Page 1 of 3

Uleb Cup'ta yarı finaldeyiz :)

Posted: Thu Apr 10, 2008 9:26 pm
by Ufuk Elekler
Ulep caupta beşiktası yendik ve yarı finale adımızı yazdırdık. Eslesmeden beri sürekli bizi asagılayan kendilerini favori görenlere gerekeni son saniyedeki üçlükle verdik. Joventut'u eleyecegimizi sanmam ama uzun seneler sonra basketboldaki bu yarı final cok iyi oldu acıkcası. Biz sadece futbol klubu degiliz sonucta. Siyah beyazlılara gecenin siyahı kaldı ancak:)

Re: Uleb Cup'ta yarı finaldeyiz :)

Posted: Thu Apr 10, 2008 9:33 pm
by Cengiz Akgun
Ufuk Elekler wrote:Ulep caupta beşiktası yendik ve yarı finale adımızı yazdırdık. Eslesmeden beri sürekli bizi asagılayan kendilerini favori görenlere gerekeni son saniyedeki üçlükle verdik. Joventut'u eleyecegimizi sanmam ama uzun seneler sonra basketboldaki bu yarı final cok iyi oldu acıkcası. Biz sadece futbol klubu degiliz sonucta. Siyah beyazlılara gecenin siyahı kaldı ancak:)
Kac Turkle oynadi GS takimi? Futbol takimi icin her yapilan elestiride bu tartisma varken baskette yok. Yabancilar elbette kendilerine vitrin olan maclarda daha iyi oynuyorlar. Ayni FB'nin Brezilyalilari gibi.

Turkiyede basket isi bu kadar. Gorduk son Avrupa sampiyonasinda. NBA'den gelenler ne kadar guzel sirtladilardi takimi.

Posted: Thu Apr 10, 2008 9:38 pm
by Ufuk Elekler
Cengiz Akgün :) eski dost. Olumsuz insan. Son saniyedeki o üçlüğü atan Türk'tü. Cüneyt Erden, Hüseyin Besok, Cenk Akyol; Fatih Solak oynayan Türklerdi sonucta. G.Saray yıllar sonra basketbolda yarı finale cıkmıs ama siz ne derdindesiniz. Neyse keyfimi sizde bozamazsınız. Yarı finaldeki 4 takımdan birinin adı GALATASARAY ISTANBUL TURKIYE....gerisi hikaye...

Posted: Thu Apr 10, 2008 9:55 pm
by Cengiz Akgun
Ufuk Elekler wrote:Cengiz Akgün :) eski dost. Olumsuz insan. Son saniyedeki o üçlüğü atan Türk'tü. Cüneyt Erden, Hüseyin Besok, Cenk Akyol; Fatih Solak oynayan Türklerdi sonucta. G.Saray yıllar sonra basketbolda yarı finale cıkmıs ama siz ne derdindesiniz. Neyse keyfimi sizde bozamazsınız. Yarı finaldeki 4 takımdan birinin adı GALATASARAY ISTANBUL TURKIYE....gerisi hikaye...
Ben FB yarin 11 yabanci ile sahaya cikinca ne olacak tartismasini yapanlara sordum. Bu maca GS 5 yabanci ile basladi diyen ben degildim zaten. Dogru, GS UELB'de yari finale cikmis yedekler de Turklermis. Buna sevinildigine gore FB takimi tamamen yabanci ile sahaya cikarak finale kalinca ya da kupa kazaninca FB'li de sevinecek. Bunun Turk futboluna yarari ne diye soranlar ki (bunun icinde ben de varim) ayni soruyu basket takimlarinin basina ceken asil oyunculari yabanci olunca da bunun Turk basketine yarari ne diye soruyorlar mi diye sordum. Ben sahsen hicbir yarari olmadigini gordum ki bunun icinde Turk basketcisi adina disariya ihrac edilenler de var ve NBA'de de oynuyorlar. Turk formasini giyince nasil oynadiklarini da gordum.

Posted: Thu Apr 10, 2008 10:05 pm
by Ufuk Elekler
Her anlamda Amerikanın kucagına oturmus bir ülkenin insanları neden yabancı oyuncu fazlalıgından rahatsız olur anlamış değilim. Siyasetten, ekonomiye, kültüre A'dan Z'ye hersey yabancılasmısken dert sadece spordaki yabancıların fazlalıgı mıdır? Takmayın kafanıza Türkiye en fazla amerikan karsıtlıgının oldugu ülkelerden biridir ama aynı zamandada en fazla amerikan malı tüketen insanlarında memleketidir.

Posted: Thu Apr 10, 2008 10:35 pm
by Serdar Beyazyurek
Turk yada yabanci oyuncu olmasi onemli degil, guzel bir basari olmus. Uzun suredir basketbolda Avrupada hic basarimiz yoktu. Umarim yari finalde de bu basariyi surdurebilirler.
Merak edenler icin macin box score'u assagidaki linkte. Koyu harfle yazilan isimler ilk 5 baslayan oyuncular. Ilk 5imiz Amerikali oyunculardan olusmus, buna karsin BJK'in ilk 5'inde 3 yabanci varmis. Turk oyuncularimizdan sadece Cenk Akyol ve Cuneyt Erden 20 veya uzerinde dakika almis. Ben sahsen Huseyin Besok'un daha fazla dakika alacagini tahmin ediyordum ama sanirim bu sezon baslarinda gecirdigi sakatliktan sonra bir turlu eski formunu yakalayamadi.
http://www.ulebcup.com/ulebcup/competit ... mecode=320

Posted: Thu Apr 10, 2008 11:28 pm
by Celal Gürcüoglu
Sevincim ilk 5'i gorunce kursagimda kaldi. Keske bu kadar yabancili bir takimimiz olmasaydi.

Brezilbahce bu takimiyla CL'yi alsaydi, benim UEFA kupasini almamdaki anlamin yuzde birine denk gelmezdi. Bu is elbette parayla. Parayi veren dudugu caliyor ama ben bir takimda hele hele ilk 11'de girla yabanci oldu mu nedense pek hosnut olmuyorum. Keske hic yabanci olmasa ama malesef en azindan bir kac yabanci olmayincada olmuyor, en azindan simdilik olmuyor.

Posted: Thu Apr 10, 2008 11:30 pm
by Eray Tunç
Çok güzel bir haber ama ben de yabancı oyuncu fazlalığından dolayı doyasıya sevinemiyorum. Tabi bu GS'den çok federasyonun hatası.
Yabancı oyuncular için kalite sınırlaması getirmeleri lazım.

Posted: Thu Apr 10, 2008 11:49 pm
by Mehmet Daskiran
Link icin tesekkurler Serdar.

Tablodan gorunen Besiktastaki Turkler macta 56:20 dakika sahada kalirken GS'de bu sure 55:17 olmus. Yani bizim yabancilar sahada 1 dakika daha fazla kalmis oluyor bu durumda.

Atilan sayilarda ise Besiktasta oyuna giren 4 Turk oyuncu 10 sayilik bir katkida bulunurken, Galatasaray'da oyuna giren 4 Turk oyuncu takima 13 sayilik bir katki saglamis. Takimda daha fazla sure bulmasi gereken Huseyin Besok'un sakatligi nedeniyle sadece 9 dakika oyunda kalip 3 sayi urettigi de gozonune alinirsa bence bizim yerliler Besiktastakilere oranla daha daha cok katki saglamislar takima.

Yukaridaki rakamlardan Besiktasin yabanci konusunda bizden farkli olmadiigi sonucu ortaya cikiyor. Ben Cengizin yerinde olsam diger konu basliginda Hurriyetin hic atlamadan hemen Galatasaray'in 5 yabanciyla sahada olduguna dair verdigi habere atifta bulunarak Zico icin yaptigim espriyi dikkate almadan once yukaridaki alinan sureleri karsilastirirdim. Dogrucu Davutluk yapmadan once elmayla armut yani futbolla basketbol takimini karsilastirmadan Fenerin basket takimindaki yabancilarin aldigi sureleri karsilastirmasi lazim. Orada bile haksizlik olur aslinda bu durum cunku Fener bildigim kadariyla hem belese Ulkerin oyuncularina kondu (TRdeki en iyi yerlilere yani), hemde Ulkerden aslan payini almaya devam ediyor.

Besiktasla keske daha ileri turda eslesseydik, ama "underdog" takimimizin bu son dakikadaki uclukle gelen basarisi beni ziyadesiyle mutlu etti.

Posted: Fri Apr 11, 2008 12:46 am
by Cengiz Akgun
Mehmet Daskiran wrote:Link icin tesekkurler Serdar.

Tablodan gorunen Besiktastaki Turkler macta 56:20 dakika sahada kalirken GS'de bu sure 55:17 olmus. Yani bizim yabancilar sahada 1 dakika daha fazla kalmis oluyor bu durumda.
....
Basket macina ilk defa boyle bakildigini goruyorum. Alip lineer sekilde zamanlari toplayip Turkler bu kadar Amerikalilar bu kadar basket oynamislar takima katkilarini boyle olcelimle olmaz bu is. Elinde takimin her dakikada kompozisyonu hakkinda bir istitisksel bilgin yoksa bu cebimde uc tane Quarter (25 cent'lik) iki tane dime (10 cent'lik) 5 tane de penny var dolari tamaladik bir dolar bir dolardir demege benzemis. Halbuki penny cebinden atiyor insanlar bir boka yaramiyor ne diye tasiyorum diye. Sonrada bana elma ile armudu karistirma diyorsun. Ben sana oyunun belki yuzde 99 da sahada uc Amerikali vardir diyebilirim rahatlikla maci seyretmesem de.

Ikincisi olay BJK FB degil. Yabancilarin ne getirip ne goturdugu. Turkiye gibi bir yerde basketbol bir para kazanma kaynagi degil klupler icin. Zararini arkalarindaki firmalardan gelen paralarla kapayarak geciniyorlar. GS, FB, ya da BJK bu halleri ile Avrupa ULEB kupasini alsa ne olur almasa ne olur Turk basketbolu icin.

Bu kafa ile devsirmelerle atletizm de yer kapmaya calisanlarin arasinda hicbir fark yok. Temeli atmayan icin boyle seyler mevsimlik basarilar.

Posted: Fri Apr 11, 2008 12:56 am
by Ismail Gezer
Basketbol'dan çok hazzeden ve anlayan biri değilim. Milli maçlar haricindede izlemem. (Hido'nun play-off maçlarını izlemiştim gerçi, o sayılmaz). Ama GS'yi 5 yabancıyla görsem pek sevinmezdim heralde. Ama futbolda sahaya 11 yabancıyla çıkmakla, baskette maça 5 yabancıyla başlamanın aynı şey olmadığını bilecek kadarda anlıyorumdur basketboldan :) Değişiklikler falan varya, o bakımdan :D

Neyse, bunlar meselenin özünü etkilemez. Nasılki FB bana Türk takımı gibi gelmiyor, GS basket takımının bol yabancılı başarısıda beni pek heyecanlandırmadı..

Kaybedilen her maçtan sonra yabancı sınırlamasından bahsetmek ya aşağılık kompleksinden yada cehaletten kaynaklanır, başkaca bir sebebi olamaz!

Türk futbolcuların yabancı statüsünde oynadığı bir FB'ye Türk takımı diyeceksek, eminim daha fazla Türk oyuncu barındıran Alman takımları vardır, onlara ne diyecez?

Dün Akşam gazetesinden FIFA'nın yabancı sayısına "6+5" gibi bir sınırlama getirmeyi planladığı yazılıyordu Blatter'in ağzından. Takımların karakteristiği bozuluyor gerekçesiyle.

Aynende katılıyorum. Futbol artık para babaları'nın oyuncağı haline geldiyse, "istediğin yerden istediğin oyuncuyu al! tabi paran yetiyorsa!" mantığının bunda payı büyüktür.

Posted: Fri Apr 11, 2008 3:01 am
by Murat Kara
Yahu birakin artik su Turk-yabanci muhabbetini. Aksi takdirde altinizdaki arabayi kullanirken de dusunmeniz gerekir. Bu kulup maclarini milli macmis gibi gormek gerekmiyor ille de. Onemli olan organizasyonu gerceklestiren kurumun yaptigi yatirimi geri alip almadigi. Gonul ister ki bu isler boyle riskli yatirim ile filan yurutulmesin ama ne var ki su anda durum boyle. Milli muhabbet islerine yaradigi surece onu da diger kaynaklar gibi kullaniyorlar. Yaramadigi zaman koseye atiyorlar. Bunda anlamayacak ne var?

Milli takim bu kuluplerden otlanarak yuruyen bir kurum tamam. Ancak kimse Turk sporcusu gidip baska ulkede oynayamaz diye bir kural koymamis. Onlar da herkes gibi kuresel rekabete girmek durumunda su andaki rejime gore. Yani milli takimi olusturmak icin ille de Turk liginde oynayanlara ihtiyac yok.

Alt yapi vs deniyorsa, o zaman iste bizim milli takim da Almanya alt yapisindan gelmis adamlari kullaniyor. Ne var bunda?

Bir araba fabrikasinin bile ARGE'si ABD'de ise, fabrikasi Cin'de, muhasebe bolumu Avrupa'da, vs, vs. Bizim milli takimin alt yapisi Almanya'da, ust yapisi Turkiye'de, aktif oyunculari orda burda olsa ne olur? Bunu bir kez kabullenince o zaman tersini de, yani kulup takimlarinin cok uluslu olmasini da kabullenmek gerekir.

Elbette konu donup dolasip firsat esitligine geliyor. Brazilyali futbolcular veya ABD'li basketbolcular ile nasil rekabet etsin bizimkilere geliyor vs. Bunun cevabi basit. Herkesin yetenek ve ilgi alani farkli. O ulkeler bu konuda uzmanlasmislar, ne yapalim yani, kendimizi denize mi atalim!

Elbette butun bunlar vahsi rekabetin one ciktigi bir ortamda islemiyor. Ama o baska bir sorun.

Posted: Fri Apr 11, 2008 8:30 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Tamamen katiliyorum Murat.

Bi Galalatasaray'in yari finale cikmasina Utandim demedigi kalmis milletin..

Bu maca gelene kadar , Fatih'in Cuneyt'in Huseyin'nin ve diger cocuklarin verdigi emek , aldigi dakikalar nereye gitti unutuldu mu.? D.Brown kac hafta sakatti oynamadi takimin guardi kimdi ?

Iyi yabancilarin var ve formdalar, okuzun altinda buzagi aramak bu.

Ayiptir, elestiri yapacam diye elestirmeyin, once maclari seyredin.

ULEB'in websitesindeki Galatasaray sayfasindaki yazan seylerin onuru bana yeter.

http://www.ulebcup.com/ulebcup/home/fin ... cafe-crown


"One of the world's oldest sports clubs, 103-year-old Galatasaray Cafe Crown, reasserts its prominence on the basketball court at the Final Eight in Turin. In 1911, basketball was introduced to Turkey within the walls of the Galatasaray Lycee, the Istanbul high school from which the club takes its name. Basketball did not become a formal section of the Galatasaray sports club until the early 1930s, but it soon found instant success in the form of three straight Istanbul League titles from 1933 to 1936"

Posted: Fri Apr 11, 2008 10:20 am
by Celal Gürcüoglu
Murat Kara wrote:Bir araba fabrikasinin bile ARGE'si ABD'de ise, fabrikasi Cin'de, muhasebe bolumu Avrupa'da, vs, vs. Bizim milli takimin alt yapisi Almanya'da, ust yapisi Turkiye'de, aktif oyunculari orda burda olsa ne olur? Bunu bir kez kabullenince o zaman tersini de, yani kulup takimlarinin cok uluslu olmasini da kabullenmek gerekir.
Ne guzel demissin iste. Hepsinin bir karisimi olsun. Arabanin tumu ayni ulkeden cikmasin ama buda abartilmasin. Ben sahsen tamamini Turklerin yaptigi bir arabaya binmeyi cok isterdim ama bu tabii bir hayal. Aynen Hagi'siz, Popescu'suz, vs. UEFA'yi alamayacagimiz gibi. Karisim olmadan olmuyor malesef. Bu futbolda araba sektoru gibi sanirim. Tum takimin Turk oldugu bir Avrupa sampiyonlugu herhalde hayal.

Posted: Fri Apr 11, 2008 11:03 am
by Murat Kara
Celal Gürcüoglu wrote:Ben sahsen tamamini Turklerin yaptigi bir arabaya binmeyi cok isterdim ama bu tabii bir hayal.
Ben bir kisimini Turklerin yaptigi arabaya bile binmeye korkarim :) Murat 124 vardi bir zamanlar. Tekerlekli kutu idi ama ne motor vardi arabada. Duz yolda kactimi yakalamak zor olurdu. Ama kaza yaptimi da kibrit kutusu gibi yamulurdu.

Ama bak Turklerin yaptigi kahveyi, kokoreci, iskembe corbasini da baskasi yapamaz.

Herseyi uzmaninin elinden almak guzel oluyor. Bazi seyler ise yuzlerce hatta binlerce yildir olusan totunun bir urunu oldugu icin, cesitli uluslarin cesitli yeteneklerini her ulusta bulmak imkansiz. Ve de gereksiz.