Page 27 of 32
Posted: Thu Oct 18, 2007 5:40 pm
by Ali Erdogan
Bir de Gokhan Unal in sozlesmesinin bittigini yazmis bir arkadas (kim oldugunu hatirlayamadim simdi).. TFF nin resmi sitesinde ki bilgiler artik ne sebeple onu bilmiyorum ama cogu zaman gercegi yansitmiyor.. Artik klupler mi sozlesmeleri ilgili yere ulastirmiyor ya da yoksa site mi guncel degil bilemiyorum..
Bildigim Gokhan sezon basi Topuz ile birlikte sozlesmesini uzatti..
Posted: Thu Oct 18, 2007 5:50 pm
by Salih Bora
Milli takım kadrosunu küçümseyenleri görüyorum. Bu düşünceye katılmam mümkün değil.
Emre ile Tuncay'ın durumu ayrı konu. Bunların kadroda bulunmaları tamamıyla hoca tercihi.
Haksızca yer işgal eden başkaları da var maalesef.
Zaten Fatih Terim'i önce yaptığı aday kadroyla değerlendirmek lazım.
Örneğin solbek mevkii.
Kimse Terim'in elinde adam gibi solbek yoktu diyemez, çünkü avucunun içinde bir de değil iki tane yetenekli ve böyle bir maçta oynamaya hazır solbek bulunuyordu.
Volkan Yaman. Pire'deki 4-1'lik maçta İbrahim sakatlanınca oyuna girdi. Aslanlar gibi oynadı. Şimdi Galatasaray'ın oyuncusu, büyük maçlara alışkanlığı var.
Hakan Balta. Ülkenin en iyi solbeklerinden. İstersen stopere de koyarsın.
İtirazlar olacaktır, uluslararası tecrübeden sözedilecektir.
Oysa gözden kaçmaması gereken birşey var. Bu futbolcular hem büyük takım oyuncusu olması sebebiyle hem de genç milli seviyelerde 40'a yakın maç tecrübesi edinmelerinden dolayı A klasmanında zorluk çekmeleri için hiçbir sebep yok. Eğer endişen varsa da önce cumartesi akşamı Moldova maçına koyup tansiyonlarını alırsın, Yunanistan'a hazır hale gelirler.
Ama bizde Terim'i, Moldova gibi üçüncü sınıf bir takıma karşı Selçuk İnan'ı ilk 11'e koyduğu için eleştirenler dahi var.
Peki bunu yapmayıp, uluslararası tecrübeye bağımlı kaldığımızda elimize geçen ne?
Koskoca milli takımın solbekini, Beşiktaş'ta bile nasıl forma bulduğunu anlayamadığım İbrahim Üzülmez'e mahkum etmek.
Al sana yanlış bir hoca tercihi.
Ersun Yanal'ın kurduğu "kadromsu"nun üzerine bir arpa boyu yol koyamadı. Keşfettiği, ilgilendiği, araştırdığı tek oyuncu yok. Eskilere dört kolla sarılmış.
Tuncay ve Emre.
İngiltere'de varlıkları yoklukları belli değil.
Denebilir ki, kendi kulüplerinde hiç oynamadan gelip milli takımda harikalar yaratan oyuncular hiç olmadı mı?
Ben katılmasam da bazıları Tümer'i bu kefeye koyuyor.
Ama Tuncay ve Emre'den yararlanıp yararlanılamayacağını ölçmek çok zor değil.
Malta maçında oynadılar. Macaristan maçında oynadılar. Moldova maçında oynadılar. Sahada kendilerini mikroskopla aratıyorlardı.
Dördüncü kez risk alıp Yunanlılara karşı sahaya sürmek, mantıkla izah edilebilir mi?
Emre, kişisel becerilerini İtalya'da bırakmış, futbol hayatına öyle devam ediyor. Risk almaktan çekiniyor. Topu alıyor, bir tur etrafında dönüyor, yanındaki en yakın arkadaşına atıyor.
İdare etmeye dayalı bir futbol biçimi.
Aslına bakarsanız Aurelio da öyle.
Tuncay ise zaman zaman dikine oynamaya kalkışsa da hızından da çevikliğinden de çok şey yitirmiş. Top kaybı rekoru kırdı.
Fatih Hoca onu 90 dakika oynatarak ödüllendirdi.
Kaptan Emre içinse Hıncal Uluç en doğru şeyi söyledi: Sahada ona kaptanlık edecek birine ihtiyaç var.
Rakip Rehhagel ise bizim takımı çok güzel çözmüş.
Savunmada çok disiplinli bir oyun ortaya koydular. Girdikleri kademeler, oyuncu alışları, pozisyonları başlamadan engelleyişleri, hava topu paylaşımları son derece yerindeydi. Bizim Gökhan'la Ümit Karan'ın sinirini az bozmadılar.
Hücum düşüncelerini ise savunmanın arkasına atılan toplara ve yapılan ani koşulara endekslemişlerdi. Servet'in ağırlığını da hesaba katarsak bunda başarılı oldular.
Fakat bizim oyuncular ve teknik ekip, Yunanistan'ın 90 dakika başarıyla uyguladığı bu taktiği sezip, ona çözüm bulacak kadar uyanık mıydılar?
Sanmıyorum.
Bekledim ki devre arası olunca Terim bu aksaklıklara bir çözüm bulur. Boşuna beklemişim.
İlk yarıda neyse ikinci yarıda da oydu.
Esas Fatih Terim'in zavallılaştığı nokta ise bunlar değil.
Tüm bu saydıklarıma işin rengiydi diyebiliriz.
Daha trajik olan konular var.
İlk yarının sonlarına doğru açık seçik anlaşıldı ki hucüm çıkışlarında elini taşın altına sokmayan Aurelio-Emre'yle ve tüm yeteneklerinden yoksun sahaya çıkan Tuncay'la milli takımın gol atma şansı yok.
Gökhan Ünal'a acıdım. Çaresizlikten orta sahalara kendisi topu almaya geliyordu.
Terim, devre arasında şöyle bir değişiklik yaptı: Tümer içeri, Ümit Karan dışarı.
Şimdi düşünün. Elinizde, biraz çırpınan Gökdeniz dışında tel tel dökülen bir orta saha şeması var. Oyunu kazanmak için neşter vurulması gereken oyuncu gani. Siz tutup Ümit'e kanca atıp, aylardır topa ayağını sürmemiş Tümer'e umut bağlıyorsunuz.
Terim'in düşünsel zavallılığı burada ortaya çıkıyor.
Ne kadar bileğine hakim, bireysel kabiliyet varsa oyuna doldur. Bir uzaktan şut, bir frikik, bir iki çalım, öyle kazanırsan kazanırsın.
Fatih Terim'in geldiği yer bu mu olacaktı?
Tümer oyuna girdi ve pek tabii birşey değişmedi.
Yunanistan, bireysel yetenekli oyuncularla yenilebilecek bir takım değil. Üçlü beşli preslerle rakiplerinin gol umutlarını adeta eritiyorlar. Hızlı oynamak dışında birşey düşünürsen seni kıskaca alıyorlar.
Demek ki tek çözüm, tempo üretmek. Hızlı ve devamlı yer değiştirerek rakibi şaşırtarak oynamak.
İlk 30 dakikada bunu kısmen yaptık, iki pozisyon bulduk. Gökdeniz ve Hamit bazı anlarda sağ kanadı iyi kullandı.
Ama Terim kendi ağlarını kendisi örüyordu.
Oyuna yaptığı ikinci hamle, uzun yıllar genç antrenör adaylarına ibret olarak gösterilecek cinstendi.
Hakan Şükür-Gökdeniz değişikliği.
Hava toplarını elma toplar gibi toplayan Yunan savunmasının kararlılığını çözmek adına Fatih Terim'in bulduğu çareye bakar mısınız? Doldur boşalta dönmek, sağdan soldan yapılacak ortalarla Hakan Şükür kafayla birilerine indirecek, olmazsa bir ihtimal kendisi kafaya çıkıp vuracak, Türkiye böylece golü bulacak.
Vah Fatih Terim vah.
Sahadan, en gayretli adamı, Gökdeniz'i çıkarttı.
Niye Mehmet Topuz'dan yararlanmayı düşünmedi?
Gökhan Ünal-Mehmet Topuz ikilisi, şu anda bizim ligin en verimli ikilisi. Bir zamanlar Fatih-Gökdeniz neyse bugün Gökhan-Mehmet o. Sahada kendini gösteremeyen Gökhan'ı tekrar işletebilmek için elindeki tek anahtar o.
Ama en kötüsü en son.
Doğrusu zavallılığın dibine vurduğunun işaretidir.
Maçı kazanmak için son kozunu sahaya süreceksin. Umut diye piyasaya sürdüğün Tümer'den verim alamadığın o kadar belli ki.
Ve sen, son değişiklik hakkını Tümer'den daha daha bencil, daha tempo öldürücü, daha çok ayağında top tutan Arda'yı oyuna koyarak kullanıyorsun.
Kafasında B planına benzer hiçbirşey olmadığını o an belli etti Fatih Terim.
Bütün yetenekli ayakları sahaya doldur, onlar şapkadan tavşan çıkarsın.
Ve de Hakan'ı top paratoneri olarak kullan.
Maçı izleyenler göreceklerdir ki Hakan'ın oyunda olduğu 30 dakika boyunca neredeyse Hakan'a tek orta yapılmadı. Doldur boşalt yapmak amacıyla Hakan'ı oyuna sokuyorsun, takımdan Hakan'a orta yapılmıyor.
Böyle bir garabet düşünemiyorum.
Kafanda taktiğe benzer birşey yok. Yunanistan'ı nasıl yeneceğini anlamıyorsun. Oyun sırasında da sahada olanları okuyup yorumlama becerini kaybetmişsin.
Dün Yunanistan, Türkiye'yi yendi.
Çünkü Rehhagel, Fatih Terim'i yendi.
Posted: Thu Oct 18, 2007 6:12 pm
by Ali Gursel
Ali Erdogan wrote:Onunu kapattilar dedigin pozisyonu seni okuyunca hatirladim.. Gol pozisyonu falan olmadigi icin heralde aklimda kalmamis..
Bir kere sunda anlasalim.. Ben Gokhan Unal icin futbolcu degil demedim.. Yani top surebilir, sut cekebilir hatta bunlari iyide yapabilir..Ama ne milli takimda ne GS da oynayacak potansiyel yok.. Dun aksamda bunun herkes tarafindan anlasildigini goruyorum..
Dun 2 pozisyonundan bahsetmisin ama geri kalaninda ayagina gelen tum toplari kaybetmesini, tum ikili mucadeleleri kaybetmesini, ayakta dahi kalamamasini gormemissin heralde.. "Digerleri ne oynadi ki Gokhan oynasin" diyebilirsin.. Digerlerinin iyi oldugu maclari, zamanlari gorduk.. Ama Gokhan dan daha birsey goremedik.. Gorebilecegimizi de sanmiyorum..
O pozisyon gol pozisyonu olabilirdi, ama kimseye niye onu atmadın denmez çok beceriyle taştan çıkarılacak pozisyondu. Ama atamamasının, hatta şut dahi çıkaramamasının sebebi defansın iyiliğinden ziyade kendi topu ayağından çok açmasıydı son hamleden önce, top kontrolü daha iyi olsa Yunanlı defans oyuncusu ya kayarak müdahelesinde penaltıya daha yakın bir hareket yapacaktı ya da kayıp yatmayacaktı, dar açıdan da olsa Gökhan'a şut atma imkanı olacaktı. Ama Gökhan topu açtı ve adam da uzaklaştırdı.
Ozancığım, Hakan Şükür'ün gölgesi sadece GS'ın değil Türk futbolunun üzerinde de uzun yıllar kalacak, tıpkı Hagi'nin ve Taffarel'in gölgelerinin GS üzerinde Sergen'in gölgesinin BJK üzerinde kaldığı gibi. Lincoln belki Hagi muhabbetini bitirecek oyuncu olabilir, diğerleri daha devam eder.
Bunun sebebi Hakan hiç bir işe yaramadığı halde bir sürü insanın irrasyonelce onu araması olabilir. Bir diğer sebebi de Gökhan gibi top sürüp 90a çakamamasına rağmen yaptığı başka şeyler olabilir. Ama bu tartışma artık rasyonel olmuyor Türkiye'de, Hakan dendi mi duygular önce konuşur olmuş (benim için de böyledir sanıyorum).
Jardel olayını da Hakan'a yüklemişsin ama kimse para alamadığı halde kendi milyonlar aldığı için çivisi çıkmış takımda yaşananları, karısı bıraktı diye rehablere kapanmasını eklememişsin o tabloya. Jardel'i Hakan'a benzemiyor diye eleştiren futbol cahilleri var diye ortada Hakan mı GS'ın önünü kapatmış olacak, şartlar müsait olup iyi bir Jardel iki sene daha kalsaydı GS'da, şimdiye Florya'da heykeli olurdu, Hakan da bir tarafını yırtsa kimsenin umurunda olmazdı.
Jardel Hakan'la alakası olmadan yönetim zaafı ve kendi kişisel problemleri yuzunden ayrıldı, arada kim ne saçmalamış olursa olsun. Umarım GS yurtdışından Hakan'ın gölgesini bitirecek iyi bir santrfor bulur, o zaman gölgesi kendiliğinden kalkacaktır. GS bunu bulamaz ise stili çok farkli Gökhan ya da benzeri bir oyuncuya da dönebilir. O zaman Hakan ile karşılaştıranlar Gökhan'a ya da bu oyuncuya ayıp ederler, çünkü tarzları farklı gerçekten. Ama o tarz ve Gökhan ile başarı gelmez ise insanlar ister istemez Hakan ile gelen başarıları arayacaktır, o da insan olmanın sonucu. Aklımdayken, bütün bunlar başarısız bir dönem ile Lincoln'e de olabilir. Bizim o konuda şansımız biraz yaver gitti ve Lincoln kendi iniş çıkışlarına rağmen GS ile çok iyi bir başlangıç yaptı, yoksa onun için de Hagi'den beri düzgün 10 numara gelmedi laflarını duyardık.
Ali
Posted: Thu Oct 18, 2007 6:37 pm
by Mert Tokman
Ali Erdogan wrote:Bir de Gokhan Unal in sozlesmesinin bittigini yazmis bir arkadas (kim oldugunu hatirlayamadim simdi).. TFF nin resmi sitesinde ki bilgiler artik ne sebeple onu bilmiyorum ama cogu zaman gercegi yansitmiyor.. Artik klupler mi sozlesmeleri ilgili yere ulastirmiyor ya da yoksa site mi guncel degil bilemiyorum..
Bildigim Gokhan sezon basi Topuz ile birlikte sozlesmesini uzatti..
Ben yazdim Ali... TFF sayfasi guncel... Gokhan'in sozlesmesi uzatilmis gecen yaz ama sadece bir seneligine uzatilmis... Topuz'un ki ise 2 seneligine uzatilmis... zahmet edip gidip bir bakiverin...
Posted: Thu Oct 18, 2007 6:46 pm
by Hasan Tezcan
Gökhan Unal'i begenmiyorum. Lig de öyle aman aman bir hali
yok kanimca. Bu firsati pek iyi degerlendirdigi söylenemez.
Bende olumlu iz birakan aslinda Sivasspor'lu Mehmet Yilmaz. Iyi sutu cekiyor,
topu ayaginda saklamasini biliyor, inatci bir yapiya sahip, ayrica rakibine
kene gibi yapisiyor, cok iyi mucadele veriyor. Firsatci dememe gerek yok
sanirim...Kac yasinda bilmiyorum ama böyle devam eder insallah. GS'in
transfer listesinde olan forvetlerden bir tanesi. Maliyeti Gökhan'a nazaran
daha dusuk. Bosverin Gökhan'i...
FT israrci, kaprisli tutumuna devam ediyor...Yildiray'a ne oldu mesela. Neden
Marco Aurelio da israr ediyor...ne yapti dun soruyorum sizlere...bence
takimin en kötusuydu, verimsizdi, yeterli bulmadim, yan pas geri
pas yapmakla yetindi...takim onunla 10 kisi oynadi adeta...ileriye katkisi yok
denecek azdi. Bu takimi Emre ve Tuncay gibileri sirtlayamaz, sorumsuzca
davranan oyuncularin eline dusmemeli...Tuncay'in rakibe giden topuk
paslari geliyor aklima...
Posted: Thu Oct 18, 2007 6:52 pm
by Ozan Ersoy
Ali Gursel wrote:
Jardel Hakan'la alakası olmadan yönetim zaafı ve kendi kişisel problemleri yuzunden ayrıldı, arada kim ne saçmalamış olursa olsun. Umarım GS yurtdışından Hakan'ın gölgesini bitirecek iyi bir santrfor bulur, o zaman gölgesi kendiliğinden kalkacaktır. GS bunu bulamaz ise stili çok farkli Gökhan ya da benzeri bir oyuncuya da dönebilir. O zaman Hakan ile karşılaştıranlar Gökhan'a ya da bu oyuncuya ayıp ederler, çünkü tarzları farklı gerçekten. Ama o tarz ve Gökhan ile başarı gelmez ise insanlar ister istemez Hakan ile gelen başarıları arayacaktır, o da insan olmanın sonucu. Aklımdayken, bütün bunlar başarısız bir dönem ile Lincoln'e de olabilir. Bizim o konuda şansımız biraz yaver gitti ve Lincoln kendi iniş çıkışlarına rağmen GS ile çok iyi bir başlangıç yaptı, yoksa onun için de Hagi'den beri düzgün 10 numara gelmedi laflarını duyardık.
Ali
Ali ne dedigimi bu sefer anlatabildigimi gormek beni mutlu etti. Jardel konusunu getirdim. Elbette ki Hakan'in kisisel olarak bir sucu yok. Sucun buyuk cogunlugu da Suren yonetimindedir ama kamuoyunda yaratilan yanlis tablonun da etkisini gormek lazim. Bu forumun %90'i Jardel'i her mac yerden yere vuruyordu surekli Hakan'la karsilastiriyordu. Hincal her gun kosesinde Jardel'i elestiriyordu. Terim cikmis Italya'dan "Jardel golcu futbolcu degil" diye sacma sapan demecler veriyordu. Butun tribunler "bidona carpti gol oldu" diye bagiriyorlardi. Jardel yabanci pek bir sey anlamiyordu ama Gokhan gibi bir adam gelse ayni mantik bitirir adami.
Gokhan cok farkli bir forvet Hakan'dan benim demek istedigim bu. Orta sahadan topu kaleye yuzuk almayi defansi karsisina almayi veya deparla kaleye yuzu donuk defansin arkasinda topu almayi iyi yapiyor. Kaleyi gordu mu vuruyor. Fuleli yeterince hizli bir oyuncu. Stoperlerin arasina sikisan, top sisirilse de indirsem diye bekleyen adam degil. Bakarsan artik dunyada bir cok forvet boyle oynuyor. Henry, Eto, Messi, Rooney, C. Ronaldo, Drogba, Shevchenko, Ribery benim aklima gelenler (Gokhan bunlar kadar iyidir veya ayni ozelliklere sahipdir dedigimi iddia eden cikarsa bozulurum ha). Bunlar geride topu alip, topla defansin uzerine giden, verkaca giren, top surebilen, calim atabilen adamlar.
Gokhan Genclerbirligi alt yapisindan yetisme. Buyuk sehir gormus ortami bilen adam. Kayseri'de 112 macta 68 golu var. Kayseri gibi bir takimda cok cok iyi rakamlar bunlar. 25 yasinda daha genc. Daha ogrenecek seyler, gidecek yolu var. Kafa toplarina calismali, mucadele gucunu arttirmali, 3 gunde bir mac yapmaya alismali, temposunu arttirmali. Su anda GS'a gelse 28'sinde tam olgunlasir, muhtesem topcu olur. Eger kamuoyu ondaki yetenegi ve farki gorup desteklerse. Olursa rakamlari artar, fiyati da katlar. Kayseri'de kaldikca bir halt olmaz.
Ozan Ersoy
Posted: Thu Oct 18, 2007 7:27 pm
by Burhan Sağsen
Ozan Ersoy wrote:Ali Gursel wrote:
Jardel Hakan'la alakası olmadan yönetim zaafı ve kendi kişisel problemleri yuzunden ayrıldı, arada kim ne saçmalamış olursa olsun. Umarım GS yurtdışından Hakan'ın gölgesini bitirecek iyi bir santrfor bulur, o zaman gölgesi kendiliğinden kalkacaktır. GS bunu bulamaz ise stili çok farkli Gökhan ya da benzeri bir oyuncuya da dönebilir. O zaman Hakan ile karşılaştıranlar Gökhan'a ya da bu oyuncuya ayıp ederler, çünkü tarzları farklı gerçekten. Ama o tarz ve Gökhan ile başarı gelmez ise insanlar ister istemez Hakan ile gelen başarıları arayacaktır, o da insan olmanın sonucu. Aklımdayken, bütün bunlar başarısız bir dönem ile Lincoln'e de olabilir. Bizim o konuda şansımız biraz yaver gitti ve Lincoln kendi iniş çıkışlarına rağmen GS ile çok iyi bir başlangıç yaptı, yoksa onun için de Hagi'den beri düzgün 10 numara gelmedi laflarını duyardık.
Ali
Ali ne dedigimi bu sefer anlatabildigimi gormek beni mutlu etti. Jardel konusunu getirdim. Elbette ki Hakan'in kisisel olarak bir sucu yok. Sucun buyuk cogunlugu da Suren yonetimindedir ama kamuoyunda yaratilan yanlis tablonun da etkisini gormek lazim. Bu forumun %90'i Jardel'i her mac yerden yere vuruyordu surekli Hakan'la karsilastiriyordu. Hincal her gun kosesinde Jardel'i elestiriyordu. Terim cikmis Italya'dan "Jardel golcu futbolcu degil" diye sacma sapan demecler veriyordu. Butun tribunler "bidona carpti gol oldu" diye bagiriyorlardi. Jardel yabanci pek bir sey anlamiyordu ama Gokhan gibi bir adam gelse ayni mantik bitirir adami.
Gokhan cok farkli bir forvet Hakan'dan benim demek istedigim bu. Orta sahadan topu kaleye yuzuk almayi defansi karsisina almayi veya deparla kaleye yuzu donuk defansin arkasinda topu almayi iyi yapiyor. Kaleyi gordu mu vuruyor. Fuleli yeterince hizli bir oyuncu. Stoperlerin arasina sikisan, top sisirilse de indirsem diye bekleyen adam degil. Bakarsan artik dunyada bir cok forvet boyle oynuyor. Henry, Eto, Messi, Rooney, C. Ronaldo, Drogba, Shevchenko, Ribery benim aklima gelenler (Gokhan bunlar kadar iyidir veya ayni ozelliklere sahipdir dedigimi iddia eden cikarsa bozulurum ha). Bunlar geride topu alip, topla defansin uzerine giden, verkaca giren, top surebilen, calim atabilen adamlar.
Gokhan Genclerbirligi alt yapisindan yetisme. Buyuk sehir gormus ortami bilen adam. Kayseri'de 112 macta 68 golu var. Kayseri gibi bir takimda cok cok iyi rakamlar bunlar. 25 yasinda daha genc. Daha ogrenecek seyler, gidecek yolu var. Kafa toplarina calismali, mucadele gucunu arttirmali, 3 gunde bir mac yapmaya alismali, temposunu arttirmali. Su anda GS'a gelse 28'sinde tam olgunlasir, muhtesem topcu olur. Eger kamuoyu ondaki yetenegi ve farki gorup desteklerse. Olursa rakamlari artar, fiyati da katlar. Kayseri'de kaldikca bir halt olmaz.
Ozan Ersoy
sevgili ozan, gökhan'ı niye bu kadar tuttuğunu anlayamadım ama şu kadarını söyleyeyim: bir cacık olmaz... kayseri'de 68 gol atmış demişsin... eğer gerçekten farklı bir oyuncu olsaydı kayseri'de çok daha fazlasını atardı... büyük takımda oynamak ve küçük takımda oynamak farklı şeylerdir... 8 kişi defans yapan bir takım karşına çıkar ve topa vuramadan maçı bitirirsin... bakma sen bizim maçta yaptıklarına... servet'i ben bile bu halimle geçerim...
bu maçta ben gökhan'ı ve hakan şükür'ü kıyaslamıyorum... takımın tüm geri kalanını ve hakan'ı kıyaslıyorum... maçtaki tek akıllı pasımızı hakan attı.... hamit'ler, emre'ler, tuncay'lar, tümer'ler ve diğerleri... tek olumlu pas vermeden maçı bitirdiler... milli takım seviyesine gelmiş oyuncuların bu derece dökülme hakları yok...
Posted: Thu Oct 18, 2007 7:59 pm
by Fatih Mutlu
takim olmayi basaramayan bir milli grubun ve basindaki imparatorlarinin yolun sonuna geldiginin bir nisanesi oldu bu mac. nasil takim olsunlar ki? her mac degisik kadro, her mac farkli taktik, her mac farkli taktik. asure corbasi gibi. iki yil gecti, terim hala bir iskelet olusturamadi. gorup gorebildigim su takimda terim'in vazgecilmezi uc isim var: emre belozoglu, tuncay sanli, marco aurelio. bunlar sakat ve cezali degilse hep oynadilar, hep oynarlar. tumer, arda, mehmet topuz, gokdeniz, huseyin, hamit, sabri, yildiray, nihat, selcuk inan, nuri sahin, ayhan ... bu uclunun mevkisi olan orta saha icin benim aklima gelen on kusur isim daha. maalesef terim her mac bunlardan bir corba yapiyor, bir gun saga koydugunu obur gun sola koyuyor, bir gun ortaya koydugunu diger gun kulubeye oturtuyor. kimini orta sahanin sagindan alip sol beke koyuyor vesaire. sonra biz bu adamlarin cikip takim oyunu oynamasini bekliyoruz. zaten yeterince eksikleri olan adamlar, kimi top istop edemez, kimi kosamaz, kimi sut cekemez, kimi orta acamaz... her birinin ayri ayri arizalari olur, kimi surekli sakat, kimi hep formsuz, kimi kendi takiminda bile kesik yer... peki bu is nasil olacak?
terim'in kafasinda inandigi bir futbol plani yok. evet birinci terim zamaninda vardi. hem kosan hem ayagi top yapan adamlarinla rakibine aman verme, ilerde bas, daha oyun kurmaya vakit birakmadan boz oyunlarini ve yetenekli adamlarinla gol bul. bir kadro istikrari yakalandiginda ve rakipler seni yenmek icin oynadigindan fevkalade ise yarayan bir taktikti. ama simdi ne elindeki kadro bu yetenekte, ne de rakiplerimiz artik eski rakipler. o yuzden terim'in bunun ustune koymasi gerekiyordu. ama yapamadi. birkac cesaretsiz hamlesi oldu; daha ilk falsoda vazgecti bunlardan. hem milli mac seyredisimde gordugum sey, ne yaptigini bilmeyen, suursuzca baski kurmaya calisan ama onu da beceremeyen, ve tum bunlarin uzerine tuz-biber babindan pozisyon uzerine pozisyon veren bir takim.
bu kadar istikrarsizlik varken, terim'in istikrari yakaladigi yegane nokta, eski ve formsuz oyuncularda israr etmesi. israr uzerine israr etmesi. su iki macin 24 kisilik kadrosu aciklandiginda yazmistim. 24 kisi cagiriyorsun, iki onbirden bile fazla, ama icinde bir tane gercek anlamda sag bek yok. bu kadroyu yapmadan bir hafta once, sami yen'de ugur ucar'i izlemedin mi sen? ya da turkiye'de hic sag bek yok mu takip ettigin? mehmet topuz gibi, hamit gibi adamlari bu mevkide harciyorsun. ilk moldova macinda topuz sakatlansaydi, acaba sag bek kim oynayacakti? bekleyip bekleyip necati'yi kadroya cagirmis
saka gibi ama gercek oldugundan trajikomik. mehmet yildiz gibi bir adam bir yili askin suredir istikrarli bir sekilde form grafigini artirirken ve formunun zirvesine tirmanmisken sen gidip galatasaray'in adam olmaz diye sepetledigi necatiyi kadroya cagiriyorsun. tumer sezon basindan beri sakat. daha kendi takiminda dogru durust oynamadi, sen cagiriyorsun ustelik bir de oynatiyorsun. wederson, volkan, hakan gibi isimler dururken ibrahim uzulmez'de israr ediyorsun. hadi tuncay hem genc hem de potansiyeli olan oyuncu. hem onu kazanmak hem de bu sayede milli takimin kazanmasi adina kadroya aldin, ama iki macta da sahada tek bir olumlu hareket yapamazken, onunden gecen topa dokunamayip, ya da topu durduramayip, en onemli gol pozisyonlarimizi heba ederken, 90 dakika bu adami nasil sahada tutuyorsun?
kabul futbolumuz dususte. ligimizin en degerli oyunculari genelde yabancilar ve sampiyonluk yarisini yabancilar surukluyor. disarida oynayan oyuncularimizin bir ikisi haric hepsi yedek oyuncu. tum bunlara bir de teknik direktor yanlislari canak tutunca bu sonuc kacinilmaz oluyor.
keske zamaninda yanal yerine, belirli bir kadro yapisina ve belirli bir oyun felsefesine sadik kalabilecek, inandigi-guvendigi bir sistemi olan bir hocayi getirebilseydik.
Posted: Thu Oct 18, 2007 9:34 pm
by Mehmet Marsan
Is seyahati dolayisi ile maci izleyemedim. Internet sag olsun forum vasitasiyla rezaleti takip edebiliyorum. Tek teselim katildigim toplantida Ingilizlerinde olmasi.
15 sene once Bulgaristan’a son dakikalarda yenilip dunya kupasini kaciran Fransa’nin yaptigi gibi genis temelden degisikliklere ihtiyac var. Ben Milli takimda artik tek maksat rakibi bozmak olan “bucurler” hikayesini duymak istemiyorum. Futbolun iki tarafini oynayabilen, iki ayagini kullanabilen, orta yapabilen, yapili, sut atabilen oyunculari takimda gormek istiyorum. Serdar Kurtulus, Hakan Balta, Volkan, Mehmet Topuz bu tur futbolcularin ilk aklima gelenleri. Bu tur futbolcular takimin bel kemigini kurduktan sonra yaratici oyuncularin becerilerini gosterme firsati ancak cikar. Devamli yerlerde surunen Besiktasli Ibrahimlerle Ronoldinho’yu devsirsek bir ise yaramaz. Bazi yerli yetisen futbolcularimiz oyle gariban ki Almanya’nin 3. lig takimi Essen’den gelen Baris lig liderinde direk oynayabiliyor. Sadece alt yapi yetersizligi degil kafa yapisindan da sinifda kaliyoruz. Maca asilmayi direnc gostermeyi hakeme rakibe dalasma seyirciyi galeyana getirmeyi saniyoruz.
Fransa’nin ilk icraati takimda devamli olay cikarip sahada bir halt yapmayan oyunculari sonsuza kadar takimdan kesip yenilere bir guven asilamak olmustu. Bizde bugun Emre’yi kessen yarin ilk basarisizlikta neden Emre oynamiyor denir. Iste onumuzde Fransa ornegi var gelecek de basari icin kafasi kesileceklerin listesini yapma zamani geldi. Benim bir numaram Emre. Ersun hoca buna Hakan’la basladi birkmadilar demeyin. Ersun hocanin takimlari “bucurler” efsanesinin devamiydi.
Posted: Thu Oct 18, 2007 9:48 pm
by Ozan Ersoy
burhan sağsen wrote:
kayseri'de 68 gol atmış demişsin... eğer gerçekten farklı bir oyuncu olsaydı kayseri'de çok daha fazlasını atardı... büyük takımda oynamak ve küçük takımda oynamak farklı şeylerdir... 8 kişi defans yapan bir takım karşına çıkar ve topa vuramadan maçı bitirirsin... bakma sen bizim maçta yaptıklarına... servet'i ben bile bu halimle geçerim...
Farkli dusunuyorum. GS'da oynamak zor olabilir ama GS'da cok daha fazla pozisyona girip firsat bulacaktir Gokhan. GS'daki orta saha Kayseri'de yok. Ara pasi atacak, uzun top atacak, iyi orta yapacak adam sayisi daha fazla. GS senelerdir ligin en fazla pozisyona giren takimi. GS'da sut sayisi fazla, seken top fazla, GS daha fazla orta yapiyor, GS surekli hucumu dusunuyor. Bu dusuncemi de su rakamlarla destekliyorum. Cok fazla matematik yok, anlasilir olduguna eminim. GS'a Turkiye'de yetisip Anadolu 1. lig takimlarindan gelen son senelerdeki 3 oyuncumuza bakalim.
Necati Ates
Adanaspor 19 gol 52 macta = Mac basina 0.37 gol.
Galatasaray 72 gol 104 macta = Mac basina 0.69 gol
_____________________________________________
GS'a transferden sonra arti$ yuzde 32 (yuzde derken 100 macta gol sayisi artisindan bahsediyorum. Gercek yuzde artislari tabii cok daha fazla, ornegin Necati'ininki %86 artmis)
Umit Karan
Genclerbirligi 49 gol 133 macta = Mac basina 0.36 gol
Galatasaray 94 gol 174 macta = Mac basina 0.54 gol
_____________________________________________
GS'a transferden sonra arti$ yuzde 18
Hakan Sukur
Bursaspor 24 gol 54 macta = Mac basina 0.44 gol
GS'daki ilk uc senesi 65 gol 90 macta = Mac basina 0.72 gol
_________________________________________________
GS'a transferden sonra artis yuzde 28
Yani GS'da dikis tutturmus her oyuncumuz rakamlarini arttirmis. Eger Gokhan GS'a gelince %20 gol sayisini arttirsa, mac basina 0.8 gol atacak demektir. Nominal %50 artis olsa (Umit Karan'inki gibi) yuz macta 90 gol atacak yani neredeyse her mac gol atan bir adam olacak demektir. Gokhan Sinan Kaloglu gibi istikrarsiz, Zafer Biryol, Serkan Aykut gibi statik agir forvet degil. GS'da cok rahat Kayseri'deki oyununun ustune cikabilir.
Ozan Ersoy
Not: Foruma yeni gelen arkadaslarin yazi stilleri cok benziyor birbirine. Cumle arasi bir suru nokta, buyuk harf kullanmama, ayni gramer hatalari. Cogunun arkadas oldugunu dusunuyorum. Arkadaslarin "bundan cacik olmaz. Servet'i ben bile gecerim. GS'da oynayacak potansiyel yok. Herkes dun aksam gordu" gibi sig ve pek bir sey ifade etmeyen sozlerle bu foruma cok bir sey katmadiklarini dusundugumu soylemek isterim. Biraz daha katki dolu yazilarla okuyucunun ve yazarlarin vaktini degerlendirmeleri icin tesvik ediyorum.
Posted: Fri Oct 19, 2007 8:57 am
by Cemal Savas
Gokhan sanirim sezon sonunda serbest kaliyor. Sezon basinda Polat, simdi olmazsa sene sonunda bedelsiz aliriz gibilerinden bir lafi vardi. Bu yuzden devre arasinda onu para vererek transfer etmek pek akillica bir davranis olurmu tartisma goturur.
Sayin Ozan'in istatistiklari hangi sezonlari baz almis ben pek anlamadim. Umit'in Genclerdeki, Necati'nin Adanadaki mac sayisi ve bizde oynadigi mac sayisi hangi yillari kapsiyor. Gol yuzdesi yuksek olan Necati kiralik gonderildi mesela ???
Gokhan konusunda ben sahsen kararsizim. Ben daha genc ve hareketli bir forveti tercih ederdim. Turkiye'de bu turde forvet yok. Sezon sonuna kadar Nonda'ya daha cok sans taninmali. O, hem Umit, hemde Gokhan'dan daha guclu. Ayaginda topu daha iyi sakliyor, daha hareketli ve mucadele gucu daha fazla.
Kayseride benim en begendigim oyuncu Topuz. Ortayi besler ve forveti teke dusurursek, UEFA'dada daha faydali olur gibi geliyor. Devre arasinda Gokhan'a para verecegimize o parayida Topuz'a harciyalim, sezon sonundada Gokhan zaten gelir. Necati satilir, Hakan'in zaten son senesi. Geriye Umit, Nonda ve Gokhan kalir. Turkiye icin yeterli olabilir ama olasi CL'de .... sanmiyorum. sagbek sorunuda gelecek sezon mutlaka cozulmeli. Alt yapi hazir sayilir bir kac ilaveyle ciddi bir takim geliyor.
Saygilar,
Apsua Cemal
Posted: Fri Oct 19, 2007 9:41 am
by Ali Erdogan
Ozan Ersoy wrote:
Not: Foruma yeni gelen arkadaslarin yazi stilleri cok benziyor birbirine. Cumle arasi bir suru nokta, buyuk harf kullanmama, ayni gramer hatalari. Cogunun arkadas oldugunu dusunuyorum. Arkadaslarin "bundan cacik olmaz. Servet'i ben bile gecerim. GS'da oynayacak potansiyel yok. Herkes dun aksam gordu" gibi sig ve pek bir sey ifade etmeyen sozlerle bu foruma cok bir sey katmadiklarini dusundugumu soylemek isterim. Biraz daha katki dolu yazilarla okuyucunun ve yazarlarin vaktini degerlendirmeleri icin tesvik ediyorum.
Bu yazdiklarini bana da soyledin herhalde.. Evet ben diger forumdan geldim ayni Ercan, Burhan gibi.. Ve aramizda ki sadece bir kac aylik forum arkadasligi, o kadar.. Bunu da gayet acik olarak dile getirdik..
Benim ilk forum tecrubemdi geldigimiz forum.. Orda baskalarindan gordum ve bana da uygulanabilir geldi.. Araya "bir suru nokta" degilde iki nokta koymayi tercih ediyorum.. Okuyan icin daha bir anlasilir oluyor.. En azindan benim icin oyle.. Bunun ne gibi sakicasi var senin icin acikcasi anlamadim..
"Dilbilgisi hatalari" demissin.. Yine kendi adima cevap verecek olursam, elimden geldigi kadar dikkat ediyorum.. Ama edebi eser de yazmiyoruz heralde burda, ya da bir sinav sozkonusu degil.. Eger gercekten o "iki nokta" sorun oluyorsa, bir nokta eksik tuslamak cok zor degil benim icin..
Dilbilgisine dikkat ettigim gibi ne demek istedigimin de iyice anlasilmasini istiyorum.. Cunku forumlarda yuz yuze bir irtibat olmadigi icin, yazilanlar yanlis anlamlar cikarmaya musait oluyor.. Mesela uzun uzadiya cumleler veya paragraflar ve ya analizler okumak beni yoruyor.. Ama bazen "bir cacik olmaz" lafi butun o istatistiklerden daha bir anlam tasiyor "benim icin"..
Ozan, seninle "futbol" tartismak hakikaten tadsiz bir hal aliyor cogu zaman.. Cunku "cirkef" tartisiyorsun.. Bir seyi iddia ediyorsun sonra kendini hakli cikarmak icin baska yollara sapiyorsun.. Foruma uye olup, yavas yavas insanlari tanidiktan sonra seninle bir tartisma icine girmekten ozellikle kacindim.. Ama Gokhan Unal mevzunu acan sen oldun.. Uzatmamaya gayret ettim ama adamin berbat oynadigi, belki takimin en kotusu oldugu macta bile tum eksilerini gormedin, yaptigi az bir olumlu hareketini burda yazdin.. Maalesef ben de cevap vermek zorunda hissettim kendimi..
Sanirim Gokhan Unal konusunda yanlis yaptigini hissettin ve yine sapip Hakan Sukur, GS, Messi falan yazmaya basladin.. Bu da yetmedi istatistik vermissin, adami canli canli izleyen, ne olup olmadigini goren bunca kisiye.. Bu da yetmemis, bir de dilbilgisi sorunu cikarmissin, bir futbolcu hakkindaki basit "futbol" tartismasinda..
Dilbilgisi konusunda oldugu gibi futbol konusunda da herkes senin kadar bilgili olmak zorunda degil.. Sen istatistiklerle, turlu futbol terminolojisi ile yazarsin, baskasi daha basit, normal vatandas agziyla yazar.. Forum kurallarinda buna bir yasak getirildigini gormedim.. Ama yukarda da belirttigim gibi o basit yorum bile bazen turlu istatistiklerden daha anlamli olabiliyor, bu konuda oldugu gibi..
Inaniyorum ki simdi cok daha sert bir mesaj daha yazacaksin her zaman yaptigin gibi, marifetmis gibi.. Futbol harici konularda senle ben asik atamam.. Futbol harici konularda sana cevap yetistirmeye vaktim de yok, niyetim de.. Varsin bu tartismayi da sen kazan, nasilolsa isin futbol tarafinda sonuc belli..
Posted: Fri Oct 19, 2007 10:23 am
by Ali Erdogan
Mert Tokman wrote:Ali Erdogan wrote:Bir de Gokhan Unal in sozlesmesinin bittigini yazmis bir arkadas (kim oldugunu hatirlayamadim simdi).. TFF nin resmi sitesinde ki bilgiler artik ne sebeple onu bilmiyorum ama cogu zaman gercegi yansitmiyor.. Artik klupler mi sozlesmeleri ilgili yere ulastirmiyor ya da yoksa site mi guncel degil bilemiyorum..
Bildigim Gokhan sezon basi Topuz ile birlikte sozlesmesini uzatti..
Ben yazdim Ali... TFF sayfasi guncel... Gokhan'in sozlesmesi uzatilmis gecen yaz ama sadece bir seneligine uzatilmis... Topuz'un ki ise 2 seneligine uzatilmis... zahmet edip gidip bir bakiverin...
Sevgili Mert, niye zahmet olsun 5 dk lik bir is..
Oncelikle TFF sitesi hakkinda ki konuya cevap vereyim.. Daha once de baska futbolcularin sozlesmesi konusunda TFF yi referans aldigimizda hata yaptigimizi, guncel olmadigini gordugumuz icin bu konuda ki tecrubemi paylastim sizle.. Bu sebeple tekrar bakma geregi duymadim.. Ama sen nasil bu kadar emin olup "TFF sayfasi guncel" diye yazabiliyorsun bilmiyorum, neyse vardir bir bildigin heralde..
Senin mesajini gordukten sonra tekrar baktim.. GS sayfasinda asagidaki alintiyi gordum.. Hasan Kabze yi ve Tomas i biz sattik bildigim kadariyla.. Ama gordugun gibi hala GS da sozlesme bitis tarihlari falan mevcut.. Daha once ki mesajimda belirttigim gibi, bu TFF nin bir hatasi olmayabilir.. Emin olmasam da klupler ilgili evraklari zamaninda gondermemis olabilir.. Ama ne sebeple olursa olsun bu site bazen guncel olamayabiliyor gordugun gibi..
426220 HASAN SALİH KABZE ANKARA 26.05.1982 GALATASARAY A.Ş. P 01.02.2005 15.06.2008 17.07.2007
14079 STIEPAN TOMAS HIRVATİSTAN 06.03.1976 GALATASARAY A.Ş. P 19.07.2006 31.05.2009 18.07.2007
Gokhan Unal konusuna gelirsek.. Biz bu oyuncuyla transfer sezonunda ilgilendik.. Kayseri satmak istemedi.. O donem bizim yonetimden "satmazlarsa kendileri bilirler, sezon sonu sozlesmesi bitiyor bedava aliriz" gibi sozler soylendi.. Yani zaten 2008 e kadar bir sozlesmesi vardi.. Ama bu aciklamar ve turlu spekulasyonlardan sonra hem Gokhan hem Mehmet sozlesme uzattilar.. Zaten 2008 e kadar sozlesme sozkonusu iken uzattiklarina gore bu en az 2009 a kadar olmasi gerekir heralde.. Zahmet ettim bu sefer arastirdim o donem ki cikan haberleri.. Asagida ki alintiyi buldum..
http://www.radikal.com.tr/haber.php?hab ... 24/06/2007
'Gökhan'ın sözleşmesi 2009'a kadar'
Kayserispor Başkanı Recep Mamur, dün katıldığı Erciyesspor Kulübü kongresinde de bir açıklama yaparak, Gökhan Ünal konusunda Galatasaray'ın tüm girişimlere karşın hâlâ ısrarcı olmasına bir anlam veremediklerini, olayın artık taciz boyutuna taşındığına dikkati çekerek, "Gökhan Ünal ve Mehmet Topuz'u defalarca satmayacağımızı söylediğimiz halde bu oyuncularımızdan özellikle Gökhan konusunda dost ve kardeş bildiğimiz, bugüne dek iyi ilişkiler içinde olduğumuz Galatasaray kulübünden büyüklüğüne yakışır bir davranış beklerdik. Ancak, ortaya çıkan manzara artık taciz boyutuna ulaşmış, 2009 yılına kadar sözleşmesi bulunan bu oyuncumuza baskı ve ayartma yöntemleri uygulanmıştır. Bu davranışı ve yapılan girişimleri kınıyoruz" dedi.
Bu arada Kayserispor İkinci Başkanı Türker Horoz, Galatasaray'ın son olarak kendilerinden Hasan Şaş, Necati ve Sabri'den biri ile 2 milyon avroya karşılık Gökhan Ünal'ı almak istediklerini söyledi. Horoz, "Gökhan Ünal'la yeni konuştuk. Kendisinin medyada yer alan sözlerinin büyük bölümü çarpıtmadır" diye konuştu.
TFF sitesi her zaman guncel olmayabiliyor gordugunuz gibi, ve daha once bizim basimiza geldigi gibi, referans alindiginda yanlis bilgiler uzerine yanlis yorumlar yapmak durumunda kalabilirsiniz..
Posted: Fri Oct 19, 2007 5:27 pm
by Cengiz Akgun
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... 0&sz=43016
Federasyon Terim'in arkasindayiz demi$. Ayni $enol Gune$'e Letonya macindan sonra dedikleri gibi. Mesaj yerine ula$mi$tir in$allah. Yalniz terim tazminatini filan di$ soker gibi alir bunu goz ardi etmesinler.
$imdi size bir soru? Banal veya sig olabilir ama sorucam yine de. Terim'den tur$u olur mu? (Cacik demedim mahsus.)
Bana kalirsa cok guzel olur yeter ki kendini bol limonlu tuzlu suya Norvec macindan sonra 6 ay bikip usunmadan gunde bir iki saat yatirsin.
Posted: Fri Oct 19, 2007 5:36 pm
by Ozan Ersoy
Cemal Savas wrote:Gokhan sanirim sezon sonunda serbest kaliyor. Sezon basinda Polat, simdi olmazsa sene sonunda bedelsiz aliriz gibilerinden bir lafi vardi. Bu yuzden devre arasinda onu para vererek transfer etmek pek akillica bir davranis olurmu tartisma goturur.
Sayin Ozan'in istatistiklari hangi sezonlari baz almis ben pek anlamadim. Umit'in Genclerdeki, Necati'nin Adanadaki mac sayisi ve bizde oynadigi mac sayisi hangi yillari kapsiyor. Gol yuzdesi yuksek olan Necati kiralik gonderildi mesela ???
Gokhan konusunda ben sahsen kararsizim. Ben daha genc ve hareketli bir forveti tercih ederdim. Turkiye'de bu turde forvet yok. Sezon sonuna kadar Nonda'ya daha cok sans taninmali.
Sevgili Cemal, Umit Karan'in GB yillari 1996-2001, GS ise 2001'den bugune. Hagi'nin senesinde Ankaraspor'a kiralandigi yili saymadim. Necati'nin Adanaspor yillari ise 2002-2004, GS yillari ise 2004'den bugune. Rakamlar uc asagi bes yukari dogrudur, belki bir iki gol fark eder.
Onemli olan burada Anadolu'da gol atmak daha kolay, GS'da oynamak farkli, rakipler kapanir gol atmak zorlasir tezinin curutulmesidir.
Size 3 ayri tipte oyuncu ornegi verdim. GS'a geldikten sonra rakamlarinda onemli derecede artis olmus hepsinde de. Bunlarin ucu de ayni tip oyuncu olsa ve Gokhan'dan cok farkli olsalar, denebilir ki oyuncu tipi burada onemli. Ama degil. Bu artisin nedenini de GS'in oynadigi oyuna, hucum gucune, pozisyon bulma oranina, cift forvetle oynamasina bagliyorum.
GS'in oyun gucu, ismi, orta sahasinin zenginligi kicina teneke bagladigimiz Necati, hemen hergun FB'ye yollamak istedigimiz Umit Karan kadar Gokhan'in oyununa pozitif katki saglasa, elimizde neredeyse her mac bir gol atan bir santrafor olacaktir.
Bu tartismanin milli takimla ne alakasi oldugunu merak eden arkadaslara da ufak bir hatirlatma yapayim. Ben de bilirim isin kolayina kacmasini, Kuranyi gelsin, Alves gelsin demeyi. FB'de zaten Deivid-Kezman, BJK'da Nobre-Bobo, Ibrahim Akin'lar, Burak Yilmaz'lar curudu curuyecekler, her gecen gun kotuye gidiyorlar. Yarin kim oynayacak milli takim santraforu olarak? Sonra Terim gitsin Hiddink gelsin. Hiddink ne yapacak? Kayseri'deki Gokhan'i oynatmak zorunda kalacak.
Ne kadar onursuz, pespaye bir ortamdir ki bu, iki yildir Turkiye'de yasayan Turkiye'yle en ufak organik bir bagi olmayan, 3 kelime Turkce konusamayan adami Mert yapip, milli takimda oynatmayi teklif edebiliyoruz. Bu kadar mi serefsiz, yuzu kizarmaz bir milletiz, anlasilir gibi degil. Lincoln iyi demis. "Milli takim onurdur ama ismimi degistirmem". Adamda haysiyet denen bir sey varmis. Ne alakam var benim Turk'lukle demis de anlamamislar.
Ozan Ersoy