Yolculuk / Ani /Konu dışı
Moderator: Staff
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Cozum bulunmus pantolon giydirilmis Ukraynali kizlara. Eh ne de olsa Ukrayna'yi genel ev olrak biliyorlardi ya. Obur konuya gelince Kerem mustehaktir boyle seyler kasinanlara.
Hizli tren'in nasil raydan ciktigini da gorduk biz. Makinist suclu cikti. O girdi hapise.
Hizli tren'in nasil raydan ciktigini da gorduk biz. Makinist suclu cikti. O girdi hapise.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Basinimizda en deger verdigim insanlardan biri olan Cuneyt Ulsever'in yazisi bu kadar tercuman olabilirdi duygularima ikinci kusaktan bir Rumeli'li olarak! Yasim 10'du GS lisesini kazanmisim dunyalar benim olmus, sevgili babacigim hediye olarak beni otobusle (Varan) Paris'e göturdu. Kocaeli'den Anadolu'ya o Anadolu sehirlerinin(!) hilkat garibesi mimarisinde, yobazligin hukum surdugu o sinemasiz, tiyatrosuz, konser salonu olmayan sokaklarinda zor kadin gördugun dar kafaliligin her halinden kendini gösterdigi hicbir civiltisi olmayan ic Anadolu'da kendimi nasil mutsuz ve karamsar hissediyorsam, Tekirdag, Kesan, Edirne ve civarlarinda ise o kadar sevincli ve coskulu hissetmistim. Amacim Anadolu'yu boklamak degil, bu forumda defalarca dile getirilen bazi projeler (halk evleri ve köy enstituleri gibi) basarili olsa su an Trakya'dan hic farki olmazdi Anadolu'nun. Tur yolculugu idi yaptigimiz ve otobus Istanbul'dan Trakya'ya suzuldugunde kendimi evimde hissetmistim hemen. Önce Sofya ardindan Nis uzerinden Belgrad, Zagreb eski Yugoslavya'yi gecerken duydugum heyecani ise kelimelerle anlatamam. Buyulenmistim adeta. Bakalim yakinda bir Makedonya yapacagiz Ohrit gölu ve Manastir, Uskup taraflari herhalde tuylerimi diken diken edecek, rahmetli babaannemin ve dedemin oturduklari sokgai gördugumde. Yazinin en son satirindaki hayali ben artik bol bol kuruyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/158 ... d=3&gid=61
Neyse Balkan kökenli arkadaslarima bir balkan muzigi dayayim. Klibin basindaki sokagi ve ilk parcalari dinlerken epey bir etkilendim. Ilk parca Arnavut parcasi. Hey babatorik be!
Arnavut damarimizi kimse attirmasin Hajde Mala da guzel parca, bir de Makedon parcasina bittim (6.41'de basliyor ve gözlerden bir iki damla iniyor bu Uskup parcasinda). Bu arada Ankarali Yasemin ne ayak burda? Bu muzigin Balkan muzigi ile hic alakasi yok. Bari bizden Burhan Öcal ve Trakya All Stars'i koysalardi. Sasha Matic'in Sirp parcasi ise bana voleybol Yugoslavya depalsmanlarimizi ve sevgili Yugoslav kökenli antrenörum Enver Göcener'i ve rahmetli Payidar Demir abiyi hatirlatti. Bu arada tum o berbat savasa ve olaylara ragmen koyu bir Kizilyildiz taraftariyim.
http://www.youtube.com/watch?v=bPtqbPa2Mzc
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/158 ... d=3&gid=61
Neyse Balkan kökenli arkadaslarima bir balkan muzigi dayayim. Klibin basindaki sokagi ve ilk parcalari dinlerken epey bir etkilendim. Ilk parca Arnavut parcasi. Hey babatorik be!
Arnavut damarimizi kimse attirmasin Hajde Mala da guzel parca, bir de Makedon parcasina bittim (6.41'de basliyor ve gözlerden bir iki damla iniyor bu Uskup parcasinda). Bu arada Ankarali Yasemin ne ayak burda? Bu muzigin Balkan muzigi ile hic alakasi yok. Bari bizden Burhan Öcal ve Trakya All Stars'i koysalardi. Sasha Matic'in Sirp parcasi ise bana voleybol Yugoslavya depalsmanlarimizi ve sevgili Yugoslav kökenli antrenörum Enver Göcener'i ve rahmetli Payidar Demir abiyi hatirlatti. Bu arada tum o berbat savasa ve olaylara ragmen koyu bir Kizilyildiz taraftariyim.
http://www.youtube.com/watch?v=bPtqbPa2Mzc
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 397
- Joined: Wed Dec 24, 2003 10:22 am
- Location: Atakoey, IstanbuI / TR
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Bugun bol bol soru sorasim var...
Haberimiz şöyle: http://www.haberturk.com/dunya/haber/56 ... avuz-olmaz
Ben konu hakkinda yazmayip detay kismina takildim...
Şimdi bu sakalli arkadaslar Anglosaksonya'da ikamet etmekteler, neden? Anglosaksonya'nın amaclarindan biri Islamiyete yon vermek mi ki boyle bir olusuma izin vermis? Peki Islam ulkelerinde artik bazi konularda yenilik yapmaliyiz, hayatin gereklerine uygun reformlar yapmaliyiz diyebilecek bir otorite var mi? Ornegin El Ehzer otorite kabul ediliyorsa neden bu sakalli ulemalarin fikrine karsi bir fikir beyan etmez? Yoksa "asiret, tarikat vs nedeniyle bu tur fetvalar iyice ayrimcilik ve dusmanliga yol acar musluman ahali arasinda" endisesiyle kimse bu goreve soyunmaz mi? Neyse uzatip can sikmayayim, muslumanlar iplerinin gavurlarin elinde oldugunu ne zaman gorecek ve de bu iplerden kurtulmak icin islamiyetin reforma ihtiyac duydugunu?...
Haberimiz şöyle: http://www.haberturk.com/dunya/haber/56 ... avuz-olmaz
Ben konu hakkinda yazmayip detay kismina takildim...
Şimdi bu sakalli arkadaslar Anglosaksonya'da ikamet etmekteler, neden? Anglosaksonya'nın amaclarindan biri Islamiyete yon vermek mi ki boyle bir olusuma izin vermis? Peki Islam ulkelerinde artik bazi konularda yenilik yapmaliyiz, hayatin gereklerine uygun reformlar yapmaliyiz diyebilecek bir otorite var mi? Ornegin El Ehzer otorite kabul ediliyorsa neden bu sakalli ulemalarin fikrine karsi bir fikir beyan etmez? Yoksa "asiret, tarikat vs nedeniyle bu tur fetvalar iyice ayrimcilik ve dusmanliga yol acar musluman ahali arasinda" endisesiyle kimse bu goreve soyunmaz mi? Neyse uzatip can sikmayayim, muslumanlar iplerinin gavurlarin elinde oldugunu ne zaman gorecek ve de bu iplerden kurtulmak icin islamiyetin reforma ihtiyac duydugunu?...
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Buyur sor. Muslumanlikta katoliklerin Papasina ozenti bir halifelik vardi. Sag olsun M. Kemal o isin icabina bakti. Onunla kalmadi Seyh-ul-Islam, tekkeler, tarikatlar, zaviyelerde yerlerini bulmuslardi. Ama bugun bunlar hortlatilmak istenmekte. Bir hirka bir kuru ekmekle peygamber devrinde ysamak isteyenler cogaldilar. O yuzden yine halifeye, bu tur zevata ulemalar diye yine ihtiyac duyulmakta. Cunku bunlar Arap uydurmasi idi.Osman Kiciman wrote:Bugun bol bol soru sorasim var...
...
Şimdi bu sakalli arkadaslar Anglosaksonya'da ikamet etmekteler, neden? Anglosaksonya'nın amaclarindan biri Islamiyete yon vermek mi ki boyle bir olusuma izin vermis? Peki Islam ulkelerinde artik bazi konularda yenilik yapmaliyiz, hayatin gereklerine uygun reformlar yapmaliyiz diyebilecek bir otorite var mi? Ornegin El Ehzer otorite kabul ediliyorsa neden bu sakalli ulemalarin fikrine karsi bir fikir beyan etmez? Yoksa "asiret, tarikat vs nedeniyle bu tur fetvalar iyice ayrimcilik ve dusmanliga yol acar musluman ahali arasinda" endisesiyle kimse bu goreve soyunmaz mi? Neyse uzatip can sikmayayim, muslumanlar iplerinin gavurlarin elinde oldugunu ne zaman gorecek ve de bu iplerden kurtulmak icin islamiyetin reforma ihtiyac duydugunu?...
Aslinda ise saf olarak bakarsan muslumanlikta Kuran'i esas bilip okuyup anladiktan sonra muslumanla Allah arasina kimsenin girmemesi gerekiyor. Haci'ya Hocaya gerek yok. Camide namaz bile imamsiz kilinabiliniyor ya. Elbette insanlik tarihinin baslangicindan beri din konusunda (yeni adi rant) eski adi harac yiyen cok acikgoz tureyip biz sizden daha iyi biliriz diye ortaya cikmislardir. Muslumanliktada Seyh-ul-Islam gibi tipler turetilmistir. Ondan fetva aldin mi is bitti demektir. Hele katl-i caizdir demesin. Bu lafla ne seyhzadeler bogduruldu ne kelleler uctu. Senin gordugun sakallilar bunlar. Siilikte de 7 imam gibi adlari Ayetullah denenler vary a onlarda onlarin belalisi. Kuran'i Arapca tutup ana dili Arapca olmayanlari kurani anlayamazsiniz biz aciklariz diye bunlar Arap olmayan ulkelerde bu cesit saltanatalarini surduruyorlar. AKP-RTE-AG de bu duruma muthis sulanmakta. Turbani ulemaya sormak lazim gibi laflarla tarikatlarin hortlamasina ve bu cesit haci ve hocalarin cahillere kilavuzluk yapmasindan yanalar. Boylece koyun gibi bir cemaat yetistirilip kolayca idare edilmeleri icin yanip tutusulmakta. Bu bu kadar basit.
Bu arada Allahin kelamidir denilip Hz. Muhammed’in ezberi ile obur ezbercilere gecen ve onun olumunden 30-40 sene sonra kagida gecirilmis bir Kuran var. Bunun ne kadari Allahin kelami ne kadari araya sokusturulmus olani pek bilen yok. Insana sevgiyi ve canlilara olan saygidan soz ederken ara sira bakiyorsun Yahudilerden dost olunmaz Hiristiyanlardan post olmaz gibi seylerde isin icine karistirilmis. Yuce yaradan boyle genellemelerle bir anda din simsarligina deginiyor. Bir bakiyorsun bir surede "onlar kitapli kavimlerdir. (yani semavi dinler denilen Yahudilik ve Hiristiyanliktan bahsediliyor) Sizlere dokunmadiklari surece iyi gecinin" diyor ama kitapsizlara yani daga tasa tapinana fazla tolerans yok. Onlari dine davet edin gelirlerse ne ala gelmezlerlerse icabina bakin gibi can almaktan bahsedilmis. Ispanyollarda ayni kafa ile orta Amerika ve Guney Amerikada epey kitapsiz kestiler. Osmanlinin Yahudilere ve Hiristiyanlara davranisindaki ilimlilik bu kitapli olmaktan geliyor olmali. Ilimlilik derken kilictan gecirmeyip ulkeleri istila edildikten sonra muslumanlara gore daha agir vergi alinip din islerinde serbest birakilmalarindan kastediyoruz. Bizimkiler Afrikada koloni filan elde etmege kalksa idi Avrupalidan ayri isler yapmayacaklardi kitapsiz yari uryan insanlari gorduklerinde.
Neyse ben daha fazla gunaha girmeyeyim orayi burayi kurcalayarak. Soyle iyi bir Turkce Kuran bulup okusaniz iyi olur. Ingilizcesesi de olur. Kafasi calisan icin aslinda kitaba filan da luzum yok. Iyi ve kotuyu magrada buyusende idrak ediyor insan beyni.
Evvelsi gun Dawkins diye bir Harward professoru TV'de burada konusuyordu. Londrada kalbur ustu bir musluman okuluna gitmis. Herhalde Fettuhlah gibi orada da boyle okullar acan var. Bir derste ogretmen ve ogrenciler Kuran'da tuzlu su ile tuzsuz su birbirine karismaz diye yaziyor bu boyledir demisler. Ya Ingiliz yanlis anlamis ya da orada anlatamamislar. Bu da onlara surada bir kaseye tuzlu su yapin sonrada bir kaseye musluktan tuzsuz su doldurun birbirine ekleyin bakin bakalim karisiyor mu karismiyor mu birbirlerine diye akil vermis. TV'da boyle bir deneyi yapmaktan acizler diyordu.
Ben de Kuran'ni okurken hangi sure idi bilmiyorum "Biz istersek iki umman'in (umman= deniz/okyanus)suyunu birbirine karistirtmayiz" diyordu. Sonra rivayete gore Jack Cousteau meshur gemisi Calipso ile Atlas okyanusunun Akdeniz ile birlestigi Ceber-al-Tarik (Gubraltar) bogazinda incelemeler yaparken bu olayi ispat etmis. Sanki ortada bir zar varmis gibi iki suyun tuzluk farki cok ani olarak degisiyormus. Yine rivayete gore Jack imana gelmis ve musluman olmus. Turkiyede buna inanan cok andavalli var. Ayni aya ilk ayak basan Neil Armstrong'un ezan sesi duymasi ile imana gelmesini anlatip buna inananalar gibi.
Wikipedia'dan Jack'in muslumanligi hakkinda alinti:
Ortada ise buyuk bir gercek var. Araplarin Kuran ile imana gelmelerinden sonra altin bir devir yasayip ilimde bilimde ve tipta bir anda ok gibi ileri firlamalari. Avrupa'nin karanlik caglarinda eski Yunan alimlerini kesfedip matematik, kimya, filozofi, cografya, ve tip konularinda kisa zamanda buyuk ilerlemeler yaptiklari ortada. Eski Yunandan kitaplari cevirenlerde bu Kuranda dost olmayin dedikleri Yahudiler. Gecenlerde Soner Yalcin bu Turbon konusunda Ulemalara soralim olayi uzerine Hurriyette bir yazi yazmisti. Orada siralamis bu musluman alimlarini. Ama is gazali’ye gelince boklanmis.Jacques-Yves Cousteau died on 25 June 1997 in Paris, aged 87. Despite persistent rumors, encouraged by some Islamic publications and websites, Cousteau did not convert to Islam, and when he died he was buried in a Roman Catholic Christian funeral.[8] He was buried in the family vault at Saint-André-de-Cubzac in France. An homage was paid to him by the city by the inauguration of a "rue du Commandant Cousteau", a street which runs out to his native house, where a commemorative plaque was affixed. ...
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Son uc gunde uc uluslarasi bagimsiz kurumun raporu Turkiye'nin ne hallerde oldugunu gözler önune sermis. Kadin özgurlugu, basin özgurlugu ve adalet konularinda bir suru faktör göz önune alinip pek cok ulkeye not verilmis. Tahmin edilecegi gibi Isvec ve kuzey ulkeleri + Hollanda örnek ulkeler. Takunyacilarin yönettigi ulkemiz ise paspas olmus en diplerde yer aliyor. Zavalli saf cahilleri ulke iyiye gidiyor tarmohlatihlesiyor diye kandiranlarin suratina patlamis bu uc rapor. Basinda yer veren cok az kisi var maalesef. Zira basin hem yandas oldu (bunda DMG da dahil) hem de muhalif gibi duran iki uc gazete de maalesef yazilmasi gerekeni yazmiyor ustunde durulmasi gereken seyleri dile getirmiyor, ana muhalefet ise cece sinegi sokmus gibi hor hor uyuyor, abuk subuk islerle ugrasiyor, diyorum ya bu ulkede beyni calisan insan orani toplam nufusa göre yuzde 0.01 etmez. Neyse kandirilmaya devam. Bu kadar cahili gutmek kolay nasil olsa, ortada muhalefet de yok zaten istedigini yap artik. Bu arada Cengiz abi ustte guzel yazmissin benim de ekleyeceklerim olacak daha sonra.
Ama asil sorun, Turk insaninin maalesef hicbir dusunce sistematigi yok. Bu benim gerek orda yasarken, gerek yurt disindaki Turklerle konusurken gerek insanlari TV'de izlerken, gerek internnet futbol forumlarinda insanlarin yazismalarini izlerken (bu istisna cimbom.org'u kastetmiyorum elbet) edindigim izlenim. Yahu dunyada kac ulkede insanlar kendi dillerini, kendi öz dillerini konusmaktan acizdir merak ediyorum. Inanmiyormusunuz, acin herhangi bir TV kanalini, insanlara soru soruldugunda verilen cevaplari dinleyin. Yuklem nerde, özne nerde, mantik kurgusu nerde, o kelimenin anlami o mu, dinlerken ben utaniyorum. Kendi dilini konusmaktan aciz insanlarin (okulsuz okullu) yasadigi bir yerde bu halde bulunmamiz sasirtici mi? Kendi kendisini ifade etmekten aciz bir insanin hangi iradesinden bahsedilebilir? Butun bunlar bu dogmatik aile ve okul egitiminden geliyor bence. RTE, AG falan isin ayrintilari. Bu ustteki durum devam ettikce gelenin gideni aratacagi bir ulkede yasanilir ki bunu zaten yasayarak göruyoruz. Zaten bu dinin insanlari soru sormayi, sorgulamayi, bir insan varolusu icin en önemli unsur olan kendini asmayi tamamen unutmus insanlar bir de ustune Ataturk'un temellerini atmak istedigi aydinlanma dönemi cok yanlis bicimde sunuldu insanlara. Daha Kaan gecenlerde yazmisti iste, buraya John Dewey'i getirecek kadar ufku acik, olaganustu zeki bir insanin neyi amacladigi hic bir zaman anlasilamadi. Alin google'da bir John Dewey yazin da görun bu adamin ne kadar genis ufuklu oldugunu. Wlliam James ve Charles Peirce'le ayni ekolden gelen son derece önemli bir isim. Adam o mucadele yillarinda nasil görmus de bulup getirmis insan hayran kaliyor. Okuldaki abuk subuk ezber tarih kitaplari yerine Turkiye'nin gelmis gecmis en önemli aydini Niyazi Berkes okutulsa cok daha farkli olabilirdi. Bu kadar cehaletin hukum surdugu bir yerde iyi haber beklemeyin derim. Hadi ben daha net ifade edeyim, etraf tepeden tirnaga aptal kayniyor.
Bu arada sizin icin John Dewey'i koyayim buraya. Dover yayinlarindaki kitaplarini mutlak okuyun derim.
http://www.iep.utm.edu/dewey/
Ama asil sorun, Turk insaninin maalesef hicbir dusunce sistematigi yok. Bu benim gerek orda yasarken, gerek yurt disindaki Turklerle konusurken gerek insanlari TV'de izlerken, gerek internnet futbol forumlarinda insanlarin yazismalarini izlerken (bu istisna cimbom.org'u kastetmiyorum elbet) edindigim izlenim. Yahu dunyada kac ulkede insanlar kendi dillerini, kendi öz dillerini konusmaktan acizdir merak ediyorum. Inanmiyormusunuz, acin herhangi bir TV kanalini, insanlara soru soruldugunda verilen cevaplari dinleyin. Yuklem nerde, özne nerde, mantik kurgusu nerde, o kelimenin anlami o mu, dinlerken ben utaniyorum. Kendi dilini konusmaktan aciz insanlarin (okulsuz okullu) yasadigi bir yerde bu halde bulunmamiz sasirtici mi? Kendi kendisini ifade etmekten aciz bir insanin hangi iradesinden bahsedilebilir? Butun bunlar bu dogmatik aile ve okul egitiminden geliyor bence. RTE, AG falan isin ayrintilari. Bu ustteki durum devam ettikce gelenin gideni aratacagi bir ulkede yasanilir ki bunu zaten yasayarak göruyoruz. Zaten bu dinin insanlari soru sormayi, sorgulamayi, bir insan varolusu icin en önemli unsur olan kendini asmayi tamamen unutmus insanlar bir de ustune Ataturk'un temellerini atmak istedigi aydinlanma dönemi cok yanlis bicimde sunuldu insanlara. Daha Kaan gecenlerde yazmisti iste, buraya John Dewey'i getirecek kadar ufku acik, olaganustu zeki bir insanin neyi amacladigi hic bir zaman anlasilamadi. Alin google'da bir John Dewey yazin da görun bu adamin ne kadar genis ufuklu oldugunu. Wlliam James ve Charles Peirce'le ayni ekolden gelen son derece önemli bir isim. Adam o mucadele yillarinda nasil görmus de bulup getirmis insan hayran kaliyor. Okuldaki abuk subuk ezber tarih kitaplari yerine Turkiye'nin gelmis gecmis en önemli aydini Niyazi Berkes okutulsa cok daha farkli olabilirdi. Bu kadar cehaletin hukum surdugu bir yerde iyi haber beklemeyin derim. Hadi ben daha net ifade edeyim, etraf tepeden tirnaga aptal kayniyor.
Bu arada sizin icin John Dewey'i koyayim buraya. Dover yayinlarindaki kitaplarini mutlak okuyun derim.
http://www.iep.utm.edu/dewey/
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1755
- Joined: Tue Oct 22, 2002 10:32 pm
- Location: Yesilyurt - Ist
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Honda dan ilginc bir prototip tekerlekli arac. Video yu izlemenizi oneririm.
http://www.youtube.com/watch_popup?v=cuIJRsAuCHQ
http://www.youtube.com/watch_popup?v=cuIJRsAuCHQ
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
-
- Posts: 3610
- Joined: Sat Jan 15, 2005 11:06 pm
- Location: Izmir
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Bu haberi nereye asayim bilemedim.Bizim ulkede hakikaten iyi sporcular yetisiyor...
Batuhan'ın yeni oyuncağı!Es-Es'in olay çocuğu idmana yeni arabasıyla gelirken, "2. viteste gidiyorum, benzim param yok" dedi.
Erhan ÜNAL / ESKİŞEHİR (AHT)
Bursa maçında kırmızı kart görerek Futbol Federasyonu tarafından 3 maç ceza alan Batuhan Karadeniz, idmana yeni arabasıyla geldi.
Lamborghini'ni marka araba alan Batuhan Karadeniz kendisini arabasıyla görüntüleyen gazetecilere, "Ne yazacaksınız, 60 bin TL ceza aldı 300 bin Euro'ya da Lamborghini' araba mı aldı?" yazacaksınız dedi.
İdmanda ise koşu düz koşu yaparken "Kulüp 60 bin TL toplu para vermiyor, 60 bin TL ceza kesiyor" dedi. Batuhan Karadeniz, ayrıca arkadaşlarına ise espri yaparak, "2. viteste gidiyorum, benzim param yok" şeklinde takıldı.
Kaynak:Haberturk
Batuhan'ın yeni oyuncağı!Es-Es'in olay çocuğu idmana yeni arabasıyla gelirken, "2. viteste gidiyorum, benzim param yok" dedi.
Erhan ÜNAL / ESKİŞEHİR (AHT)
Bursa maçında kırmızı kart görerek Futbol Federasyonu tarafından 3 maç ceza alan Batuhan Karadeniz, idmana yeni arabasıyla geldi.
Lamborghini'ni marka araba alan Batuhan Karadeniz kendisini arabasıyla görüntüleyen gazetecilere, "Ne yazacaksınız, 60 bin TL ceza aldı 300 bin Euro'ya da Lamborghini' araba mı aldı?" yazacaksınız dedi.
İdmanda ise koşu düz koşu yaparken "Kulüp 60 bin TL toplu para vermiyor, 60 bin TL ceza kesiyor" dedi. Batuhan Karadeniz, ayrıca arkadaşlarına ise espri yaparak, "2. viteste gidiyorum, benzim param yok" şeklinde takıldı.
Kaynak:Haberturk
Konsantrasyon, concentration, concentracion
nefvakfi.org
nefvakfi.org
-
- Posts: 1755
- Joined: Tue Oct 22, 2002 10:32 pm
- Location: Yesilyurt - Ist
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
GS Lisesinin pek degerli ve sevilen matematik ogretmeni Yomtov Garti vefat etmis. Ailesine, yakinlarina ve GS Liseli mezunlara basagligi dilerim.
GS Pilavinda iki defa kursude dinleme firsatim oldu. Mizah yonu guclu, sempatik ve hafizasi muthis kuvvetli bir kisi izlenimi birakti. Kursude GS toplumunu tanimlarken verdigi kume/altkume iliskisi ve ornegi muhtesemdi.
GS Pilavinda iki defa kursude dinleme firsatim oldu. Mizah yonu guclu, sempatik ve hafizasi muthis kuvvetli bir kisi izlenimi birakti. Kursude GS toplumunu tanimlarken verdigi kume/altkume iliskisi ve ornegi muhtesemdi.
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Murat Biricik wrote:GS Lisesinin pek degerli ve sevilen matematik ogretmeni Yomtov Garti vefat etmis. Ailesine, yakinlarina ve GS Liseli mezunlara basagligi dilerim.
GS Pilavinda iki defa kursude dinleme firsatim oldu. Mizah yonu guclu, sempatik ve hafizasi muthis kuvvetli bir kisi izlenimi birakti. Kursude GS toplumunu tanimlarken verdigi kume/altkume iliskisi ve ornegi muhtesemdi.
Fransiz degildir diye baktim. Turk Yahudilerden herhalde. 1939 Istanbul universitesinden Probability theory (olasilik teorisi) and Stochastic Process ((random) belirtisiz islem) uzerine doktora yapmis. Haberlesme muhendisliginden tutun meterolojiye kadar uygulama sahasi olan (sigortacilikta da basli basina bir konu. Kerem Tezic'i de atlamayalim). Bu dersi Fransizca almanin zorlugu malum (Fransiz filmi seyredenler adamlarin kafalarinin nasil teoriye calistigini bilirler). Mosyo Garti bu isi nasil kivirip sevilmis hayret.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 3610
- Joined: Sat Jan 15, 2005 11:06 pm
- Location: Izmir
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Murat selam,Cengiz Akgun wrote:Murat Biricik wrote:GS Lisesinin pek degerli ve sevilen matematik ogretmeni Yomtov Garti vefat etmis. Ailesine, yakinlarina ve GS Liseli mezunlara basagligi dilerim.
GS Pilavinda iki defa kursude dinleme firsatim oldu. Mizah yonu guclu, sempatik ve hafizasi muthis kuvvetli bir kisi izlenimi birakti. Kursude GS toplumunu tanimlarken verdigi kume/altkume iliskisi ve ornegi muhtesemdi.
Fransiz degildir diye baktim. Turk Yahudilerden herhalde. 1939 Istanbul universitesinden Probability theory (olasilik teorisi) and Stochastic Process ((random) belirtisiz islem) uzerine doktora yapmis. Haberlesme muhendisliginden tutun meterolojiye kadar uygulama sahasi olan (sigortacilikta da basli basina bir konu. Kerem Tezic'i de atlamayalim). Bu dersi Fransizca almanin zorlugu malum (Fransiz filmi seyredenler adamlarin kafalarinin nasil teoriye calistigini bilirler). Mosyo Garti bu isi nasil kivirip sevilmis hayret.
Yomtov Bey bir kongrede konusma yapmisti yanlis hatirlamiyorsam,beraber dinlemistik.
Allah rahmet eylesin.
Konsantrasyon, concentration, concentracion
nefvakfi.org
nefvakfi.org
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Bizim GS lisesinde matematik, fizik ve felsefe ögretimi superdi. Fransa gibi ulkenin en baba hocalarini getirdiler. Onlardan aldigimiz matematik universite duzeyindeydi. Daha 10-11. siniflarda Matematik Analiz okur hale gelmistik. Felsefe hocamiz Abel, Mitterand'in danismani oldu sonradan. Babamin felsefe hocasinin ise kendi yazdigi kitap bile var.
Peder sandiktan cikarip verdi kitabi. Özellikle bu alanlarda eski SSCB ve Fransizlarin ustune tanimam acikcasi.
Peder sandiktan cikarip verdi kitabi. Özellikle bu alanlarda eski SSCB ve Fransizlarin ustune tanimam acikcasi.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Yomtov Garti konusunu actigi icin Murat'a cok tesekkurler. Babamin da hocasi olan Garti ile ilgili babam bugun onun hayati ile ilgili bir yazi göndermis. Yazida birsey dikkatimi cekti: Von Misses gibi birisi savas sonrasi Turkiye'de hoca olmus. Ne kadar kaliteli bir dönemmis savas sonrasi Turkiye. Simdi o ulkenin yerinde yeller esiyor. Diger felsefe hocasi Larroumets'nin kitabindan bahsetmistim. Fransiz filozof Alain ile ayni okuldan Larroumets, Garti gibi hocalar GS'da hocalik yapmislar. Gercekten bir dönemin en sasaali kurumlarindan birisiymis bizim Sultani. Hayati bir dönemin Istanbul'u ve Turkiye'sini anlatiyor. Bu altta bahsettigi Von Misses adeta Kolmogorov gibi matematik ve istatistigin efsane isimlerinden.
-------------------------------------------------------------------------------
Sayısız öğrenci yetiştiren Yomtov Garti bugün 95 yaşında ve halen yaşam zevkini yitirmedi
Haydarpaşa’da Yeldeğirmeni Karakolu’nun karşısındaki evde doğdum. Babam veterinerdi. Küçük yaşta onu kaybettim. Birinci Dünya Savaşı’nda tifüsten öldü. Beni, dayım Yaakov Uziel büyüttü. Moda’daki Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi’nin Matematik ve Fizik bölümünden mezun oldum. İstanbul Üniversitesi’nde İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’dan gelen Profesör Von Misses hocam oldu. Mezun olduktan sonra, kendisi bana doktora yapmamı önerdi, böylece onun sayesinde doktor unvanına sahip oldum.
Doktora tezim istatistik fonksiyonlar üzerine idi. Bir teorem bulmuştum, bu teorem bugün benim adımla anılır. Ben aslında, mühendislik okumak istiyordum, fakat o yıllarda Teknik Üniversite’de çok antisemitizm vardı, ayrıca Alman profesörler de İstanbul Üniversitesine gelince, çok sevdiğim matematik dalında okumayı tercih ettim. Galatasaray Lisesi’nde kırk yıl matematik öğretmenliği yaptım.
Ardından Saint Joseph ve Notre Dame de Sion Liselerinde uzun yıllar hocalık yaptım. Bir süre Musevi Lisesi’nde ve Boğaziçi Üniversitesi’nde de görevde bulundum. Emekli olduktan sonra, eski bir öğrencim olan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç bana Galatasaray Lisesinin son sınıfında matematik öğretmenliği yapmamı teklif etti. Böylece 1990-2007 yılları arasında orada çalıştım.
Fransızca eğitimine yaptığım katkılardan dolayı Fransız Devleti bana Palme Académique Ödülü’nü verdi. İki kızım var, her ikisi de öğrencim oldular, şimdi ikisi de evli ve doktorluk yapıyorlar.
Küçüklüğümde bütün aile fertleri aynı evde yaşardık. Beni büyüten dayım Yaakov Uziel dine çok bağlıydı. Her cumartesi günü beni Haydarpaşa Sinagogu’na götürürdü. Sadece dinimizi değil, İbranice lisanını da rahmetli Eli Perahya’nın büyükbabası Sinyor Perahya ve Sinyor Kasavi sayesinde öğrendim.
Cuma akşamları Kiduş söylerdik ve o akşam için pişen özel yemekleri yerdik. Kaşer kurallarına da bağlıydık. Bugün halen bu geleneğimizi sürdürüyoruz. Her cuma akşamı kızım, damadım ve torunlarım bize gelir, Kiduş okuruz. Peynirli börek yedikten sonra, et yemeği için tabaklarımızı değiştiririz.
Genç yaşlarda Kadiköy’de Kültür Kolunda çalıştım, gençlerle bilimsel toplantılar yapar, konferanslar verirdik. Hayır işlerine Or-Ahayim’de başladım. Daha sonra Haydarpaşa Cemaati’nin başkanlığını yaptım. 28 yıl Hahambaşılık Konseyinde ve Hahambaşılık Temsilciler Meclisi’nde görev aldım.
Çocukluğumda ve gençliğimde Talimhane’de otururduk. Hafta sonları genellikle Acıbadem’deki La Blankeriya dediğimiz papatyalarla kaplı platoya piknik yapmaya giderdik. Yayan gider, sonra da tramvayla dönerdik. Yaz aylarında Heybeliada’ya giderdik. Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilanından sonra Heybeliada’ya gelişini ve törenlerle karşılanışını çok iyi hatırlıyorum. Tek bir kız kardeşim vardı, onu da yıllar önce kanserden kaybettim.
1957 yılında Haydarpaşa Hemdat İsrael Sinagogu’nda evlendim. Eşim Aşkenaz Yahudisidir. Düğünüme Katoliklerin Başrahibi de geldi. O zamanlar onlarla çok samimiydim. Onlara çeşitli konularda ve Yahudilik hakkında konferanslar verirdim. O zamanlar hahambaşılıkta görevli olduğum için, düğünüme hahambaşı da katıldı. Gençlik yıllarımız kötü geçmedi diyebilirim. Kadıköy Deniz Kulübü’nün altmış yıllık şeref üyesiyim. Eşimle oraya sık sık dans etmeye giderdik. Ayrıca Union Française’deki balolara ve Or-Ahayim balolarına da çok giderdik. Balolar genellikle Hilton veya Pera Palas’ta yapılırdı. Hanımlar tuvalet, erkekler smokin giyerdi. Yazları ise Pazar akşamları Burgazada’ya canlı müzik eşliğinde dans etmeye giderdik. Eşimle tango yapardık. Caz müziği dinlemeyi de çok severim.
Bugün eskisi kadar mutlu olduğumu söyleyemem çünkü arkadaşlarımın sayısı azaldı. Öğrencilerim ve eski dostlarım zaman zaman beni toplantılara davet ederler, beni seven insanların olduğunu görmek beni memnun eder. Hayatta insan samimi arkadaşlar, dostlar edinmeye çalışmalı, budur bizi en çok mutlu eden. Günümüzde maddi yönden de hayat çok zor. Her şey pahalı, insanların gelirleri kısıtlı. Şahsen ay sonunu zor getiriyorum, sigortadan aldığım emekli maaşı yetmiyor. Çok param olsaydı bugün dahi dünyayı dolaşmak isterdim. Şimdi geceleri iyi uyuyamadığım için, gece yarısı uyanırım eski konferanslarımı okurum, formda kalmak için eski problemleri tekrar çözerim. Allaha şükür hafızam iyi, sadece bazen isimleri unutuyorum. Bazen içimden alfabeyi geçiririm, bu yol isimleri hatırlamama yardımcı olur. Bugün insanlar bir sevgi krizi geçiriyorlar. En ufak bir şey için kavga ediyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. Öldüren kişi insan değil, hayvandır. Alman şair Shiller şöyle der: ‘İnsan, insan için bir kurttur’.
Özellikle Galatasaray Lisesi’nde okuttuğum öğrencilerim çok vefakâr oldu. Son ameliyatımda, eski bir öğrencim olan Dr. Murat Doğanay’dan yakın ilgi gördüm. Ayrıca Rahmi Koç’un yeğeni, eski bir öğrencim olan İnan Kıraç sayesinde Amerikan Hastanesi’nde yattığım zaman bana büyük kolaylıklar yaparlar. Avrupa’da birçok ülke gezdim, her gittiğim ülkede de birçok öğrencime rastladım, evlerine davet ettiler, şehrin turunu yaptırdılar, güzel yerler gezdirdiler. Duru Turizm’in sahibi benim eski bir öğrencimdi, bana maddi yönden çok büyük kolaylıklar yaptı. THY’da da görevli bir öğrencim var, o da işimi kolaylaştırmak için çok uğraşır. Ankara’da yaşayan, yine eski bir öğrencim olan bir profesör, komiserleri çok iyi tanıdığı için, havaalanlarında beni business class’a alırlar, gümrükte bana büyük kolaylıklar yaparlar.
Filozof Jean Paul Sartre’ın bir sözü vardır: ‘Geçmiş, bizde ölen şeydir’ der. Bence bu söz sadece fiziki yönden doğrudur, çünkü zihnimizde geçmişi hep yaşatmaya devam ederiz.
-------------------------------------------------------------------------------
Sayısız öğrenci yetiştiren Yomtov Garti bugün 95 yaşında ve halen yaşam zevkini yitirmedi
Haydarpaşa’da Yeldeğirmeni Karakolu’nun karşısındaki evde doğdum. Babam veterinerdi. Küçük yaşta onu kaybettim. Birinci Dünya Savaşı’nda tifüsten öldü. Beni, dayım Yaakov Uziel büyüttü. Moda’daki Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi’nin Matematik ve Fizik bölümünden mezun oldum. İstanbul Üniversitesi’nde İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’dan gelen Profesör Von Misses hocam oldu. Mezun olduktan sonra, kendisi bana doktora yapmamı önerdi, böylece onun sayesinde doktor unvanına sahip oldum.
Doktora tezim istatistik fonksiyonlar üzerine idi. Bir teorem bulmuştum, bu teorem bugün benim adımla anılır. Ben aslında, mühendislik okumak istiyordum, fakat o yıllarda Teknik Üniversite’de çok antisemitizm vardı, ayrıca Alman profesörler de İstanbul Üniversitesine gelince, çok sevdiğim matematik dalında okumayı tercih ettim. Galatasaray Lisesi’nde kırk yıl matematik öğretmenliği yaptım.
Ardından Saint Joseph ve Notre Dame de Sion Liselerinde uzun yıllar hocalık yaptım. Bir süre Musevi Lisesi’nde ve Boğaziçi Üniversitesi’nde de görevde bulundum. Emekli olduktan sonra, eski bir öğrencim olan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç bana Galatasaray Lisesinin son sınıfında matematik öğretmenliği yapmamı teklif etti. Böylece 1990-2007 yılları arasında orada çalıştım.
Fransızca eğitimine yaptığım katkılardan dolayı Fransız Devleti bana Palme Académique Ödülü’nü verdi. İki kızım var, her ikisi de öğrencim oldular, şimdi ikisi de evli ve doktorluk yapıyorlar.
Küçüklüğümde bütün aile fertleri aynı evde yaşardık. Beni büyüten dayım Yaakov Uziel dine çok bağlıydı. Her cumartesi günü beni Haydarpaşa Sinagogu’na götürürdü. Sadece dinimizi değil, İbranice lisanını da rahmetli Eli Perahya’nın büyükbabası Sinyor Perahya ve Sinyor Kasavi sayesinde öğrendim.
Cuma akşamları Kiduş söylerdik ve o akşam için pişen özel yemekleri yerdik. Kaşer kurallarına da bağlıydık. Bugün halen bu geleneğimizi sürdürüyoruz. Her cuma akşamı kızım, damadım ve torunlarım bize gelir, Kiduş okuruz. Peynirli börek yedikten sonra, et yemeği için tabaklarımızı değiştiririz.
Genç yaşlarda Kadiköy’de Kültür Kolunda çalıştım, gençlerle bilimsel toplantılar yapar, konferanslar verirdik. Hayır işlerine Or-Ahayim’de başladım. Daha sonra Haydarpaşa Cemaati’nin başkanlığını yaptım. 28 yıl Hahambaşılık Konseyinde ve Hahambaşılık Temsilciler Meclisi’nde görev aldım.
Çocukluğumda ve gençliğimde Talimhane’de otururduk. Hafta sonları genellikle Acıbadem’deki La Blankeriya dediğimiz papatyalarla kaplı platoya piknik yapmaya giderdik. Yayan gider, sonra da tramvayla dönerdik. Yaz aylarında Heybeliada’ya giderdik. Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilanından sonra Heybeliada’ya gelişini ve törenlerle karşılanışını çok iyi hatırlıyorum. Tek bir kız kardeşim vardı, onu da yıllar önce kanserden kaybettim.
1957 yılında Haydarpaşa Hemdat İsrael Sinagogu’nda evlendim. Eşim Aşkenaz Yahudisidir. Düğünüme Katoliklerin Başrahibi de geldi. O zamanlar onlarla çok samimiydim. Onlara çeşitli konularda ve Yahudilik hakkında konferanslar verirdim. O zamanlar hahambaşılıkta görevli olduğum için, düğünüme hahambaşı da katıldı. Gençlik yıllarımız kötü geçmedi diyebilirim. Kadıköy Deniz Kulübü’nün altmış yıllık şeref üyesiyim. Eşimle oraya sık sık dans etmeye giderdik. Ayrıca Union Française’deki balolara ve Or-Ahayim balolarına da çok giderdik. Balolar genellikle Hilton veya Pera Palas’ta yapılırdı. Hanımlar tuvalet, erkekler smokin giyerdi. Yazları ise Pazar akşamları Burgazada’ya canlı müzik eşliğinde dans etmeye giderdik. Eşimle tango yapardık. Caz müziği dinlemeyi de çok severim.
Bugün eskisi kadar mutlu olduğumu söyleyemem çünkü arkadaşlarımın sayısı azaldı. Öğrencilerim ve eski dostlarım zaman zaman beni toplantılara davet ederler, beni seven insanların olduğunu görmek beni memnun eder. Hayatta insan samimi arkadaşlar, dostlar edinmeye çalışmalı, budur bizi en çok mutlu eden. Günümüzde maddi yönden de hayat çok zor. Her şey pahalı, insanların gelirleri kısıtlı. Şahsen ay sonunu zor getiriyorum, sigortadan aldığım emekli maaşı yetmiyor. Çok param olsaydı bugün dahi dünyayı dolaşmak isterdim. Şimdi geceleri iyi uyuyamadığım için, gece yarısı uyanırım eski konferanslarımı okurum, formda kalmak için eski problemleri tekrar çözerim. Allaha şükür hafızam iyi, sadece bazen isimleri unutuyorum. Bazen içimden alfabeyi geçiririm, bu yol isimleri hatırlamama yardımcı olur. Bugün insanlar bir sevgi krizi geçiriyorlar. En ufak bir şey için kavga ediyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. Öldüren kişi insan değil, hayvandır. Alman şair Shiller şöyle der: ‘İnsan, insan için bir kurttur’.
Özellikle Galatasaray Lisesi’nde okuttuğum öğrencilerim çok vefakâr oldu. Son ameliyatımda, eski bir öğrencim olan Dr. Murat Doğanay’dan yakın ilgi gördüm. Ayrıca Rahmi Koç’un yeğeni, eski bir öğrencim olan İnan Kıraç sayesinde Amerikan Hastanesi’nde yattığım zaman bana büyük kolaylıklar yaparlar. Avrupa’da birçok ülke gezdim, her gittiğim ülkede de birçok öğrencime rastladım, evlerine davet ettiler, şehrin turunu yaptırdılar, güzel yerler gezdirdiler. Duru Turizm’in sahibi benim eski bir öğrencimdi, bana maddi yönden çok büyük kolaylıklar yaptı. THY’da da görevli bir öğrencim var, o da işimi kolaylaştırmak için çok uğraşır. Ankara’da yaşayan, yine eski bir öğrencim olan bir profesör, komiserleri çok iyi tanıdığı için, havaalanlarında beni business class’a alırlar, gümrükte bana büyük kolaylıklar yaparlar.
Filozof Jean Paul Sartre’ın bir sözü vardır: ‘Geçmiş, bizde ölen şeydir’ der. Bence bu söz sadece fiziki yönden doğrudur, çünkü zihnimizde geçmişi hep yaşatmaya devam ederiz.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Benim Viyana-Barcelona turum yaklasiyor. Viyana'yi biliyoruz da Barcelona'da nerede yer nerede iceriz ?
Bilen varsa 2 satur karalasin. Gerci ben Viyana'dan Tirol bolgesine gececegim. Oradanda once Barcelona sonra Zaragoza taraflarina. Araba kiralayacagimiz icin yol ustunde akliniza gelen yerler varsa bakabilirim.
Bilen varsa 2 satur karalasin. Gerci ben Viyana'dan Tirol bolgesine gececegim. Oradanda once Barcelona sonra Zaragoza taraflarina. Araba kiralayacagimiz icin yol ustunde akliniza gelen yerler varsa bakabilirim.
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 2581
- Joined: Tue Oct 22, 2002 9:18 pm
- Location: Virginia, USA
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Sevgili Mehmet - La Rambla (Barcelona'nin Bagdat caddesi) nin orta yerinde bir halka acik pazar yeri var La Boqueria --- Oradaki tapascilardan birinin onune corekleniyorsun sabahtan aksama kadar orada bayilana kadar yiyip icebilirsin - Jamon Iberia yemeden oradan cikani dovuyorlar yalniz.
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: Yolculuk / Ani /Konu dışı
Sagol Mert gittigimde ugrayacagim. Bu sefer Ispanya'da uzun kalmayacagim ama Viyana ve asagi Avusturya'da bayag bir zaman gecirecegim sanirim.
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC