldkamp'ın ülkesine dönmesi olayıydı.

* Editör: Hasta olan Feldkamp takımla Ankara'ya gitmek yerine devre arası tatiline erken girerek Almanya'ya döndü. Sizce Kalli geri gelecek mi?

* Levent Tüzemen: Kalli dönmek isteyecektir ama başta Adnan Polat ve ekibi olmak üzere G.Saray yönetimi bu boşlukta tekrardan Kalli ile çalışıp çalışmayacaklarını analiz edeceklerdir. Çünkü oyuncular arasında Kalli'ye karşı güvensizlik ve sevgisizlik var. Kalli yüksek tecrübesine rağmen oyuncularla arasındaki jenerasyon farkını bir türlü kapatamıyor. Hâlâ eski Alman disiplinine göre hareket etmeye çalışıyor.

Futbolun değiştiğini ve bir endüstri haline geldiğini algılayamıyor. G.Saray, Austria Wien'le oynuyor, hocası hasta olduğu için kulübede yok. Futbolcular maça "Bu maçı hocamıza hediye edelim" diye çıkmıyorlar. Oysa futbolcular krizlerde galibiyeti ya taraftara, ya başkana ya da hocalarına armağan ederlerdi. Futbolcular Kalli'ye sevgi göstermedikleri gibi saygı da duymuyorlar. İkinci maç Ankara'da...

G.Saray kazanırsa ligi lider bitirecek. Hocası bu kritik günde bırakın Ankara'ya gitmeyi, maçı İstanbul'da izlemeyi bile düşünmüyor. Maça çıkarken oyuncular hocalarının Almanya'ya gittiğini çoktan biliyorlardı. Çoktan dağılmış ve sorumluluktan uzaklaşmışlardı.

* Ahmet Çakar: Hastaysa kendisine acil şifa diliyorum. Ama Türkiye'ye geri dönmez. Dönmezse ne mutlu G.Saray'a, şampiyon olurlar. İddia ediyorum; G.Saray'ı Kalli dışında çaycısı dahi çalıştırsa şampiyon yapar. Kalli'yle geçen her gün G.Saray'ın geleceğinden kopmaktadır. Türkiye'nin en iyi kadrosu G.Saray'da. Kalli giderse bu takım her türlü şampiyonluğu alır.

Gürcan Bilgiç: Öyle diyorsun ama Kalli iki maçta takımın başında değildi, galip gelemediler.

* A.Ç: İşte bu Gürcan Bilgiç mantalitesidir.
* G.B: Hayır, esas bu tipik Ahmet Çakar mantalitesidir. "Çaycı geçsin Kalli geçmesin" diyorsun. Böyle şey olur mu?

EŞİ FIRÇA ATIYOR
* Kazım Kanat: Sağlık konusu olunca her kelimeye dikkat ederim, çünkü "Önce insan" derim. Doktorlar sol akciğerimi çöp kutusuna attılar, bir hafta sonra işimin başındaydım. Bu adam öksürdüğü için Ankara'ya gitmiyor ama 2.5 saatlik Almanya'ya gidiyor.

G.Saray, Feldkamp'ın umrunda bile değil. Kalli, tüm Türkiye'yle dalga geçiyor. 'Huysuz ihtiyar' diyordum şimdi de 'İnşallah Türkiye'ye dönmez' diyorum. Çünkü ben bu sahneyi 10 sene önce Beşiktaş'ta yaşadım. Sabah antrenmanda öksürdü, öğleden sonraki veteranlar maçında dizlerinin üzerine çöktü. Doktordan değil, o gün karısından yediği fırça yüzünden 10 yıl çalışmadı.

* A.Ç: Sezon başında 'Kalli adam değil' dedim, herkes tepki gösterdi. Ne mutlu bana ki, şimdi herkes söylediklerime geldi.
* K.K: Sen insanlığını eleştirdin. Bu yanlıştı. Biz metotlarını eleştiriyoruz.

* Editör: Sayın Çakar, Zico'nun çok iyi hoca olduğunu ve F.Bahçe'de efsaneleştiğini söylüyorsunuz. Aynı anda da Kalli'nin G.Saray'ı bitireceğinden ve takımın başına Kalli'den başka kim gelirse gelsin şampiyon yapacağından bahsediyorsunuz. Bu durumda F.Bahçe'nin iyiliği nerede kaldı, ortada bir çelişki yok mu?

* A.Ç: En büyük hocalar takımlarını her sene şampiyon yapacak diye bir şey yok. Bana göre G.Saray ve F.Bahçe kadroları kalite olarak Türkiye'nin üstünde. F.Bahçe Avrupa'da yoluna devam ediyor. Ligde ise en büyük rakiplerinin üstünde ikinci sırada. Kalli'nin geçmiş başarılarına söyleyecek bir şeyim yok.

Ama bu saatten sonra bir şey veremez. Bu farkı hocalık faktörü yaratıyor. F.Bahçe'de Tuncay'ın ve forvetin eksikliği sezon başında kendini hissettirdi. Şimdi iyi gidiyorlar ama hep böyle olmayabilir. G.Saray iyi bir hocayla rayına oturacaktır. Kalli'yi saha dışı nedenlerden dolayı eleştiriyorum. Mesela insan olarak hiç sevmememe rağmen getirirsiniz Denizli'yi şampiyon yapar G.Saray'ı...

* G.B: Çakar'ın Kalli konusundaki şahsi yorumuna katılırım ama şu gözden kaçmamalı. Kalli, iyi denilen G.Saray kadrosunun yarısından ligin ilk yarısının yarısında yararlanamadı. Burada Kalli'yi övdüğümüz günlerdeki takımla ligin son haftalarındaki takım arasında 4-5 oyuncu farkı var.

G.Saray'daki performans eksikliği teknik direktör kararlarından öte, önemli oyuncuların eksikliğinden kaynaklanıyor. Sezon başında G.Saray'ı yorumlarken en önemli dezavantajının kulübe olduğunu, Linderoth'un, Lincoln'ün veya Arda'nın alternatifi bulunmadığını ve bu oyuncuların olmaması halinde sıkıntılar yaşanacağını söyledik. G.Saray yönetimi devre arasında bu eksikliği giderecek transferler yapmazsa ikinci yarıda G.Saray'ın sıkıntısı hoca olmaktan çıkar.

AZ GELİŞMİŞ ÜLKE SENDROMU
* L.T: Galatasaray kulübesinin yetersiz olduğuna ben de katılıyorum. Çünkü çok genç ve tecrübesiz oyuncu var. Transfer yapılacaksa bile yolları ayrılması düşünülen oyuncularla ipler sezon sonu değil hemen kopartılmalı. Çünkü bu belirsizlik takımın içine olumsuz yansıyor ve cephelerin oluşmasına neden oluyor.

* İskender Günen: Türkiye'de bakışımızı değiştirmemiz gerek. 74 yaşındaki bir Türk teknik direktöre ikinci lig takımları bile görev vermiyor. Kalli, Bayern Münih'in başında olsa, ağır bir grip vakasında bile takımının başında yer alırdı. Ne yazık ki bugün içine düştüğümüz durum az gelişmiş ülke sendromudur.

Posted: Tue Dec 25, 2007 10:10 am
by Tolga Girici
Mehmet Gurdal Cetin wrote:
* A.Ç: Sezon başında 'Kalli adam değil' dedim, herkes tepki gösterdi. Ne mutlu bana ki, şimdi herkes söylediklerime geldi.
* K.K: Sen insanlığını eleştirdin. Bu yanlıştı. Biz metotlarını eleştiriyoruz.

* Editör: Sayın Çakar, Zico'nun çok iyi hoca olduğunu ve F.Bahçe'de efsaneleştiğini söylüyorsunuz. Aynı anda da Kalli'nin G.Saray'ı bitireceğinden ve takımın başına Kalli'den başka kim gelirse gelsin şampiyon yapacağından bahsediyorsunuz. Bu durumda F.Bahçe'nin iyiliği nerede kaldı, ortada bir çelişki yok mu?

* A.Ç: En büyük hocalar takımlarını her sene şampiyon yapacak diye bir şey yok. Bana göre G.Saray ve F.Bahçe kadroları kalite olarak Türkiye'nin üstünde. F.Bahçe Avrupa'da yoluna devam ediyor. Ligde ise en büyük rakiplerinin üstünde ikinci sırada. Kalli'nin geçmiş başarılarına söyleyecek bir şeyim yok.

Ama bu saatten sonra bir şey veremez. Bu farkı hocalık faktörü yaratıyor. F.Bahçe'de Tuncay'ın ve forvetin eksikliği sezon başında kendini hissettirdi. Şimdi iyi gidiyorlar ama hep böyle olmayabilir. G.Saray iyi bir hocayla rayına oturacaktır. Kalli'yi saha dışı nedenlerden dolayı eleştiriyorum. Mesela insan olarak hiç sevmememe rağmen getirirsiniz Denizli'yi şampiyon yapar G.Saray'ı...

* G.B: Çakar'ın Kalli konusundaki şahsi yorumuna katılırım ama şu gözden kaçmamalı. Kalli, iyi denilen G.Saray kadrosunun yarısından ligin ilk yarısının yarısında yararlanamadı. Burada Kalli'yi övdüğümüz günlerdeki takımla ligin son haftalarındaki takım arasında 4-5 oyuncu farkı var.

G.Saray'daki performans eksikliği teknik direktör kararlarından öte, önemli oyuncuların eksikliğinden kaynaklanıyor. Sezon başında G.Saray'ı yorumlarken en önemli dezavantajının kulübe olduğunu, Linderoth'un, Lincoln'ün veya Arda'nın alternatifi bulunmadığını ve bu oyuncuların olmaması halinde sıkıntılar yaşanacağını söyledik. G.Saray yönetimi devre arasında bu eksikliği giderecek transferler yapmazsa ikinci yarıda G.Saray'ın sıkıntısı hoca olmaktan çıkar.

AZ GELİŞMİŞ ÜLKE SENDROMU
* L.T: Galatasaray kulübesinin yetersiz olduğuna ben de katılıyorum. Çünkü çok genç ve tecrübesiz oyuncu var. Transfer yapılacaksa bile yolları ayrılması düşünülen oyuncularla ipler sezon sonu değil hemen kopartılmalı. Çünkü bu belirsizlik takımın içine olumsuz yansıyor ve cephelerin oluşmasına neden oluyor.

* İskender Günen: Türkiye'de bakışımızı değiştirmemiz gerek. 74 yaşındaki bir Türk teknik direktöre ikinci lig takımları bile görev vermiyor. Kalli, Bayern Münih'in başında olsa, ağır bir grip vakasında bile takımının başında yer alırdı. Ne yazık ki bugün içine düştüğümüz durum az gelişmiş ülke sendromudur.
Cok bilmis adamlar yine Kalli'nin ipini cekmisler. Insan sirf su adamlara sinir oldugu icin Kalli takimda kalsin istiyor.

Posted: Tue Dec 25, 2007 11:31 am
by Alpay Dedeoglu
http://www.milliyet.com.tr/2007/12/25/spor/yguven.html

Ercan Guven yazmis. Ben hala gelebilecegi halde , isine mudahale eden yonetime rest cekme amaciyla gelmedigi kanaatindeyim ama diger soylediklerine katiliyorum.

Posted: Tue Dec 25, 2007 12:27 pm
by Selcuk Samli
Lucescu,Terim,Hagi,Gerets,Feldkamp...Yine td tartisiliyor.Futbolcular sevmiyor,oyunu okuyamiyor,takimi iyi calistirmiyor,vs...Her sezon ayni tartismalar...

Bir de Hakan Sukur tartisiliyor.Bu kadar td geldi,yoneticiler degisti.Iclerinde yetkili biri de ben Sukur'le calismayi dusunmuyorum,baska bir kulube transfer olsun diyemedi mi?Bu takimdan Bulent Korkmaz,Arif Erdem,Hakan Unsal,Ergun Penbe,Frank de Boer(sadece 1 devrede) gibi futbolcular gitmedi mi?Hakan bu kadar uzun sure kaldiysa olumlu yonleri olumsuz yonlerinden fazladir,o yuzden kaliyor diye tahmin ediyorum.

Bir de Arda konusuluyor.Kuskunmus,havalimaninda agzini bicak acmiyormus.Ne yapsin,kotu bir mac oynamis,takim kazanamamis,gulucukler mi dagitsin?Gulebilir de,kotu 1-2 mac oynama hakki yok mu?

Her sene ayni konular...

Posted: Wed Dec 26, 2007 10:06 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Tolga Girici wrote:Cok bilmis adamlar yine Kalli'nin ipini cekmisler. Insan sirf su adamlara sinir oldugu icin Kalli takimda kalsin istiyor.
Al benden de o kadar! Yahu, bu milleti okuyup duydukca, acaip gaza gelip, artik 2 Ocak mi, 3 Ocak mi ne zamansa, insallah gelmis olursa Kalli, hayalini bile kurdum vallahi, "(Sozum meclisten disari) Ahan da Kalli gelmez diyenlere kapak olsun" diye yazi yazmanin. Yanlis anlasilmaya, bu baslikta benzer yonde ifadelerde bulunanlar filan olduysa, onlarla hic bir alip-veremedigim olmaz, forumda yazilmis bir yaziya bu uslupta bir cevap yazmak da, zaten normalde yapacagim birsey degil. Ama, memlekette, futbol ve de klup camiasinda gundem belirleme/degistirme populerliginde kisiler, ellerindeki bu "yetkiyi" direk, daha hic kanitlari olmadan bu yonde kullanmis olunca, hirs yaptim yani, ne yalan soyleyeyim...

Eh, bu hirsin sonucu olarak, Kalli Baba gelmezse de, bu yaziyi yazdiktan sonra, bana kapak olacak ama, hayirlisi bakalim! :)

Posted: Fri Dec 28, 2007 3:22 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Komplo teorileri konusunda duydugum en iyi lafi galiba asker Ismail arkadasimiz soylemisti; en iyi komplo, aslinda ortada komplo falan olmayip, herseyin soylendigi gibi olmasidir.

Dusunsenize, su anda hic kimsenin inanamayacagi en buyuk komplo teorisi, Kalli'nin gercekten hasta olup, Ahmet Akcan'a da guvenerek ve noel vesilesi ile Almanya'ya gitmesi degil mi? Bunu da Adnan Polat'la konusmus olamaz mi?

Yine de tarihi geriye sarsak ve olaylarin boyle oldugunu ispatlasak, buna kimseyi inandiramayiz.

Neyse, bu Kalli meselesinin ayri taraflari var bana gore.

1) Mustafa Denizli Lobisi ve Hincal Uluc uzun zamandir Denizli'yi Galatasaray'a veya Besiktas'a kaktirmanin pesindeler.

Hincal her sene ayni uygulamayi yapiyor. Sene basinda Hocaya 3 destek yazisi attiriyor, arada "Adnan onu bana sordu, ben de onerdim" gibi kendinden menkul palavralar atiyor.

Sonra yavas yavas dozu arttirarak aslinda (Hagi-Gerets-Kalli her kim ise) onun ne kadar sorunlu oldugunu,

a) Futbolcularin onu sevmedigini,
b) Takimda arkadaslik baginin kalmadigini,
c) Takimin 2000 yilndan bu yana en iyi kadro oldugunu,
d) Bir Arda'nin, Bir Hakan'in kolay yetismedigini,

1000 kere iteliyor.

(Formul yazilar yazdigi icin kolaylik olsun diye boyle gruplandirdim. Artik Hincal'in Kalli uzerine herhangi bir yazisini okumaniza gerek kalmadi. Kiyagimi unutmayin :? )

Kalli, Hakan ve Lincoln'e BJK macindan once ceza verdiginde Hincal hemen Denizli'nin zamaninda Arif Kocabiyik'a aynı durumda nasil davrandigini pek ballandirarak anlatmisti.

Dolayisiyla birinci amac, Vestel Manisa faciasindan sonra ic piyasada biten ve her gecen gun nisyana terkedilen Denizli'yi bize pazarlamaktir. Mustafa Denizli Galatasaray'in uzerindeki gizli golgedir.

2) Gizli olmayan golge de Hakan Sukur'dur. Alpay bey, hatirlarsaniz Agustos sonlarinda HS konusu ile ilgili bazi yazismalar olmustu. Ben futbol disi nedenlerden dolayi HS'un bir an once iliskisinin kesilmesini savunmustum. Hakan'in yaninda ot bitmedigini gormek icin sezonlar harcamamiz gerekmiyor ama nedense her gelen hoca Hakan Sukur sarti ile ise basliyor.

Ben bunun arkasinda bir sermaye hareketinin oldugunu hep dusundum. Bir futbolcu bu kadar guclu olamaz, adam her kritik konu sonrasinda ya takimi evinde toplayip yemek veriyor, ya Arda'yi kenara cekip konusuyor, ya gol kisirligi uzerine basin aciklamasi yapiyor. Saha disi her aksiyonun icinde var. Neyse, artik zararlari anlasildi herhalde, ileride ondan siyasi arabulucu, kopru mopru olmayacagi da anlasilir umariz.

Sorunun cozumu Galatasaray terbiyesinin geri getirilmesidir. Sezonlar kaybedebiliriz, 14 yil sampiyon olamadigimiz donemler oldu. Ama daha dunku velet diyecegimiz bir topcu, herkesin gozu onunde 50 yas buyuk hocasina elini sallayarak tehdit ederek, sahadan ....r olup gitmedi.

Galatasaray'i batakliga ceviren Hakan Sukur, Arda, Umit Karan kovulmali.

Emin olun, sagduyulu taraftarin % 90'i bu operasyonu alkislar.

Her sene hoca kovduk, Lucescu gitti, Terim gitti, Hagi gitti, Gerets gitti.

Bu sefer degismeli, Kalli kalmali.

Bataklik kurutulmali.

Posted: Fri Dec 28, 2007 5:39 pm
by Alpay Dedeoglu
Kalli'nin bir lafi ile baslayayım:

''Arkadasim Jupp Derwall'in cenazesine cok gitmek istedim.
Ama Derwall'e bunu sormus olsaydim ''Hayir gelme. Takiminin basinda kalman gerekir '' dedi. Ben de bu yuzden gitmedim, takimin basinda kaldim.''

Iste disiplin anlayisi bu. Benim sahsi kanim, disiplinsiz hareketleri icin cezalandirilmasini istedigi oyunculari cezalandirilmayinca,
mesaj verdi ve gitmedi. Siz takimin disiplinini dusunmuyorsaniz, ben hic dusunmuyorum dedi yoneticilere.
Hastaligi gercekten o kadar agir olsa bile en azindan bulunduguyerden
TV'den seyredip, cep telefonunu ile mudahale ederdi. Biliyoruzki kendisi onu bile yapmadi.

Hakan Sukur konusunda ise fikrim tamamen su BJK macindan once yaptiklari icin cezalandirilmasindan sonraki hal ve tavirlari ile degisti.
Galatasarayliligini, GS'ye kattiklarini, hala az sureli oynatildiginda basarili olacagini ve oyuncu kalitesini tartismam. Ama futbol disi baglantilarinin agirligi ve de kisisel ihtiraslarinin fiziki dususle beraber artmasiyla artik HS buyuk zarar oldu takim icin.

Halbuki o cezadan sonra ciksaydi ve ''Hocam sonuna kadar hakli. Benim gibi tecrubeli bir isim bile istemedende olsa kaidelere uymadimi cezalandirilmali. Ben cezayi hakkettim , genc arkadaslara ornekolsun'' deseydi, muthis bir is yapardi. Ona yakisan buydu. GS Tarihine bir defa daha gecerdi. AMA YAPMADI.
O ne yapti? Basinla cevap verdi, arkasindaki gucu harekete gecirdi,
(Onu futbola kazandiran Kalliye karsi. Vefasizlik ve yaslilara saygisizlik
hangi inanc sisteminde var, o da ayri bir mesele)
ona bagli oyunculari ayaklandirdi. Sabriyi bitiren kisidir. Sabri yetenekli
mucadeleedengenc bir futbolcudan, isi saha icinde ve disinda HS'e hizmet etmek olan akli cikarilmis , otomatiklesmis bir robot-muride donustu.

HS , Sabri, Okan, Umit Karanbu takimdan yollanmali. Ama Aslantepe ve diger konularda gobekten iktidara ve TOKI'ye bagli oldu icin (ki bugun Vakıfbank'a olan borc 50 milyon dolar dusurulmus.) yonetim
bunu yapamayacaklar. Hatta Arif Erdemin Ahmet Akcanin yerine getirilmesi bile soz konusu. Kendileri gitmezse , dogal sureclerinde gitmesine bakılacak
Goruldu ki bunu yonetim yapamayacak, yapsa yapsa seyirci yapar.
Seyirci iradesi kalmayip, egemen gruplarda manipulasyona acik oldugundan bu eziyeti cekecegiz.

Posted: Fri Dec 28, 2007 8:41 pm
by Selcuk Samli
Alpay Selam,

Hakan Sukur,ve Sabri hakkinda olumsuz duyumlarin mi oldu?Kulupte tanidiklarin vardir,benim duymadigim,bilmedigim seyler olabilir.Bizim ulkede kisiler hakkinda cok yorum yapilir,ama dogru mu yanlis mi emin olamam.O yuzden bu tip konulara biraz supheli bakiyorum.Ozellikle,Sukur'le ilgili olanlara.Bu kadar problemli oldugu iddia edilen bir oyuncunun,GS'da bu kadar uzun bir kariyeri olmasi celiski de yaratiyor.

Hakan Sukur'un performansi,ozellikle 2 sezondur,kotu maalesef.Takimdan ayrilirsa cok buyuk bir guc kaybimiz olmaz(bu formuyla).Futbolculuguna her zaman saygi duyarim ,o ayri mesele.Sezon sonuna kadar kalacak gibi gozukuyor.

GS hakkinda cikan bir suru olumsuz haber yaninda FB'nin Kadikoy'deki arsa isiyle ilgili cikan cok az haber olmasi da dusundurucu ve tuhaf hakikaten.Bizim yonetim ne dusunuyor acaba bu konular hakkinda?

Posted: Fri Dec 28, 2007 9:55 pm
by Cengiz Akgun
Adnanlar'dan buyugu NTV'de Ridvan'in konugu idi. Ekonomik sorunlarin cozumu icin en buyuk proje GS A.S 'nin yeniden yapilanarak sadece gelirleri degil normal bir sirkete donusup zarar-kar hesabi yapan sirket olmasi oldugundan bahsetti. Bunun icin de borsa eski sirketin hisselerinin geri alinmasini sart kosmus. Bize su anda 70 milyon Euro lazim dedi. Bu parayi bulunca bu isi cozecegiz insallah Riva'yi satmamiza gerek kalmayacak dedi. Bana gecen gun cuk sakasi adi altinda laf edildi idi. Canaydin'in gugulari 70 milyon Euro ederse satsinlar Riva'yi satana kadar. Canaydin nerede idi sirket kurduk sadece geliri olacak dediklerinde.

Transfere ne kadar para harcadiniz dediler. O da 12M Euro nakit dedi. Aslinda kontratin icap ettigi para 50M Euro edebilir ama biz yolladigimiz futbolculara odeyecegimiz paralari cikarirsak bu transferler bize 13 kusur milyon euro eder dedi. Bu transferler bize yeni bir borc yaratmadi diye cevap verdi. Yani Schalke'ye verilen para 8M ustunde. Nonda'ya da iyi bir bonservis verilmis olsa gerek. Bu paralari D-Samrt'la karsiladilar.

Transfer konusunda ise malasef Lincoln'e verdigimiz paranin karsiligini alamadik dedi. Ilk yari 26 macin yarisini bile oynayamadi dedi. Ikinci yari bu telafi olacak dedi. Nonda'dan cok memnum cok kaliteli bir oyuncu. Oftas maci haric verdigimiz paranin degeri alinmistir. Bouzid ise bonservisi bedava. Cezayir milli takimin oyuncusu. Para konusunda hicbir riskimiz yok. Ugur iyi bir cikis yapti boyle bir sey beklemiyordum. Sabri ise beni husrana ugratti. Milli takimda sakatlandiktan sonra hic ortalarda yok. Belki o sakatligin sebebi bu. Ikinci yari duzelmesi gerekenler arasinda dedi. Kaleci konusunda yeni bir kaleci icin bir iki gorusmemiz var ama simdilik cok ustunde durdugumuz bir transfer degil dedi. Mondrogon konusunda ise Mondrogon bize sartlari her zaman dikte ettirmege kalkan biri idi. Boyle oyunculari sevmem. Yine bize sartlarini dikte ettirmege kalkti. Ben olmaz dedigimde ben de giderim diye tehdit etti. Biz de git o zaman dedik ve o da gitti dedi. Keske takimda kalsa idi dediginiz biri var mi gidenler arasinda mesela Necati dendi. Polat hayir dedi. Song konusunda Afrika kupasina gitmesini engelleyemedik. Bu onun hakki o yuzden Emre'yi aldik dedi. Umit Karan konusunda ne diyorsunuz dediler. Umit ile dun uzun uzun konustuk. Ben boyle trapiye aliyorum Istanbulda olanlari. Bana "Ben Turkiyede GS disinda hicbir takima gitmem ama yurt disinda bir iki sene oynamak istiyorum" dedi. Ben de kendisine Avrupadan iyi bir teklif gelirse seni yollariz dedim. Ikinci yari kendini gosterecek. Lindroth konusu hic acilmadi. Belliki bu konusma Lindroth haberinden once kayida cekilmis. Hakan Sukur' ve Arda konusunda herkesin malum oldugu seylerin disinda soyledigi bir sey yok.

Kalli konusunda soyledikleri soyle. Kalli herkez gibi Istanbul'un bir gun soguk bir gun sicak olmasi yuzunden grip oldu. Siz olmuyor musunuz? diye Ridvan ve Gultekin'e sordu. Ben hafta icinde kendini gordugumde atesten bitkin ter icinde halsizdi. Kendisine sakin yataktan cikma ne yapsan yap bu bir hafta 10 gun ceker dedim. UEFA macindan sonra kendisi daha da kotu olunca istersen Almanyaya git orada kendi doktoruna gozuk sonra iyiles gel dedim. Hoca da bana Cumartesi gunu takimla konusmam lazim ondan sonra dusunurum dedi. Sonra doktoru ile konusmus doktoru Sali gunu Noel ben Pazartesi tatile cikacam geleceksen Pazar gunu gel goreyim demis. Bu laf bana geldiginde hic durmasin gitsin dedim. Bunun uzerine Cumartesi gunu takimla konustuktan sonra gitti. Bu laflarin uzerine Ridvan atladi. Adnan abi ben buna katilmiyorum. Adamin Almanya ucacak kadar takadi varsa Ankaraya da giderdi dedi. Polat da gitse ne yapacakti klubeye mi cikacakti? Klubede olmayinca yatakta olmus ne fark eder? Ben kendisine git dedim. Hem sonra biz takim olarak Akcan ile Oftas'in hakkindan geliriz diye dusundum ama o gun cok kotu oynadik. Malasef berabere kaldik. Futbolda boyle seyler olur dedi. Kalli 12 yeni futbolcu ile takim kurmakta. Ilk devre sonunda liderle ikinci'nin bir puan arkasinda ucuncuyuz. Bize boyle bir sey olacagini sezon basi soyleselerdi gule oynaya kabul ederdik. Herkeste bu sonucu basari kabul ederdi. O yuzden Hocayi ve butun yeni futbolculari tebrik eder alinlarindan operim dedi. Nedense GS'ya basinda her konuda anlamsiz bir saldiri var. Insaf hudutlarini asmis vaziyetteler diye ekledi.

Sonuc kesin olarak sampiyonuz dedi. Ridvan bunu hakikaten inanarak mi soyluyorsun dediginde "elbette" diye cevap verdi.

Haybeye polim ceyrege gazoz'a devam.