Kulüpte GS Liseli /Alaylı dağılımı fifty-fifty diyorsunuz. Bunu sağlayan bir formül olduğunu biliyorum, bahsettiğim de budur. Buna gerek duyulmasını GS Spor Kulübü için anlamlı bulmuyorum, bu doğal olarak, yani isteğe ve yeterliliğe bağlı olarak, nasıl tezahür ediyorsa öyle dağılım ve katılım gösterilmelidir, aksi halde irrasyonelleşebilen ağabeylikler de başka şeyler de kaçınılmaz olur, oluyor..
Ayrica Galatasaray SK'nin kurulma amaci Galatasaray Lisesi ogrencileri ve digerleri icin, hatirlatmak isterim. Bu madde degistirelemez
Bu madde üzerine spor kulübü kurulabilir, yürütülebilir, geliştirilebilir, saygı duyarım üstelik de önemli bir misyondur zamanında.. ancak çağımızda ve günümüzde sürdürülemez, bunu geçerli koyduğunuz anda GS Profesyonel bir Spor faaliyetinde bulunamaz, hal böyleyken siz de yazınızın sonlarında
Son olarak ta, ben kesinlikle Profesyonel Futbol AS'nin Sportif AS ile birlesip, profesyonel bir CEO ve executive board tarafindan yonetilmesi, Galatasaray SK (ve kongrenin sectigi baskanin da) tamamil ile Basketbol ve diger amator branslar ile ilgilenmesinin dogru olacagini dusunuyorum.
diyorsunuz.
Bu madde demek ki uygun şekilde değiştirilebilirdir size göre de.. O vakit aynı şeyi düşünüyoruz. Lise Derneğinin amacı için kongre üyeleri görevini yapsın ama profesyonel ve çağdaş bir spor kulübünün total faaliyetleri için yeni bir oluşum gerekli, siz bir CEO dersiniz ben yine bir Başkan derim executive board da yönetim kuruludur açıkçası, buna da dünya kulübü denir, lise kulübünün yönetiminde de mevcut statüdeki kongrenin seçimi hüküm sahibi olur işte.. aynı noktadayız. Üstelik liseliler ilgilendikleri oranda samimiyetleri ile objektif yeterlilikleri ile profesyonel sorumlulukla GS Spor Kulübünde etkin olsunlar zaten, böyle değerli bir kaynağı bu ilgi ve sorumululukla kim istemez, en büyük katkı olur, geçmişteki gibi..
Agabeylik, kardeslik ve arkadaslik irrasyonel degildir. Birbirlerini mektebe giris zamanina gore 7 veya 12 yasindan itibaren tanimis, iyisini kotusunu bilen insanlarin arasindaki iliski irrasyonel degildir. Bilakis Galatasaray Spor Kulubunun de kalitesinin, onculugunun ve farkliliginin bir temeli olmustur.
Ağabeylik, kardeşilik, akrabalık, vatandaşlık dahi profesyonel hizmetlerde çağımızda irrasyonel kıstaslardır, hele ki bunlara dair bir gelenekçilik varsa, ortada profesyonel bir uğraşı olamaz düşüncesindeyim. Öncülük göreceli bir durum, çağımızda ve eşdeğerleri arasında maalesef bahsettiğiniz öncülük bu tür dar gelenekçi temele dayanarak beslenemiyor, yürüyemiyor, sorunu da burada görüyorum.
Diğer konularda yani şu anda bu kongrenin insan kaynağının yeni adaylar üretmede yetersiz kaldığında hemfikiriz anladığım kadarıyla.
Yalnız kast ettiğim eski sporcuların dışında spor kulübüne ilgisiz bir çoğunluğun ağırlıklı olduğu bir kongre mevcudu olması idi, bu bir şart mıdır, bence önemli bir ölçüde sağlıklı bir kongre kararı için gereklidir. Şimdi futbolla, basketbolla profesyonel hatta amtör sporlarla, ne sporcu ne de taraftar olarak ilgili olmayan ,ilgi ve kaygı sahibi olmayan ağabeylerin, kardeşlerin akrabaları ve tanıdıklarının yapay bir şekilde fifty bile olmaları sağlıksızdır. Hele bu fifty öncelikli olarak korunuyorsa..
Üstelik bu konudan, spordan, profesyonellikten uzak ama başka sosyal faaliyetler için spor kulübünün kaynakları, tesisleri kullanılıyorsa çok ayak bağı olacakları da muhakkakdır, GS Sosyal Kulüp olarak ne Floryaya ne Rivaya ne Kuruçeşme adasına ne de Kalamışa sahip olamazdı, Hasnun Galip sokaktaki bina dışında belki de Leventteki GS2lileri evi dışında bir şey de sahip olamazdı, şimdi spor kulübü olarak kazandıklarını Spor Kulübünün maksadına fayda sağlamaktan uzak kullanmak için ayak diretiyorlar, benim gördüğüm son yıllarda budur.
Spor Kulüpleri çağımızda faaliyet gösterilen sporla ilgili, sporcu, taraftar veya destekçilerden oluşan heyet ve seçiçi azalardan oluşan, profesyonel idareciler kullanan yapıdaıdrlar, aksini yapmaya çalışmak öncü olunan değerlere, Galatasaraylılığın çağdaşlık misyonuna da uymamaktadır.
Esaen farklı düşünmüyoruz ama ben liseli olmadığımdan daha rahat yazıyorum, affola!
Merci!