Forum Galatasaray Spor Kulubu ve Turk sporu hakkinda ayrintili haberler, yorum ve analizler, ogretici arastirmalar ve diger onemli spor olaylari hakkinda bilgi akisini saglamak, yazilanlari saglikli bir yapi cercevesinde dunyadaki butun Galatasarayli arkadaslar ve diger sporseverler ile paylasmak amaciyla kurulmustur.
Can Baysan wrote:
Dün kanalın birinin spor bülteninde de diyorlardı ki: " Gravesen, şu an Dünya Kupası'na konsantre olmaya çalışıyorum. Transfer görüşmelerini kupadan sonra yürüteceğim."
Haberi yapan arkadaş, Danimarka'nın Dünya Kupası'nda yer alamayacağını unutmuş olmalı.
Ben de bunu duydum. Kimbilir, belki de adamcagiz Danimarka'da, evinde kanepede elinde birasi ve patlamis misiri, Dunya Kupasi maclarini TV'de izlemeye konsantre olacaktir, bizler gibi
Milliyet'in başını çektiği bazı yayın organlarında çıkan -güya Ümit'in ağzından- "Ben de Fener'e gidebilirim" başlıklı haberlere, bugün resmi siteden Ümit Karan imzalı bir açıklama gelmiş.
Okuyun ve ne denli rezil bir basına sahip olduğumuzu bir kez daha anlayın!
Zorunlu Açıklama: Ümit Karan
Dün görsel, bu sabah da yazılı basında karşılaştığımız bazı haberlerde: "Ben de Tümer gibi yapabilirim." dediğim öne sürülmüştür. Oysa konuşmalarımın hiçbir bölümünde böyle bir ifade bulunmamaktadir.
Sözü geçen konuşmada söylediklerim yalnızca: "Bu profesyonel bir iş..." cümlesinden sonra sorulan: "Sen de aynısını yapar mıydın?" sorusuna karşılık olarak verdiğim: "Benim daha bir yıllık mukavelem var. Sonrasında ise öncelik her zaman Galatasaray'dadır. Ama bir yil sonra ne olacağını bilmem olası degil..." sözleridir.
Haberlerde geçen ifadelerin hiçbirini kullanmış olmam mümkün değildir, söylediklerimin bu denli çarpıtılması beni çok üzmüştür.
Kamuoyunun bilgisine sunarım.
Saygılarımla,
Ümit Karan
Galatasaray Spor Kulübü
Profesyonel Futbol A Takımı Oyuncusu
Karan'ın fenere gideceğini, gitmeyi düşündüğünü falan sanmam ama bazı futbolcular bu tür sorulara verdiği cevaplarla başlarına bela alabiliyorlar! Kesinlikle gitmem demek, kendini diğer takım taraftarları gözünde gereksiz yere antipatik kılmak anlamına gelir ki bunun hiçbir faydası yok! Emre bile Türkiyeye dönersem Galatasarayda oynarım diyor ama ekliyor "Fenere gitmem demedim" Karanda aynı şekilde, başına lüzumsuz sorunlar açmamak için böyle politik bir cevap vermek istemiş. Ama işte Milliyet gibi çarpıtmada sınır tanımayan bir gazetenin elinde o haber böyle çıkar!
Bu adamlara kutsal ittifak falanda dememek lazım, 'Kutsal' kelimesinin böyle bir rezilliği ifade etmek için kullanılması hem mantıksız hem yetersiz! Bunlar resmen ŞER ODAKLARI! Başka bir isimde bulunabilir ama kutsal ittifak lafı iltifat gibi..
Can Baysan wrote:Milliyet'in başını çektiği bazı yayın organlarında çıkan -güya Ümit'in ağzından- "Ben de Fener'e gidebilirim" başlıklı haberlere, bugün resmi siteden Ümit Karan imzalı bir açıklama gelmiş.
Okuyun ve ne denli rezil bir basına sahip olduğumuzu bir kez daha anlayın!
Zorunlu Açıklama: Ümit Karan
Dün görsel, bu sabah da yazılı basında karşılaştığımız bazı haberlerde: "Ben de Tümer gibi yapabilirim." dediğim öne sürülmüştür. Oysa konuşmalarımın hiçbir bölümünde böyle bir ifade bulunmamaktadir.
Sözü geçen konuşmada söylediklerim yalnızca: "Bu profesyonel bir iş..." cümlesinden sonra sorulan: "Sen de aynısını yapar mıydın?" sorusuna karşılık olarak verdiğim: "Benim daha bir yıllık mukavelem var. Sonrasında ise öncelik her zaman Galatasaray'dadır. Ama bir yil sonra ne olacağını bilmem olası degil..." sözleridir.
Haberlerde geçen ifadelerin hiçbirini kullanmış olmam mümkün değildir, söylediklerimin bu denli çarpıtılması beni çok üzmüştür.
Kamuoyunun bilgisine sunarım.
Saygılarımla,
Ümit Karan
Galatasaray Spor Kulübü
Profesyonel Futbol A Takımı Oyuncusu
Ufuk Sezekkaplan wrote:-AAB : Ya bu Brosnan kurallari da bayagi sey oldu o donemde degil mi ?
- EV : ??. Bosman mi ?. Agbi, 1973'te Bosman falan yoktu...
- AAB : Hayır, bu Tumer transferinde de oldu ya.
- EV : Tumer ???
Devamini seyredemedim...
Pierce Brosnan kanunlari
Sifir bilgi sahibi olunan bir konuda kendinden emin bir sekilde ahkam kesmek hic bir zaman yapamayacagim bir sey.
Ali Atif Bir Anadolu Universitesinde iletisim fakultesinde hoca iken bir anda Hurriyet'te reklamcilik konusunda yazmaya baslayan , sonra da her nasilsa kitap, tiyatro ve sinema konusunda da kendini otorite ilan edip bir nevi hincal olmaya calisan bir adam. Simdi de futbol bilgisini konusturuyor demek. Rahmetli Oguz Aral guzel bir ayar vermisti.
Tolga Girici wrote:
..
Sifir bilgi sahibi olunan bir konuda kendinden emin bir sekilde ahkam kesmek hic bir zaman yapamayacagim bir sey.
...
Oglum sizlerden korkular be. Pat diye herifi hacamat etmi$sin. Hem de 2002'deki bir yazi ile.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Açıköğretim Televizyonundaki dersleri zamanında keyifle izlenirdi Okan Bayülgen az dalga geçmedi gerçi. Şimdide dargınlar CNNTürk'te programda yaptırdılar, izlememeyi tercih ederdim. Profiloda bir kitapçıdayken bendeniz, daldı içeri bir hatunla "Burayı çok seviyorum, burayı çok seviyorum, burda çok mutlu oluyorum" şeklinde ilginç cümleler sarfedip dikkatimi celbetti Son yazılarında da nasıl müslüman olunması gerektiği konusunu işliyor, adam biliyor abi saygıda kusur etmeyelim..
Tolga Girici wrote:
Pierce Brosnan kanunlari
Sifir bilgi sahibi olunan bir konuda kendinden emin bir sekilde ahkam kesmek hic bir zaman yapamayacagim bir sey.
Ali Atif Bir Anadolu Universitesinde iletisim fakultesinde hoca iken bir anda Hurriyet'te reklamcilik konusunda yazmaya baslayan , sonra da her nasilsa kitap, tiyatro ve sinema konusunda da kendini otorite ilan edip bir nevi hincal olmaya calisan bir adam. Simdi de futbol bilgisini konusturuyor demek. Rahmetli Oguz Aral guzel bir ayar vermisti.
Bakın güzide medyamızın "100. Yıl Fenerbahçe'si"ne günlerdir transfer ettiği Fatih Tekke, Trabzon'un yerel "Kuzey Ekspres" gazetesine neler söylemiş :
"Ben yurt içinde değil yurt dışında bir takıma gitmek istiyorum. Bunu da ilk defa söylemiyorum, 3 yıldır söylüyorum. Hakkımda çıkan haberlerin onda birini bilmiyorum. Yöneticilerle de bu konuda konuşmadım. Konuşursam çıkıp haber veririm. Kimseyi bu konuda arayıp sormuyorum. Birileri beni basına satıyor. Ama kim olduğunu bilemiyorum. Benim söylemlerim dışında bir sürü şeyler çıkıyor. Oturulmuş konuşulmuş olsa bir şeyler söyleyeceğim. Yaşanan gelişmelerin hiçbirinden haberim yok. Bu kadar Trabzonspor'da mücadele ettik. Elimizden geleni yaptık. Beni hain olarak göstermek istiyorlar''
''İnsanlar birilerini karalamakla bir yere varacaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Ölene kadar bu camianın içerisinde kalmak istiyorum. Beni kötülemek isteyenler ne kazanacaklar, onu bilmiyorum. Ben Avrupa'da oynamak istiyorum. Bu benim acizane fikrim. Buna da saygı duyulması lazım. Herkes kendi kafasına göre bir şeyler yazıp çiziyor. Yok 'Fatih Fenerbahçe ile anlaştı', yok 'şu kadar para ve oyuncu verilecek', yok '100 yılın pazarlığı' gibi yazılar çıkıyor. Bıraksınlar yalan yazmayı. Ben anlaşsam 'anlaştım' derim. Ama beni hain ve kötü adam olarak göstermek istiyorlar. Bu emellerine ulaşamayacaklar.''
Aziz Yıldırım timinin güdümündeki Kutsal İttifak Medyası'nın sınırları zorladığı günleri yaşıyoruz.
Fenerbahçe bayraktarı Fotomaç'ın yumurtladığı şu kepazeliğe bakın da Türkiye'deki spor medyasının ne denli köpekleştiğini kendi gözlerinizle görün.
Bu serseriliğe diyecek başka bir şey bulamıyorum...
------------------------------------------------
Komisyoncu
"Hagi, Galatasaray'a transfer ettiği bazı futbolcular üzerinden para kazanıyordu".
HAGİ İYİ BİR İNSANDI AMA...
G.Saray'da Hagi'nin teknik direktörlük yaptığı dönemde forma giyen Frank De Boer, Rumen teknik adamı futbolculardan komisyon almakla suçladı. Hollandalı, "Hagi iyi bir insandı ve ilişkilerimiz de kendisiyle çok yolunda gidiyordu. Ancak G.Saray'a transfer ettiği oyunculardan komisyon aldığını düşünüyorum" dedi.
ONLARDAN PARA KAZANDI
Hagi'nin G.Saray gibi bir takımda oynayacak düzeyde olmayan futbolcuları transfer ettirdiğini ileri süren Frank De Boer, "Tamas ve Ovidiu Petre gibi iyi olmayan futbolcuları getirdi. Bunlar yeterli oyuncular değildi. Ancak Hagi bu transferlerin yapılmasını istedi ve bence onlardan para kazandı'' diye konuştu.
Değer ÖZERGÜN
-------------------------------------------------
Meraklısına bilgi:
Tamas, Petre ve F. de Boer, Fatih Terim döneminde transfer edilmiş (2003 yazı) ve bu oyunculardan Tamas ile De Boer, yine (Hagi gelmeden) Terim'in zamanında takımdan gönderilmişlerdi (2004 Ocak).
Anlayamıyorum bir türlü.Biz Türkiyede yaşamıyormuyuz?Yüzyıllardan gelen bir geleneğimiz yokmu?
Bizde sözünden dönene "Dönek" demezlermi?
Bu kadarmı değiştik yoksa gerçekten FB başka bir cumhuriyetmi?
Yani yalancılığın,oyunların hoş ve gerekli görüldüğü bir yermi aynı Bizans gibi?
Can Baysan wrote:Aziz Yıldırım timinin güdümündeki Kutsal İttifak Medyası'nın sınırları zorladığı günleri yaşıyoruz.
Fenerbahçe bayraktarı Fotomaç'ın yumurtladığı şu kepazeliğe bakın da Türkiye'deki spor medyasının ne denli köpekleştiğini kendi gözlerinizle görün.
Bu serseriliğe diyecek başka bir şey bulamıyorum...
"Hagi, Galatasaray'a transfer ettiği bazı futbolcular üzerinden para kazanıyordu".
HAGİ İYİ BİR İNSANDI AMA...
G.Saray'da Hagi'nin teknik direktörlük yaptığı dönemde forma giyen Frank De Boer, Rumen teknik adamı futbolculardan komisyon almakla suçladı. Hollandalı, "Hagi iyi bir insandı ve ilişkilerimiz de kendisiyle çok yolunda gidiyordu. Ancak G.Saray'a transfer ettiği oyunculardan komisyon aldığını düşünüyorum" dedi.
ONLARDAN PARA KAZANDI
Hagi'nin G.Saray gibi bir takımda oynayacak düzeyde olmayan futbolcuları transfer ettirdiğini ileri süren Frank De Boer, "Tamas ve Ovidiu Petre gibi iyi olmayan futbolcuları getirdi. Bunlar yeterli oyuncular değildi. Ancak Hagi bu transferlerin yapılmasını istedi ve bence onlardan para kazandı'' diye konuştu.
Değer ÖZERGÜN
Burada acikca Hagi'ye kuyruklu iftira var. Bu oyuncular Hagi zamaninda gelse bile, yine iftira. Kaldı ki hepimiz biliyoruz, De Boer boyle bir soylesi yapmadi.
Tepkiyi mutlaka ortaya koymak, bu rezil ve serefsiz adamlari teshir etmek lazim. Bu yalani uyduran karaktersizin bu meslegi birakana kadar pesinden kosmak lazim.
Ben kendi adima Basin Ahlak İlkeleri ile ilgili kurallari duzenleyen kurumlari bulup bunlara ihbarda bulunacagim.Bir sonuc elde edersem, sizleri haberdar edecegim...
AY hakkinda yukarida ki donek tanimi bizim yonetime de (daha kisik sesli olsa da) cuk diye oturur: Stad yapacagiz (fos), 10 yilda 7 sampiyonluk yasayacagiz (fos), Dunya klubu olacagiz (fos), 3 tane bomba trasfer yapacagiz (fos), mali sorunlari cozecegiz (fos).
Zaman zaman her toplumda boyle donek, kisiliksiz hatta yolsuzluklara karismis ve belki de yolsuzluklari yonetmis kisiler liderlik konumuna getirilirler. Donemin simgesi olurlar. Hatta bu eglim dunya capinda da kendini gosterebilir. Bu tiplerin en formda ve en cevik olani tepeye kurulur (bkz Mussolini, Hitler, vs). Zaman zaman boyle donemlerden gecilir. Bu pislikleri temizlemek sonunda hep sokaktaki insana duser, sanki baska hic isi gucu yokmus gibi sokaktaki insanin.
Su siralar yolsuzlugun ve pisligin diz boyu oldugu bir dunyadan geciyoruz. Futbol endustrisi de bundan yakasini siyaramaz. Futbol klupleri de siyiramaz. Ayni kazan icinde rekabet etmek zorunda olduklari icin komsunun yaptigi pisligi yapmak zorunda hissederler. Ve yaparlar! Sonra bunu aliskanlik haline getirdiklerine inananrak, koltuklarina mutlu bir sekilde yaslanirlar, artik kimse bir sey demiyor diye. Iste tam o sirada tokmak iner kafalarina (tarih oyle soyluyor). Cunku kendilerini uyanik, halki ise sapsal sanarlar.
Biraz fazla genelleme oldu ama AY olayini ve basinin tepkisini bir perspektife yerlestirmek icin gerekli. Bizimkilerin bu yolsuzluklari birak karsi cikmayi, hevesle ogrenme tutkulari var ancak ogrenme hizlari cok yavas. Bak AY nasil numaralar icat etmis, tekrar tekrar papagan gibi uyguluyor (herkes salak ya!), bizimkiler de ancak Hagi'ye yaptiklari gibi vefakarsizlik filan ogrenebilmisler.
Biri ilkolkuldan mezun olmak icin ter dokerken, otekisi isin profosoru olmus.
Okuyun bakalim sizi cakallar siziii. Meydan bos gorunuyor nasilsa.
Adının önünde profesör yazıyor, yani akademinin en kutsal rütbesi. Sırtını da yastlamış koca Hürriyet gazetesine, bir yandan yeni geldiği İstanbul'da kabul görme derdinde. Lakin bir türlü onu istediği kulübe almıyorlar, hep kapısında dolaşıyor. Bir yandan merdivenleri üçer-beşer tırmanarak kendine bir kimlik, bir hayat tarzı yaratma peşinde. Tam da bu yüzden bedava otel gezisi olsun ya da promosyon tatil, hiçbirini kaçırmadan balıklama atlıyor. Ama olmuyor, ona vize verilmiyor, aristokrasiye kabul görmüyor. Nur Çintay'ın erkek taklidi, akademinin Seray Sever'i tam da bu ret yüzünden öfkelendikçe öfkeleniyor. Ve mademki bir kere bile olsa muhatap alınmak istiyor, ondan bu fırsatı neden esirgeyelim ki?
Sifir bilgi sahibi olunan bir konuda kendinden emin bir sekilde ahkam kesmek hic bir zaman yapamayacagim bir sey.
Ali Atif Bir Anadolu Universitesinde iletisim fakultesinde hoca iken bir anda Hurriyet'te reklamcilik konusunda yazmaya baslayan , sonra da her nasilsa kitap, tiyatro ve sinema konusunda da kendini otorite ilan edip bir nevi hincal olmaya calisan bir adam. Simdi de futbol bilgisini konusturuyor demek. Rahmetli Oguz Aral guzel bir ayar vermisti.
: