Ayakta alkışlandı
İsviçre (LUZERN)
FAZIL SAY’ın yeni bestesi "Haremde 1001 Gece" adlı keman konçertosunu dinlemek için Luzern’e gittim.
Fazıl Say’ın yurtdışında gördüğü ilgiyi, sevgiyi mutlaka görmek gerekir.
Onu Rotterdam’da da dinlemiştim.
Yurtdışındaki temsilciliklerimizin Türk sanatını ve sanatçısını tanıtma konusunda çaba göstermelerine ihtiyacımız var.
İşte bu kişilerden biri Zürih Başkonsolosumuz Mehmet Emre.
Yıllardır müzikçilerimizin, yazarlarımızın buraya gelebilmesi için maddi ve manevi çaba gösteriyor.
Onun gibi diplomatlarımızın çoğalmasını dilerim.
* * *
FAZIL SAY’ı yalnız iyi bir piyanist olarak değil, iyi bir besteci olarak da kabul etmiş dinleyiciler.
2500 kişilik bir salon ve üç balkondan oluşan Luzern Konser Salonu, balkonlarına kadar doluydu.
Luzern Senfoni Orkestrası’nın şefi Amerikalı John Axelrod, genç kuşak orkestra yönetmenlerinden.
Konserin başlığı iki kelimeden oluşuyordu, "Egzotik ve Erotik".
Konserin ilk parçası; Mozart’ın Saray’dan Kız Kaçırma operasının uvertürüydü, ikinci parça; Fazıl Say’ın "Harem’de 1001 Gece" adlı keman konçertosuydu. Luzern Senfoni Orkestrası, Moldovalı genç kemancı Patricia Kopatchinskaja’ya eşlik etti.
Orkestranın seslendirdiği diğer besteciler; Joseph Haydn ve Maurice Ravel’di.
Genç solist oldukça başarılıydı.
Keman konçertosunun yerel havası yabancılar gibi benim de hoşuma gitti.
Fazıl Say, üstün icrası kadar besteleriyle de dinleyicilerin gözdesi bir sanatçı.
Konser bittikten sonra, Kopatchinskaja ile birlikte, Say kendi bestesi keman ve piyano sonatını seslendirdiler.
Türkiye’de birçok müziksever de Habertürk kanalından bu konseri canlı yayından dinleyebildiler.
Luzern’in nüfusu 60 bin.
Konser salonu yaklaşık 10 yıl önce yapılmış.
Fuayenin içine gölün suları girmiş. Salona gölün üstündeki tahta köprülerden geçerek giriyorsunuz.
Mimariye ayrı bir özellik katmış bu.
Konserden çıkarken daha kaydedilmiş CD’sini satın alabiliyorsunuz. Konsere gelemeyen yakınlarınıza hemen dinletme imkánınız oluyor böylelikle.
Konserin sonunda salondakiler, Fazıl Say ve orkestrayı dakikalarca ayakta alkışladılar.
Fazıl Say’ın besteci olarak da tanınması, çoksesli müziğimiz açısından çok önemli.
Çünkü Batı, çoksesli müziğin ülkemizde kabul gördüğünün kanıtı olarak, bestecilerimizi de merak ediyor. Fazıl Say bu sorunun da karşılığını veriyor.
Bir Türk sanatçısını yabancı bir ülkede dinlemek, insana ayrı bir onur veriyor.
* * *
SANIRIM televizyonları başındaki dinleyiciler de onun yabancı ülkede aldığı alkışlardan mutluluk duymuşlardır.
Dogan Hizlan.
www.hurriyet.com.tr