Adnan Ozturk - baskan adayi

[Cengiz Akgun]

Birakin Allah'in askina. Al birini vur oburune. Bu koltuga gelen kendi cikari icin geliyor. Degilse su yapilan hatalari yapar mi akli basinda klubu dusunen insan. GS diye guya cigerleri gozuken Canaydin'in yaptigi hatalari da gordunuz. kendi isinde boyle hatalar yapiyor muydu dersiniz?

Bu kayikci kavgasi her secim donemi olur. AP'in borcu nasil azaltigini da gordunuz. Ne azalmasi her sene yuzde elli ustune koyuyor. GS AS'nin basina adam olsa o at hirsizina teslim etmez isletme bilen ve GS klubunun karini zararini dusenen birini getirirdi. Kendine medyun birini oraya koydu ahkam kesiyor.

Mali durumu duzeltiyormus. Elindeki tek plan Mecidikoyu verip alacagi stad olunca (ki bunu da yapan o degil Canaydin) butun dertler bitecek.
Olur gorursem soylerim. ASY'ni dolduramayanlar bilmemnemin tepesini dolduracaklar. Neyle? Localarla. O da birini ulefe olarak Canaydina verdigi localarla. Sirketler enayi idi boyle Mart gelince evde oturan takim icin binlerce dolari her sene locaya baglayacak. Ne ise yariyacak loca? Sahadaki gugus icin mi? Yoksa branda da boks maci seyredip hangi sebek dustu ya da dusecek diye bahse girip heyecanlanmak icin mi?

Isiniz yoksa hangi Adnan daha iyi diye kafa yorun durun.

[Salih Bora]

Ben Adnan Öztürk'ü bugüne kadar pek çok yazılı ve görsel basın organında izledim/okudum. Fakat kendisinin Galatasaray'a dair ne gibi projeler düşündüğünü sezemedim.
Acaba diyorum, son bir haftayı mı bekliyor bombaları patlatmak için? Ama neden son dakikayı beklesin ki?

Genelde kişi odaklı yürüyor tartışma.
Mesela Ali Dürüst ve Hakan Şükür isimlerini duyduk.
Öncelikle şunu söyleyeyim, Futbol AŞ'nin başına Ali Dürüst düşünülüyorsa bu isim Adnan Sezgin'e göre daha isabetli bir isimdir.
Hakan Şükür'ün futbol şube sorumluluğu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Şükür, kariyeriyle GS tarihinin en büyük oyuncularından biri olmasına rağmen, camia tarafından sevilen bir isim olamadı. Pek çokları bunu onun dini görüşlerine ve yaşam tarzına bağlıyor. Ben o kanıda değilim. Olayı sadece Şükür'den ibaret düşünmüyorum: Hakan Ünsal başta olmak üzere UEFA Kupası kadrosunda bulunan oyuncular, futbolu bırakma sürecinde Kulüp tarafından haksızlığa uğratıldıklarını iddia ettiler. İki gözü iki çeşme halde GS kulübü aleyhine propaganda yaptılar. Kulübe üyelik beratını almaya bile tenezzül etmediler.
Yani nasıl ki altyapının başına getirilen Tugay son derece albenili ve çekici bir karakter oluşturuyorsa, Hakan Şükür de o derece itici ve antipatik bir isim.

Gelelim bugünkü vaadine...
Öztürk bugün bir basın toplantısı yaptı ve seçilmeleri halinde kulüp CEO'luğu için Peter Kenyon, Thomas Kurth ve Esteve Calzada üçlüsünden biri ile anlaştıklarını söyledi.
Bunlardan üçü de çok önemli isimler.
Gerçek anlamda bir kurumsallaşma isteniyorsa, bunun yolunun kendini ıspatlamış profesyonelleri görevlendirmekten geçtiği açık.
Bu üç kişinin üçü de kendi alanlarında dünya markası... Özellikle Peter Kenyon'ı kulübümüzün CEO'luğunda görmeyi çok isterim.

Fakat kulübün ekonomisinin yönetimi bir tarafa...
Sportif branşların yönetimi konusunda meselenin Ahmet-Mehmet meselesi olmadığı çok açık. Önemli olan isimler değil sistemler.
Galatasaray kulübü kendisine gerçekçi bir futbol ekolü belirlemeli. Bu bir.
Bu doğrultuda altyapıdan A takıma kadar aynı futbol mentalitesi içinde şekillenmeli. Bu iki.
En alt kademeden en üst kademeye kadar görev yapacak kişiler bu organizasyon dahilinde seçilmeli, kendi branşlarında uzman olmalı, en az 10 yıl görev başında kalmalı. Bu da üç.
Ali Dürüst iyi adamdır hoş adamdır ama böyle bir organizasyonun gerekliliği konusunda farkındalık sahibi midir, bilemiyorum.
Mevcut yönetimin ve Polat'ın da bu doğrultuda bilinç ve icra sahibi olduğunu düşünmek iyimserlik olur.

Öztürk projeler hakkında gelen sorulara bol bol "mali disiplin, bütçe disiplini, israfa son" içerikli yanıtlar vererek durumu geçiştiriyor.
Bunlar kulağımıza Canaydın döneminden tanıdık gelen söylemler.
Bugün kulüp amatör branşlarda, özellikle basketbol ve voleybolda Fenerbahçe'nin çok gerisinde. FB ayarında takımları biz kuramıyoruz. Bütçe yetmiyor, gerekli bütçe de bir türlü oluşturulamıyor.
Şimdi Öztürk diyor ki, "bütçeye disiplin getireceğim, israfı önleyeceğim" vs... Yani, kemer sıkma politikası.
İyi de kemer sıkacak hali mi var Galatasaray'ın? Amatör şubeler Canaydın zamanındaki haline geri mi döndün?
Yoksa futbol takımı mı israf ediyor paraları? Hayır. Hem Fener'den hem de Beşiktaş'tan daha ucuz takım kurmuşuz bu sene.
O halde sorunlara doğru teşhisler konulamamış.
Diyor ki, Riva'yı satmayacağım.
Borçları nasıl kapatacaksın? Yine aynı nakarat: "Mali disiplin, israfa son..."

Bu görüntüsünü değiştirmediği takdirde Öztürk için "Başkanlık yarışına iyi hazırlanamamış" diye düşüneceğim.

[Murat Biricik]

Sn. Adnan Polat in Yesilyurt Polat Renassaince Otel deki bilgilendirme/ resepsiyon davetine katildim. Sunumda paylastigi bilgileri aktarayim:

1- 2010 Olagan Genel Kurul secimi icin aidatini yatirmis toplam ve oy kullanabilecek uye sayisi yaklasik 7600. Bu uyelerden asgari 2400 une telefon ile ulasip bilgilendirme/sunum icin davet yapilmis.

2 - Ilk giris bolumunde Sn. Polat, GS Spor Kulubunun gecmis donemdeki finansal dengesizliginden kaynaklanan mali sikintilarini hatirlatti. Sn. Inan Kirac in yazili basinda cikan soylesisinde bahsettigi bankalarin GS a cek karnesi vermemesi gercegini tekrar dillendirdi. Bugun gelinen son noktada sahislarin kefil olmak zorunda kalmadigi bir ortamda, GS Spor Klubu ne acilan 70 milyon USD lik kredi olanagini onemle vurguladi. (Konusmasinin daha sonraki bolumunde Aslantepe TurkTelekom Arena dan alinan 120 milyon luk sponsor desteginin bir bolumunun bu kredi icin teminat olarak gosterildigini acikladi.)

3- Yonetimleri doneminde yaklasik 160 Milyon ABD dolari tutarinda sponsorluk antlasmasini sonuclandirdiklarini, 10 milyon ABD dolari tutarindaki yeni bir antlasmanin da yakinda tamamlanacagi bilgisini paylasti.

4- GS Mobile, GS Bonus Kart ve GS TV yonetimleri suresince hayat gecirilen ve islevsellik kazanan projeler. GS Mobil de 150 bin, GS Bonus Kart ta 70 bin, GS TV de ise 35 bin uye mevcut; bu uc projenin konsolide getirisi yaklasik 13 milyon ABD dolari.

5- GS Spor Klubunun yaklasik 48 bransta rekabet veren 1200 sporcusu var. Hemen her gun bir grup sporcu yolculuk halinde. Spor klubu bunyesinde 300 kisi calisiyor. Onceki organizasyon semasi altinda tam 144 kisinin unvani bulunuyormus. ( Su anda bu 14 e indirgenmis. 144 unvanin bulundugu bir ortamda sorumluluklarin tanimi ve paylasimi, kimin kime raporlayacagi konusunda nasil bir duzensizligin hakim oldugunu tahmin edebilirsiniz. Sn. Ozhan Canaydin nin neler ile ugrasti hakkinda biraz olsun tahmin yurutebiliyorum. Ucan kusa borcumuz vardi, alacaklilar ile ugrasmak tam bir kesmekesti sozunun arkasinda ancak 300 kisinin 144 unvan altinda calistigi bir organizasyon semasi olabilir.)

6- Sn. Ozturk e uc temel konuda elestiri getirdi. Ilki kidem gercegi; Alp Yalman dan Faruk Suren e, Mehmet Cansun dan Ozhan Canaydin a kadar hemen hemen butun Baskanlarin minimum alti yil gibi bir sureyi Spor Kulubu yonetimi icinde gecirip Spor Klubunun yapisini ve isleyisini iyice kavradiklarini belirttti. Sn Adnan Ozturk te bu surenin alti ay ile sinirli oldugunu, secilmesi halinde Sn. Ozturk un Baskalanliginin Spor Klubu ve gerceklerini tanimakla gececegini belirtti. Ikinci konu part time Spor Klup Baskanligi. Ozel sektorde calisip patronunuzdan gunde iki saat izin isteyip bu isi yapabileceginizi zannediyorsaniz yaniliyorsunuz, bu bir fantezidir dedi. Ucuncu elestirisi ise GS in en zor gunlerinde tasin altina elinizi konun dendiginde kendisine “delimisin, bu konumda GS a Baskan olunur mu’ serzenisi getirenlerin bugun Sn. Ozturk un listesinde yer bulup GS Spor klubunun menfaatlerini yeterince gozetmeden yaptiklari beyanlar/aciklamalar, ve Sn. Ozturk un negatif ve spekulasyona acik haberler ve bilgi uzerine secim propagandasini insa etmesi.

Sn. Ozturk un listesi cok daha kalifiye ve yetenekli olabilir, kidem gercegi ve tecrube konusunda Genel Kurul uyelerini bir nebze ikna edebilir. Dogru tartismalari genel kurul uyelerinin dikkatine sunmak ve gundeme getirmekle beraber, en buyuk dezavantaji cizdigi negatif yaklasim. Benim konustugum hemen herkes yaptigi elestirileri yerinde buluyor ve sorguluyor, ama yapici degil klubu zedeleyici negatif bir uslup takindigini dusunuyor.

Sn. Polat bu yapici olmayan uslup ve yaklasimi ornekler ile genel kurul uyelerinin dikkatine getiriyor. Verdigi orneklerden biri ASY nin ust kullanim hakki ile ilgili. Zamaninda bu ust kullanim hakki icin bir deger bicilmis, enflasyon klozu nispetinde
her sene deger revize edilmis. GS ust kullanim hakkindan Aslantepe icin vazgecince toplam ust kullanim hakki degeri 109 milyon ABD dolar (defterdeki degeri ) mali defterlerde borc olarak girilmis. Bu borc tutarinin konsolide borc tutari hesaplanirken manipule edildigini soyledi.

Sn. Adnan Polat in bir diger belirttigi husus ilk once bagimsiz denetcilerin, daha sonra GS Spor Klubu icinden uzman mali musavirlerin olusturdugu bir heyetin, ve devaminda 70 Milyon ABD dolari kredi veren bes bankanin denetcilerinin denetledigi GS defterlerindeki borc tutarinin ayni yekunu isaret etmesine ragmen, muhalefetin israrla farkli bir borc tutarini telafuz etmesi ve bunda israrci olmasi?

7- GS Adasi ve altyapi konusunda ise hemen herkesin bildigi bilgileri paylasti. Daha once GS da oynayan ve sporcu kariyerine nokta koyma asamasina gelen bir dizi oyuncuya 12- 14 yas grubunu calistirmasi teklifi yapildigini bu oyuncularin bize bunu mu layik gordunuz mahiyetinde red ettiklerini belirtti. Tugay a boyle bir oneriyi yaptiklarinda son derece yapici ve samimi bir evet aldiklarini, altyapiya onem verildigini belirtti. GS Adasi konusunda mevcut sozlesmenin feshedilmesi durumunda senelik 3 milyon ABD dolari gideri olacagini belirtti.

Ben Tugay in altyapida gorevlendirilmesi konusunda cekincelerime, GS Adasinin mevcut sozlesmesinin devami konusunda nicin israrci olunmadigina cevaplar ararken, yonetime talip iki adayin borc hakkindaki yorumlari ve yaklasimlari ciddi rahatsizlik uyandirdi.

Borc konusunda takinan tavir ve usluptan son derece rahatsizim ve buyuk ihtimal secimlerde verecegim oyun rengini bu konu belirleyecek. Bir tarafta Sn. Adnan Polat yonetimi hem bagimsiz denetcilerin, hem GS bunyesindeki uzman mali denetcilerin hem bes bankanin mali denetcilerinin ayni borc yekunu uzerinde uzlastigini belirtiyor. Peki bu surec ve donem icinde denetleme kurulunun uc asil uyesi gorevlerinden nicin istifa etti? Bir diger tarafta ise Sn. Ozturk bu borc tutarinin dogru olmadigini ve genel kurul uyelerinin yanitildigini belirtiyor.

Bu iddialarin temelde rakamlari farkli yorumlamakla izah edilecek yani yok, hangi taraf dogru ise diger tarafin tasi taragi toplayip bence secimden sonra sirra kalem basmasi lazim. Bu iddialar o kadar can alici ki sonucta GS kaybediyor. Sn. Adnan Polat dogru soyledi, bu yorumlari SPK, bankacilar, yatirimcilar birebir takip ediyor.

Benim diger anlamadigim konu her iki aday da secimi kim kazanirsa kazansin GS icin beraber calisacaklarini acikliyorlar. Bu calsimayi secimlerden on gun once baslatmaga ne derler acaba?Borc yekunu icin yapilan aciklamalarda bir tarafin ciddi samimiyetsizligi degil, partizanligi sozkonusu. Normal sartlarda bu iki adayin ve listelerinin borc miktari icin ileri surdukleri beyanlar isiginda ayni cati altinda calismamalari lazim; biz acaba tek liste cikarabilirmiyiz diye dusunuyoruz.

Ben bu aksam itibariyle Sn, Adnan Polat a ve dusuncelerine daha yakinim. Ama mutlaka zaman ayirip Sn. Ozturk u dinleyecegim. Pazartesi gunu GS adasinda, Cuma gunu Levend de cemiyette borc yuku ile ilgili yapacaklari sunum ve bilgilendirmeyi dikkatle takip edecegim. Borc miktarina bakis acisi konusunda her iki adayin cok farkli yaklasimlari var. Bu yaklasimlar temelde rakamlari farkli okumak degil, biri digerini secimde alt edebilmek icin partizanliga varan isler kurguluyor. Umarim borc konusunda adaylarin takindigi tavir konusunda aldanmisimdir, umarim aday seciminde aldanmam, aldanmayiz.

[Cengiz Akgun]

Murat Biricik once zamanini ayirip gittigin ve sonrada etraflica yazdigin icin tesekkur ederiz. Burada oy verebilecek kac kisi var bilmiyorum. Yani burayi izleyip ayni zamanda kongre uyesi olan. Insallah fazladir ve bu bilgiler ise yarar.

Yukarda Salih'de yazmis. AP'nin en buyuk negatifi bu sirketin basina AS getirip koymasi. Allah icin bu adamin sirket yonetebilecek hali var mi? Yaptigi en onemli is cantada para tasiyip Istanbulspor'da dagitmak olmustu klup managerligi yaparken. Bel altindan vurmuyorum. Zaten ona o yuzden at hirsizi diyorum ya. Boyle bir olaya karismis adamin bu klupte barindirilmasi ancak boyle bel altindan yapilan islerde faydasi dokunacak diye olabilir. Transferleride eline yuzune bulastiran da oydu ve o yuzden disari yollamadilar o Kapuska olayindan sonra. AP once bu adami tasfiye etmeli eger hakikaten oy istiyorsa.

Turkiyede mali blanco malum goz boymama icin yapilir. "Creative Acconting" dedikleri duzmecedir bu secimlerden once ortada dolastirilan. Ne zaman yeminli ibra edilir o zaman cogu sey ortaya cikar. O da cikarsa elbette.

Oburune de gidip etraflica yazarsin herhalde.

[Hasan Tezcan]

Adnan Polat bir yerlere mesaj veriyor gibi.

http://www.sporx.com/futbol/superlig/187797/?takim=108

[Hasan Tezcan]

Böyle bir tutum da secim yatirimi degilmidir? Kimsenin adami degilim, ben GS icin varim

http://www.sporx.com/futbol/superlig/187782/?takim=108

[Alpay Dedeoglu]

''Adnan Öztürk listesini açıklamış:

Kaan Boyner, Prof. Dr. Emre Alkin, Reşit Sinanlı, Mehmet Saruhan, Can Topsakal, Murat Ece, Prof. Dr. Hamdi Yasaman, Hayrettin Kozak, Ümit Özdemir.''

Ali Dürüst bile yok. Listeden 2 kisiyi biliyorum. Sirf onlarin varligindan ötürü
bile oy vermem Adnan Öztürk'e..

Adnan Polat'a yeni dönem başkanlik hayirli olsun..

[Salih Bora]

Doğrusu, Adnan Polat'ın karşısına daha sağlam bir aday çıkmasını ve adayların bizdeki beklenti çıtasını yükseltmelerini dilerdim ama ne yazık ki öyle gözükmüyor.
Polat, "Bana bir dönem daha verin, başladıklarımı tamamlayayım" parolası ile seçime girecek gibi gözüküyor.
Öztürk ise klasik Canaydın söylemlerinin belki bir parmak üzerinde bir yaklaşım tutturmuş... Ama Canaydın'ın ilk seçilişinden bahsetmiyorum. Eski başkanımız, 2002 yılında seçilirken öylesine parlak sportif başarı vaatleriyle kongre üyelerinin aklını çelmişti ki, 2004'e ve 2006'ya vaad edecek birşey bırakmamıştı.
Benim Öztürk'ün söylemlerinden anladığım kadarıyla, "denk bütçe, mali disiplin, sıfır israf, borçları azaltma" kodları ile ifade edilebilecek bir küçülme politikası izlemesi ihtimali yüksek.
Bu bakış açısına iki noktadan karşı çıkıyorum.
Birincisi, Polat yönetimini Süren'vari bir müsriflikel suçlamanın imkanı yok. Futbol takımına harcana n paralar diğer 2 büyük kulübün altında. Amatör branşlar desen kendi yağlarıyla kavruluyorlar, "ne oldurur ne öldürür" cinsinden. Kulübün sportif olmayan harcamaları ise öyle seçim kampanyasında malzeme yapılacak cinsten büyük değil diye biliyorum.
İkinci itirazım ise... "Denk bütçe" ile idare ederek yaşamak yerine "sürdürülebilir borçlarla büyümek" çok daha akıllıca bir yöneticilik tarzıdır.
Gerçi Öztürk, geçenlerde Milliyet gazetesi yazarlarına verdiği bir röportajda, "sürdürülebilir borçlarla büyüme"yi telaffuz etti ama diğer söylemleriyle karşılaştırınca arada bir tutarsızlık var gibi geliyor bana.

Hakkını teslim edelim, Kurth-Caldaza-Kenyon üçlüsü kulübün yönetimi için çok büyük fırsat olabilir tabii.
Galatasaray'a yaın insanların şu tür bir itiraz seslendirdiğini duyuyorum: Türkiye Avrupa'ya benzemez. Profesyonel yöneticilere kulübün anahtarını teslim etmek burada işlemez. Bir başkan, zamanının tümünü Galatasaray'a adaması gerekir. Öyle günde 2-3 saatlik bir başkanlık mesaisi kabul edilemez.
Açık söyleyeyim, ben bu görüşe pek katılamıyorum.
Hem kurumsallaşmadan ve şirketleşmeden bahsedeceksiniz, hem de tam zamanlı profesyonel yöneticilerin kulüp organizasyonunun başında olmasına karşı çıkacaksınız.
Nedenmiş? Çünkü efendim, "burası Türkiye"...
Doğrudur, burası Türkiye ama "böyle gelmiş böyle gitmez" diye de bir laf vardır.
Türk spor yöneticiliğinde böyle bir devrim yapılabilir ve yapılmalı. Bütün kulüpler yapmalı.
Hadi GS'yi geçtim... FB'deki Yıldırım örneği, BJK'deki Demirören örneği, Anadolu kulüpleri ile belediyelerin ilişkileri... Türk spor kulüpleri 21. yüzyılda hala aşiret ağası gibi yöneticiler tarafından mı yönetilmeyi hakediyor?
Bir para babası, bir mafya lideri, bir belediye başkanı çıkacak, bir kulübü esir alacak...

Onun dışında, Öztürk'ün bana çok zayıf gelen vaatlerini de buraya aktarmak gerek.
Kısaca sıralarsak:
- GS TV'yi şifresiz/ücretsiz hale getirmek.
- İstanbul'un merkezi bir ilçesinde, içinde spor salonunun da bulunacağı bir spor kompleksi inşa etmek.
- Borçları azaltmak ve bilançoyu denk hale getirmek.
- Riva'yı değerini artırana kadar satmamak.
- Şeffaflık... Kulübün tüm satınalımlarını ihale usülü yapmak.

[Salih Bora]

Yarın Bursa buyük ihtimal kazanır.
Adnan Polat'ın başkanlık ihtimali (ve alacağı oylar) de işte tam o saat hatırı sayılır ölçüde azalır.
Bakın görün.

[Cengiz Akgun]

Yarın Bursa buyük ihtimal kazanır.
Adnan Polat'ın başkanlık ihtimali (ve alacağı oylar) de işte tam o saat hatırı sayılır ölçüde azalır.
Bakın görün.

Frank'in maasi nedir dersin? Alip getirmekle olmuyor. Aciyorsun kesenin agzini geliyorlar. Total motal derken Tilt edip gidiyorlar. Bu sene bedavaya getirdik diye atip tutugu transfere harcanan para neydi? Alinan sonuc nedir? AP'nin bunlara verdigi hesap ortada. Yalanla duzenle olmuyor ki. Stadi'in bile nasil yapilacagindan haberi yok saskoloz gibi demecler verdi ustu kapanmayacak filan diye. Ligde ikinci bile olma ihtimali riske girdi. Hangi basarisindan bahsediyorsun bir iki madde halinde sirala da bilmiyen ya da adami takdir edemeyen benim gibiler gorup utansinlar.

[Salih Bora]

Rıdvan da az önce NTV'de temas etti. Bursa cuma günü İBB maçını da kazanırsa puan farkı maç fazlasıyla 8'e çıkıyor.
Üç Büyükler'in oyuncuları bu durumda başlarını giyotinin altındaymış gibi hissedeceklerdir.
Derbi atmosferi de hem GS hem FB için farklı olacaktır.
Peki ya Kongre atmosferi?
Şampiyonluğa büyük ölçüde havlu atmış ve Şampiyonlar Ligi'ne katılıp katılmama mücadelesi verecek bir takımın başkanı olarak seçime girmek, Polat'ın alacağı oyları bir hayli düşürür. Belki başkanlık şansını da zora sokabilir.
İki ay kadar önce şimdi düşündüklerimi düşüneceğimi söyleselerdi vallahi inanmazdım.
Şu anda göründüğü kadarıyla gerek Polat gerek Öztürk, kulübün futbol şubesinde planlı ve bilinçli bir yapılanmaya gideceğe benzemiyorlar.
Polat'ın tarzını zaten artık anlamış bulunuyoruz. Aynı tas aynı hamam sürer.
Öztürk de bolca laf salatası üretmekten başka akılcı ve umut verici bir program koyamıyor GS'li kamuoyunun önüne.
İnanın bu seneki tablo seneye de değişmeyecek. Beni en çok kahreden bu.
Bursa gerçeği Üç Büyükler'i mahvetti. Ve mahvolduklarının farkında değil üçü de.

[Salih Bora]

Kongre'ye şunun şurasında 4 günden az bir süre kaldı.
Benim beklediğimden daha düşük bir seçim atmosferi yaşanıyor camiada.
Birkaç basın toplantısı ve birkaç röportaj dışında başkan adayları öyle çok fazla ortalığa çıkmamayı tercih ediyorlar.

Dünya gazetesi'nde futbol ekonomisti Tuğrul Akşar, başkan adayı Adnan Öztürk'ün 3'lüsü (Kurth-Kenyon-Caldaza) üzerine bir makale yazmış. Bence okumalısınız.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/tugrul- ... yazar.html

Ayrıca şu adreste de, diğer aday ve mevcut başkan Sayın Polat'ın Lig TV'ye verdiği röportajı seyredebilirsiniz.

http://www.ligtv.com.tr/VideoHaber/?r=1&hid=69824

Sağda solda, Özhan Canaydın'ın vefatının kongrede oy verecek olan bazı grupların tercihine etki edeceği konuşuluyor.
Ben kongre üyesi olsaydım ne yapardım? diye kendime soruyorum.
Üç ay önceki kafamla "kayıtsız şartsız Adnan Polat" derdim. Bugün ise çekimser bakıyorum. Nedense Polat'ın futbol yönetimi bemin gözümden günden güne düşüyor.
Diğer aday ile ilgili çekincelerimi ise daha önce yazmıştım. Bu görüşlerimi hala muhafaza ediyorum.

[Cengiz Akgun]

AP'yi dinledim. Iyi olmus verdigin link Salih. Cok havadan ucmadi ama Sezgin hakkinda yanlis. ASY'den tribun gelirimiz FB az cunku onlarin stadi buyuk dedi. Burasi da dogru degil. GS ASY doldurmaktan aciz. Elanor konusunda ayni benim dusundugumu dusunmesine sevindim. FR konusunda kontarti 1+1 biliyordum. Iki imis. O da acikca soylemese de durumdan pek memnun degil. Agzindan kacirdi. Teknik heyetin kusurlarini saymaya kalksam bir suru var ama herkesin de var diyerek gecistirdi. Ozturk'un boyle yarim agiz orada calisip klup baskanligi yapmaya kalkmasi hakikaten komik. Guya uc kisiyi getirecek onlar profesyonel yonetecekler. ne kadar guzel. Birilerine daha duzdurecekler klubu. AP secimi alir. Sirketleri birlestirme isi hayal. Boyle samal inegi bulmuslar bu birestirme isine elbette karsi vikacak bu ise para yatiran yabanci sirket. Suren'i bir tarafindan asmak lazim ki hala konusuyor utanmaz herif. Bir avuc dolara yakti koca GS klubunu ama buna evet oyu verenlerde ayni sekilde lanetlenmeli.

Istanbul Bogazi butun guzelligi ile ortada. En cok ona imrendim. New York'lu sayilirim artik bunca seneden sonra. Tokyo'yu da gordum. Rio'u da. Cin'in yeni sehirlerini gormedim ama Istanbul'un guzelligi hicbir yerde yok gibi. San Fransisco'yu meth ederler. Istanbul'un guzelligi yaninda yaya kalir. Bos bolanik suyunda ayi baligi cagrisirken bos tepelere bak dur. Karsinda Alkatraz esegie kelebek konmus gibi. Tevfik Fikret'in Asiyan'dan asagi inerken yazdigi siirdeki duygulari aklima geldi. Ortakoy ben liseye giderken mezberilik gibi iken bile guzeldi. Gerci her gecen gun boklamaya calisilsa da o Bogaz havasini koklamak, o guzel havada Ciragan otel mi idi neresiydi orasi bilemiyorum oturduklari yer. Oradan Gunesin batisini seyredememek koydu. Ozledim memeleketi mi.

[Mehmet Gorgen]

Olan abdürrahim abi'ye olacak. Adnan öztürk'ün listesine girmiş.Anlaşılan yine kaybedecek.Yine yönetici olamayacak.Yine ağlayıp üzülecek.

Başkanlık seçimlerinde ençok onun yönetici seçilemmesine üzülürüm

[Cengiz Akgun]

Olan abdürrahim abi'ye olacak. Adnan öztürk'ün listesine girmiş.Anlaşılan yine kaybedecek.Yine yönetici olamayacak.Yine ağlayıp üzülecek.

Başkanlık seçimlerinde ençok onun yönetici seçilemmesine üzülürüm

Yani gecen sefer AP'nin kendine yaptiklarini goz onune alirsan AP'nin listesine girecek degildi her halde. GS icin cebinden para harcayan ama yoneticilik yapacak bir dirayeti olmayan biri. Bu is amigoluk ile olmuyor. O ise bu ise amigoluga indiren bir basitlikle yapilacagini saniyor. Cocuklara seker alir gibi. Bizim oyuncular bu yollari gecip gideli cok oldu. Kalbi temiz ve cok saf ama kisiligi biraz fazla basit. Elbet onunda gonlunde bir gun o koltuga oturmak yatiyordur. Ama bilmez ki ona bunu yedirmezler. En son dersi AP'nin soz verip onra seni istemiyorlar ben ne yapayim demesiyle almist. Artik anlamis olmai lazimdi.