Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Tevfik Fikret
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
1993 yilinda Burdur'da 2 ay Bedelli akserlik yaptim.
Aramizda bedelli askerlik yapan, danistay üyesi hukukcu, ilce Savcisi, hatiri sayilir firmalarda özel sirketlerde hatirir sayilir görevde olan insanlar vardi.
Bircogunun, hemen hepsinin üc kurusluk bedava bir tost veya aksamlari gizli gizli bir kadeh RAKi icmek icin ne hallere düstügünü hatirladikca ülke icin icim CIZ ediyor.
Yüksek bir vicdan ve sosyal ahlak seviyesi gerektiren görevlerde olup böylesine basit "avantalar" icin kendini bu kadar kücük düsüren insanlar, daha büyük ödüller icin neler yapabilir, varin siz düsünün artik.
Turkiye'nin Avrupa Insan Haklari Mahkemesi "eski" temsilcisi Riza Turmen birkac aydir Milliyet'te yazilar yaziyor. Genelde yazilarinin konusunu Turkiye'de gundemi surekli mesgul eden olaylardan seciyor, analizlerini ise hukuksal zemine oturtuyor. On kose yazarindan dokuzunun dise dokunur birseyler yazamadigi bir ortamda cok degerli yazilar yaziyor bana gore. Yazilarindan bihaber olan arkadaslara tavsiye ederim.
Kerem Gulec wrote:Turkiye'nin Avrupa Insan Haklari Mahkemesi "eski" temsilcisi Riza Turmen birkac aydir Milliyet'te yazilar yaziyor. Genelde yazilarinin konusunu Turkiye'de gundemi surekli mesgul eden olaylardan seciyor, analizlerini ise hukuksal zemine oturtuyor. On kose yazarindan dokuzunun dise dokunur birseyler yazamadigi bir ortamda cok degerli yazilar yaziyor bana gore. Yazilarindan bihaber olan arkadaslara tavsiye ederim.
Adas, bahsettigin kisiyi ben de cok begeniyorum ve cok iyi hukuk formasyonu olan birisi diye duydum. Bana da cok tavsiye edilmisti okumam acisindan. Sagol koydugun icin.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
Ugur Sahin wrote:Abi 25 kilo balığa rapor veriyorlarsa zaten kapatalım ülkeyi gidelim.
Rüşvet falan dönüyordur kesin, ona bir şey demiyorum ama "Temiz raporu verdiler balık aldılar" diye de haber olmaz yahu; milletvekili bu adamlar.
Aydın Doğan'ın milletvekilleriyle vardır bir alıp veremediği.
Ugur
Yapma Ugur kardes, baliklari gulucukler dagitarak kasalar halinde yerlestirirken resimleri bile var. Bu ulkede artik hicbirsey beni sasirtmiyor. Bu arada bu sabah show tv'de bir haber gördum dehsete dustum, uc araba hirsizi mahalle basip camlari indiriyorlar jandarmaya meydan okuyorlar gerci jandarma da olay mahalline yarim saat sonra tesrif ediyor tabii bu uc kisi arazi oluyor. Bunlar bir de yaptiklari seyleri internete koymuslar Muslum Gurses muzigi esliginde. Elbette olayi okuyan icin komik gibi olabilir ben bu tipleri gordum dehsete dustum. Bu insanlar mantar gibi turedi genc nufusta buyuk cogunluk haline geldiler. Bu haberler hem de bir degil iki degil gunluk olagan hale gelmisler millet de kaniksamis, bugun postu deldiremeden eve gelelim yeter diyorlar. Yan baksan adami katir katir keser bunlar, normal rasyonel bir zeminde bulusmak mumkun degil. Bir de kamyon söföru olsa sasmayacagin ama ancak böyle cehaletin tavan yaptigi bir ulkede ummadigi yere gelebilen malum zat en az uc cocuk dogurun diyor. Akil alir gibi degil. Dedim ya rasyonalitenin bittigi bir yerin vahsi kabilelerden ne farki kalir. Ulke su anda Kongo'dan falan farskiz halde. Her yer bu kabilelerden kayniyor. En son Beyoglu'na gidisimi yazmistim felaket tehlikeli hale gelmis. Bu ulkede cocuk yapanin aklina sasarim. O cocuga yazik. Ben olsam her gun hop oturup hop kalkarim. O yuzden bu Aziz Yildirim, Ustunel, Mahmut Uslu gibi yoneticiler de beni sasirtmiyor.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
Ölüm ve felçlere yol açan beyin damarlarındaki anevrizmaya yol açan 3 gen bulundu. Böylece anevrizma riskinin kan testiyle saptanabilmesinin ve yeni tedavilerin önü açıldı. Beyin kanamalarının sırrını çözmede dev bir adım kabul edilen bu araştırma, 15 yıl sürdü. Araştırmanın liderliğini Yale Üniversitesi Beyin Cerrahisi Damar Hastalıkları (Nörovasküler) Bilim Dalı Başkanı ve Beyin Genetiği Programı Direktörü Prof Dr. Murat Günel yaptı. Prof. Dr. Günel'in, Dr. Richard Lifton ile yaptığı araştırma, genetik alanında dünyanın en saygın tıp dergilerinden Nature Genetics'de yayınlandı.
ANEVRİZMALAR, beyin damarlarında oluşan baloncuk şeklindeki şişlikler olarak tanımlanıyor. Belli bir büyüklüğe gelince patlayıp beyin kanamasına ve felce yol açıyor. Dünya çapında her sene yaklaşık 500 bin kişinin beyin damarları bu nedenle kanıyor. Anevrizma oluşumunda hem çevresel hem de genetik nedenlerin rol oynadığı biliniyor. Özellikle sigara içmek ve yüksek tansiyon, en önemli risk faktörleri. Anevrizma ayrıca kadınlarda daha sık görülüyor. Ancak, yıllarca sürdürülen araştırmalara rağmen anevrizmaya neden olan genetik nedenler bu çalışma sonuçlanana kadar bilinmiyordu.
Anevrizmaların sırrını çözmek için başlatılan 5 milyon dolar bütçeli araştırmada, Finlandiya, Hollanda ve Japonya'dan toplanan 10 binin üzerinde kan örneğin ele alındı, bunlardan elde edilen genetik materyel (DNA) kullanıldı. Bunların 2 bin 200'ü anevrizma hastalarından, 8 bini de sağlıklı, anevrizması olmayan insanlardan toplandı. Anevrizmaya bağlı beyin kanamalarının en sık görüldüğü ülkelerden Finlandiya ve Japonya özellikle araştırmaya dahil edildi. İlk olarak Avrupalı hastaların DNA'larındaki 300 bin değişik bölgeye bakıldı. Sonuçta 4 bölgedeki değişikliklerin anevrizma riskini arttırdığı belirlendi. Bu 4 bölgeden 3'ünün Japon hastalarda da risk faktörü olduğu ortaya çıktı. Böylece dünyanın çok değişik toplumlarını etkileyen 3 gen bölgesi bulunmuş oldu. Araştırma, dünyanın çeşitli bölgelerinde sürdürüldü. Merkezi, Prof. Dr. Murat Günel'in bulunduğu Yale Üniversitesi'ydi. Ekipte üç Türk doktor daha var: Dr. Kaya Bilgüvar, Dr. Yaşar Bayrı ve Dr. Zülfikar Arlıer.
Genler, kan testi ile bulunabilecek
Anevrizma genlerinin bulunması sayesinde beyin kanamalarının sırrı çözülmeye başlandı. Bulunan her üç genin de damarlardaki bozukluğu tamir eden kök hücreleri etkilediği belirlendi. Bu genlerdeki bozukluklar, beyin damarlarının sertleşerek erken yaşlarda bile yaşlanmalarına yol açıyor. Erken yaşlanmaya bağlı olarak anevrizmalar ortaya çıkıyor. Zamanla patlayarak beyin kanamalarına ve felçlere sebep oluyor. Bundan sonra ilk adım olarak, anevrizma riski yüksek hastalar, bir kan testi ile belirlenebilecek. Bu genler sayesinde hastalığın biyolojisi anlaşılabilecek ve yeni tedaviler geliştirilebilecek.
Prof. Dr. Günel yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Bu araştırma sayesinde basit bir kan testiyle beyin kanaması olmadan, anevrizma oluşma riski yüksek olan hastalar tespit edilebilecek. Anevrizma riski açısından önemli olduğu belirlenen 3 genden 1'indeki bozukluklar hastalık riskini yaklaşık 1.5 kat artırıyor. Eğer bir kişide 3 genin 3'ü de bozuksa anevrizma, dolayısıyla felç riski yaklaşık 3 katına çıkıyor. Riski yüksek olan kişiler belirlenince, radyolojik tetkiklerle (MR anjiyo, KT anjiyo) takip edilebilecek ve anevrizma oluşumu belirlenebilirse, anevrizma patlamadan cerrahi veya damar içi yöntemler kullanılarak tedavi edilebilecek. Bu testlerin en geç iki sene içinde genel kullanıma girmesi bekleniyor."
Dun Ufuk'la Barbaraos bulvarinin kopru cikisina donus yerinde bir polis memurunun "insanlarimiza" bir trafik kuralini uygulatmaya calismasini ibretle ama gulerek seyrettik.
Adam herhalde 1 saat gibi bir sure icinde 100 arabaya oradan cift serit yapilmayacagini anlatti.Adami deli ettiler, Ufuk'la herif ne zaman cozutur ve havaya sikmaya baslar diye beklemeye basladik."Ben kimim biliyormusun"culardan, "evim 3 metre ilerde diyenlere"," baska yol yok buraya girmem lazimcilardan", "plakam 10 ben buranin yabancisiyim" diyenlere kadar adam hepsine direndi belediye gorev araclari dahil kimseyi salmadi.Ikinci seridi acanlari buyuk bir kararlilikla o sikisiklikta geri vitese taktirip geri gonderdi yolu tekrar tek seride dusurdu.
Bir yarim saat sonra en sonunda sinirlerini tuketti , goz gore gore hala gelmekte olan insan guruhunu biraz da yuksek sesle uyardi. Mercedes'li patron kilikli (su an buyuk ihtimal fiziki olark polise mukavemetten sobelenmistir)biri polisin ustune araba bile surdu (yada polis herifin onune atladi), polis buyuk bir vakurla isine devam etti en sonunda "Allahinizdan bulun, siz hakettiginiz sekilde yonetilmeye layik bir topluluksunuz " diyerek geri cekildi.Karismadi ve kopru trafigi Besiktas iskelesinden, barbarosun ustunden her yerden kitlendi.
Uzun lafin kisasi, hakediyoruz , herseyi ama herseyi...
Hurriyet'de Dunya Ekonomi Forumunun (WEF) hazirladigi bir raporu haber yapmislar. Gidip baktim haberin kaynagina, malum bu heriflere hic guven olmaz, herseyi istedikleri gibi yalan yapip abartabilirler. Dogru imis.
Rapor ulkeleri cinsiyet ayrimina gore siraliyor. Ya da kadinlar ne kadar erkekler kadar esit haklara sahip ona bakiyor. Bir kere bu cinsiyet ayrimi dedikleri herze her ulkede var. Birinci secilen Norvec'de bile kadinlar erkeklerin %82 haklara sahipmisler. Bakilan degerler, ekonomik haklar, egitimsel haklar, politik haklar, saglik ve yasama orani.
Neden astim butun bu olumsuzluklari? Cunku cok onemli. Senin kadinin cahil, sagliksiz, etkisiz, taciz ve tecavuz edilen biriyse, hor goruluyor, dovuluyor, yasama hakki verilmiyorsa o kadinin yetistirecegi cocuklar da o kadar sagliksiz, cahil, etkisiz, topluma faydali olmayan cocuklar olur. Toplumun cekirdegi ailedir. Aileyi birbirinden ayirir birine krallik birine kolelik yakistirirsan, o toplumun ileriye gitmesine olanak yoktur. Kadinlar ekonomik, politik, egitimsel olarak ulkeye faydali olamiyorlarsa o ulke nufusun yarisinin potansiyelini kullanamiyor demektir ve o ulkenin ekonomik, politik olarak icinde bulundugu kisir donguden, bulundugu yerden cikmasina IMKAN ASLA YOK DEMEKTIR.
Tabii bu listedeki son 30 ulkenin 21'inin yani %70'inin musluman ulkeler olmasinin, muslumanin kadina verdigi degeri de gosterdigini soylemek yanlis olmaz.
Ozan Ersoy wrote:Hurriyet'de Dunya Ekonomi Forumunun (WEF) hazirladigi bir raporu haber yapmislar. Gidip baktim haberin kaynagina, malum bu heriflere hic guven olmaz, herseyi istedikleri gibi yalan yapip abartabilirler. Dogru imis.
Rapor ulkeleri cinsiyet ayrimina gore siraliyor. Ya da kadinlar ne kadar erkekler kadar esit haklara sahip ona bakiyor. Bir kere bu cinsiyet ayrimi dedikleri herze her ulkede var. Birinci secilen Norvec'de bile kadinlar erkeklerin %82 haklara sahipmisler. Bakilan degerler, ekonomik haklar, egitimsel haklar, politik haklar, saglik ve yasama orani.
Neden astim butun bu olumsuzluklari? Cunku cok onemli. Senin kadinin cahil, sagliksiz, etkisiz, taciz ve tecavuz edilen biriyse, hor goruluyor, dovuluyor, yasama hakki verilmiyorsa o kadinin yetistirecegi cocuklar da o kadar sagliksiz, cahil, etkisiz, topluma faydali olmayan cocuklar olur. Toplumun cekirdegi ailedir. Aileyi birbirinden ayirir birine krallik birine kolelik yakistirirsan, o toplumun ileriye gitmesine olanak yoktur. Kadinlar ekonomik, politik, egitimsel olarak ulkeye faydali olamiyorlarsa o ulke nufusun yarisinin potansiyelini kullanamiyor demektir ve o ulkenin ekonomik, politik olarak icinde bulundugu kisir donguden, bulundugu yerden cikmasina IMKAN ASLA YOK DEMEKTIR.
Tabii bu listedeki son 30 ulkenin 21'inin yani %70'inin musluman ulkeler olmasinin, muslumanin kadina verdigi degeri de gosterdigini soylemek yanlis olmaz.
Ozan Ersoy
Ozan,
Bu haberi asmaya hazirlaniyordum,sen benden once asmissin.Her sene hazirlanan "Human Development Index" raporunda da senelerdir ayni yerlerdeyiz.(70.likle 80.lik)arasi.Daha gidecek cooook yol var.
Adnan Polat'ın şirketi Ege Seramik daralan talep ve risklere karşı yüzde 25 küçülecek.
Adnan Polat da kriz tedbiri aldı. Ege Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den İMKB'ye gönderilen açıklamada şirketin üretimde ve istihdamda yüzde 25 daralmaya gideceği belirtildi. Yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Konu: Sermaye Piyasası Kurulu’nun Seri:VIII, No: 39 sayılı Tebliği uyarınca yapılan açıklamadır.
Yönetim kurulumuzun bugün yaptığı toplantıda son günlerde yaşanan ekonomik krizin Şirketimiz üzerindeki etkisi ile ve alınabilecek tedbirler ayrıntılı olarak değerlendirmiştir. Yapılan inceleme, müzakere ve görüşmelerden sonra, artan maliyetler ve tüm pazarlardaki talep daralması ortamında, Şirketin rekabet gücünü
koruyabilmesi, esas faaliyetlerini sağlıklı bir yapıda sürdürebilmesi, mevcut banka risklerinin artmasının önlenmesi, mali yapının güçlendirilmesi ve kar elde edebilmesini sağlamak amacıyla;
- Yeteri kadar fırının kapatılarak mevcut üretimin yüzde 25 oranında düşürülmesine,
- Üretimdeki azalmaya paralel olarak gerekli kanuni prosedürler dikkate alınmak koşuluyla mevcut personel sayısının yüzde 25 oranında azaltılmasına,
- Yılbaşından beri yürürlükte olan tasarruf tedbirlerinin artırılarak uygulanmasına oybirliği ile karar verilmiştir.”
Spora merakli biri olarak elimden geldigince (ozellike Eurosport'tan voleybol) izliyorum. Evde ayrica NASN diye bir kanal var ve Kuzey Amerika spor networku anlamina geliyor Avrupa'ya yayin yapiyor. Ozellikle Amerikan kolej futbolunu izliyorum. Ohio'da iken arkadasimin tum arkadaslari fanatik Ohio State'li idiler ve lakaplari Buckeyes. Bana da bir suru forma, anahtarlik, kahve bardagi falan hediye etmislerdi. Haftaya bizdeki GS-FB rekabeti gibi Buckeyes-Michigan maci var. Ohio kirmizi beyaz Michigan ise FB renklerine sahip. Gecen hafta arkadaslar aradilar mutlak maci seyret diye. Cengiz abi diyor ya bizdeki serserilere, oysa Columbus'da Ohio State'in kampusunde bu mac oncesi ciddi olaylar olup arabalar yakiliyormus ve rakip takim taraftarlarina sopa falan atiliyormus. Netten bir arkadasin gönderdigi biraz mizah yuklu 'blind date' klibini gönderiyorum. Klip icin abarti diyen olabilir oysa fanatiklik bu boyutlardaymis bu iki takim arasinda. Kadinin Michigan'i tuttugunu ögrenince bizim elemanin suratindaki ifade muthis. http://www.youtube.com/watch?v=LXmu6pTctXw
Kerem kardesim benim ben Amerikada ayi yok demedim ki. Bunlar icip sican cinsinden hem de. Adlarini "cockeye" koysalarmis ya. Hayvan her yerde hayvan.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.