TSL 27. hafta:Galatasaray-Fenerbahce 0-1

[Omer K. KOCAOGLU]

Ozhan Canaydin pankarti tasiyan FB'yi niye alkisladik hic anlamiyorum?

Ne oldu yani gecmiste olanlar bitti mi simdi?
Seneye ayni pislikler devam etmiyecek mi Kadikoy'de?

Yapilanlari ne cabuk unutuyoruz ya da unutturuluyoruz?

Omer'in kapalinin onune gelipte poz vermesiyle, Volkan'in gotu ile top durdurmasinin arasinda farki var?

Bir saygi durusu ile, bir pankart ile;

Fikrim degismedi.Hepiniz hala oylesiniz.

[Cengiz Akgun]

Salih'i utandirmaya devam.



Osman Kiciman. Soyle Adnan agabeyine de GSTV'yi acsin. Iki kici kirik mac ozeti seyrettirecem (onunda yarisi husran) diye sacmalamasin. Ne zaman adam gibi FB'yi yenerler o zaman para istesin o uyanik.

Aslinda Leo gibi yuzunu Sarlo gibi boyar kafaya da o deve kusu tuyleri gibi peruk takarsa ne ala. Degilse kuru gurultu hic cekilmiyor.

[Selim Ugur]

Macin sonucu falan hava civa. Simdi asagidaki resme bir bakalim. Rijkaard derin derin bir seyler anlatiyor, Arda olan biteni anlamaya calisiyor, kafasi karismis. Tercuman genc ise cool bir sekilde tercume yapiyor. Iste bu senenin bence ozeti budur. Dunyanin parasini harcayip bir kadro kuruyorsun, Ingilizceyi bilmeden kafadan sallayan bir tercuman butun takimdaki iletisimden sorumlu. Inanilir gibi degil. Bu tercuman iki uc tane dil biliyor diye, bir de ucuza calismak istiyor diye almislar herhalde. Isin kotu yani tercumelerinden anladigim kadariyla bu cocuk futbolu ve sporu da bilmiyor. Futbol ve spor terimlerini alakasiz sekilde gunluk dilde sporla alakasi olmayan kelimelerle ceviriyor bazen.



Isin diger komik yani, Ingiltere'ye gidicem diye iskembeden atan Arda Ingilizce bilmiyor aval aval tercumana bakiyor. Bu sene her hafta sonu 4-5 saatini ayirsaydi Ingilizceyi sular seller gibi sokerdi. Ama gezip tozmaktan firsat bulamiyordur tabii.

Ayrica, bu takima Guney Amerikali hele de Brezilyali hic almayin kardesim, Alman alin, isvecli alin, hollandali alin, afrikali alin. Alacaginiz adam ya hirsli, basariya ac olacak ya da super is disiplini olacak. Cok da yetenekli olmayan, duz ama caliskan Fink ve Ernst'in Besiktas'a yaptigi katkiyi goruyoruz.

Ellerine saglik klavyene saglik, bu kadar guzel anlatilabilirdi.

Iddia ediyorum bu tercuman Mert'i TOEFL'a soksak ortalama skor sayilan 550'yi alamaz. Kapalicarsi'da bunun gibi 3 dil biliyorum diye gecinen bir cok kisi var, yaziktir bu adama verilen paralara.

[Kenan Atak]

Klup tam anlamiyla FB'e dönuyor. Subeyi Ali Ha$ha$ kurtaracakmis. Frank'i sorgulamislar, futbol bilmiyormus (ifadelerinden bu sonuc cikiyor). Seneler önce FB klubunde yasanan tartismalar da böyleydi, gerci onlar da kötuye gitsin bu tartismalar orda da olacak. Frank'in yerine Abdullah Avci gelecekmis. Gelsin bakalim. Aptallar, önce adam gibi tercuman getirin, bulmuslar gullabi suratli saklabani tercuman diye getirmisler. Yahu komik bile degil artik. Bu arada hatirlatirim Zico'ya neler deniyordu ilk sezonlarda ve sonra CL'de neler yapti ustelik CL'de basarili oldugu sene sezona kotu basladi diye ardindan tamtamlar caliniyordu. Getirsinler Abdullah Avci'yi TR liginde sampiyonluga, CL'de ve Avrupa'da sifir cekmege meyilli bir takim kursunlar, bu gerizekali tribunler zaten FB'i yenmekten baska sey dusunmuyor onlari mutlu ederler.

http://www.milliyet.com.tr/2010/03/29/index.html

[Hasan Tezcan]

Link söyle olacak galiba.

http://www.milliyet.com.tr/galatasaray- ... htm?ver=52

Abdullah Avci bana ters gelen isim degil, bilakis defalarca istedigimi belirttim. GS'in derdinden yerli TD anlar, altyapida görev yapmis bir insan daha faydali olur.

"Yaptigin transferleri begeniyormusun" basligi altinda bir yazi, ilginctir. Aylar önce neler yazildi cizildi simdi neler. Benim aklimda kalan ise "Harry'e bunu yapamazdik" lafi.

[Salih Bora]

Bence yukarıdaki haber masabaşı ürünü.
Milliyet'in GS muhabiri Rijkaard'a kızmış ve Ali Haşhaş'ın ağzından kendi düşüncelerini kağıda döküvermiş. Haşhaş'a atfedilen sözde demecin içindeki cümleler çok kof.
Bizde muhabirler kendilerini kulübün içinde "aileden" bir fert olarak görüyorlar.
Aslında muhabirlik genellikle köşe yazarlığı için atlama tahtası olarak görülüyor. Gazeteci, muhabirlik yaptığı evrede yöneticilerle ilişkilerini iyi kurarsa, yıllar içinde köşe sahibi olduğu zaman bu kez o köşede "Yönetim'in Sesi" olarak çalışıyor. Muhabirken de böyle.
Çok değil birkaç yıl önce İsmail Er diye muhabirlikten gelme birinin Tigana'ya basın toplantısında yaptığı saygısızlığı hatırlarım.
Acaba Milliyet muhabiri, bu "haber"i yöneticilerin teşvikiyle mi yazdı?
Öte yandan, Milliyet'in internet sayfasındaki haber kılığınaki metnin içindeki şu cümle dikkatimi çekti: "Bu arada yönetime yakın birçok kulüp üyesi Büyükşehir Belediyespor Teknik Direktörü Abdullah Avcı'nın, takımın başına getirilmesi halinde futbol takımına çok daha iyi bir yapılanma içine sokacağını ileri sürdüler."
Bre muhabir kardeşim, kendini ve başkalarını kandırma. G.Saray yönetimi Rijkaard aleyhine kulislerde mırın kırın etse bile onunla yolları ayıracak cesaretin ve yüreğin zerresi onlarda yoktur.
Neden yoktur? Çünkü futbol şubesinin iki yıllık müthiş başarısızlığın üstüne bir de Rijkaard gibi isim sahibi biriyle yolları ayırarak iyice şimşekleri üzerlerine çekmek istemezler.
Üstteki cümleyi okuyunca, acaba muhabir cimbom.org forumlarını mu dolaşmış diye içimden geçirdim. Malum, bu aralar yeniden yapılanma meselesi üzerinde çok duruyorum. Abdullah Avcı'yı da burada ben telaffuz etmiştim. Ama zannetmiyorum ki bu iki kavram GS yönetiminin gündemi olsun; bunlar sadece naçizane bendenizin gündemi.
Avrupa'nın top class kulüplerinden göz kamaştırıcı bir teklif almadığı müddetçe Sayın Rijkaard seneye de bu takımın başında kalacaktır. Bundan eminim.
Ama bundan böyle transfer dönemlerinin o pırıltılı şaşaasından eser kalmayacaktır.
Hem Lig'de ilk 2'ye girememenin hem de Şampiyonlar Ligi'ne kalamamanın çok büyük bir maddi külfeti olacak. Galatasaray futbol takımı da bu faturayı ödeyecek.
Bu yıl kaçan balık büyük oldu... Yönetim bunu belki bugün değil ama ileride çok iyi anlayacak.

[Murat Biricik]

Macin sonucu falan hava civa. Simdi asagidaki resme bir bakalim. Rijkaard derin derin bir seyler anlatiyor, Arda olan biteni anlamaya calisiyor, kafasi karismis. Tercuman genc ise cool bir sekilde tercume yapiyor. Iste bu senenin bence ozeti budur. Dunyanin parasini harcayip bir kadro kuruyorsun, Ingilizceyi bilmeden kafadan sallayan bir tercuman butun takimdaki iletisimden sorumlu. Inanilir gibi degil. Bu tercuman iki uc tane dil biliyor diye, bir de ucuza calismak istiyor diye almislar herhalde. Isin kotu yani tercumelerinden anladigim kadariyla bu cocuk futbolu ve sporu da bilmiyor. Futbol ve spor terimlerini alakasiz sekilde gunluk dilde sporla alakasi olmayan kelimelerle ceviriyor bazen.



Isin diger komik yani, Ingiltere'ye gidicem diye iskembeden atan Arda Ingilizce bilmiyor aval aval tercumana bakiyor. Bu sene her hafta sonu 4-5 saatini ayirsaydi Ingilizceyi sular seller gibi sokerdi. Ama gezip tozmaktan firsat bulamiyordur tabii.

Ayrica, bu takima Guney Amerikali hele de Brezilyali hic almayin kardesim, Alman alin, isvecli alin, hollandali alin, afrikali alin. Alacaginiz adam ya hirsli, basariya ac olacak ya da super is disiplini olacak. Cok da yetenekli olmayan, duz ama caliskan Fink ve Ernst'in Besiktas'a yaptigi katkiyi goruyoruz.

Florya da tanidigim bir arkadastan aldim haberi. Bu Jo denilen arkadas Subat ayinda baslayan Rio Karnavalinin kucuk bir uyarlamasini tasindigi evde hemen hemen her gece yapiyormus. Ne kadar dogrudur bilmiyorum derbi sonrasi o kadar uzulmus o kadar kederlenmis ki karnavala macin oynandigi Pazar aksamindan tam gaz vermis.

Bu elemana bonservis parasi sayilirsa gercekten uzulurum. Karalar baglamasin tabii ki hayat devam ediyor.

Bir tane sadece bir tane spor ahlaki olan topcu istiyorum. Futbolcular icin nasil Saglik Raporu yayinlaniyorsa GS taraftari icinde bir saglik raporu sart oldu.

[Murat Fahrioglu]

Jo ve arkadaslari ifade vermek icin polise goturulmus, menajeri bugun onu baska eve tasiyacagiz demis, arkadaslarini da Polat otele yerlestirecem demis ve ona gore komsular sikayeti cekmis ve olay tatliya baglandi.

Aslinda bu olay bazi seyleri acikliyor. Takimda olan yapancilarin cogu, GS'in basarisini pek takmiyorlar. Hatta Jo tatile gelmis havasinda. Nasil olsa alternatifim yok, hem de kiralik geldim biraz oynayip kondisyon depolayim havasinda.

Dos Santos'un da tek derdi Dunya kupasi icin antreman yapmak.

Elano zaten milli takimda yeri garanti cok kasmadan suya sabuna bulasmadan oynayim, pek sorumluluk almayim havasinda. En azinda duran toplarda en ondeki defans adamini atlatabilse basari sayacagiz.

Kewell zaten malum, kontratini tedavi olarak bitirecek ki milli takima saglikli donsun. 6 hafta demislerdi nerdeyse 2 ay oldu. O da degisik tur bir tatil yapiyor. Donerse de kac mac oynaycak iste kalmis zaten 7 mac gorunuse gore 2 mac daha oynayamaz, sonra da yavas yavas alistirmak lazim derken son 3 mac oynayacak duruma gelirse o da cok kasmadan sezonu kapatir. Zaten oynadigi bolgede Arda ve Dos Santos var.

Leo Franco'ya yorum bile yapmiyorum. Neticede bos kaleye gol atamayan forvetlerimiz varken adami niye 25 metreden gol yedi diye suclayalim. Onu israrla kaleye koyanlar dusunsun.

Ne kaldi? Neill en azindan fena degil. Baros dersek tam takima girecekken pimi cekilmis bomba gibi gidip sari kart gordu gelen mac yok.

Neyse fazla yazdim zaten pek okuyan da yok gibime geliyor benim yazdigim seyleri sonradan bircok kisi ilk defa yazilmis gibi yazarken goruyorum.

[Cengiz Akgun]

Ne guzel olmus? Ne kadar zibidi varsa toplarsan bir is yapacak diye boyle gider Londra da Paris de yer icer biyigini sivar sana da bu molozlari alir gelir. Bu getirilen adamlar adam olsa Ingiltere de el ustunde tutulurlardi. Ne kadar akillilar ki boyle kakaliyorlar is bilmiyene. Ben soyleyince hakaret ediyor GS buyuklerine, yoneticisine ayip oluyor deniyor. Bu adamlara hani Baskan yardimcisi filan gibi unvanlarla maas baglaniyor. Aldiklari parayi bugun benim diyen yonetici alamiyor bir sirkette Turkiyede. GS ile suradan buradan bir iliskisi oluyor muhakkak ve oradan nemalandiriliyor. Baskasi olsa bugun kovulup cikartilirdi. Ama aslan AP kadirsinas adamlarini koruyor. Var onunda bir cikari elbette. Polat Renesans'da boyle bir ahci ya da ne bileyim yoneticiye bu kadar para sayip geirsen herifte sana sadece kuru fasulya pisirse ya da her aksam musterisi yok diye penthouse'u acip alem yapip etrafta cibil karilar filan kosussa ve musteriyi filan aciz taciz etrse AP buna dayanir mi? Dayanmaz. Ama yirtilan GS'in yakasi olunca AP Nisan ayinda seri toplantilar yapacak oluyor. Suclu arayacak ya. Aynaya bakmasi yeter aslinda ama olmaaaz.. Suclu olarak da en az suclunun basini yakacak.

Yaptiklari esek ustunde borek kaptirmasi. Bizim Salih de hergun sayfa boyu yazip dursun. Transfer yapacak diye adam kayboluyor. Uc dort hafta yok. Izini tozunu guya kaybettirecek ya uyanik bomba patlatmak icin. Ondan sonra iskarta mali (buna pekala Elanor da dahil) gore kapa alip geiriyor. Adamlarla yapilan anlasma kapi gibi hicbir yerden bozamiyorsun. Herif oynamiyor ya da boyle alem yapiyor. Sahada yuruyecek hali yoktu o devenin. Dusunce kalkmasi dort bes saniye suruyor.

Hadi biriniz bu haftaki maci aciversin.

[Murat Biricik]

Selahattin Duman ve Galatasaray

Anladığım kadarı ile en sonunda tepesi atmış...
Bu Galatasaray için elli sene daha ışık yok
Tövbeee, kâhin değiliz.. Belki biraz feraset sahibiyiz.. Bizim ferasetimiz de iğne deliğinden Hindistan’ı görecek kadar değil.. Önümüze bakacak kadar.. Geldiler, spor servisinden.. Tahmin istediler.. Bildiğimizi söyledik.. Doğru çıktı.. Şimdi başlıktaki iddiamızı anlatma zamanı..

Kumar geni DNA’mıza girmiş bir kere..

İddiacılık genimizde var.. Dalda yan yana asılı iki erik gördüm mü “Var mısın bahse, soldakinin içinde kurt var..” diyenlerdenim..

O yüzden Pazar günkü maç için “Fener 1-0 alır..” dediğime bakıp şansıma hükmetmeyin..

“İlahi tüfek, attığın taşa bak.. Vurduğun kuşa bak..” durumu değildi o..

İşin içinde şans faktörünün minimum olduğu tek iddia konusu Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maçlardır..

Fenerbahçe’nin diğer maçları için iddialaşırım ama sonucu kestiremem..

Galatasaray maçları söz konusuysa tahminim şaşmaz..

Çünkü verilere bakıldığında bu maçlar iddia konusu olmaktan çıkıp, sosyal bilimlerin alanına giriyor..
***
Zekâ kaybetmez..

Başka bir deyişle zekâ sürekli kaybetmez.. Aptallık şansla bazen kazanır o da sürekli olmaz..

İşin sırrı burada..

Bana göre Galatasaray kulübünü oluşturan faktörler yan yana getirildiğinde açıkça görülen bir zekâ yetmezliği var.. Total zekâdan, averaj zekâdan söz ediyorum..

Gerekçelerimi anlatacağım ki hallerini Galatasaray camiası da bilsin.. Sonucu kabullensin.. Gereksiz yere acı çekmesin..

Bizim memlekette bu biraz zor..

Neden derseniz, bizde analar, babalar çocuklarının sersem olabileceği ihtimalini asla kabullenmezler..

O yüzden de rehber eğitimcilerin tavsiyeleri bir kulaklarından girip diğer kulaklarından çıkar.. Garsonluğu zor hak edecek çocuklarını atom mühendisi yapmaya uğraşırlar..

ÖNCE YÖNETİM

Ortam böyle olunca Galatasaray takımına bu gözle bakmak lazım..

Yönetimden başlayalım..

Kulüp yöneticileri kendilerini “mavi kanlı” zanneden köy kökenli çakma aristokratlardan oluşur.. Çakmadan kasıt yerli cins aristokratlar..

Herkesin aynı boyda olduğu bir ortamda, kendilerinden başka herkese tepeden bakma refleksi sadece bunlardadır.. Okulun geleneklerinden asalet üretirken, kendilerinden olmayan hiçbir akla itibar etmezler..

İş hayatları da sıradandır..

Galatasaray takımı daha kendi parasını kendi kazanan başkan görmemiştir.. Mirası ya babadan devralıp batırmışlar ya da küçültmüşlerdir..

Bir kısım başkan da devletin hazinesinden geçinirken yönetmiştir kulübü..

Bu birinciye gelen dert..

Yapılan yanlışlar silsilesini anlatmaya değil benim tapu tahsisli köşem, gazete yetmez.. Bir örnek vereyim..

Takımın geçen sene De Sanctis diye iyi bir kalecisi vardı.. Tesadüfen bulunmuş.. Adam İtalya milli takımının üçüncü kalecisiydi..

Bu yaz Latin Amerika’daki kupada ikinci kaleci oldu.. Önümüzdeki dünya kupasına da milli takımın bir numarası Buffon sakat olduğu için muhtemelen De Sanctis birinci kaleci olarak gidecek..
***

Galatasaray yönetimi ne yaptı? Bu adamı sebepsiz evine yolladı..

Tabii işin içinde, hayatlarında mahalle arasında bile futbol oynamadıkları halde en iddialı yazıları yazan medyadaki “kanaat önderlerinin” de dolduruşu var..

De Sanctis kovulmaktan beter edildi, yerine İspanya’nın sıradan bir takımının üçüncü kalecisi getirildi.. Fener maçında topu yumurtlayıp, ıslıklansın niyetine..

Yönetimin kalibresi için “Takımın renklerini kaybettiler..” demek bile yeterli..

Sarı kırmızı renkler tarihten kazındı, yerine bordo ile çocuk kakası sarısı kondu.. Kimseye görüş sorulmadan..

NİYE SORSUNLAR?

Niye sorsunlar ki? Aristokratlar ayak takımından görüş alır mı?

Bir yazı bulmuşlar, eski gazetelerin birinden.. Orada öyle yazıyormuş da ondan değiştirmişler..

Yahu o dönemde kim hangi kumaşı bulursa o renkte diktiriyordu formasını..

Sırada Ali Sami Yen’in adını tarihten kazımak var.. Yeni stadyum yapıyorlar ya! Bulacakları ismi görünce tarih bilinçlerini daha iyi anlayacaksınız..

Taraftar için de tespitimiz var..

Yani aktif taraftar.. Maçlarda tribün dolduranlar.. Maç oynanırken “arabeks şarkı” nizamında tezahürat yapanlar..

Özel tezahürat dedikleri o şarkılarla futbolcular sahada uyumuyorsa iyidir..

Seyirci maçlarda ne hakemi ne rakip takımı baskı altına alabiliyor.. Ne de oyuna tempo verebiliyor..

Sen arka arkaya beş gol at.. Tribünden çıkan ses aynı.. En baygın Yeşilçam melodramlarının fon müziği kıvamında inleme:

“Bizim takııım.. Sen çok yaşaaaa..”

Futbolculara gelelim..

Futbol on sekiz kurallı enayi bir oyun.. O yüzden herkes teknik direktör.. Zeki olan sahada, kenarda fark yaratıyor..

Bana göre takımın ortalama futbol zekâsı doksan civarında.. Tüzel kişilik değil de birey söz konusu olsa liseyi zar zor bitirir..

Hizmet sektöründe, marifet gerektirmeyen bir işi zor bulur..
***

Takımın hâlâ sıkı bir talibi çıkmayan yıldızı Arda iki hafta evvel etrafındakilere bakıp kendini “futbol dâhisi” ilân etti..

Bunu söyleyen, kazandığı ilk para ile altına altı yüz bin dolarlık Aston Martin çeken bir adam..

Ne kendisini maddi açıdan kurtarmış daha.. Ne de düne kadar dürüst bir emekçinin eline bakan ailesini.. Aston Martin’i gazlayıp takımı kurtaracak..

Allah vermesin ama bir pis sakatlık bu tatlı hayatı bitirebilir, gerçeğini idrak edemeyen birine takımın kaptanlığı veriliyor..

O da kaptanlığı verenlere ve cebindeki paraya bakıp “Ben dâhiyim..” diye konuşuyor..

Sonuç olarak yönetime, aktif taraftara ve kaptana bakıyorum.. O yüzden Galatasaray taraftarı için “elli yıl daha ışık yok..” diyorum..

Bir elli yıl geçmeli ki camiada gen değişikliği yaşansın, tek ihtimal bu..

Ne demiş cahil lala.. “İhtimaldir padişahım, belki derya tutuşa..”

[Ozgur A. Boztepe]

Selahattin Duman cok duygusal yazmis. Yazim sekli, mizaci budur. Beyefendilik cizgileri icindede kaldigi icin saygi duyarim.

Ama katilmiyorum. Klup kafa ile yonetilir, kalple degil. Kafa ile yonetilen bir kurum ise duygusal elestirilmez. Gerci Mehmet Ali Birand'dan "hakkimiz hella degil" turu bir yazi okuduktan sonra, bu yazi birsey degil.

Oyuncular kazanmak istediler, kazanamadilar, hepsi bu. Ustun oynadik diyecegim ama hep oyle oynadigimiz ve cogunlukla bu sekilde salakca kaybettigimiz icin komik olacak.

Bu arada Adnan Polat'in "Rijkaard kalicak" aciklamasi son derece mutlu edici. De santis gibi bugun "herkezi gonderin yeni takim kurun" diyenler, onlarin arkasindanda aglayip yeni gelenleri elestiricekler. Bu sistem Galatasaray'a rant sagladigi surecede boyle gidip durucak.

Murat bey'in anlattigi hikayedeki zar zor merdivenleri oy vermek icin cikan Galatasaray'lilardir duygusal olunmasi gereken konu, futbol takiminin yonetimi degil. Cunku Galatasaray o yasli beydir, futbol takimi degil.

[Cengiz Akgun]

Bir yerden alinti yaparken alinan yerin linkini verme nezaketini de akliniza getirin lutfen. Su yukarda o yazinin basligini "Selahattin Duman ve Galatasary" sandim. Hatta yazi nereden basliyor neresi Murat'in kendi yorumu belli bile degil. Kim yazmis bunu diye dusundum. Once yazinin linkini verelim.

http://www.yazarx.com/FYasamMagazin/sel ... 11561.aspx

Evet bazen linkler sonradan degisiyor ve yazinin kendisini de vermek lazim. o zaman da belli olsun siye " icine almak lazim. Yapilacak yorum da altina yapilmali.

Simdi gelelim yazinin icerigine. Adam ne guzel yazmis. Hele GS baskanlari hakkinda saptamasi benim burada soylediklerimle cakisiyor. Baba mirasi yiyen haramzadeler. O yuzden de GS iki yakasi bir araya gelmedigi gibi en buyuk borc bizde. Ayni sekilde devletten dilenmenin de baba mirasindan alisagelinmisligin ikinci ozelligi. Vergi borcunu sildirmekte ve devlet arazisini klube gecirtmekte rekortmenler. En son AP bununla ovunuyordu. Cekmece ve Kibrista kapilan rant harika. FB'ye her iddiali macta yenilmek neredeyse alin yazisi olacak be. Bu kabizligi mantikli aciklamaya imkan yok.

Arda konusunda yazdiklari ise burada bazilarina kurdesen dokturecek cinsten. Ben araba kullanmayi sevmem diye orada burada ara gazi verip guya olgunluk taslayan ama 600 bin dolara araba almasindaki celiskiyi goremeyen garibanlar cok. Bu ara nameleri nasil yutuyorlar bilemiyorum. Alsin elbette parayi kazanan o. Ota da verir boka da. Ama o paranin karsiligini vermiyorsa bu herife tapinma niye? Satsinlar FB'ye 16M Avroya eger Aziz hala istiyorsa.

Buyuk kaptan Aziz vermeli demis zaten. Ama buyuk kaptan Azerbeycan'da da dikis tuturamamis. Hala daha TD'lik lisansini almadi ya da alamadi gibime geliyor. O da biraz bu islerini hal etsin once Arda'ya cazgirlik edecegine.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=362

[Cengiz Akgun]

Ben bunun boyle oldugunu Hasan Sas anlatmadan da sanki 10'larca senedir biliyordum. GS yonetimi bu havayi dagatamayacak kadar angutlarla dolu olmasa bugun baska seylerlerden bahsediyor olacaktir. Hasan GS'li futbolcunun daha mac bitmeden yenildigini ifade ediyor. Hele mac bir de kadikoy'de ise diyor. Mondrogon mumlar yakmis soyunma odasii tutusturacakti. Seylerini optu ama nafile. O statda buyumu var nedir bilmiyorum. Iyi oynuyoruz yeniliyoruz kotu oynuyoruz yeniliyoruz. Mactan once uyku dur durak yok diyor adam. Siz hala burada onu bunu analiz edin sahada. Adamlar maca yenik cikiyorlar. dahasi var mi yahu.



Hasan'i futbolundan o calimlari yuzunden haz etmesemde cana yakin bulurdum. GS klubunun yedigi yavrular arasindadir. Kendisine ve onun gibi kacina bu klupten adam gibi ayrilmak nasip olmadi. Evet oynamak istediler filan ama artik bu cocuklara bir solen duzenleyip klubun basindaki sahtekarlarin bir seyler yapmasi gerektiginin zamani geciyor. Gerci gotumuzu aciyorlar diye yapmayacaklarini biliyorum. Bu arada Sivas macerasini anlatiyor. THY ne kadar lagarlik ettigini ispati. Sis de kar ksita Hasan Sas'in pilotlarin yaninda ne isi var. Ustelik jerif ayilip bayiliyor. eee ondan sonra Hollanda'da tarlaya inersin elbette.