forum.cimbom.org

Omer'e ac dedik ama herhalde orali olmadi.

İstatistikler ve rekorlar birgün elbet bozulur ama derbilerde iç sahadaki başarımızı deplasmanlarda gösteremiyoruz malesef. Rakip stadların atmosferinden mi çekiniyoruz bilemiyorum ama psikolojik bir sorun olduğu kesin...

İçerde(Ali Sami Yen ve kısa bir süre de olsa Olimpiyat Stadı) Fb'ye karşı 15 maçta 9 galibiyet-4 beraberlik-2 mağlubiyet alırken Kadıköy'de 10 yıldır kaybediyoruz.

Bjk'ye karşı içerde çok daha başarılıyız. 15 maçta 13 galibiyet-2 mağlubiyet aldık kendi sahamızda ama malesef deplasmanda aynı başarı yok, 15 maçta 1 galibiyet-6 beraberlik-8 mağlubiyet aldık İnönü'de.

O tek galibiyeti de 4 sene önce ligin bitimine bir hafta kala almıştık. Hasan Kabze'nin son 3 dakikada attığı 2 golle maçı 2-1 kazanıp o mucizevi şampiyonluğun yolunu açmıştık.

Fatih Terim'in ilk döneminde ve Lucescu'yla hem ligde hem de Avrupa'da fırtına gibi eserken bile İnönü'de zorlandık. Vasat oyunlar sonrası çoğunlukla beraberlik, 2 maçta da mağlubiyet aldık o dönemde. Son 3 maçı ise kaybettik.

Takımların form durumu, moral vs. gibi etkenler pek farketmiyor dış saha derbilerinde, çoğunlukla kötü oynarak bazen de şanssızlık ve hakem faktörleri yüzünden bir türlü galip gelemiyoruz. O yüzden Bjk bu aralar formsuz diye sevinemiyorum.

İstatistikleri bırakıp futbol yönünden analiz edersek de kazanabileceğimizi sanmıyorum. Bjk gibi biz de formsuz sayılırız. A.Madrid beraberliği elbette moral getirmiştir takıma ama iyi oynadığımız söylenemez o maçta... A.Madrid biraz akıllı olsa 3 fark yemiştik.

Ayrıca takım uzun bir yolculuk sonrası bu sabaha karşı İstanbul'a geldi ve 2 gün sonra maç var. Eksiklerin üstüne yorgunlugun da etkisi olacaktır.

Jo oynayacak mı bilmiyorum, 2-3 gün öncesine kadar salonda çalışıyordu. Ancak oynamazsa forvetsizlik etkisini gösterecektir.

Bjk'de Ferrari dönüyor(geçen hafta yedekti, MD bizim maçı düşünerek riske etmemiş) Bjk'nin savunmasını toplayan oyuncu Ferrari(bence ligdeki en iyi stoper şu anda) Elmacık kemiğinden ameliyat oluğu için 1.5 aydır oynamıyor, maç kondüsyonu çok iyi olmasa gerek. Ancak Jo oynamazsa ve de Ferrari iyi oynarsa gol atma şansımız yok.

Tahminim 1-1 beraberlik...

GS-BJK maçlarını her zaman fb maçlarına tercih ederim.

"Çarşı" denilen futbol düşmanı kitle müsade ettiğince,futbolun magazin kısmından sıyrılıp genelde futbol ağırlıklı bir karşılaşma olur bu maçlar.

Büyük maçlarda ev sahibi lehine gelişen istatistiklerin 1. nedeni hakemlerin işlerini düzgün yapamamasıdır.Seyircinin etkisinde kalarak bir TSL klasiği olan,arkası dönük adamın bileğine,aşil tendonuna atılan tekmelerigörmezden gelip,orta sahada top alamayan bir takım haline getirir misafir takımı,seyircinin sesi çıkmaz
işlerine geldiği için.Ama aynı hareketi misafir takım yaptığı an seyircinin anırması ile hele bu grup çarşı ise 1003 desibelde anırınca,hop çıkar sarı kartlar ve futbol futbol olmaktan çıkar genelde.

İlk yarı 3 lediğimiz maçta Delgado'ya çıkan ikinci sarı kart, bir TSL özetidir.Rakibinin (Barış idi galiba) hayvani müdahalesine tepki olarak "kart yokmu" diye soran adama ikinci sarı kart gösterildi ve adam oyundan atıldı.

Halbuki güzel maç oluyordu o dakikaya kadar.Geçen ŞL maçında aynı hareketi yaptı bir futbolcu ( Arsenal veya B.Münih ) hakem sallamadı bile.Böyle bir kart yok...


Bu maçta sahada görmek istemediğim 2 isim var, 1 Servet, 2 Caner. Bunlar oynamazsa yeneriz.Evet taktım bu heriflere...

Can Ergun wrote:GS-BJK maçlarını her zaman fb maçlarına tercih ederim.

"Çarşı" denilen futbol düşmanı kitle müsade ettiğince,futbolun magazin kısmından sıyrılıp genelde futbol ağırlıklı bir karşılaşma olur bu maçlar.

Büyük maçlarda ev sahibi lehine gelişen istatistiklerin 1. nedeni hakemlerin işlerini düzgün yapamamasıdır.Seyircinin etkisinde kalarak bir TSL klasiği olan,arkası dönük adamın bileğine,aşil tendonuna atılan tekmelerigörmezden gelip,orta sahada top alamayan bir takım haline getirir misafir takımı,seyircinin sesi çıkmaz
işlerine geldiği için.Ama aynı hareketi misafir takım yaptığı an seyircinin anırması ile hele bu grup çarşı ise 1003 desibelde anırınca,hop çıkar sarı kartlar ve futbol futbol olmaktan çıkar genelde.

Bir yere kadar etkisi var ama Bjk 1999-2006 arası Kadıköy'de yenilmedi. Biz 6-0, 4-0 yenilirken onlar aynı dönemde Fb'nin 25 maçla üst üste iç saha galibiyet rekorunu kıracağı maçta 2-1 ve Bjk 10 kişi kaldığı maçta son 15 dk. kalecisiz 4-3 kazanıyordu? Bizimkilerde psikolojik sorunlar olduğu da kesin...

Can Ergun wrote: İlk yarı 3 lediğimiz maçta Delgado'ya çıkan ikinci sarı kart, bir TSL özetidir.Rakibinin (Barış idi galiba) hayvani müdahalesine tepki olarak "kart yokmu" diye soran adama ikinci sarı kart gösterildi ve adam oyundan atıldı.

O maç geçen sezon içerde 4-2 kazandığımız maçtı, Delgado bu sezon yoktu. Bu sezon Ali Sami Yen'deki 3-0'lık maç, bizim çok iyi formda olup Bjk'nin çok formsuz olduğu bir dönemde oynandı. Maçın başında ve 60'lı dakikalarda Rüştü'nün 2 gol yumurtlamasının büyük etkisi vardı o farkta...(Uzun yıllardır Bjk'ye fark attığımız tek maç)

...

Pardon maçları karıştırmışım...

Başka bir konuya değiniyim. Hani şu meşhur, üzerine şarkılar yazılan şike ve 8-0 lık Ankaragücü maçı var ya. O sezon bizden 2 ay önce önce bjk ankaragücü ile oynamış...

MKE ANKARAGUCU 0-6 BEŞİKTAŞ 14.03.1993 13.30 ANKARA 19 MAYIS

Şu sayfada bulunabilir : http://www.tff.org.tr/Default.aspx?pageID=322

Son maçlarda ise bjk nin önünde 2 averajımız varken bjk son maçını 3-1 kazanarak averajları eşitlemiş, yani bizim son maçta 8 değil 1 fark yapmamız yeterliymiş...

30.05.1993 15:30 BEŞİKTAŞ 3 - 1 GENÇLERBİRLİĞİ son maçları.

Jo bugun antremanin tamamina takimla birlikte katilmis.

Baros ve Sabri de artik tedavi gorumuyor, sadece takimdan ayri antreman yapiyorlar.

Kewell ve Gokhan zan ise once tedavi gormus sonra takimdan ayri calismis.

Orta sahada M.Topal ve M.Sarp topu taşıma ve ileri pas verme konusunda ciddi sıkıntı yaşıyor özellikle de Topal pek parlak durumda değil ve tüm iş Elano'ya kalıyor.Topu alıp,saklayıp,pas verme hatta adam geçme işini yapabilen Neill orta sahada oynayabilir. Servet ve Emre de stoperde oynar.Defanstan topları yine Neill çıkarır ve onların önünde oynayan orta saha oyuncusu topla daha ileride buluşarak,3.bölgeye topu daha rahat taşıyabilir.

Elano defanstan top alınca genelde uzun top atmak durumunda kalıyor,halbuki orta saha yuvarlağından biraz ilerde topla buluşsa asist veya kanada etkili pas atma işini daha kolay yapar

-------------Leo-------------

--Uğur--Emre--Servet--Hakan

---------Neill-----Sarp-----

---------Elano(Arda)-----

Gio--------Keita-------Arda (Caner)

Elano oynamazsa Arda onun yerine, her ne kadar istemesem de Caner sol forvet ...

Can Ergun wrote: ...
Son maçlarda ise bjk nin önünde 2 averajımız varken bjk son maçını 3-1 kazanarak averajları eşitlemiş, yani bizim son maçta 8 değil 1 fark yapmamız yeterliymiş...

30.05.1993 15:30 BEŞİKTAŞ 3 - 1 GENÇLERBİRLİĞİ son maçları.

Sen o zamanlar ekmege "papa" diyordun herhalde. Bunu kucumseyerek soylemiyorum.

BJK o sezon Konya'ya attigi 7-0'lik mac da var. Ayni sekilde dusmekte olan Karsiyaka da Ankara'da Ankaragucun'e 5 tane cekiyor Nisan ayinda. 5-0. FB de rahat durmuyor. Yine Ankarada bu Ankaragucune Subat ayinda 4 tane temizi var. 4-0. Ama Ankaragucu iki hafta once TS'u yine Subat ayinda Ankara'da 5-2 ile deviriyor. Bu arada GS'dan 8 yiyen Ankaragucu yine o sezon kume dusen Konya'ya ilk yari 8 atmis. 8-0. Ama rovansinda GS'dan 8 yemeden bir hafta once Konya'da 2-1 yenilmis. Boyle bir garip istatistikler icin de Ankaragucu.

Bunlar soz konusu olmuyor ama Zalad hikayesi ile Ergun Gursoy'un cantasi ile o sene sampiyonlugu bileginin hakki ile alan GS'in 8-0'i konu oldu. Zalad ilk yari 5 yedi cikti. Guya parayi o almisti. Arkasindan giren kaleci de 3 tane yedi. Ben bunlari BJK forumunda dile getirdim ama onemi olmadi. Evet BJK Ankara'da 6 tane atarken sike degildi cunku ligin bitmesine 2-3 ay vardi. Sampiyonluk icin oynayan ve tek macin onemi bu kadar artan macta BJK'in 6 attigi takima GS'in 8 atmasi imkansizdi.

Yanilmiyorsam Besiktas o sezon Ankaragücüne iki macta toplam 10 gol atmisti.

Cengiz Akgun wrote: Sen o zamanlar ekmege "papa" diyordun herhalde. Bunu kucumseyerek soylemiyorum.

Sağol,içimi rahatlattın.Tanımadığın insanlara bu şekilde hitab etmemen gerekir.Senin daha önce forumda yazan diğer kişilere hitap şekillerini hatırlayınca bunu iltifat olarak algılamak lazım aslında.Burda yazan birkaç kişi sana yaşından ve tecrübenden dolayı saygı duyduğu için ben de duymaya çalışıyordum ama antipatik olmak için insan bu kadar özen gösterince de hakkını vermek lazım.

Hakikaten gerek yok hocam,insanları zorlama...

----------Franco---------
Uğur--Neil--Servet--Hakan
--Elano---Topal---Sarp---
---Keita--Arda---Caner---

Böyle birşey çıkar heralde..

Can Ergun wrote:Pardon maçları karıştırmışım...

Başka bir konuya değiniyim. Hani şu meşhur, üzerine şarkılar yazılan şike ve 8-0 lık Ankaragücü maçı var ya. O sezon bizden 2 ay önce önce bjk ankaragücü ile oynamış...

MKE ANKARAGUCU 0-6 BEŞİKTAŞ 14.03.1993 13.30 ANKARA 19 MAYIS

Şu sayfada bulunabilir : http://www.tff.org.tr/Default.aspx?pageID=322

Son maçlarda ise bjk nin önünde 2 averajımız varken bjk son maçını 3-1 kazanarak averajları eşitlemiş, yani bizim son maçta 8 değil 1 fark yapmamız yeterliymiş...

30.05.1993 15:30 BEŞİKTAŞ 3 - 1 GENÇLERBİRLİĞİ son maçları.

Ankaragücü'nü 8-0 yenip şampiyon olduğumuz o maça bende gitmiştim.Maçtan önce
o zamanlar Beşiktaş'ta yöneticilik yapan İhsan Kalkavan şampiyon olmak için saha
dışı bütün faktörleri Beşiktaş'ın lehine çevireceğini söyleyip şike yapabileceklerini üstü
kapalı ima ediyordu.Yanlış hatırlamıyorsam Beşiktaş o zamana kadar Gençlerbirliğini
3-1 gibi farklı bir skorla daha önce hiç yenmemişti.Fakat Galatasaray, o maçtan 2-3
sezon sonra çok da önem arz etmeyen sıradan bir lig maçında Ankaragücü'nü 5-0 mağlup
etmişti.

8-0 kazandığımız o maça gelirsek, bizim takım o zamana kadar hiç görmediğim bir hırsla
maça çıkmıştı.Maçta 8-0 önde olduğumuz bir dakikada bile Hakan Şükür 25 metre
ötesindeki top taca çıkmasın diye bütün enerjisiyle koşup o topu kurtarmıştı.Maç
içerisinde kullandığımız bütün köşe ve serbest vuruşlarda çok adamla rakip ceza sahası
içine yükleniyorduk.Gütschow'un bile kahraman olduğu o maçta Zalad'ın yapabileceği
çok bir şey yoktu.Keşke o zaman hangi oyuncumuz maç içerisinde ne kadar koşmuş
olduğu ile ilgili şimdi elimizde bir istatistik olsa.

Tribünde maçı seyrederken attığımız her gol sonrası taraftarların,
"Şimdi Beşiktaş'ın kaç tane daha gol atması lazım?" muhabbetleri maç 5-0 olduktan
sonra artık bitmiştir diye beklerken arka tarafımızda oturan ileri zekalı bir taraftarın
tekrar sorması ile bizi güldüren bir anı olmuştu.

Maçtan sonra Galatasaray'lı taraftarlar tarafından büyük coşku gösterilerine sahne olan
Ankara caddelerinde başka bir komik olayda maçtan çıkan taraftarların siyah beyaz
gördükleri ne varsa ortadan kaldırmak istemeleriydi.Karum'un önündeki o zamanlar çok
moda olan Loft'un(o zamanlar gençlik arasında Levi's dan sonra çok popüler olmuş, aslında
bir Türk markası olan ama bizde yabancı özentiliği çok fazla olduğu için kendini Avrupa'da
çok meşhur bir kot markası olarak lanse edip kotlarını çok pahalıya satan firmalardan
biriydi.O zamanlar aynı uyanıklıkla mantar gibi türeyen bir çok kot markası mevcuttu)
siyah beyaz renklerine sahip bezden yapılmış logosunu bağlı olduğu direklerden
indirdetinceye kadar önünden ayrılmamışlardı.

Can Ergun wrote:

Cengiz Akgun wrote: Sen o zamanlar ekmege "papa" diyordun herhalde. Bunu kucumseyerek soylemiyorum.

...

Hakikaten gerek yok hocam,insanları zorlama...

Inan seni bu kadar kirip incitecegimi tahmin etseydim asla boyle bir sey yazmazdim.

Hepimiz vaktiyle ekmege papa yemege mama dedik. Bunun ayip bir sey olup hatirlatilmasinin hakaret sayilabilecegini (evet bu yasta bile) bilmiyordum.

17 senelik bir olayi yeni kesfetmen bende o gunlerde GS'i filan takip edecek vaktinin olmadigin fikrini uyandirdi malasef. Bunu bu kadar ciddiye alip boyle bir tepkiye sebeb olacagini tahmin edemedim ne yazik ki. Yaptigim antipatikligi mazur gor. Ozur dilerim.

Floş floş floş

Jo iyileşmiş.

Sağlık ekibini başarısından ötürü tebrik ederim..

Defansta Emre ile Servetten hangisi oynayacak bilemiyoruz. Onun haricinde Jo oynayabilecek durumdaysa, Caner ve Santos yedek olur. Zaten şu haliyle Rijkaard Santosu'u oynatır ve bi verim alamazsa çok ağır eleştiri alacaktır.